bugün

kalbimin kapılarını pencerelerini sıkı sıkı kapattım. içerde sadece sen varsın ve oradan çıkmanın da imkanı yok. ruhum küçük bir kedi yavrusu ve sen o kedi yavrusunun en sevdiği oyuncağı, yün yumağısın. seninle kalbimi oylamak çok güzel ama bir gün başka bir kedi yavrusu gelir de o kapıları pencereleri açar içeri girerse bırakırım seninle oynamayı, sana aşık olmayı. O kedi yavrusunu alır içeri onunla oynarım, sevişirim onunla büyürüm. biliyorum sen beni sevmiyorsun zaten bu yüzden kedi yavrusu değil de benim yün yumağımsım. Tek başına seviyorum seni, tek başıma oynuyorum seninle çünkü sen cansız gibi hiçbir şeye karşılık vermiyorsun. ama dedim ya olsun ben seninle kalbimi oylamayı da çok seviyorum.
Bana yaptıklarından sonra hala senin yüzüne bakıyorum. Vaz geçemiyorum senden her ne kadar nefret etsem de. Sanırım yediremediğimden ama hala seni seviyorum ve bunu da bilsen keşke.
kadının sol omzunda,
terk edilmeyi bekleyen bir misafirim,
üstümdeki yükün ağırlığını unutmuş,
kapıyı çaldım.
kimse açmadı.
bir daha çaldım.
kimse açmadı, yine.
parmakları üzerinde dönüyordu dünya,
o gece beni fark eden tek şeyin sensörlü lamba olduğunu biliyordum.
üstümdeki yük daha da ağırlaşıyordu,
bir kadın merdivenlerde oturuyordu,
yakmadığı sigarasını elinde tutuyordu,
cebimden sigaramı çıkardım,
"ateşin var mı?" diye sordum.
"evet" dedi.
"madem ateşin var neden karanlıkta oturuyorsun?" diye sordum.
cevap vermedi.
sigaramı yaktı, kendininkini de yaktı.
yüzünde bir gülümseme yürüdü,
parmak uçlarım karıncalandı.
sigaramı düşürdüm merdivenlere,
kadın ayağa kalktı,
sigaramı ezdi ayaklarıyla,
sağ gözümü kaybettim,
parmaklarım kaskatı kesildi,
tırnaklarım ağrıyordu,
merdivenlere oturdum,
günlerden eylül gecelerden ise çarşambaydı.
üstümdeki leş kokusunu alabiliyordum,
kadın rahatsız oldu,
elleri, elleri ve ayakları,
tam önümde duruyor ve kesiliyordu.
gece ve kan pıhtısı.
yok bu gece.
yok bu kan.
o merdivenlerde kadına fısıldadım,
ölmek için zaman istedim kadından,
onun yanında ölüyüm,
gelin ve parçalayın cesedimi,
acıya acı olmuş bir dokunuşla geceyi,
ve aldanışla merdivenleri köprü sanarak,
onun yanında basamağım,
üstüme çıkıyor dualar,
bulaşıcı bir hastalık gibi kanımı akıtıyorum,
her kirpiği bir işarettir kadından,
bunu çocukluğumda biliyordum,
doğmadan ve hiç yaşamadan anlamsız,
ve şeftali ve vişne...
uykusuz bir nefes bulandı gözlerine,
kapıyı çalıyorum tekrar,
açan bir kadının cesedi,
susamış ve terk edilmiş,
gördüm ben o kadını,
dağın tepesinde oturup manzaraya sövmüştü,
yüzüme dokundum,
kesik dudaklarımdan artan bir ıslaklık,
ruhuma dokundu,
siyaha döndüm ve hareketsiz duruyorum,
nefes alışlarımı duyuyor kadın,
üzerime öksürüyordu nefretini,
hasta bir kavmin gelişi ve yıkılışını biliyor,
ne biliyorsan söyle,
kadın birden yaşlandı,
beynim buruştu,
felç geçirdim,
öldüğü merdivende gökyüzüne değen bir renk bırakmıştı,
bir dokunuşla utandıracak beni
içime zehir olan bir aldanışla bağıracak
kadına söylendim.
Nasıl da mayhoş gövdede yokluğu ikimizin,
kadın ölüme kavuştuğunda yorulur,
ve hep nefret ettiği gibi kalacak.
göz kapakları dünyaya açılan bir kapı,
göz kapaklarını çaldım,
açmadı,
göz bebeği ölmüştü,
taştan bir göz bıraktım,
bir arı kovanına attım,
6 ayrı yerde 6 farklı şekilde konuşan kadına baktım,
seslerini duydum 6 farklı tonunun birleşmesini,
aldatıldım,
mezarımdan çıktım aynaya baktım,
yüzüm değişmiş,
bir nefret işleniyormuş gibi çıkan gürültüye kesildim,
aşk ona kavuştuğunda temizlendi,
bana söylemek istemediği her şeyi mırıldandı,
dua ettim ona,
son nefesiyle irkildi,
vücudu buharlaşıyordu,
mavi bir duman yükseldi,
kör oldum,
oturdum baş ucuna,
"merdivenlerden" bahsettim,
oraya gittim,
kayboldum.
o bir daha gelmedi.
ben bir daha kapıyı çalmadım.
camdan bir kadın gibi öldü, buğuluydu...
cam kenarında sevdim bir süre,
camdan dudaklarıyla yüzümü kanattı,
sanırım öpmek istemişti.
Senin her sözcüğün, benim göğüs kafesimi çiçek bahçesine dönüştürürdü.
(bkz: buban nabuy)
Geri zekalı.
Kendime gelemezken, sana nasıl gelebilirdim.
Yataga kendimi yuzustu atip, ellerimi yastigin altina soktugum an hissettigim o huzur gibi ol sana dokundugumda, her kimsen, ne zaman seni bulacaksam, ne zaman sevebileceksem seni, o zaman da orada ol...
v.çocuk
merhaba, ben geldim yine, yeni bir sevgiyle.
allah' a o kadar dua ettım nolur benı sevdıgını anlayacagım ısaretler yollat bana dıye.. Gec oldu ama oldu be.
başkasından doğurduğun çocuğunun yaş gününü kutlarım. senin de yaş gününü kutlarım.
ha aklıma gelmişken: allah belanı vermedi mi hala?
Olmuyor sevgilim olsun diye dört koldan dua ediyorum ama rabbim vakti uygun bulmuyor olsa gerek bir türlü olmuyor.. Geçtiğim yollarda elimi tutanım da , oturduğum cafede karşıma geçenim de olmuyor; o sandalyeye senden başkası da yakışmıyor..
demin annemle konuştuk "neden olmadı anne?" Dedim binlerce kez sorduğum bu soruya bin birinciyi eklemeye çekinmeyerek..
"Bilmiyorum dedi bilmiyorum yüzün hiç gülmedi. Neden olmadı inan ben de bilmiyorum. " dedi sen bir annenin çaresizliğini biliyor musun sevgili beni yarım bıraktığına değil bir anneyi çaresiz bıraktığın için kızıyorum asıl sana.. ve annemden gözlerimdeki o acıyı gizleyemediğim için de kendime.. "hayırlısı buymuş." Dedim ve bitirdik konuşmayı.. kendi uydurduğum avuntularım idi "hayırlısı" demek , pek çok da inancım idi..
şu an bankta oturuyorum sevgili.. insanlar gelip geçiyor biri de durmuyor , bana gelen kimse olmuyor.. duruyorum sevgili. . Senin beni bıraktığın bankta duruyorum.. Bazı geceler başka sevgilileri aynı bankta görünce dualar ediyorum yangınım gibi kimseler yanmasın istiyorum benim evim zaten yanıyor komşulara sıçramasın istiyorum sevgili..
sen ne yapıyorsun şu an kendine eş diye seçtiğin insanla ? Siz de sahilde geziyor musunuz ? Belki bir kaç sene sonra size eşlik edecek minik elleri konuşuyor musunuz? Uykularım kaçıyor sevgili.. deliriyorum.. delirtiyorsun.. başkası nasıl yar oluyor yakın oluyor sana ? En çok aklıma takılan cümleler geliyor bana. Hani hiçbir şeyden bir şey yokken bana sorduğun o garip sorular "bir gün ben olmasam bana bir şey olursa bir başkası ile evlenir misin? " sorun.. ben de "evet evlenirim sevgilim bu hayat yalnız geçmez ama senin gibi sevmem " derdim ben ise sana hiç sormazdım bu soruyu evet ben sana bir kere bile sormadım çünkü dedim ki bu soruyu soran adamın benden sonrası yok , yoktur dedim sevgilim..
ama hayat bu ya bizi bitirişimizin daha bir yılı dolmadan bindin evlilik sandalına beni yitirişinin miladı o tarihtir sevgili... siz sandala binerken denizin ortasında unutulan bendim sevgili , yüzme bilirdim ama yüzemedim kaldım orada bana bir mucize gerekti sevgili denizin ortasını yaran beni oradan yürüten .. ben ne yüzebiliyorum ne yürüyebiliyorum ben hâla senin beni bırakıp gittiğin yerde bir mucize bekliyorum.

Birazdan kalkacağım buradan.. aile çay bahçesine gideceğim.. her gece gidiyorum önce bir sade soda içiyorum üstüne de iki çay... aileleri izliyorum , özendiğim aile ortamını izliyor ve insanlara dua ediyorum. . Bu güzelliğin değerini bilsinler diye çünkü ben yuva kurup kuramayacağımı bilmiyorum. Anneliğe bu kadar özenen ben , heveslerim içimde ölüp ölmeyeceğimi bilmiyorum. Sevgili ben neyi biliyorum biliyor musun ? Eğer bir gün ben anne olursam Üzgünüm sevgili işte o gün ben de seni unutmuş başka birini seviyor olacağım.. neyse bak gözlerim doldu gene ben gene gideyim içeyim sodamı , çayımı belki mucizeler bu gece olacaktır... Çocuklar geçiyor önümden çığlık çığlığa.. inan bir tanesine sahip olsam içimdeki tüm sessiz çığlıklar susacak , elimden tutanım olsa..
kredin tükeniyor haberin yok.
tüm bu yalanların içinden bir gerçek ol da çık karşıma, yoksa bunca yalanın içinde bir gerçek kaybolacak bir sen kaybolacaksın, umudum kalmayacak.
Bir gece vaktiydi yaşadıklarım. Hala aynı yerde olup olmadığından haberdar değilim. Bir peruk versin mevlam bana . Gezip göreyim.
ölmen için namaz kılıyorum.
Hakkinda hayirlisi neyse o olsun diyordum. Sonra "hakkinda hayirlisi yalcanizca ben olayim" diye dua etmeye basladim. Sahi sen hicbir duanda yer ayirdin mi bana?
Ya da bir duada yer verecek kadar deger verdin mi varligima? Bosver, soru isaretlerine cevap arama, ben yine en guzel sarkiyi sen diye basarim bagrima.
bi susar mısın.
kafamın içinde.
you are the one.
Serefsizsin
Oruspusun
Itsin
Kopeksin
Namussuzsun
Dusuncesizsin
Pezevenksin
Itoglu itsin
Gotsun
Boksun
Cissin
Vb vb simdi anladin mi tamam mi.
tespitler falan yapiyorum yaziyorum ama uzerine alinma. senle alakasi yok. aklima geldi bugun diyim dedim. yoksa senin ne ozel sevimli vs oldugunu biliyorum. daha da kusme bana ha.
merak iste.
zaten nokta atisi yapip yazdiklarim belli. okuyosan bil yani .
inandığın her neyse, evren midir nedir, onun aşkına bi ses ya da işaret ver. ver de atayım ilk adımı.
Olmadığın her yer gurbet.
end of the road. dinleyelim yine aynı anda hadi. sonra bi sigara yakalım. sonra sen gel.
''şimdi biz seninle biraz yürüyelim desek yol biter.bir yere otursak çay biter, sigara biter..biz seninle mutlu olalım desek sene biter, gençlik biter nasıl oldu anlamadan ömür biter.''