bugün

bizim gibi tarih ve arkeoloji meraklılarını üzse de, hemen her gün yaşadığımız tarih katliamlarına kesin çözüm olacak önerme.

evet, bir gün ağlarız, iki gün ağlarız, yazarız, eleştiririz, söveriz ama neticede biz de beşeriz, unutur gideriz.
böylece hükümetimiz bizim gibilerle uğraşmak zorunda kalmaz.
ayrıca restorasyon için para harcamaya gerek kalmaz.
bu restorasyon için harcanacak paralar örtülü ödenekte ya da bir fonda toplanır, kadir mısıroğlu,mustafa armağan gibi şam şeytanlarına dağıtılarak alternatif tarih yazma süreci hızlandırılabilir.

bence işe ilk göbeklitepe'den başlasınlar.
göbeklitepe'ye komple beton döksünler. zira göbeklitepe'de kazı yapıldığı her dakika insanlık tarihi için yeni bulgular elde ediliyor.
"vay efendim maymunlu, yılanlı taş varmış, o taşta 13.000 yıl önce dünyanın yakınından geçen bir kuyruklu yıldızın tasfiri yapılmış, insanlar gök cisimlerini gözlemliyormuş, milattan önce 12.000 yılında insanlar arasında sosyal etkileşim varmış" falan.
görsel
yarın bir gün göbeklitepe'de dinler tarihini derinden sarsacak gayet atayiz bir bulgu elde edilmeyeceği garantisi verilebilir mi?
göbeklitepe bu yüzden çok tehlikeli.

oysa bakın dinimize göre her şey ne kadar kolay; "ol dedi oldu..." bitti gitti.
ne gerek var göbeklitepe'deki insanların 12.000 yıl önce gökyüzü olaylarını gözlediğine falan.

bakınız bu tarihi eserler hep gelişmemizi engelliyor.
yerebatan sarnıcı misal, istanbul'un en para eden yerinde.
ama üç beş çapulcu kıçı kırık medusa başını görecekler diye bu bölgede rahat rahat inşaat yapamıyoruz.
kat çıkamıyoruz.
görsel
oysa o bölgeye harkulade rezidanslar yapılabilir, rezidans girişine o iki tane medusa kafasını koyabiliriz.
böylece hem tarih kazanır, hem müteahhitlerimiz.
bir nevi win win olayı yani.

patara'daki bouleuterion yerleşkesi de pekala kuran kursuna çevrilebilir.

milet denilen bir antik kent var bakın çok ilginç.
burası eskiden liman kentiymiş. ama laik atayizler yüzünden deniz çekilmiş, şimdi denizden 25-30 km içeride kalıyor burası.
buraya yeniden deniz getirilebilir kanal istanbul benzeri bir proje ile.
deniz getirilip bu milet harabelerinin olduğu yere toki tarafından konutlar inşa eder, bunları da araplara satabiliriz.
araplar bayılır böyle şeylere.
"bakın antik kenti size veriyoruz" desek oluk oluk para yağar ülkemize.

truva, türgev'e devredilebilir.
isim benzerliği de var. zaten truva'da ne kaldı ki, hırsız henry schliemann bütün hazineleri topladı gitti zaten.
hatta yunan karısının boynuna truva hazinelerini takarak fotoğraflarını çekti şerefsiz.
görsel
hem filmi de çekildi zaten.
apollo'ya tapıyormuş ipneler. türgev'e devredilmesi gayet mantıklı o yüzden.

ben bir de efes'teki celsus kütüphanesine ayar oluyorum asıl.
buraya gelen münafık giyimli turistler "vay amk burası kütüphaneymiş demek" diyerek hayran hayran bakıyorlar.
görsel
sonra gidip kitap falan okuyorlar, aydınlanıyorlar.

sen aydınlanmak mı istiyorusun?
ne gerek var ki kitaba, okumaya, kütüphaneye falan?
git menzil köyüne gavs hazretleri seni aydınlatsın...

velhasılı kelam, içinde bulunduğumuz şu dönemde özellikle inşaat konusunda çok ilerideyiz.
istediğiniz antik kentin küçük bir benzerini yapar, hepsini bir arada toplarız, çok meraklıysanız gezersiniz.

marmaray'ı yaparken çıkan "çanak çömlekler yüzünden" inşaatın ne kadar geciktiğini unutmadık vesselam.

istikrar sürsün türkiye büyüsün.