bugün

sanatçı zanaatçı naif bir hayvan.
karıncayla olan muhabbetlerinde cocuklara hep haylaz olarak lanse edilmis zavallı*
bir ağustos böceği (Cicadella viridis), türdeşleri gibi çok gürültücü bir böcektir. Gövdesinin arka kısmında hava kesecikleri üzerine yerleşmiş sağlı sollu iki plak vardır. Ağustos böceği, taş kadar sertleşmiş bu plakları çalarak o çok iyi bilinen sesini çıkarır. Plak, bağlı olduğu kas tarafından çekilip bırakılınca, boş bir teneke kutunun çıkardığı sese benzer bir ses oluşur. Böceğin yaptığı bu çekme-bırakma işlemi saniyede 500 kez tekrarlanır. Göğüs kalkanının karın tarafında bulunan uzantının açılıp kapanmasıyla ses yükselir veya alçalır. insan kulağı, saniyenin onda birinden daha kısa süreli açılıp kapanmaları, yani ses kesiklerini fark edemediği için ağustos böceğinin cızırtısı bize sürekli devam ediyormuş gibi gelir.
Esnek kanatları sayesinde Ağustos böcekleri çok yönlü uçuşlar yapabilirler. Ön kanat aşağı doğru iniş esnasında düzdür; kanat damarlarında baştan sona doğru bir hat geçer. Bu, tek yönlü bir menteşe gibi kanadın dış yarısının, yukarı çıkış esnasında aşağı doğru bükülmesini sağlayarak daha geniş bir hız kazanmasını sağlar.
karınca'nın ekürisi.*
karınca ile başrolü paylaştığı bir hikayeye sahip tembel böcek...
17 sene toprak altında uyuduktan sonra yeryüzüne cıkan ve bes haftada olen bocek.
şarkı söyleyen ehl i keyif.
bütün yaz saz çaldığı için anadolu lu olduğu düşünülen böcektir fakat buradaki saz agustos böceğinin yaşadığı ülkeye göre değişen bir müzik aletidir ama mutlaka telli bir çalgıdır. bunların milyonlarcasının hep birlikte yaşadığı muğla nın garajında kulakların sağır olma tehlikesi yüzünden uyarı tabelası asılması belediye yetkililerince gündeme getirilmiş fakat sonra unutulup gitmiştir...
sadece bir ayın değil , her ayın böceği olması gerekir. kendine biraz peygamber böceğini örnek almalıdır.
Kibrit kutusunun iç kısmından araba yapınca at rolüne soyunan böcek; kanatlarının gövde ile birleştiği yere bağlanan ipler, arkadaki kibrit kutusuna bağlanır. Kutuya küçük çakıl taşları, yaprak, meyve eklenerek istiap haddi saptanabilir. Bağlı unutursanız, ağaç yerine masada kuruyup, kalabilir.
bir diğer adı cırcır bocegi olmakla beraber, cırr cırr diye sabahlara kadar kafa silkme özelliği vardır. ayrıca şahsi kanaatimdir ki; bu hayvan küresel ısınmadan etkilenmez. zira ne ses tonundan kaybetmiştir ne de mesai saatinden. kutup ayıları uyuyamıyor, arılar ölüyor ama bu hayvan maşallah turp gibi. sayıları da sayılamayacak kadar fazla.

ey uykumun ırzına geçen eklembacaklı! sana sesleniyorum: neden 17 yıl toprak altında uyuduktan sonra yeryüzünde geçireceğin 5 aylık süreyi beynimi silkmekle geçiriyorsun?
*
geçtiğimiz sezonlarda fatih belediye tiyatrosu'nca sahnelenen, taner barlas'ın yazdığı 'ceviz ile karınca' adlı çocuk oyunundaki baş karekterlerden biri...
(bkz:sen hiç ağustos böceği gördün mü ?
hayır
istesen de göremezsin zaten ... )repliğiyle kafamıza kazınmış yılmaz erdoğan o ünlü tiyotrasında adı geçen böcek...
ağustos böceği yazboyunca saz çalıp şarkı söylemektedir. karaınca ise kendisini uyarır; "bak ağustos böceği kardeş, biraz çalış da kışın yiyecek bir şeyin olsun, sonra gelip benden bir şey isteme", der. ağustos böceği karındacın bu laflarına aldırmaz; saz çalıp şarkı söylemeye devam eder.
nihayeet kış gelir, karınca evinde yazdan hazırladığı yiyeceklerini yer, bir yandan da ağustos böceğinin kendisinden yiyecek istemeye gelmesini bekler. aradan uzun zaman geçer fakat ağustos böceği karıncanın evine gelmemektedir. kışın sonuna doğru karıncanın kapısı çalar. karınca "ağustos böceği şimdi benden yemek isteyecek" diye düşünür ve kapıyı açar. ağustos böceği limuzinden inerek gelir. karınca şaşkınlıkla sorar;
-sen bütün yaz saz çalıp şarkı söylüyordun bense çalışıyordum nasıl oldu da aldın bu limuzini?
- sonunda biribeni keşfetti ve büyük bir şarkıcı oldum; şimdi paris'e gidiyorum benden bir şey istiyor musun?
-la fontaine denen şerefsize benden selam söyle.
tembel hayvan.
Ağaçlarda, çalılarda,büyük otlarda yaşarlar. Sıcağı çok sever. Erkeğin karnının altındaki özel zarları birbirine sürterek güçlü sesler çıkarırlar.En yüksek ses çıkaran böceklerdendir.
dişileri sağır olan yalnızca erkekleri ses çıkarabilen böceklerdir.
2010 repertularlarını sunmaya gün itibariyle başlamışlardır.
BiR ağustosböceği doğmadan önce toprağın altındaki bir larvada ortalama 12 yıl bekler.
Evet, tam 12 yıl... 12 yıllık hapislikten sonra dünyaya gelen garibanın ömrü adında yazılıdır: Ağustos... Yani topu topu bir ay... Şarkı söyleyen yalnızca erkek ağustosböceğidir. Çünkü dişi, en güzel şarkıyı söyleyeni kendine eş seçecek.
Düşünsenize, 12 yıl toprağın altında bekle, dışarı çık. Ömrün bir ay... Buldun, buldun... Bulamadın, bir daha yok. Siz olsanız çalışır mıydınız?
*
tek şarkıyla ünlüdür kendisi. tek şarklılık ünlülerin ilahesi.
Ağustos böceklerinin yakınına minik mikrofonlar yerleştirilerek 158 desibellik bir ses çıkardıkları tespit edilmiş.Bu, bir el bombasının patlamasıyla aynı değerdedir. Eğer böceğin işitme organı karnının uzağında bir kapsülün içinde korunmuş konumda olmasaydı, böcek bu yüksek sesten dolayı sağır olurdu.
(bkz: sefa pezevengi)
daha öncede başlıkta yazıldığı gibi yıllar yılı toprak altında bir lavrada ( 17 yıl diyolarlar) bekleyip 3 ay yaşayan hayvandır. e tabi hayvan da olsa akıllı zaten 3 ay yaşıcam koy götüne gitsin düşüncesinde yaşarken bu cinsin bayanlarının güzel erkeklerden hoşlandıkları dedikodusu yayılmış bunların arasında, insan cinsinde de kızlar güldüren erkeklere veriyormuş varsayımından yola çıkarsak bence bu hayvanlar kafa zikmeyi seviyorlar.

neyse şarkı söyleyip kız düşürmeye çalışırken ağustos böceği eve kız atmak derdine düşer. yazın ormana götürüyodu; çayır çimen geze geze ohhh ohhh, bol oksijen hava güzel mehtaba karşı aşkın kenarında gezerken ne hikmetse eylül ekim ayında kış geliyor kar yağıyor. karınca pezevengi de 20 yıldır kamu da çalışan bir memurdur, işe ilk girdiğinde başvurduğu kooperatifin son taksidini bitirmiş ağız tadıyla evde mandalin soyup kestane kızartırken ağustos böceği kapıyı çalar. durumu izah eder soğukta kıçımız dondu bize bir battaniye bir oda verir misin? diye sual eder. karınca da bir posta da ben atarsam olur deyip üçlü çevirirler.

la fontaine'in burda vermek istediği mesaj gitar çalan erkekler kızı götürür, düz adam biraz zor. * *
http://webtv.hurriyet.com...klerinin-buyuk-sirri.aspx
güncel Önemli Başlıklar