bugün

askerliğini yapan erkeklerin hergün duyup dinlediği zamanla kullanmayada başladığı bilinçaltına yerleşen cümlelerdir. bu cümlelerden bazılarını sadece kendi askerlik yaptığın yerde kullanıldığını sanırsın ama aslında tüm türkiyede kullanılıyordur.

nöbette ki askere söylenen:
- ben mi tutayım birader bu şafaktan sonra
şafak demiş comolocco!

yoğun mıntıka dönemlerinde:
- yardırıyoruz.

şafağı çok olanlar için:
- adam mı vurdun?
-başçavuş mu öldürdün?
en bilineni için;
(bkz: benlemi bot bağladın lan ibne)
-Şafağın kadar konuş lan.
ilk sabah duyulan cümle:
koğuş kaaalllllkkkkk!!!!
+şafak iyice sıkıştırdı bilader!
+şafak demiş cart curt...
+poşet misin sen? (kısa dönem olup olmadığınızı sorarlar. gerçi kısa bir süre sonra "poşet"lik de tarihe karışacak)
- şş torun şafak kaç ?
+ 400 abi
- oooohh * kaşaklarım serinledi.
Seni burda çok pis döverler oğlum.
+yazı yazma kapıya bela açarsın başına, götürürler merkeze düzdürürler herkese.
cevap;
+yazı yazma diorsun yazıyı sen yazıyorsun, merkezde olup bitenleri sen nereden biliyorsun.
ses kes!
- torun şafak kaç ?
+ 360 abi
- sık kafana kurtul, sık kafana kurul
rahat, hazırol, dikkat*. he bide 'yat ulan 50 şınav'*
+ torunlarrrrrr hadi ot yolmaya yallah ?
- ot mu, benim sivildeki mesleğim neydi biliyor musun ?
+ biz burada meslek sikmiyoruz, insan sikiyoruz torun ?
* bahane göt gibidir herkeste bulunur. *
* bendeki yetki cumhurbaşkanın da yok. *
(bkz: lüzumsuzsa söndür)
(bkz: kiyafetini duzelt)
(bkz: beni rahatta dinleyin)
"o ki niye ayrı yazıldı yalnız ben onu anlamadım?" diyesimi getiren başlık.
-zoruna gidenin borusuna girsin.

-zoruna gittiyse harbi çek!
torun geceler uzun ötmez borun *
dinle burayı!
bir ünlem olarak: ...mına koyim...
bir hakaret öbeği: zikimin kurma kolu!!
komutan yakından geçerken: tikkkkaaaaaayyyytttttt!!!!!
sabah ilk ışıklar: koğuuuşşş kaaaaaallllkkkkkk!!!
hayıflanma belirtisi: şafak karanlık..
Orospunun s.kisine, komutanın gülüşüne aldanma !
askerde yeniler için söylenen cümleler en unutulmaz cümlelerdendir.

- lan sıçtığın bok nizamiyeye varmadı daha.

edit:imla
kapıdan yeni giriş yapan acemilere "bilet var mı bilet torun?"
piyade marşına yüksek ve gür bir sesle başla (buna sinir olurlardı)

manyak bir başçavuşumuz vardı. acemi birliğinde iken* bir emri yerine getiremeyince bizi bir güzel sıraya dizer ve seri halde şu cümleyi söylerdi. "sağa dön, sola dön, geriye dön, geriye dön, sağa dön, sola dön, geriye dön, geriye dön." postallarla toprakta ufak çaplı bir delik açana kadar devam ederdi.*
asıl unutulmaz olan cümle ise;

"istikamet sağanız dağılın marş marş, duuuur, istikamet solunuz dağılın marş marş, duuuur, istikamet geriniz dağılın marş marş" sonra da "karşımda yürüyüş kolunda toplan marş marş" cümlesi gelirdi.

takım emirlere itaat etmediği* zaman yaptığımız ceza yöntemiydi. bu arada askeriye de koşmak "marş marş" komutuyla verilir.

marş yürü anlamında kullanılır, marş marş koş.
uzun dönemlerin kısa dönemlere söylediği cümle:

"daha dün geldiniz yarın gideceksiniz, şikayet etmeyin..."
ses kes şafak dinle 12 den sonra 001.