bugün

bunlar da sadece annelere has huylardır. babalar yapmaz bunları mesela.

yemeklerden sonra, elbezi ile ellerimiz ağzımızı silmek istemesi. (ne kadar büyürsek büyüyelim)
eve gelince; "geldin mi?" demesi.
babaların gelmesine yakın değişmeleri, daha bir nazlı, alıngan ya da kaprisli olmaları.
"baban gelsin, görürsün" diye tehdit etmeleri.
yemekteyken sürekle direktifler vermesi biraz su iç şimdi ekmek ye biraz bekle şimdi ana yemeğe saldır gibi.
elinde meyve sepetiyle evin değişik odalarında bulunan aile bireylerine meyve servisi yapması,
insan üstü bir gayretle yerleri silip parkeleri aşındırması sonra "aman da yorgunum ben" diyerek aile bireylerini telaşlandırması,
"bugün okula gitme alışverişe gidelim" diyerek okula göndermemesi, sonra "senin neden bu kadar çok devamsızlığın var" diye şikayet etmesi,
alışverişteyken "bunun daha kısası yok mu" diye sorması, "ay bu cok kapalıymıs" diyerek alacagı seyi bırakması, ne alsa kısalttırması..
vs.
plastik yogurt/peynir/dondurma kutularini atmayip saklama kabi olarak kullanmalari sonra da dolaplarin bu kaplarla dolup tasmasi. en kotusu de buzlugu acip baktiginiza dondurma var zannedip kutuyu actiginizda icinden bezelye cikmasi oluyor.
camasirlari belli bir kurala gore ipe asmasi ve siz rastgele astiginizda bak bunu buraya asmayacaksin, atletler bir yere, donlar ayri bir yere yan yana, bu tisortler boy sirasina gore falan deyip cildirtmasi.
siz evde yokken oturduğunu, kadın programlarını izlediğini bildiğiniz halde siz evdeyken, perde astırması, temizliğe kalkması.
menapoza girmeleri.*
evde yatıya kaldığım zaman her sabah saat 8'de benim odanın camını açması. uyan demek mi bilemedim.
dışarı çıkarken olum çık yukarı bir kontrol et bakalım ütünün fişi çekik mi , ocak kapalı mı , televizyonu kapamış mıyım gibi unuttuğunu sandığı şeyleri kontrol ettirmesi ve de her seferinde ütünü fişinin çekik , ocağın ve televizyonun kapalı oluşu.
kızardım anneme benimle övünmesini bilmediğinden. istediğim beni başkalarına övmesi de değildi ama keşke yermeseydi.

bi konu komşu toplandığında nasıl olur olur söz çoluk çocuk tombalak torundan söz açıldı mı başlardı herkes ay benimkinin böle marifetleri var, ayy benimki şunu pek güzel yapar, ay benimki günde 8 saat test çözer, ay benimki 10 dakika nefesini tutar. * ayy de ayy. sıra anneme geldi mi de annem de başlar ay benimkini napcaz bilmem öğretiyoruz da ama ne bi işin ucundan tuttuğu var ne de oturup ders çalıştığı var. varsa yoksa arkadaşları, gezmeler, tozmalar. cık cık cık.

annemin eş dosta yakınmalarına rağmen veli toplantıları ailemizin en büyük eğlencesiydi.* annem babam ablam utanmasak halam dayım ve amcam. * * * her bir öğretmenle tek tek görüşülür ayşe nasıl hocam diye her birine bir bir sorulurdu. hemen hemen hepsinden, ayşe gayet gayretli, başarılı bir öğrenci biraz fazla hareketli ve konuşkan ama çocuk yani olacak o kadar heheh, gibi cevaplar gelse de annem ikna olmaz hocalarıma da beni yerip onlardan garip istekler de bulunurdu: hocam ayşe hiç çalışmıyor ancak sınavdan sınava. sınavlarınızı biraz daha sıklaştırsanız bari de ayşe de bi yerlere gelebilse yoksa olcak gibi değil hocam. * *

farkettim ki bir de annem bana nasıl başkalarının başarılarını anlatıp örnek almamı istiyorsa, annemi dinleyen anneler de evlatlarına anlatıp beni ayşe çok haylazmış sakın ha sen onun gibi olma diye tembih ediyorlarmış. *
garip bi oyunumuz vardı küçükken. hırsız polis. bisikletli oynardık. polis hırsızı yakalayıp bitane patlatırdı. birgün bunu özkan la ben oynuyorduk. özkan hırsız ben polistim. uzun bi kovalamacanın ardından onu yakalamıştım yorulduğumdan da kızgındım, çat diye indiriverdim hem de suratına. özkan birden bağırmaya başladı: teşekkür alan bi öğrenciye sen bunu nasıl yaparsın ühühühü. korktum. ben de üste çıkmaya çalıştım: takdir almış bi öğrenciyi sen nasıl yorarsan işte öyle. o üstüme gelmeye devam etti: sen anneni de üzüyorsun ben annemi üzmüyorum daha senle oynamayacağım.
nasıl yani ya? başta benden başarılı olduğunu ima sonra da annemi üzdüğümü iddia etmişti. farklı okullardaydık. nerden bilebilirdi ki? tabi ki annesinden.

küçükken takardım bunlara farkettim ki şimdi annemin anlattıklarıyla değil kendi yaptıklarımla insanların aklındayım. annemin yermeleri onların dilinde ama fikrinde değil. hoş ne kadar annemin yermelerini hala tasvip etmesem de daha da güzel bir şey farkettim, annemin yermeleri içindekileri bastırmak, övünmemeyi başarabilmek içindi. eee napalım annem de bunu ancak böyle başarabiliyordu.
kitap okurken ya da bir şeyler izlerken pat diye kapıyı açması, komşunun ya da uzak bir akrabanın başına gelen kendince felaket bence normal olayları pat küt söyleyip gene aynı hızla odadan çıkması, bu nedir abi diye söylenmenize sebep olması.
üşümediğimize inanmamaları.
karşında seni görmesine rağmen geldiğine inanamayıp gedinmi diye sorarlar.
(bkz: anne deyince annenin bakmasi)
bayram temizliği diye evin altını üstüne getirmesi. sanki misafirler jüri koltuğunda evin abuk subuk yerlerine not vericekler. annem de talihsiz elenen yarışmacı olacak.
eve geldiğinizde kapıyı açması ve 'geldin mi?' diye sorması.
'gelmedim anne arkadaşlarla biraz daha dolanıp geliyorum' veya buna benzer bir cevap verirseniz,
'saçma sapan konuşma, gir içeri' lafını yersiniz.
tamam annişkom. ben saçmaladım. canım benim.
evdeki salonun kapısını kilitlemesi ve misafir gelmedikçe de kapıyı yalvar yakar açtırmak zorunda kalınması...
şofben açıldığında bütün ev insanlarının yıkanmasını istemesi.
adaptortörün sıcaklığına bakarak atari oynama süresi tahmini yapması..
-kalabalığın içinde isminizi söylemek suretiyle size seslenmesi ve kalabalığın dikkatlerinin size yönelmesine neden olması

-yemek yenmektedir.
anne:(babaya bakarak)bi' tabak daha ister misin?getireyim mi?
baba:olur
anne:susuzsuperisi, kızım bi' tabak x koy babana.
(bkz: çiçeklerle konuşmak)
başınıza birşey geleceğini önceden sezebilmeleri.
sevdikleri diziyi izliyorken yanında bulunuyorsanız ısrarla size diziyi baştan sona anlatmaya çalışmaları, istemiyorum anlatma çığlıklarınıza aldırmamaları, sonunda az ilgileneyim kurtulayım mantığıyla bundan sonra ne olacak? bu kim? gibi sorular sormaya başladığınızda bir dizi izlettirmedin senle mi uğraşacağım diye sizi terslemeleri.
(bkz: babannemi sevmesi)
bu saatten sonra banyo yapılmaz, sabah yaparsın demesi.*
haberleri izlerken 50 tane soru sorması.
kim ölmüş, kim yakalanmış ne dedi ve siz tüm bu sorularından bunalmış ya anne sen izlemiyor musun neden herşeyi bana soruyorsun dediğinizde de, öyle kafamı ağrıtamam ben sen izle bi zahmet özet geç annen değil miyim deyip bi de duygu sömürüsü yapması saf ayağına yatan tilki anne modeli sanıyorum.