bugün

boyunun uzaması ve beni geçmen 12 yaşında olduğun gerçeğini değiştirmez minik azman. hayır anlamıyorumki insan günde 2 litre sütü nasıl tüketir? zamanında boyunu geçmiş olduğum sevgili validemizin, şimdi beni senin boyunla ezmeye çalışması kanıma dokunuyor. söyle ona yiyosa kendini versin süte bu yaştan sonra bakalım işe yarayacak mı? * seni seviyorum bitanem ama suyuma gitmezsen sandalyeye çıkar döverim.
sevgiler boyu gayet ideal olan ablan.
kafamda demir tabanca parçaladığın zamanı hatırlıyorum lan ben senin.
çilli, çirkin bişeydin sen doğduğunda.
ilk defterimi parçalamıştında ne kadar ağlatmıştın beni.
ben kahvaltı masasına gelene kadar tüm sucukları yiyip 'abla sen yağını çok seviyosunya o yüzden sucukları ben yedim' dediğinde sana bağırsamda içimden yarasın sarıma diyorum oğlum ben.
test çözmek yerine senin saçma sapan proje ödevlerini yapan kim lan nankör herif.
bide 'abla sen çalış ben senin kazandığın paraları yerim' diyosun tü rezil.
bacaksız bide yalvar yakar telefon aldırdın.
daha 6.sınıfta kızlarla mesajlaşıyosun ne çabuk büyüdün lan sen !
büyüme oğlum kanıma dokunuyo sıpa.
senin geleceğini ben annem telefonda halama söylerken öğrendim ilk. ahh annem telefon konuşmasını duymayayım diye salonun kapısını kapatmıştı ben de pokemon izliyordum. neyse tabii ki de televizyonun sesini sonuna kadar dinlemiştim konuşmayı. sonra gittim ağladım odama. aslında 11 yaşındaydım ama ne biliyim geç büyüdüm ben de bakma sana sürekli çocuk muamelesi yaptığıma. geldin 10 yaşına işte. keşke küçük kalsaydın diyorum hep sana sen de hep evet diyorsun halbuki çocuklar büyümek ister sen de bi farklılık var bak orası kesin. daha birinci sınıftayken başladı okul sıkıntıların. idil, sınıfın gıcık kızı. gelip anlatıyosun böyle böyle yaptı diye. hep sana gerekli açıklamaları yapsamda içimden hep lan keşke benim de tek derdim idil olsa dedim. çok bitanesin sen ya artık senle oyun oynamayı hep reddediyorum ama valla redderken içim acıyo ama napayım sen söyle artık hamurdan evler yapmaktan sıkıntı geldi. neyse sana son aldığım bilim çocuk dergisinden origami kitapçığı çıktı söz akşam yapıcaz beraber!.
sevgili küçük kardeşim;

iyi ki hic olmadın iyi ki annem seni aldırmış ben cocuklarla hic anlaşamamda..
seni çok kıskanıyorum.. ama öyle niye onun arabası var benim yok tarzında bir kıskançlık değil bu.. seni çevrenden kıskanıyorum en çok ta sevgilinden... ben seni lanet olası 2 hafta görememişken ve sen o süreçte hep onun yanındayken arayıp ben eve geliyorum anahtarım yok evde ol diyorsun ya ben hemen gidip film alıyorum severiz izlemeyi diye yığınla konser dvd si alıyorum hangisini daha cok seversin bilmeden.. ve telefon bir kez daha çalıyor sospetto özgeyle geliyoruz diyorsun ben onu öldürmek alıp başını göremeyeceğin bir yerlere koymak istiyorum.. çünkü biliyorum kaybediyorum seni hayatımda seninle yaptıklarımı yapacak kimsem olmadığını bilmek acıtıyor içimi.. hiç bir erkeği sevmemem senin kadar buna rağmen yalandan aşk edebiyatları yapmam sarhoşken seninle.. acıtıyor içimi kardeşimi görmek için bir barda hiç sevmediğim tarzı yapan bir grubu izlemek ... sen o sahneden inene kadar son otobüsle eve dönmüş olmak... bugün konuştum seninle bana savunyorsun onu ben sana bize zaman bırakmıyo derken sen hala ben çağırdım diyorsun..anlamıyorsun sorunumuz benimleyken onu çağırman değil onunlayken beni unutman..hayatına dahil olamamam... yine küsemiyorum sana bu akşam küsüp sabah unutuyorum.. kardeşim seni sevgilini sevebilecek kadar çok seviyorum...
var olduğunu bilmek bile güzel bigün biyerde tanışmadan ölmeyiz inşallah kardeşim.
canım kardeşim sabahın köründe kalkıp işe gideceksin, ama bilgisayar fanının sesi yüzünden uyuyamıyorsun doğru düzgün.olsun arada kardeş kardeşe katlanır. seviyorum seni.
aramızda 2 yıl 2 ay 2 gün olmasına rağmen sen sen şubatta evleniyosun ya, hani o 1.95 lik nişanlın artık bizim eve daha çok gelicek ya, ben artık kimseyle kavga edemiycem ya sen okuldan mezun olur olmaz 1500 tl'yle işe başladın ya 22 yaşında ev bark sahibi olucaksın ya, kıskanıyorum seni.. kıs-ka-nı-yor-um.
canım kardeşim, aslında olmayan canım kardeşim, ben bu satırları sana bir büyüğün olarak yazıyorum.

iyi ki gelmemişsin len. velet. *
senin hiç doğmamış olmanı, kardeşim olmamanı dilerdim. aramızda kilometreler de olsa hayatımı mahvetmekten vazgecmiyorsun. aynı kanı taşıyıp, kardeş olamayan başka iki kişi var mıdır acaba. aynı anneden babadan olupta bu kadar zıt, bu kadar sevgisiz ve belki de en önemlisi bu kadar uzak nasıl olabildik. halbuki 2 yıl vardı aramızda. o anne babanın büyüttüğü evlat bensem sen büyürken biz nerdeydik diye düşünüyorum. hepimizin hayatının içine sıçtın ve sıçmaya devam ediyor,edeceksinde. içindeki canavarı nasıl göremedik. yoksa gördükte erteledik, görmezlikten mi geldik. nüfus cüzdanlarımızdaki soy isimler,anne ve babalar aynı olan iki insanız. hatırladığım güzel hiç birşey yok. var olan bir kardeşim var ama benim için hiç bir anlamı yok. hayatımızı mahvetmekten başka yaptığın hiç bir şey yok.
kardeşim..
artık gelmeyeceğini kabullenerek yaşıyorum..
benim hiç bi zaman ablam ve abimin olduğu gibi küçük bir kadeşim olmayacak..
seni eğitemeyeceğim..
senin oyuncaklarla oynamanı zevkle izleyemeyeceğim..
böylesi emin ol daha iyi..
bu kirli dünyaya gelip de günden güne kirlenmeyeceksin..
bunun için mutluyum..
sen hep içimdesin..
git diyince gitmeyen velet ben bu yazıyı sana yazdım.

Hayata şaşıran gözlerin kadar büyük olsun mutlulukların. annemin seni koruyup kolladığı kadar güvenli, kömür karası gözlerin kadar ışıltılı, benim seni sevdiğim kadar büyük olsun ideallerin. hep böyle tasasız akan çocukluk günleri bittiğinde yaptığın resimler kadar mutlu geçsin yaşamın. dumanı tüten ev, gülen güneş, top oynayan çocuk kadar naif ama güzel bir hayatın olur umarım. seni seviyorum.
şu hayatta yazı yazamayacağım tek varlık olman kötü be. keşke bir kardeşim olsaydı.
eşşek sıpası telin kapalı eve yarım saat geç geldin o yarım saatte neler kurdum ben biliyormusun.. ödüm bile ne tarafıma kaçacağını şaşırdı... son çare annemle sen dur ben çıkarım nerdedir diye kavgasına bile gitti... sen nasıl bir varlıksın küçük insanım benim. sensiz olmak mı allah korusun, canımın ta en içi ne kadar güzel yaşanacak şey varsa seni bulsun bebişim benim ablasının haylaz maymunu.
ama bana (bkz: kayışın koptuğu anlar) dan birini yaşattın bugün hele bir daha böle meraklandır yinede severim seni seviyorum seni
canımın yegane varlığı, herşeyim, en büyük aşkım.. iyiki annemlere yalvar yakar senin olmanda diretmişim. uzaktan seni izlerken gözlerim doluyor, sana her bakışımda.. sen doğduğunda ben 11 yaşındaydım. büyüyüşünü an ben an gördüm, izledim, yaşadım.. şimdi 17 yaşındasın, hayretle sana bakıyorum yine, o küçücük kız nasıl böyle benden uzun, bu kadar güzel bir genç kız oldu diye. herşeyimsin, ömrüm ve nefesim yettikçe..
selahattin yusuf, "niçin ağlıyorsun elisabeth, mutlu değil miyiz?" adlı kitabını ağabeyine ithaf etmişti. hemde çok hoş bir şekilde. aynen şöyle: "çocukluk kavgalarımızda babaannemin hakemliğine hiç güvenmemiş, o'nun her defasında benim tarafımı tutmasını asla içine sindirememiş olan ağabeyime; mehmet yusuf'a." bir de "sirenleri taşa tutun" adlı kitabının ithafı var ki, okunmaya değer.
şuan karşımda oturmuş ablam kalksa şu pc başından ben otursam dediğini biliyorum , ama domuzluğumdan seni kıvrandırıyorum .
merhaba kardeşim;
seni hiç görmedim ama varlığından haberdarım.
şuan için birşey hissetmiyorum sana karşı.
hoşçakal.
bıktım senle artık yarışa girmekten. annem seni daha çok seviyor diye sürekli kendimi kanıtlama çabasından. evin iyi terbileyi söz dinleyen çocuğu olmandan. hiç hata yapmamandan. çalışkan, zeki ve benden daha fazla para kazanmandan. sürekli birbirimize laf sokma yarışından. 11 yıldır dışarda yaşamama rahmen senin yurtdışına gitme ihtimalinin bile ailemi kahretmesinden. biz birbirimizi sevemedik bir türlü. hiç kardeş gibi hissedemedik. hata kimde bilmiyorum ama ben kardeşim olmasını çok isterdim.

edit:öğrenmiş bulunmaktayımki kardeşim yazılım mühendisi olarak google'da işe girmiş ve coliforniaya ana merkeze çalışmaya gidecekmiş. şurda dr. ünvanımımı almaya az kalmış ve tamda kerdeşimi geçtim diyecekken yapılırmı bu bana. artık yarışcak bir durumda dğeilim sanırım geriye sadece kabullunme kalıyor.
keşke farklı olsaydı herşey... ama olmadı yaklaştıkça uzaklaştık... uzaklaştıkça da kaybolduk...
kusura bakma gerizekalısın.
gerçekleri göremiyorsun, gözüne sokuyorum bakmıyorsun yine.
keşke biraz bana çekseydin yavrucağım.
zamanla anlarsın. öptüm.
özledim kız seni. şimdi benden binlerce kilometre uzaktasın. eskisi gibi sevgililerime hediyeleri sen seçmiyorsun, zevksiz ben seçiyorum. onlar da beğenmiyor. olsun. gelsen de sıkışınca ben uyurken cebime para koysan. annem de yapmıyor bunu. özledim lan seni. valla.
sigaran olsa çakmağın yoktu, sevgilin olsa yanında değildi, telefonun varsa kontürün yoktu, şimdi hepsi var bu kez de işin yok. hay ben bu şansının...
bana bak kızım;

az ye de kendine bir parfüm al. yeter be benden çok sen kullanıyorsun parfümlerimi.
ben kendime kıyafet aldığım zaman, "yine para mı harcadın" diyerek annemi babamı bana kızmaları için kışkırttıktan sonra, o kıyafetleri bütün yüzsüzlüğünle sırtına geçirip, okula gitme.
kaybettiğin kolye olan tek altınımı bul, hiç olmazsa aramaya tenezzül et.
şimdilik bu kadar yavrucum.
*
sen ki evin en ergeni , en şımarığı , en marka tutkunu , en ağlayanı.. iyi ki varsın melekcan. senin büyümeni izlemek şaşırtıcı. küçük aşk maceralarında yanında olamasam da yanında bil beni. her sorununda arkanda her başarında gururlandığımı bil. en çok da özlediğimi bil. merak etme dershaneden kaçıp erkek arkadaşınla buluştuğunu annneme söylemedim. söylemem de. söz veriyorum sana pembe ugg alıcam.

ablan , arkadaşın , koruyucun.