bugün

Şehirdeki en büyük ve muhteşem kapalı sarnıçtır. Ayasofya meydanı batısındaki küçük binadan girilir. Sütun ormanı görünümündeki mekanın tavanı tuğla örülü, çapraz tonozludur. Zamanında civardaki bir bazilikadan dolayı bu isimle anılmıştır. Civardaki saraylara su sağlamak için I Justinyen (527-565) devrinde yapılmıştı. 28 x 12 sıralı sütunların toplamı 336 adet olup, 170 x 70 metre boyutlarındadır. Bazıları sade, çoğu Korint uslubunda sütun başlıkları ile süslüdür. Su seviyesi mevsimlere göre değişirdi. Doğu duvarındaki değişik seviyerdeki borular ile dışarıya su verilirdi. Su seviyelerinin bıraktığı izler, sutunlarda görülebilir. 1984 büyük tamirat sırasında zemin temizliği yapılmış, 1 metreden fazla çamur temizlendiğinde orijinal tuğla taban ve 2 sütun altında meduza kafası mermer bloklar ortaya çıkarılmıştı. inşa edilen yol ile de sarnıç içini dolaşmak mümkün olmuştur.

kaynak : http://www.istanbul.gov.tr
istanbuldaki tarihi ve turistik gezilesi yer
dorduncu yuzyilda bizans imparatoru I. Constantinus tarafindan yaptirilmistir.
içinde gözyaşı sütununu da barındıran tarihi sarnıçtır.bu sütunun sürekli ıslak olmasının sebebinin medusa'nın gözyaşları olduğu rivayet edilir.sütun üzerindeki küçük deliğe baş parmağını sokup elini 360 derece döndürenin o an tuttuğu dileğin kabul olacağı da rivayetler arasındadır.
kabus 22 adlı oyununda da kullanılmıştır.
bölgedeki fazla trafik, kazı çalışmaları ve çarpık yapılaşma sebebiyle bu dönem yıkılma tehlikesi olan tarihi yapıdır. tehlike yeni yeni fark edilmekte olup konu hakkında önlem alınacağı söylenmektedir. henüz bir gelişme yok...
efenim, gavur burayı basilika sarnıcı ve hatta basilica cistern olarak bilir, tanır.
meduse başlı bloklar da devşirme malzeme olarak sütun altlığı yerine kullanılmıştır. 2 adet bulunmaktadır.
ay itibariyle giriş, gavura 10 ytl, tc vatandaşına 3 ytl'dir. medusa heykelinin olduğu bölümde dilek paralarını toplayan görevliler görülebilir. klavsen çalmayı akıl eden her kimse, ona da buradan selam ederim.
an itibariyle giren 3 tc vatandaşı, 10 gavura rastlanır. **
özlem tekin'in tamı tamına 13 sene önce çıkış şarkısına klip çektiği yer.
(bkz: ask her seyi affeder mi)
giriş ücreti yerli 3 tl yabancı 10 tl olan tarihi yer. *
içinde büyük miktarda servet barındıran sarnıçtır.
şöyle ki; çoğunluğun dilek dileyip suya attığı ve genelde 50 kuruş yada 1 tl olan demir paralar vardır.
görevlinin mudahalesi ve turistlerin şaşkın bakışları olmasa ordan 2-3 çuval demir para çıkarabileceğime eminim.
eski dönemde su deposu olarak kullanılan, şimdilerde müze halini almış tarihi mekandır. yakınlarında bir de million taşı vardır*.
Bir Müslüman evinin avlusuna giriyor, karanlık ve rutubetli bir merdivenin son basamağına kadar iniyor ve kendimi istanbul halkına göre nasıl bittiği bilinmeyen Bizans'ın büyük Basilika Sarnıcı'nın kubbeleri altında buluyorum.

Karanlığın verdiği dehşeti daha da arttıran çivit renkli bir ışıkla yer yer aydınlanmış, yeşilimsi sular, kara kubbelerin altında kayboluyor, üzerinden sular sızan duvarları parlıyor ve her tarafta, budanmış bir ormandaki ağaç gövdeleri gibi gözün önüne dikilen bitmez tükenmez sütun sıralarını belli belirsiz ortaya çıkarıyor.
Edmando De Amicis

Tarihî Yarımadan ın ortasında bulunan Yerebatan Sarnıcı, 542 yılında Bizans imparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından Büyük Saray ın su ihtiyacını karşılamak üzere yaptırılmıştır. Suyun içinden yükselen mermer sütunların arasındaki ihtişamından dolayı halk tarafından Yerebatan Sarayı olarak da anılmaktadır. Yabancı kaynaklarda geçen Basilika (Basilica) isminin ise sarnıcın yakınında bulunan Ilius Basilikası ndan geldiği rivayet edilir.

Yerebatan Sarnıcı 9.800 m2 lik bir alanı kapsayan dev bir yapıdır. Burada her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Belirli aralıklarla dikilen bu sütunlar, her sırada 28 tane olmak üzere 12 sıra meydana getirirler. Suyun içerisinde yükselen bu sütunlar uçsuz bucaksız bir ormanı hatırlamakta ve ziyaretçiyi sarnıca girer girmez etkilemektedir.

Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa başı Roma Çağı heykeltraşlık sanatının şaheser örneklerinden biridir. Medusa yla ilgili mitolojiye dayandırılan birçok efsane bu sarnıcı daha da gizemli kılar. Bir söylenceye göre Medusa yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgonadan biridir. Bu üç kız kardeşten yalnızca yılanbaşlı Medusa olumludur ve kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. O dönemde büyük yapıları ve özel yerleri kötülüklerden korumak amacıyla Gorgona kafalarının resim ve heykellerinin konulduğu, Medusanın da bu düşünceyle buraya yerleştirildiği zannedilmektedir. Bir başka rivayete göre Medusa siyah gözleri, uzun saçları ve güzel vücudu ile övünen bir kızdı. Uzun zamandan beri Zeus'un oğlu Perseus'u sevmektedir. Bu arada Athene de Perseus'u sevmekte ve Medusa'yı kıskanmaktadır. Bunun için Athene, Medusa'nın saçlarını korkunç yılanlar biçimine sokar. Artık Medusa kime baksa, baktığı kimse taş kesilir. Daha sonra onu bu biçimde gören Perseus heyecanla Medusa'nın büyülendiğini düşünerek başını keser, başını eline alıp düşmanlarını taşa çevirerek birçok savaşlar kazanır. Bu vakıadan sonra Medusa'nın eski Bizans'ta kılıç kabzalarına ve sütun kaidelerine ters ve yan olarak işlendiği söylenmektedir.

Sarnıç kurulduğundan günümüze kadar çeşitli onarımlardan geçmiştir. Osmanlı imparatorluğu Dönemi nde iki defa restore edilen sarnıcın ilk onarımı III. Ahmet zamanında (1723) Mimar Kayserili Mehmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. ikinci onarım ise Sultan II. Abdülhamit (1876-1909) zamanında olmuştur. Cumhuriyet Dönemi nde de sarnıç 1987 de istanbul Belediyesi tarafından temizlenerek ve bir gezi platformu yapılmak suretiyle ziyarete açılmıştır. 1994 Mayısında yeniden büyük bir temizlik ve bakımdan geçmiştir.

istanbul gezi programlarının ayrılmaz bir parçası olan bu gizemli mekâna, bugüne kadar ABD eski Başkanı Bill Clinton dan tutun Hollanda Başbakanı Wim Kok a, italyan eski Dışişleri Bakanı Lamberto Dini den isveç eski Başbakanı Göran Persson a ve Avusturya eski Başbakanı Thomas Klestil e kadar birçok kişi konuk oldu.

Hâlihazırda istanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A.Ş. tarafından işletilen Yerebatan Sarnıcı, müze olmanın yanında ulusal ve uluslararası birçok etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır.
konstantinos tarafından sudan yararlanmak amacıyla yaptırılmıştır. bazilika sarnıcı olarak da bilinir. doğru düzgün bir girişi yoktur.
(bkz: yerebatan sarnici)
aşağıya doğru ilerledikçe insanın bir an boğuluyormuş gibi olup, bunaldığı, içinde boy boy kaya balıkları olan, güzel bir tarihi eserdir.
'batıl inançlar gereği suya atılan paralar' toplansa zengin olunabilecek potansiyeli barındıran sarnıç.
melechesh'in de klip çektiği yer.
ciddi manada korunması gereken son derece önemli bir mekan.
insanın ömrü hayatında en az bir kere görmesi gereken yapılardan biridir. büyüleyici bir havası vardır. doğru tanıtılırsa sadece bu sarnıç bile istanbul'a binlerce turist çekebilir. bulunduğu yer olarak da istanbul'un en güzel bölgelerinden birindedir. bir tarafta ayasofya, karşısında sultanahmet, az yukarıda kapalıçarşı, az aşağıda topkapı sarayı, daha ne olsun.
rivayet olunur ki, osmanlı imparatorluğu' devrinde sarnıcın üzerin de bulunan evlerde yemek yapan ev hanımları, pişirdikleri yemeklerin daha çabuk soğuması için ipler yardımı pişirdikleri yemekleri sarnıca sarkıtırlarmış..

tabii o devir de kullanılmayan ve serserilerin uğrak yeri haline gelmiş olan sarnıçta kalan evsizler, evlerin altında ki deliklerden sarkıtılan bu yemeklerden biraz alır ve kalanına dikkat çekmemek için dokunmazlarmış.

ve yine rivayete göre, ev sahipleri bu durumun farkında oldukları halde şikayetçi olmazlarmış.
istanbul'a gelen çizgi romancılardan hem charles vess'in, hem dany'nin, hem de roberto diso'nun çok ilgisini çekmiş olan mistik mekan. her üçü de, çiztanbul'a yazıp çizdikleri öykülerin önemli bölümlerinde burada geçen sahneler kurgulamışlar. en manalı olan vess'inki belki, diso'nunki ise klasik.

http://www.facebook.com/p...31&type=1&theater
medusa nın adı var ama bir de göz yaşı sütunu var ki görülmeye değer.
baş parmağınızı geçirin ve avuç içinizi saat yönünde başlangıç noktasına kadar çevirin.
hele bir de dilek parasına aç aç saldıran balıkları yok mu?
görülesi yer kısacası.
görülesi, sezilesi, gezilesi yer.
Birlik ve beraberlige ihtiyac duydugumuz su sicak yaz gunlerinde serinlememizi saglayabilecek atmosfere sahip, ayasofya muzesinin hemen yakinindaki tarihi, gorulesi yer.
tramvay yüzünden hasar görmesi yakın ve muhtemel tarihi eser.