bugün

belki de tüm insan evladının üstüne söyleyebilecek birşeyi oldugu tek anlamsızlıklar bütünü..
askin $udur sozluk anlami;
ariyorsun sen belani.

(bkz: nil karaibrahimgil)
sikindirik hikayelerde, aşk bi başlangıçtır. asıl çocuk ve asıl kız birbirlerini görürler ve çatang diye aşık olurlar. neymiş, aşk melekeleri oklarıyla bu elemanları, bi taraflarının orta yerinden vurmuşmuş... *
yok böyle bi şe.

olsa olsa yanılsamadır o ilk görüşte olan.

zaten böyle böyle sıçıldı aşkın ağzına. çatang diye başladığını iddia ettiğimiz için, aşkın sonsuz olabileceğine de inanamadık hatta. bir anlık bi şey oldu gözümüzde, uyuşturucu gibi oldu hatta, zamanla geçti falan...

geçmemeliydi halbuki. aşkın geçici bi şe olduğunu düşünürseniz, elbette geçici bi şe olur, geçmeyebileceğini de düşünmelisiniz, otu boku hızla tüketen toplum olduk diye aşk da 3 yıla sığdı a.k., olur mu böyle bi'şey?

bi arkadaşım var, aşık olmak istiyor.
bi tane daha var, o da istiyor aşık olmak.
hatta bi tane daha var, bi kız bulup sadece uyumak istediğini söyledi; evet, ben de güldüm önce ama içimden.
neyse, samimi bir istek olduğunu düşünerek şunu belirtmek istiyorum; çatadanak diye aşık olmak sağlıklı bi şey değildir ayrıca çok hoş bi beklenti olmakla birlikte boştur da.*bazen aşk, zamanla gelir, tanıdıkça, alıştıkça... eeöö, o zaman aşk olmaz o, alışkanlık olur, aşk dediğin yakıp kavurmalıdır, diye düşünebilirsiniz ama işte, bazen kolay olmuyor cancağazlarım. keşke ööle şıpıdık diye aşık olup çıkır çıkır yaşasaydık.

aşk bazen bi başlangıç değil, sadece sonuçtur. bir sürü tepkimeyle temeli atılmıştır, zamanla daha da gelişir, biz onu alışkanlık sanarız falan filan.

sonunda birbirlerine aşık oldulaaar. bundan güzel son mu olur? *
deprem gibidir..
bittiğinde geride ağır bir enkaz bırakır..
depreme benzer..
tamamen bitti desenizde, artçı şoklar yıllar boyu devam edebilir..
deprem gibidir.
ne zaman geleceğini bilemezsiniz.
yalnız iki insanın ortak bir yalnızlığı paylaşmasıdır...
malzemeler :

sevgi
mutluluk
heyecan
ihtiras
uykusuz geceler
alışkanlık
güzellik (süslemek için)

malzemelerimizi bir kaba koyup mikser yardımı ile bir güzel çırpın ve afiyetle için birazdan aşk kıpırtıları tüm bedeninizi saracak...
üzgün gül rengi..

ki$ide, " ben bi' boka bastım ama nedir çözemedim!? " hissiyatını uyandıran; gündüzün geceyi raksa davet ettiği hastalıklı ruhlar senfonisi^nde bis^e çıkan virtüöz..
çoğu zaman defolup gitmektir.
insanın yaşadığı, yaşamak istediği en büyük yanılsama. sevilme ihtiyacının en üst hali.
mantigin yok olup yerini mantiksizligin aldigi ve insanlarin bayila bayila oynadigi cogunlukla hazin sonla biten, ama bittigi vakit tekrardan yasanilmak istenen allahin belasi bir aliskanlıktir. herkesin ask tarifi farklidir ama askin bir tarifi vardir belkide ..... muzik gibi nedensizdir ask .....kim bilir?
dışarıdan bir madde olarak alınmadan hormonal dengeyi altüst ederek uçmamızı sağlayan en şiddetli insan duygusu. Bir tür delilik hali. Bu kriz insanı çekim duyduğu cinsle ilişkiye girmeye ve birleşmeye iter. şizofrenide olduğu gibi hayaller kurmaya ve doğaüstü bir gerçekliğe bizleri itiveren aşkın, şizofrenideki kadar ümitsiz olmayan tarafı doyurulabilmesi ve hafifleyebilmesidir. Aşkın şiddetine bağlı olarak, sonucu ölüme kadar gidebilir. Şiddetli tartışmalar, histeri krizi benzeri kavgalar sonucu ağır yaralanmalar da olabilir. Çok tehlikeli ve bağımlılık yapan bir durumdur. Beyindeki dophamine ve feril etilamine hormonları aşık olduğumuzda artar. Bunlar keyif hormonlarıdır. bu esnada da canlılık ve yaşama isteği veren seratonin hormonu azalır. Bu, gerçekliğe perde çekip, hayali yorgan diye örtünmeye benzer. Tek insana bağlı olarak hissedilen keyif duygusu ve yaşamdan koparan ve sadece bir amaca yönelten bir takıntı halidir. En çarpıcı yanı da yaşamı ve daha önceki yaşantılarımızı bize çarçabuk unutturabilmesidir. Yaşamımızdaki tek doğru ve "en iyi" aşık olduğumuz kişi oluverir. haz verdiği kadar en az acı da verebilir ve çoğunlukla zehirli bir zevktir. zehirli olmaması için şansımızın yaver gitmesi ve bizi zehirlemiycek bir insana karşı aşk duymamız gerekir. Bu da çok sık olmaz. Aşk kendimizi geri plana almamız gibi çok tehlikeli bir psikolojiyi çağıran, bir nevi bizi önemsizleştiren ve kendimizi unutturan bir aldatmacadır. Son derece mutlu, anlamlı, her zamankinden çok daha derin ve çocuksu hissettiğimiz için de sımsıkı bağlanırız ona. Ailesi olmayan biri, bir anda ailesine kavuşursa dünyalar onun olur. Onlara kavuşmadığı zaman da mutludur belki, ama kavuştuktan sonra onları kaybederse o eskiden mutlu olduğu yaşamı artık ona cehennem gibi görünür. Aşkı kaybetmek de bunun gibi bir şeydir. Kimse "onu tanımadığın zamanları hatırla bak mutluydun" diye sizi teselli edemez. Çünkü değerli bir şey artık kanınıza karışmıştır, onu sökmek hiç de kolay olmaz.
aşk; bir otobüstür binmesini bilmeli.. son durağa gelmeden inmesini bilmeli.. *
takıntılı, hastalıklı bi sevgi çeşidi.sonu hep skandal, hep rezalettir.bulaşmamalı uzaktan bakmalıdır.
bazen ne konuştuğumuzu unutturan hede.
keşke insanda reset tuşu olsa diye düşündüren duygu.
insanın özünde hissedip yaşayamadığını karşısında bulmasıdır.
kafada gerceklestirilen bir hayalin,dunyada bir bedenin icine konulmasi ve daha sonra o olmadiginin anlasilmasina kadar gecen hos bir o kadar da bizlerin bizlere oyunu olan surec
Ask kanatlarina takmis pençesini
sinsi bir rüzgar müjdeler
kirilgan
Pesine takil kos hadi
yetis ardindan
sana bir sevdadan
çaresiz çirpinislar müjdeler
ask sarhosu
sendeler
simdilerde senden arta kalan
tuzu kuru bir gerilim
sevgilim
sen gitmene bak
ben buradan bütün cesaretimle
baska kollara yelken açisini
seyredebilirim

uzaktan el sallayan
dizginlenememis
bir sevdacik törpüsü bu seni çagiran
karsiliginda gözlerinden süzülen
bir damla gülücük bekleyen
ve sen
çok sevecek
çok sevileceksin
bilirim
tirnaginin tekine ömrünü vereceksin
git baska tadlari yüregin tanimadan
git seni gönderdigime pisman olmadan
simsiki saril
bir an bile birakma
sende bilirsinki
istesem seni durdurabilirim
ama sen öyle bir sev ki
seni tutmaya gücüm yetmesin
sevgilim
ben buradan
yalniz basimada olsa
seni
ikinizin
birbirinizi
sevdiginizin
toplami kadar
sevebilirim

Ismail Cem Dogru
Hayatım Boyunca Pek Çok Şey OLdum Ama AŞIK OLmak OLabiLdiğim En GüzeL Şeydi!...
tek bilinmeyenli denklem kadar basit gorunup cok bılınmeyenlı denklem kadar karmasık, sacma ve ıcınden cıkılmaz olan hayat problemidir. orjini mutluluk olmakla beraber finali genelde enkazla sonuclanan, sabır sınırlarını zorlayan, hayata destekten cok kostek olan trajikomik bir olaydır.
Evinin seni içine sigdiramayacak kadar dar oldugunu fark edeceksin...
Sokaga fırlayacaksin...
Sokaklar da dar gelecek...
Tipki vücudunun yüregine dar geldigi gibi...
Ne denizin mavisi açacak içini, ne piril piril gökyüzü...
Kendini tasiyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin...
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"Önemli olan saglik."
"Yaşamak güzel."
"Boş ver, her şey unutulur."
Sen hiçbirini duymayacaksin...
Göz yaşlarindan etrafi göremez hale geleceksin...
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarinda ölmek
isteyecek kadar çok seveceksin...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"Ölüme çare bulundu" ya da "Yarin kiyamet kopacakmis" deseler basini
kaldirip Ne dedin?" diye sormayacaksin...
Yalniz kalmak isteyeceksin...
Hem de kalabaliklarin arasinda kaybolmak...
Ikisi de yetmeyecek...
Geçmişi düşüneceksin...
Neredeyse dakika dakika...
Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtigin yerlerden geçmek isteyeceksin...
Gittigin yerlere gitmek...
Bu sana hiç iyi gelmeyecek...
Ama bile bile yapacaksin...
Biri sana içindeki aciyi söküp atabilecegini söylese, kaçacaksin...
Aslinda kurtulmak istedigin halde, o aciyi yasamak için direneceksin...
Hayatinin geri kalanini onu düsünerek geçirmek isteyeceksin.
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksin...
Hiçbir şey oyalamayacak seni...
Ilaçlara siginacaksin...
Birkaç saat kafani bulandiran ama asla onu unutturmayan.
Sadece bir müddet buzlu camin arkasindan seyrettiren...
Bütün sarkilar sizin için yazilmis gibi gelecek...
Bogazin dügümlenecek, dinleyemeyeceksin...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahi iple çekeceksin...
Bazen de "Hiç günes dogmasa" diyeceksin...
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çikana sarilmak isteyeceksin

Nafile...
Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasini istedigin...
Her siçrayarak uyandiginda onun adini söyledigini fark edeceksin...
Telefonun çalmasini bekleyeceksin...
Aramayacagini bile bile...
Her çaldiginda yüregin agzina gelecek... > Aglamakli konuşacaksin arayanlarla...
Yüregin burkulacak...
Canin yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanip tutuşacaksin...
Defalarca aradigi günlerin kiymetini bilmedigin için kendinden nefret
edeceksin...
Yasadigin şehri terk etmek isteyeceksin...
Onunla hiçbir aninin olmadigi bir yerlere gidip yerleşmek...
Ama bir umut...
Onunla bir gün bir yerde karsilasma umudu...
Bu umut seni gitmekten alikoyacak...
Gel gitler içinde yasayacaksin...
Buna yasamak denirse...

****
Razi misin bütün bunlara?
Hazir misin sonunda ölüp ölüp dirilmeye?
O halde asik olabilirsin

Can Dündar * *
bir varmış, bir yokmuş .. ..
(#808178)