ellerin cebinde, başın önde, pet şişelere plaseler yaparak asude gezinmek. sorgulayıp duruyorsun işte, anlayamıyorsun bazı şeyleri, insanların hal ve hareketlerini. hele duygusal bir mevzu girdiyse bu anlamsızlığın içine eni konu düşünüyorsun. laf geçiremiyorsun aklına. lan dur tamam boşver diyorsun yine aynı çıkmazdasın. kimseyle de konuşup derdini de anlatamıyorsun. köşeye sıkışıp kalmışsın. zaman her şeyin ilacı diyorlar da ben inanmıyorum. unutmuyorsun. gittikçe güçsüzleşip hayata küsüyorsun. bir şans verilmeli. ikinci bir şanstan bahsetmiyorum. yani insanın hayatının kırılma anları vardır, belki bu şans dediğimiz, bize çok görülen lanet olgunun içinde barınır. belki de en çok bu konudan muzdarip ve dertliyimdir. yani tabiki herkes benim gibi bakmayabilir bu konulara. zaten bakamaz. kestirip atmak varken. kırık kalple bunları yazmak her babayiğidin de harcı değil. kendimi her zaman net ifade ettim. karşı tarafa ne istediğimi söyledim ama bir ben anlaşılmazım. öyle mi? kabul etmiyorum. ve ben de bunu anlamıyorum. seni anlayamıyorum fakat yine de bu anlamsızlığa kafa yoruyorum. garip bir adamım, seni anlayamamak bile hoşuma gidiyor. bilmiyorum.
bazen olayları akışına bırakmak iyidir.

tüm mücadeleni yaparsın, sonuna kadar sabr edersin. asla pes etmezsin. doğru bildiğinden de şaşmazsın. terk eden asla sen olmazsın. elinden ne geliyorsa yaptığına göre vicdanın da rahattır üstelik.

sonuç yine de hüsran mı ? o halde rıza makamına sığınırsın. taktirde yazılan, tedbirle bozulmaz arkadaşım.

kadere razı olan kederden kurtulur. her şeye kaadir olan ve hakim olan allah tır. biz bu noktada aciziz.
Anlamasinlar zaten, anlaşılmak istesek anlaşılır olmayı da biliriz.