bugün

(bkz: bronzlaşmak)
matrix'de karaktersiz hain cypher'ın ajan smith'e ekibini satarken restoranda gömdüğü etin ta kendisidir.

görsel
az pişmiş olarak tartıştığımız restaurantlarda steak houselerde pişirilen et genelde çiğ bile yenebilecek niteliktedir. zira eti yaşlandırma gbi bir kavram vardır. etin yumuşaklığı için et bir süre bekletilir yumuşar. kurbanda kestiğiniz danadan direkt olarak aaz pişmiş yerseniz hem lezzetsiz hemde hastalıklara davetiye çıkarır nitelikte olur ancak hem hayvan çiftliklerinin sağlık kontrolü hemde etin şoklanarak muhafaza edilmesi soğuk hava depolarında tutulması etlerin olası hastalık ihtimallerinin birçoğunu elimine etmektedir.
gelelim etin az pişmişliğine. az pişmiş dediğimiz et olarak kafanızda canlanan et aslında çok pişmiştir. nusrete gidipde çok pişmiş bir t bone steak isterseniz kesinlikle tamamen pişmiş et gelmez. içi kıtrmızı ve suludur. yani dışı kızarmış içi sulu kırmızımsı. az pişmiş olarak niteleyeceğiniz et döküm tava mangal vs yüksek ateşte 2 3 dakika çevrilerek servis edilir ve kabuktan en fazla yarım santime kadar pişer içi çiğ kalır. ancak yıllanmamış et değilse bu şekilde yenmesi önerilmez.

lezzetine gelince. tabii ki herkesin damak tadı farklıdır ancak yıllandırılmış(yıllandırılmış diyorum ama öyle yıllarca beklemiş et gelmiyodur umarım aklınıza. yıllandırılmış et tuz vs gibi basit ve etkili marinasyon yöntemleri ile bir yada birkaç ay soğutucuda ya da uygun koşullar sağlanmış odalarda bekletilmiş etlerdir) et kesinlikle tam pişirilmez. en fazla döküm tavada önünü arkasını 5er dakika mühürlersiniz. yoksa et ayakkabı kemirircesine sert ve tatsız olur. marinasyonlarınız etin suyu ile akar.

tabi ki bunu sevmeyenler için birçok öneride var. mühürlenmiş az pişmiş et sevmiyorsanız mühürlenen ete gerekli marinasyon işlemlerini yaparak kısık fırın ateşimde 4 5 saat pişerek hem suyunun kaybı önlenir hem de damağınıza uyabilecek kadar harika lokum gibi bir et olur.

not: etin mangal ya da tavda susuz haşlanmadan yapılması üzerine geçerli bunlar. haşlanmış, fırınlanmış etler için ise az pişmişlik tava yada mangaldaki aynı tadı vermeyecektir.
British derler bizim oralarda. Et fazla pişmez pişerse protein değeri körelir. Köfte ızgarada sadece alt üst pişer mesela ette kanını cekince alınır ızgaradan. Sulu kalır içi. Okadar.
Mmh yerim onu.
Et En az 4 en fazla 12 dk pişirilir.
20 dakikada zavallı etin suyunu saldırıp geri çektirenlerin sevmemesi olası ettir.
Sevmem.

Et dediğin pişecek.
tiksinç. tadı da berbat. kusmamak zor. o pembelik gitmeden et yenmez.
Cidden eti kanlı kanlı sevmek biraz sapkinliga giriyor.
Güzelce kızarmış hafif yüzeyi mühürlenmiş et gibi değildir. Et dediğin yanmış olur biraz.
az pişmiş et ile kanlı eti ayırt edemeyenlerin şaşırdığı şey.

ikisi farklı şeyler.
Hayvanı direkt ısırmakla, sürekli az pişmiş(rare) et yemenin bir farkı olmadığı düşüncesindeyim.

Etin sadece mühürlenerek, iç kısmının affedersiniz çiğ bırakılması sonucunda ola ki yemeye çalıştığınız hayvan türünde bir çeşit saçmalık, kontaminasyon varsa araya bir ısı bariyeri koymadan direkt bedeninize almış olacaksınız. Diğer taraftan, insan türünün bağırsakları hayvansal proteinleri sindirip tez elden atabilecek kadar kısa değildir. Bu da pişmiş ve denature olmuş proteinlerden kurtulmanın daha kolay olduğunu, rare olarak tüketilen etin bağırsakta bir miktar kokuşma yapabileceğini gösterir. Bu kokuşma ise bağırsak pH'sını değiştireceğinden florayı etkileyecek ve yine bir takım bakteriyel sorunlara yol açacaktır.

Demiyoruz ki Yanmış, welldone şekilde tüketin. Medium-well arası gayet tatminkardır ve gereken nem ve yumuşaklığı damağınıza sağlayacaktır.

Hah, rare Eti arada sırada zevkine tüketin. Bir Fırttan bir şey olmaz. Ayrıca hayvanın bölümleri farklı teknikler ister. Sadece abartmayın.
Edit: ekleme olarak, Antep yöresinde ateşe bir gösterilip çekilen etler genelde tike olarak adlandırılan küçük parçalar halinde tüketilir. Zaten 1 dakikadan fazla ateste bırakılırsa o et yanar.
Eskilerin yediği sekilde yemek tabiri de çarpıtma boyutuna girmektedir. Tütsülenmiş ve kurutulmuş et ile rare Eti karıştırmayalım.
Uzun süre yoğun nemli ortamda bekletilip az pişirilmişse inanılmaz lezzetli olur, mis gibi yenir.
kuru et kemirmekten iyidir, ben blue rare yiyorum ama herkes sevmek zorunda degil medium rare in uzerine cikarsa o et bi boka benzemez. akdeniz ve antep yoresinde de et atese bi gosterilip kaldirilir. yani bunun kokosluk vs alakasi yok et yemeyi bilmeyen cahil ve fakir comarlikla alakasi var. yemiyosunuz, yiyemiyosunuz haliyle bilmiyosunuz bari bok atmayin.
adı üstünde az yani yeterince pişmemiş ettir.

eğer bunun yeterli pişme aralığı olduğunu düşünüyorsanız bi ad bulun.

zira kast ettiğiniz şeyi az kavramı karşılamıyor.

az pişmiş et size az değil demek ki. öyleyse az demek niye?
isterseniz dünyanın en iyi mührünü yapın yine de yemeyecek olduğum et.

Pişmişini zor yiyorum.
kanlı olması tercih sebebidir.
sakallıoğlu'nun en sevdiği şekilde yediği ettir biz isviçrede iken diye başlayan konu, ara ara kanlı etten bir çatal alarak devam eder.
Mükemmeldir. Çiğ de olur farketmez. Hayır yam yam değilim.
Avrupa da herhangi bir restoranda soylediginizde genelde yarisini yiyemediginiz ettir. O yuzden

(bkz: Mid-low)
Etin damakta bütün tadını verdiği haldir. Denerseniz pişman olmazsınız
etin yenmesi gereken halidir. dendiği gibi kanı çok az üstünde duruyor olmalı. zaten lezzet farkı da kendisini hissettiriyor.
et dediğin yanmadan bir saniye öncesine kadar pişecek. hatta omlet ve benzerleri de.
ete boşa para vermektir.
bağırsaklarda kurt yapar, parazit yapar, tenya yapar.
mide bulandırır.
yavandır. Lezzetli bile değildir.