bugün

An itibariyle "bir farkla" başlığıyla yayınlanan mektuptur.

--spoiler--
Ben Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı. 1952 yılında Diyarbakır Ergani’de doğdum. Bu ülkenin insanıyım. inşaat mühendisiyim. Bugüne dek kendi ülkem ve milletim için çalıştım ve gözlerimi de vatanımda yumacağım.

Spor sevdalısı, ama daha da fazla Fenerbahçe sevdalısıyım. Betondan da, futboldan da anlamam ondandır. Ama voleyboldan da anlarım, yelkenden de anlarım, basketboldan da anlarım, masa tenisinden de anlarım, yüzmeden de anlarım, kürekten de anlarım, atletizmden de bokstan da anlarım.

2000’e yakın sporcu evladım vardır benim. Hepsi birbirinden değerlidir, çünkü onlar Fenerbahçe forması giyerler. Onlar Fenerbahçe formasını çıkarır milli formayı giyer; ülkemin insanlarının yurtdışında göğsünü kabartır, gözlerini yaşartır mutluluk gözyaşı döktürürler.

Ben evlatlarımın hepsini ismen tanırım, nereden geldiklerini, nasıl sporcular olduklarını bilirim. Ben hepsinin akıttıkları helal terin, kazandıkları her başarının kefiliyim, hamisiyim. Çünkü ben Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Başkanıyım. 1990’dan bu yana kulübüme hizmet ettim. 1998’de "bir oy" farkla seçimi kazanıp başkan oldum. Herkesten de "bir farkım" oldu hep, çünkü ben Fenerbahçe’yi herkesten çok, canımdan, hayatımdan, kendimden çok sevdim.

Fenerbahçe’ye hayatımı adadım. Eşimi, çocuklarımı, işimi bıraktım gece demeden gündüz demeden Fenerbahçe’nin yolunda yürüdüm. Bu yolda hep doğru bildiklerimi yaptım. Kimsenin karşısında eğilmedim, bükülmedim. Çok eğilenler, çok sürünerek, yanımdan geçip gitmeye çalışanlar oldu ama zamanla hepsi ya ezildiler ya yok olup gittiler.

Sevenim de çok oldu sevmeyenim de. Beni kendilerine benzetemeyenler beni eğip bükemeyenler nefret etti benden. Kimsenin adamı olmadım, sadece Fenerbahçe’nin Başkanı, Fenerbahçe’nin adamı oldum. Asırlık bir çınara liderlik ettiğimi, Ulu Önder Atatürk’ün kulübüne başkanlık yaptığımı hiç aklımdan çıkarmadım. Onun gösterdiği yolda sporu sevdim, öğrettim, uyguladım. Hiç yanlış yola sapmadım, sapmak isteyene beni yanlış yola çekmek isteyene de hiç müsade etmedim.

Çalıştım, hep çalıştım. Amatör sporların Türkiye’nin geleceği gençler için ne kadar önemli olduğunu gördüm. Bu alanda liderlik ettim amatör şubelere devletten daha fazla yatırım yaptım. Popülizm yapıp tüm kaynakları futbola ayırmadım. Ülkemi, ülkemin uluslararası müsabakalarda, boksta, yelkende, atletizmde dalgalanacak şanlı bayrağını düşündüm.

Tesisler yaptım. Yeni sporcular yetişsin, "Bu ülkeden sporcu çıkmaz" diyenler Türk gencinin başarısını görsünler diye. Genç çocuklar önce Fenerbahçeli olsunlar, sonra ülkelerine milletlerine faydalı fertler olsunlar diye her yanda tesisler yaptım. Gençleri hep heveslendirdim, cesaretlendirdim. Minik takımdaki sporcularımın bile isimlerini öğrendim, antrenmanlarına gittim onlara moral verdim. Fenerbahçelilik nedir, nasıl Fenerbahçeli olunur, o çubuklu forma nasıl kutsaldır, öğrensinler diye mücadele ettim.

Çok mücadele ettim; sağlığımı verdim. Sağlığımdan ödün verdim ama Fenerbahçe sevdamdan ödün vermedim. Ameliyat masasından kalkıp takımımın başında deplasmana gittim. Beni gören taraftar stadyumları salonları doldurdu. Önce, onlar da bana kızdılar. Tribünde küfür ettirmedim, kavgaya, kargaşaya izin vermedim. Ama sonra onlar da anladılar her şeyin daha büyük bir Fenerbahçe yaratmak için olduğunu. Büyük Fenerbahçe taraftarı benim yaptıklarımı görüyor, biliyor. Onların bilmesi, onların görmesi kafi. Onların sevgisi bundan sonra bana yeter.

Beni eğip bükemeyenler, beni kendilerine benzetemeyenler meyve veren ağacı taşlayanlar baktılar ki taşladıkça ağaç inadına daha da büyüyor yakmaya karar verdiler ağacı. Kurguladıkları bir senaryo ile bugün beni hayatımın en büyük sevdası Fenerbahçe’den kopardılar. Yaktılar ağacı, yanan ağacın yerine yenisinin dikilemeyeceğini bilmeyenler. Ama ben de tükendim. Bu süreç beni çok yordu. Ruhum, bedenim iflas etti, artık daha fazla taşı da ateşi de taşıyamaz hale geldim. Bu süreci atlattığımda hayatımın geri kalan bölümünde Fenerbahçe artık sadece yüreğimde bir sevda olarak kalacak. Şimdi sadece bu yaşamakta olduğumuz süreçte yine kulübüme hizmet etmeye devam edeceğim. Bu geçiş sürecinin ardından da artık gururla taşıdığım ve namusumla, onurumla yerine getirmek adına gecemi gündüzüme kattığım şerefli görevim son bulacak. Ama içimdeki Fenerbahçe sevdası asla bitmeyecek.

Fenerbahçe sevdam cehennem donana kadar sürecek. Dar ağacında olsam da son sözüm hep Fenerbahçe olacak…


Tüm bu duygu ve düşüncelerin içerisindeyken, 14 vatan evladının hain saldırılar sonucu şehit olduğunu öğrenmem sıkıntımı ve üzüntümü daha da artırdı. Kaybettiğimiz, Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve ulusumuza da en derin duygularımla başsağlığı dileklerimi iletmek isterim.


Saygılarımla

Aziz Yıldırım
--spoiler--
(bkz: vasiyet)
bu defa da cumhurbaşkanına hitaben, cevaplarını bizim de merak ettiğimiz soruların oluşturduğu bir mektup yazmıştır büyük başkan.

--spoiler--
sayın cumhurbaşkanım,

yürütülmekte olan şike ve teşvik soruşturması adıyla anılan ve benim ve yönetici arkadaşlarımın tutuklu bulunduğumuz soruşturma hakkında bazı bilgileri ve özellikle de çarpıklıkları sizinle paylaşmak istiyorum. sizin şunu bilmenizi isterim ki, bizler de en az temiz benim, diyenler kadar temiziz.

silahlı örgüt kurmakla suçlanıyoruz

malumlarınız olduğu üzere 6222 sayılı sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanun, 14 Nisan 2011'de yürürlüğe girmiştir. yaşadığımız sürecin en başından bu yana bizler de ve kamuoyu da bizlerin bu kanun maddelerine göre yargılanacağımızı düşünüyorduk. ekte sizlere sunduğum tutuklama müzekkerelerinde bile açıkça gözükmektedir. ancak aradan geçen bir ayı aşkın sürenin sonunda gerçeğin bu olmadığını görmeye başladık. şike ve teşvik soruşturması'nı yürüten sayın savcı bizleri silahlı organize örgüt kurmaktan yargılamak üzere iddianame hazırlamaktadır. halbuki spor suçları için bir kanun çıkarılmıştır. 6222 sayılı kanun'un 23. maddesi; bu kanun kapsamına giren suçlardan dolayı yargılama yapmaya, hakimler ve savcılar yüksek kurulu'nun ihtisas mahkemesi olarak görevlendireceği asliye veya ağır ceza mahkemeleri yetkilidir demektedir.

savcı, sonuçları nasıl biliyor?

6222 sayılı kanun'un çıkmasından önce yasalarda şike ve teşvikle ilgili ceza hükmü bulunmamaktadır. dolayısıyla yasanın çıkmasından önce oynanmış maçlara ilişkin açılan bir soruşturmaya, örgütlü suç maskesi giydirilip sporda şiddet yasası'ndan yargılamaya çalışmak gibi tuhaf bir uygulama yapılmaya çalışılmaktadır.
sayın savcı son beş maçta şike olduğunu, maçların skorlarını maçlar oynanmadan önce bildiğini söylemiştir. yine benzer şekilde sayın savcı son maçımız olan sivasspor maçını kaybetmemiz veya berabere kalmamız ve şampiyon olamamamız halinde bu soruşturmayı açmayı düşünmediğini belirtmiştir.

O deliller bir an önce açıklansın

sayın savcı eğer bu kadar kesin bilgilere sahip idiyse bir hukuk adamı olarak yapması gereken cumhuriyet savcılığı'nda bir heyet teşkiliyle maç neticelerini skorlarıyla tespit ettirmekti. eğer bunu yapmış olsa idi şu anki kaos da ortadan kalkmış olurdu. bunu yapmamış ve yapmaya gerek dahi görmemiş olduğuna göre sayın savcı'nın elinde çok başka sağlam ve geçerli deliller olduğu düşünülmektedir. bu durumda da sayın savcı'nın yapması gereken 6222 sayılı Kanun'a göre 3. Ağır Ceza Mahkemeleri'nin olduğu yerlerdeki cumhuriyet savcılıkları'na soruşturma dosyalarını göndererek, davanın bir an önce açılmasını sağlamaktır.

hani gizlilik kararı vardı, ne oldu?

ancak hukuk ve kuralları bu kadar açık ve yapılması gerekenler bu kadar ortada iken sayın savcı, 2010'da başladığını öne sürdüğü bir Silahlı örgüt suçlaması ile bizleri yargılamak istemektedir. bu nasıl bir çarpıklıktır? şike soruşturması yapılırken neden her gün görüştüğüm sayın bakan, genel müdür, kulüp başkanları... gibi kişilerin hiçbiriyle, benimle ilgili soruşturma kapsamında görüşülmemekte, hiçbirine benimle ilgili soru sorulmamaktadır? kamuoyuna trabzonspor başkanı, ikinci başkanı ve bazı kişilerin ifadeleri gizlilik kararı olduğu gerekçesiyle verilmemekte ancak benim dahi göremediğim bana sorulacak sorular (telefon dinlemeleri kaynaklı) internet sitelerinde yayınlanmaktadır.

kulübümüze karşı tavır içinde

sayın savcı benden daha ünlü bir kişiyi alacağını söylemiştir. Bu kişi kimdir ve neden hâlâ çağırılmamış ya da gözaltına alınmamıştır? Bu durum akıllara Sayın Savcı'nın da aslında düştüğü hataların farkında olduğunu ya da kasten bana ve kulübümüze karşı bir tavır içerisinde olduğu düşüncesini akıllara getirmektedir.
sayın savcı da bilmektedir ki, olmayan suçları işkenceyle, dayakla, hakaretlerle çeşitli baskılar ve kamuoyunda kafa karışıklığı yaratarak meydana getiremezsiniz. adalet sonunda tecelli edecektir. ancak bu süre zarfında başta kulübümüz olmak üzere bizler ve türk sporu çok büyük kayıplar yaşayacaktır. bunların hesabını kim verecektir?

çarpıklıklar bir an önce giderilsin

yapılması gereken ivedilikle hukukun en temel kurallarının bu soruşturma için de işler duruma getirilmesi ve soruşturmadaki çarpıklıkların giderilerek bizlere ve kısaca türk sporuna adil yargılanma hakkının verilmesidir. bugün tüm bu çarpıklıkların neticesinde metris cezaevi'nde tutulan ben ve yönetici arkadaşlarım adına zamanı geldiğinde tüm çarpıklıkları gözler önüne serebilmeyi umuyorum.

saygılarımla
aziz yıldırım
--spoiler--
içerde dışarda her yerde şike.

-alo sayın hakim, ben özel kalem coşkun, cumhurbaşkanımı bağlıyorum.
-aloooo. evladım muhsin sen misin?
+evet sayın başkanım.
-muhsinciim şu azizi hemen çıkaralım, mağdur olmuş, iyi çocuktur kendisi. tamammı canım. hadi güzelim benim.
+baş üstüne efendim.

bunu mu bekliyor?

çoook beklersin aziz çoook...

--spoiler--
senin gibilere itibar etmek insanın kendi beyniyle alay etmesidir.
--spoiler--
selpak firmasının acilen fenerbahçe'ye sponsor olmasını gerektiren mektup. ağla ağla nereye kadar.
en çarpıcı yeri, direkt olarak ben temizim diyememesi olan mektup. yazık çok yazık.
çok sulu zırtlak bir mektup olmuş. dik dur lan biraz. ezilme bu kadar.
Gül'ün muhtemel cevabı;

(bkz: ağlama melis)
(bkz: aziz başkandan cumhurbaşkanına mektup)
(bkz: aramaya inanmak)
zarfın içinden tffye yazılmış bol miktarda çek çıkmıştır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar