bugün

ateistlerin de böyle yapması da bir arayış içerisinde olduklarından ve yeni modern bilim gelişmelerinden(kuantum fiziği, görelilik,) biraz haberdar olmamasından kaynaklanıyor. çünkü kuantum fiziğine göre herşey birbiriyle dolaşıklık içindedir ve bunun tesadüfi olması matematiğe bile giremez.

tesadüfi süreçlerin işlemediği bu evrende de şüphesiz bir yaratıcının olmasını gerektirir. ateist olabilir ama benim onu inançsızlıkla eleştirmediğim gibi onun da benim inançlarımla dalga geçmemesini gerektirir. aklı karışan arkadaşlara öneri sadece bu kainatta tesadüf eseri burda olmadıklarını bilsinler yeter. çünkü bunu diyen de ateistlerin sığındığı bilimin en temel dalı fizikten (kuantum fiz.) geliyor. (google dan bakınız :entanglement). böyle olunca da biz inananlar biraz daha rahatlıyor

özgürlüğü kastederken kendisine ve kişilerin özgürlüğüne kısıtlama getirmeyecek veya onları rencide etmeyecek şekilde olduğunu düşünebilriz. herhangi bir dünyevi sisteme örn: faşizm, komünizm, kapitalizm gibi akımlara karşı çıkılabilir ve olması gereken de budur çünkü eleştirel olunmalıdır. ama bunu inançlar için söyleyemeyiz. o kişinin kendi vicdanıyla verdiği ve topluma herhangi bir zararı bulunmayan kararıdır ve bu aldığı kararda hiçkimse onu eleştiremez.
meydan biraz sakinlesince sol frame'i cakma harun yahya vur-kac'lari ile susleyen din bezirganlarinin cephane bittigi zaman yattiklari mazlum ayagini "sorunsal" diye paketlemesini yemeyen insanlarin kendi bildiklerini yapmasidir.

kafirun suresinin "senin dinin sana, benim dinim bana" kelamini ilahi ahlak diye satarak din sarlatanligina utanmazca ve sikilmaksizin "saygi" talep ederler. insanliga verdigi zarari ust uste koysak, gelmis gecmis butun totaliter rejimlere rahmet okutacak felaket makinasi dini inanclari masum kedi yavrusu gibi teshir ederler.

hayatta kimselere tanimadiklari ve modern kavramlar olan "ozgurluk, demokrasi" gibi haklarin anlamlarini, aydinlanma caginda hangi papazlarla ve krallarla girtlaklasarak kazanildiginin tarihine hic aldirmaksizin -buraya dikkat- kendileri icin degil, ama gercek olmayan masal kahramanlarinin haklari icin talep ederler.
"ateistler neyi ispat etmeye calisiyor acaba" diye gizli ve sakli, arkasinda baska amaclar olan, sag gosterip sol vurmaci bir hadise yoktur. ateistler hic bir sey ispat etmeye calismiyor cunku. ateistler "var" oldugu iddia edilen seyin ispatini istiyor. insanlarin kandirilmamasini talep ediyor. bunu eger herkes gayet iyi anliyorsa, ateist senin dinin ve allahin ile ugrastiktan sonra tezgahin altindan baska bir inanc satmaya kalkmiyorsa, senin yaptigin ucuz sarlatanliga denk duser. "acaba ne yapiyor bu ateistler, aman da aman" diye okuz altinda findik faresi ararken kafani egdiginde dikkat et de deve yukuyle tezek bulmayasin...
görmek için bazen bir çift gözden fazlası gerekir...
2 tür ateist vardır:
1- doğruyu arayıp bulmak isteyen,
2- tembellikten ve inanmanın sorumluluğunu taşımak istemeyen,

doğruyu arayıp bulmak isteyenler, aklı tam tatmin olmamış, gözleri ile görmediğine inanamayan, 'varsa olmalı, görebilmeliyim, vs.' diyen. ama yine de kainattaki bu muhteşem düzen karşısında bir dala tutunma ihtiyacı duyan ve bunu bilim ile gidermeye çalışan, bilimin yetersiz olduğu durumlarda ise olgunluk göstererek Allah'ın varlığını ve birliğini kabul edebilendir. bu çizgide karşılaştığım insanlar en kötü ihtimalde agnostisizmi benimseyenlerdi. bilinmezcilik anlamına gelir.

diğer grup ateistler ise türkiye de en çok rastlanan gruptur, ispat istemekten çok ispatlanan birşeyi yadsımaya çalışıyor, bunu yaparken de bilim diyor. bilimin ne olduğundan da haberi olmmayabiliyor. neden? bilim de tesadüf değildir diyor.

herhangi bir esere baktığımızda bunun bir mimarı olduğuna eminizdir ve bunun tesadüfen oluşma ihtimali yoktur! bunun aynısını bu kainata uyarlarsak da bir yaratıcının olması gerektiğini anlamış oluruz.

ateistler bunu doğruyu aramak için yapıyorsa doğru yapıyorlar çünkü eninde sonunda anlarlar (inatlaşma gibi bir niyet aranmasın), ama sırf tembelliklerinden dolayı inanma zahmetine(!) katlanmıyorlarsa, sorumluluk kendilerine ait

+

masal kahramanı filan bunlara artık çocuklar güler. herşeyi böyle küçümseyerek hiçbir yere varılamaz.
karşılıklı saygı ve sevgi içinde herşey tartışılabilir. saygılar

not:ayrıca her verilen örneği harun yahya denilen adamla bağdaştırmayın!..
hiçbir şey ispat etmediklerini iddaa eden, karşı tarafı mazlum ayağına yatmakla suçlayan fakat her köşeye sıkıştığında kendisi mazlum ayağına yatarak, arkasından küfrettiği dinin "senin dinin sana, benim dinim bana" sözünü hatırlatan ateist arkadaşların itiraz ettiği durumdur.

Özellikle bu arkadaşlar nedeni bilinmese de sürekli olarak saçma sapan entryler ve başlıklar ile karşı tarafı tahrik etmeye çalışırlar ve tepki gelince de kişisel özgürlük kılıfının ardına saklanırlar. öncelikle din kiminle alakalıdır? Elbette bireyin vicdanı ile. peki ateizmin iddaası nedir?

Ateizm, mevcut bütün dinlere inanmadığını, sistemlerini çağ dışı bulduğuna inanır sorunca. peki madem mevcut sistemi beğenmiyorsun ve karşısın neden başkalarının bu sisteme inanması sana bu kadar batar? Yada şöyle söyleyelim neden beğenmediğin sistemlerin içeriğini kullanarak kendi dinini(ateizm dindir) yayma derdine düşersin? Hani böyle şeylerle uğraşmak boş bir şeydi, hani bu sistem çağ dışıydı? o halde neden taklit ediyorsun? bunu söyleyince de derler ki "bir ateist asla böyle şeylerle uğraşmaz" o halde bu kadar misyoner tarzı başlığın, tahrik edici entrynin işi ne? sen değil miydin bu işlere boş şeyler diyen? "boş şeyler bunlar hayatın tadını çıkarın" diye zırvalayan her seferinde? o halde neden taklit ediyorsun çağ dışı bulduğun şeyi? Çünkü sen insansın ve insanın yaradılışı bu.

Kişisel özürlük hakkımızı kullanıyoruz, herkes sevmek zorunda değil derler birde. Peki karşı tarafta sana hakaret etse ve sen kızınca da kişisel özgürlük hakkımı kullanıyorum derse o zaman o da haklı olacak öyle mi?

Milletin vicdanının biat ettiği din(veya dinsizlik) kimseyi zerre kadar ilgilendirmez. Hep beraber bir arada yaşadığımıza göre de herkes birrbirinin kutsalına saygı duymak zorundadır.

Burada milleti tahrik edici entryler girerek, uydurma bilgileri kaynak göstererek bir inancın tanrısına, peygamberine, kitabına kısacası mukaddesatına hakaret etmeye veya eleştirmeye kimsenin hakkı yoktur. çünkü karşı tarafta senin gibi akıl ve vicdan sahibidir. Kendi inandığı, kendi vicdanına yakın hissettiği inancı seçebilmektedir. Bu kimseye batmamalıdır. Sen inanmıyorsan inanmazsın başkasının inancı seni hiçbir şekilde ilgilendirmez.

inanan insanların varolduğuna inandığı tanrının ispatını istiyorsan yeri burası değildir. Tanrının ispatını istiyorsun ama tanrıyı insansı olarak düşünüyorsun. Ama Tanrı materyal bir varlık değildir, aşk gibidir, sevgi gibidir, ruh gibidir görünmez. Ateist kendi görüşüne göre insanların kandırılmamasını talep ediyorsa kendisi de tanrının yokluğunu ispat etmelidir. Eğer tanrının yokluğunu ispat edemediği halde gelip burada propaganda yapıyorsa o zaman o da insanları asıl kendisi kandırmaktadır.

Bir müslümanda insanların kandırılmamasını talep eder. Bu dünyanın boş yere oluşmadığını, bu dünyaya geliş amacının bir imtahan olduğunu düşünür. Ne insanın, ne hayatın, ne ölümün, ne yaşamın, ne kaderin, ne vicdanın, ne nefretin, ne acının tesadüfi olmadığını savunur.

Karşı tarafı şarlatanlıkla suçlamadan önce kendi düştüğün bataklığı farketmen gerektiğini savunur.
ortada bir sorun var ve rahatsız olunuyor. kişiler sarsılmasından korktuğu inançlarından taviz vermek istemiyor ve bunu tehlike altına soktuğunu düşündüğü ateistlere tepkisini böyle bir başlıkta açmayı yeğelemiş. başlığın ifade ediliş tarzı belki yanlış olabilir ama bu başlığın muhtevasını, sadece başlığına bakarak çıkarımlarda bulunmaya çalışmak yanlış olabilir.

kişi sorununa kendi perspektifinden bakar. sorun bu kişiden kişiye görelilik gösterir. açıkçası her inanan insanın hoşnut olamayacağı bir durum bu ve bu sebeple başlık açılmış diye düşünüyorum.

ateist arkadaşlardan beklenen (şahsen...) biraz daha dikkatli olmalarıdır. onların kaybedecek birşeyi yok ama bizim çok şeyimiz var!.. ve kaybetmenin mevzusunun dahi açılmasını istemiyoruz!..
Allah korusun...
ispatın olamayacağını...
dünyada olup biten felaketlerin temeli olan şeyi din ile bağdaştırmak için inandığımız dinin musevilik olması gerekir.
museviler "vaadedilmiş toprak" için o kadar kan döküyor.ya müslümanlar ?
çanakkale ve kurtuluş savaşında bu ülkeyi kurtaran şey ateizm olmamıştır sayın beyinsiz askerler.
bu ülkeyi kurtaran inanç olmuştur.tabi size göre bunun bir önemi yok.şehit olan 250.000 asker müslüman olduğu için sizi ilgilendirmiyor bu durum.o 250.000 asker canlarını vatanı,dini,namusu için feda etmeseydi muhtemel olacak şeyi çok güzel özetleyen ünlü bir şairimiz vardır.

şair ne demiş:

sen anandan yine doğardın amma
baban kim olurdu bilemezdin şerefsiz.
kendi 2-3 şüphesini binler delille ispat edilmiş hakilatlere değişmek gibi bir cesaretin ispatı..

şeytan'ın fısıldadıklarının tellallığını yapmak bir nevi.

ücret olarak biraz, ego tatmini,biraz gurur,biraz öz güven,biraz da kibir alınır.tabi bunlar yalancı hisler.
yıllar önce birisi dünya dönüyor diye mahkemece idama mahkum edilmişti. işte öyle birşey ispat etmeye çalıştığı bir atesit in.
bütün dini kitaplar insan ürünüdür. buna inanmak ise toplu ölüm korkusu terapisinden başka bişey değil.
insan ürünü olduğunu söylediğin şey 1400 yıl öncesinden bu günün modern biliminin yeni keşfettiği şeylerden haber veriyor!
buna birsürü örnek verilebilir, big bang, embriyo, evrenin evrimi, atomaltı parçacıklar, insanın düşleyemeyeceği kadar çok geniş ve bunlar kimin dilinden söyleniyor???

Ümmi yani okuma yazması olmayan bir Peygamberin dilinden. Hz Muhammed'e bunları söyleten hiç şüphesiz ki Allah'tı... bu ancak vahiy ile açıklanabilir.

bilmeden cahilce yapılan yorumlar sadece sizi küçük düşürür...
(bkz: ikibin yillik bir hikayenin cokusu)
sorunsal denemeyecek durum. isteyen, istediğini ispat etmeye çalışır. akp hükümetinin namus timsali olduğunu ispat etmeye çalışanlar var etrafta, ateistleri mi çok görüyorsunuz?
ben niye yaşıyorum sorunsalına cevap bulmalılar önce.
ateistler, müslümanlık hristiyanlık gibi günümüzde inanılan dinlerle; antik yunan tanrıları, iskandinav dinleri, thor loki falan, uçan spagetti canavarı, diş perileri gibi inanışların gerçek olması olasılığının aynı olduğunu, yani bunların gerçeği yansıtmaktan ziyade insan ürünü hikayeler olması olasılığının, muhammed kafasından yazmış yani kuranı evet, çok çok daha fazla olduğunu anlatmaya çalışıyor diyerek cevaplanabilecek soru.
yaşayıp, öldükten sonra kendilerinin gerçek hayatta olduğu gibi boktan, çamurdan bir toprak ile örtüldüğünde "yaratan'ın kim" diye sorduklarında "aa ben ölmemişmiydim, siz kimsiniz" deme sorunsalından daha az problemli bir sorunsal.
bing bang den, atomaltı parçacıklardan embriyo gelişiminden haberdar olan ama miras hesabında kesir toplamını yanlış yapan, şeytan ayetleri adı altında mekkelileri bir süre hoş tutmaya çabalayan, fizik ve biyolojideki bilgisini ilkokul matematiğinde gösteremeyen, diplomatik ve pragmatik yaklaşımlara sahip bir tanrının, tanrıdan çok insan özellikleri gösterdiğini ispat etmeye çalışıyor da olabilirler.
birşey ispat edemediklerini ispat etmeye çalışmalarıdır efenim. genelde söyledikleri boş lakırdılardır. daha şu güne kadar hakikaten tanrının olmadığıyla ilgili kesin bir bulguya sahip olanı yok.

olan varsa özelden bana ulaşabilir. bu kesinlikle bir meydan okuma değil sadece meraktır.
bilimden yeterince haberi olan insanların çevresindeki insanların bu kadar mantıksız olmalarına dayanamamaları sonucu bir şeyi ispat etmeye çalışmaları durumudur.
ispat etmeye çalışırlar çünkü çevrelerindeki insanların bu kadar kör olması doğal olarak kendi hayatlarını da etkilemektedir. kendilerini düşündükleri için ispat etmeye çalışırlar, bu kadar basit.
modern fiziğe göre her eylemin gerçekleşmesinin bir olasılığı vardır. her şey bu düzende vardır çünkü bilinç tarafından gözlemleniyor olması bunu gerektirir. bunun gerekmediği sonsuz sayıda evren olma ihtimali de vardır. her olasılığın gerçekleşmesinin ve gerçekleşmiş olduğunun bir ihtimali vardır. modern fizik tanrı yoktur demez ama tanrının olmasına gerek olmadığını bize gösterir, yani "işte şu şöyle gerçekleşmiş, nasıl bir düzen, olma ihtimali trilyarlarda 0,0001. demek ki tanrı var" gibi komik yaklaşımları çürütür kuantum fiziği. bir sistem oluşurken diğer ihtimaller zamanla elenir zaten, düzen sonsuz ihtimalin kendisinden doğar. böyle olasılıklarla konuşan insanlara söylenecek tek şey : "şu ana kadar gerçekleşmiş fiziksel olayların sonucu olarak aksi zaten mümkün değildi" bu kadar basittir.
ayrıca: yoktan maddenin varolabilmesi 2000'li yıllardan önce bile kanıtlanmıştır.

bunun dışında kuantum fiziğini din tacirlerinden değilde gerçek bilimadamlarından dinleyen herkes tanrı kavramının gereksizliğini kavrayabilir.

tüm bunlardan sonra, "ben sadece hissettiğim için inanıyorum" diyen birisi çıkarsa onun kutsalına saygı duyarım işte. ama bunun dışında komik komik laflarla bir dinin mantığını savunmaya çıkan tüm insanlara da cahil gözüyle bakarım. bana bir şey açıklama gerekliliği hissetmeyen, boşa kelime tüketmeyen tüm inananların yeri ayrıdır.
(bkz: allah in yokluguna ispat isteyen tilkiler)
ATatürkün'de ateist olduğunu,Allah'ın var olmadığını..
mesele burda zaten, ispat edilecek herhangi bir şey olmadığını düşünürler ateistler.
türkiye'dekiler bir şey ispat etmeye çalışmaz. kendileri sadece islamiyyete düşmandır, o kadar. yahudileri, hristiyanları okşarlar, yalar yutarlar, sırf onlar da islamiyyete düşman diye.
Gerçekleri bilen birisinin yalanlara, tecavüzlere, haksızlığa, insanımızın çevreden aldığı herşeye boyun eymesine, sorgulamamasına, dinin insanlık için ne kadar kötü olduğunu anlayan ve dini kullanarak herşeyi elde eden insanları gören birisinin bazı körlere ve kölelere onlarında görmesini sağlamak istemesi
nedense biz onlara allahın olduğunu ispatlamaya çalışmıyoruz ama.
bence ateistlerin yapmaya çalıştığı şey şudur ki onlara yanlışın farkındalar ve yandaş bularak vicdanlarını rahatlatmaya çalışıyolar.
X: lan kamil allah varda biz yanlış mı yapıyoruz acaba lan öbür tarafta göte girmesin...
K: yok olğlum ya öyle şey olurmu öyle olsa bak bizim prof var derdi koskoca prof dimi.
X: doğru lan yoktur öyle bişey
yaratan > yaratılış > yaratılan.

bugünün dinlilerinin inandıkları bu. hepsinin.

benim merak ettiğim diğer ateistleri bilemem açıkçası, ama benim peşinde koştuğum, o ortadaki bilginin erdemi. yani yaratanın yarattıklarını yarattığı sırada yapılan işin tanımı. ne nereye sokucaz onu.

o yaratım işi tek başına tanrının eylemliliği ile gerçekleşir iken aslında tanrı başka bir şey daha yaratmış oluyor. yaratım süreci. bu süreç hem kendinden bağımsız çünkü onun yaptığı bir şey ama sonradan ben yarattım diyerek ibadet ve biat beklediklerine dahil değil yani asıl yaratan kitaplı dinlere göre bu noktada o yaratılış süreci. çünkü süreç sonunda yaratılıyorlar yaratılanlar. öte yandan bu süreç yaratılanlardan biri değil ama tam olarak yaratanda değil. ama yaratılan da değil. o zaman ne?

ağır gelmiş olabilir bazı islamcı gençlere. bu da elimizde değil. (: bo konuda bir kaç gün içerisinde birşeyler yazmayı da planlamıyor değilim. daha geniş ama nasılsa cevap gelmeyecek.
******

bir de bu başlık ve ilk entrysi bir soru sormuyor; açıkça "kıvranıyorum amına koyim, sormayın artık yeter ulan" demekte aslında.