bugün

sözü kesilince keyfi kaçan, sonrasında ise ne anlattığını unutan dolayısıyla kaldığı yerden devam edemeyen yaşlılardır. en son ne dediklerini hatırlamazlar, hatırlatıldıkları zaman ise yaptıkları sohbeti baştan alabilirler.

- amca daldın gittin gene ne düşünüyorsun anlatsana
+ eskiden buralar hep yeşillikti.
- çok değişti di mi amca buralar?
+ peh sen ne diyorsun şu gördüğün evlerin hiç biri yoktu.
- kaç senedir buralardasın ?
+ olmuştur bir 50 sene memleketten buraya geleli.
- yaw amca sen buralı sayılırsın artık.
+ peh sen ne diyorsun olduk tabi insan nerde doğarsa değil doyarsa demişler, hem...

* pardon abi bakar mısın bi?
- buyur arkadaşım.
* şu adrese bi bak gözünü seveyim bulamadık yolu.
- yaw abi gelmişsin sen. az ileride sağda göreceksin hemen.
* saolasın kardeş
- eyvallah

- ee amca ne diyordun?
+ kim ne diyordu?
- anlatıyordun ne güzel..
+ ne anlatmışım de bakem bi?
- insan nerde doğarsa değil doyarsa dedin en son
+ peh sen ne diyorsun
- bir şey demiyorum amca "hem" dedin bir şey daha diyecektin sanki, ondan sordum.
+ ...
- noldu amca kızdın mı yoksa?
+ yok evladım yok daldım gittim eskilere..
- ne düşündün hayırdır ?
+ sen bilmezsin, eskiden buralar hep yeşillikti.
- ...
bi karikatürü hatırlatır bu amcalar:

doktor: şikayetiniz nedir?
amca : ben birşey konuşurken bir önceki cümleyi ve o anki konuyu unutuyorum.
doktor: peki ne sıklıkta unutuyorsunuz?
amca : neyi? * * *
(bkz: araya reklam girince ne izlediğini unutmak)
sadece yaslilarla sinirlandirilamayacak olan olay zira gençlerde ve yetiskinlerde de oldukca gorulen birseydir.
maç izlerken kaçan küfürlerin ardından...
-küfür edenin cennette yeri yok!tövbe de!
-e sen gecen gün dedeme kaydırıyordun ya babaanne.
-kim kaymış?
-diyorum kii sen dedeme demediğini bırakmıyosun ya?
-ne diyon kız sen?
-offf kapıyı diyom babaanne kapıyı...yeşilemi boyasak?
-hangi kapıyı?
-han kapısını babaanne!
-dalga mı geçiyon kıs sen benle.pzvngin doğurttuğu!
araya biraz zaman girince ne anlatıgını unutmayan ama unutmus ayagına yatan yaslılarda olabılır.

her gün karşılasılan yaslı komsudan hep aynı hikayeyi bıkmadan dinlemektir. siz hikayesinin bütün detaylarını bilirsiniz ama o ilk kez anlatıyormuş gibi anlatır.

12 yasımda evlendim. ablamın zor bir hayatı vardı ama katlanıyordu. beni de ablamın o zorluklara katlandıgı düşüncesiyle sırf aynı anne babadan olduk diye çilekeş olabileceğim ihtimali ile aldılar. kaçıracaklarmiş diye duyduk babam da korktu belki. evlenip geldiğimde ilk gün kaynanam olan kadından azar işittim evin düzenini bilmiyordum. üstelik bana anne diyeceksin diyordu. bende sen benim annem değilsin diyordum hep sonra alıştım tabi. deden demir yolundaki tasların kırılma işini almıştım. üstümde tek bir hırka kar yağarken sabahın köründe cıkıyorduk yola. üşüyorum derdim. elimdeki balyozu vurursam ısınırsın, bak bu işi aldık bitiremezsek ne der elalem derdi. bir oğlum vardı...

her seferinde yanından gecerken ayaküstü nasılsın dememe kızıp, nasılsın diyip kacıyorsun, gel bir otur biraz diyip yalnızlığından yakınması. sonra böbrekler çalışmıyor benim. kendine ne olursa olsun dikkat et. bak insan gencliğinde alıyor dertleri yaşlanınca harcanıyor. üstelik yalnız basına.

ve hep aynı hikaye... gözlerindeki o tuhaf duyguyu görmekten gecemedıgımden her seferinde gözlerinin içine bakmam. o ise arada bir yüzüme bakıyordu kaç kere anlattıgı hikayeyi satırı satırına bildiğimi bilmeden belki. sonra yine önüne bakıyor. ben o bakıslarından ona bir sey olursa içimde çok büyük bir boşluğa yer ayıracagımı bilip üzülüyorum, belki yalnızlığını bir an olsun unutturmak için biraz daha çok kalıyordum yanında ama o her aksam ışığını kapatmadan uyuyordu karanlıktan korkuyordu üstelik cocuk degildi ama korkmanın cocuk yaslardan sonra da yaşanabileceğini biliyordu.

yarın yine görsem gitsem yanına yine devam edecek hikayesinin en basından ve yine aynı, bilindik sonla noktalayacak.

üstelik o alzeimer değil, böbrekleri çalışmıyor sadece ve cok yalnız... gece karanlıkla karşılasmaktan korkacak kadar da cocuk...
araya laf karıştırarak ne dediğini unutmuş ayağına yatan yaşlılar vardır bir de. ha gençler de var böyle, hepimiz yapıyoruz o ibneliği. ama yaşlılar için çamura yatmak kolay oluyor, 'yaşlılık işte yavrucağızım' bahanesi ile.

-kalk kız, otur otur götün büyüdü. su getir.
+tamam ya ne kızıyorsun
-o tırnaklarını sökücem. köpek götüne benzemiş siyah siyah
+sen genç olmadın sanki
-ah biz hanımefendiydik. her gün başka renk sürerdim ben, böyle cıvıl cıvıl kadın rengi. ellerim pek güzeldi, deden ilk ona vuruldu zaten.
+hey yavrum be!
-bi gün tuttu elimden, semiha dedi, çekti beni..
+eee?
-suyu çeşmeden mi koydun?
+yok sürahiden. anlatsana sen. dedem çekti seni kenara?
-ay kafa mı kaldı bende. eskidik kızım, eskidik.. pis ojeli! bu ellerinden su içmem ben senin.
geçen yıllarla yaşadığı tecrübeler beyninin büyük kısmını doldurmuş ve artık beyin iteleyerek birşeyleri kabul görmektedir. beyin doludur belki ama zikredilirken cümleler birbirine karışabilir ya da, unutulabilir.

devamında huysuzluk gelir. uzatır da uzatırlar anlatacaklarını. canı sıkılan gençler lafı toparlamasını istercesine araya laf sokunca unutuvermenin huzursuzluğuyla saldırmalar başlar.
yasliligini bu durumda kaldiginda hissedebilecek bireydir. araya laf sokulmamasina dikkat edilmelidir.
"ayh ne diyodum şekerim" şeklinde sohbete devam eden bir teyze olabilir.
dinleyici kişiden hayatının geri kalan kısmını kendisini dinleyerek geçirmesini beklememeleri gereken yaşlılardır. bol bol şikayet ederler. sağlık sorunlarının anlatımını takiben ''çabucak geçen ve kıymeti bilinemeyen gençlik'' temalı tavsiye kısmı başlar.
kira istemeye geldiyse eğer, araya ne kadar laf girse de lafını unutmayan yaşlıdır.
yasli degilim ama bu durumu sık sık yasamaya basladim. alzheimer e dogru ilerliyoruz bakalim...