bugün

geçmez yara!
yahut insanın gözüne dolan cam kıymıkları!
temizlenemez acıta acıta zamanın sağaltıcı eline mahkümsün!
bir de açıklanamayan nedenlerse müsebbibi...ah!
dünyanın en megalomanca kararıdır. karşı tarafı kendinden mahrum bırakırsın sonra buna üzülürsün, garip.
ilişkilerde 1 haftayı aşmışsa o ilişkinin tekrar başlatılmaması gerekir.
sonu olmayan tek şey çok lanet bi durum ayrık olma hali.
kendinizi yenilemenizi sağlar. yeni sayfalar, yeni 'sen'ler demek..
-meğerse biz seninle hiç ayrılmamışız
+ne olmuş peki?
-ben seni öldürmüşüm.
bir süre sol tarafa dogru dönüp yatamamaktir. sirf ordaki boslugu görmemek icin yatakta.
birliktelik şöyle bir şeydir "___________________________" iki nokta arasındaki bir doğru.
ayrılık ise şöyledir "." . "." dikkat ettiyseniz arada başıboş bir nokta var, kim acaba?
gözlerin ferini kaçıran,hayatın anlamını belirsiz bir süre boyunca alıp götüren yaman şey.
aşk yolundan ilerleyince karşına çıkıyor mecburen oradan gitmek zorundasın.
(bkz: başlıkları alt alta okumak)
-sevgili
-ayrılık.
ali rıza yılmaz bestesi ve şarkısıdır.
Dünyanın en kötü duygularından biridir ayrılık duygusu,bide taraflar uzun süredir birlikteyseler ve artık birbirleri için sevgiliden çok alışkanlık olmuşlarsa, kopmak daha da zordur.Her şeyin eskisi gibi olacağını varsayarak bir çok kez yeniden başlamışlar.Ancak hiç bir şey istedikleri gibi olmamıştır.Bunun aksine sonuç hep aynı olmuştur;hüsran yine hüsran...Bişeyler yanlıştır ama yanlışın ne olduğunu iki tarafta bulamaz...kendilerini suçlarlar olmaz,karşılarındakini suçlarlar yine olmaz...Bu içinden çıkılmaz durum ayrılana kadar devam eder.Ayrılınca her şeyin değişeceğini zannederler ancak ayrıldıkları halde hiç bir şey değişmemiştir.En sonunda kız yada erkek biri diğerinden daha az sevdiği için büyük sancılara rağmen tamamen vazgeçer...artık her şey size onu hatırlatır bi parkta oynayan küçük bi kız çocuğu,rüzgarın size getirdiği bi koku ne kadar taş gibi sinirlerim var derseniz deyin sizi altüst eder...bu böyle bir iki yıl devam eder.tabi kişinin durumuna görede değişir bu süre...bu sancılı alışma süreci geçtikten sonra anılar kalır sadece geriye hafızası daha zayıf olan taraf rahat eder.çünkü az hatırlar...hafızası güçlü olan çok hatırlar ama artık oda bişey yapmaz...akıllarında kalan en önemli şeyde birbirlerini ilk gördükleri andır...bence hiç kimse böyle bir deneyimi tatmamalı...sağlıklı ilişkiler kurmalı.Bir defa biten bişeye daha iyi olacak diye yeniden başlamamalı...zaten iyi olacak bi şeyler kalmışsa ayrılınmazdı...her şey iyi olurdu...
ölüm ile ayrılığı tartmışlar, elli dirhem fazla gelmiş ayrılık...

bir türküden alıntıdır.
nereden kimden ayrıldığınıza bağlıdır. yrılık güzel de olabilir. her ne kadar zihinler de sevgiliden yar dan ayrılmak gibi gelse de başta. bir mahkum tutsaklıktan ayrılabilir, bir meyva dalından ayrılabilir... aşık maşuğundan ayrılabilir.. ayrılık taki artık geri dönüş hiç yok ise bir geciktirmenin sona erişi yani kavuşmakdır esasında... tıpkı ölmek gibi.
şaire göre hasretle başlayıp vuku bulan olay.
en gerçek yalan... ancak beyninden silersin... kalbinin küçücük bir kan pıhtısında gezer durur onun silüeti. sen anlamazsın onun nasıl aklına geldiğini. bazen küçücük bir toz tanesi bile sana onu hatırlatır.gözündeki bir parıltıdır senin onu görmen.
"iki rayı gibiyiz bir tren yolunun yakın olması neyi değiştirir son istasyonun." (bkz: sunay akın)
ayrilik; oturdugun bina cayir cayir yanarken, üst katta pencere önünde sakince caddeyi seyretmektir. * *
Peşimi bırakmayan şey. Şey işte. Bazen üzüntü bazen sevinç. Bazense ölüme eşdeğer.
zordur. alışılmışlıkların yerini kocaman bir yalnızlık alır.
"ben yine salağı oynayacağım..."

safa yatmaktan, saflığı unuttuk...
insanın içinde hiç dolmayacak olan bir boşluk açılması...
reşid behbudov dışında söyleyenlere kumsal gitaristi muamelesi yapılması gereken aşmış eser.

yazım nedeni de aşk acısı değil güney azerbaycan hasretidir.
Severek Ayrılanlar.