bugün

yanlış anlaşılmaktan daha evla durumdur.
anlatım ya da anlayış yoksunluğu kaynaklı durumdur. her türlü çileden çıkarır insanı.
kaybolmak gibi bir şey... bilmediğiniz bir kentte yaşamak, bilmediğiniz insanlarla dilinizi bilmediğiniz bir ülkede yaşamak gibi... insanın kendi içine kapanmasına neden olur.
kökeni anlatamamaya dayanır.anlatırken ne kadar ifade etseniz bile eksik kalırsnız.
anlattıklarınız karşınızdakinin anladığı kadardır.
Yok böyle bir kavram. Anlatamıyorum demiyorsunda, karşındakinin anladığı kadar oluyor, senin anlattıkların.Madem o kadar iyisinde neden? başaramadın anlatmayı.
anlattiklariniz karsinizdakinin anladigi kadardir yada anlattiklariniz karsinizdakini ilgilendirmiyordur
bir yerlerde hata yapıyorsun dostum, kabul et ve düzel(t).
içimizdeki bozukluk temelinde devam eden iletişim bozukluğu işte, dahası değil. karşındakini dinlemeyi öğrendiğinde "anlaşılmamak" mümkün değil. mümkün olan mı? ımm, bilemedim ki. önce "ben" dememeli. sonrası...
yanlış anlaşılmaktan çok daha iyi olan durumdur.
'ormanda yolunu yitirmiş çocuklar gibi terkedilmişlik içersindeyiz.önümde durup bana baktığında,ne sen benim içimdeki acıları anlayabiliorsun,ne de ben seninkileri.ve senin önünde kendimi yere atsam,ağlasam ve anlatsam bile biri sana cehennemi sıcak ve korkunçtur diye anlattığında cehennem hakkında ne bilebiliyorsan benim hakkımda da ancak okadarını bilebilirsin.*
Bir yer var; biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
Yöntem probleminiz olduğunuza delalettir.
nefes almayı zorlaştıran durum haline gelebilen.

şöyle ki, kaldırımda ağlamak yasakmış. kaldırımda orospular gökyüzüyle başbaşa kalabiliyormuş sadece. bilemedim. oturdum, ağladım. sonrasında bir polis arabası, ardı arkası kesilmeyen sorgu.

- neden buradasın?
+ biraz ağlamak ve rahatlamak istiyorum.
- bir şey ister misin?
+ su olabilir.
- buyur. neden ağlıyorsun?
+ kız arkadaşımdan ayrıldım.
- nasıl yani? eşcinsel misin?
- alın bu numaram, sizi düzeltmeye çalışacağım.
- herkes kafasına göre yaşayamaz.
- ne yani bir de evleneceksiniz sanki. peh.
(kendi kendine konuşmaya devam eden ve saçmalayan bir polis, sizi anlamayı bırakıp canınızı yakma evresine geçmiştir.)

+ biraz daha ağlamak istiyorum!
Hayat üç beş cümleden biraz daha uzun, susmaktan daha kısa ve ikisi.

Hayatın bir çok yaşama biçimi, ama bir anlamı var ve biçimlere anlam yükledikçe hayat biçimleşiyor, anlam biçimsizleşiyor Tanrım! Tanrım anlayamadıklarımızdan bizi koru. Anlamayanları bizden koru amin.
anlaşılmıyorum değil; anlatamıyorum dediğimizde belki daha etkili yöntemler bulabiliriz.
söylediklerimden sorumluyum, anladıklarınızdan değil!
yok böyle birşey. anlatamamak vardır. yanlış mı anladı, bir daha anlat efendim. gerek yok "buraya ait değilim, kimse beni anlamıyor" tribine. böyle
karşınızdaki insanın sizin gibi olmadığını bilmektir.
seni gerçekten anlamayı denememiş biri için, söyleyeceklerin hep fazla gelir.
bir sonraki aşaması susmaktır. sonrasında hep susarsınız zaten.
yalnızlığa doğru yelken açmadır. kimse mi anlamaz arkadaş beni dedirtir sonunda. belkide eşsiz bir ruha sahip olunduğunun belirtisidir.
belki de budur insanı yiyip bitiren.
Karşındaki insanın düşünce fakiri olması veya senin anlatma kabiliyetinin olmamasından kaynaklanan durum. Belki de insan anlaşılmak istemediği için diğerleri onu anlamıyordur. Herşey aslında bireyin elinde. Anlaşılmak da anlaşılmamak da...
bence bile bile yapılan bir şeydir. Ama anlatan tarafından değil, anlamayan tarafından. Zira kimse anlaşılmaz değildir.
aslında kimse kimseyi tam olarak anlamaz...insan bazen bir şeyleri dolaylı yoldan anlamak veya anlatmak ister...