bugün

yol sorduğum bi taksicinin;
-arabadan in de sor.
demesi ile birebir öğrendiğim durum.
türkiye'nin en enteresan şehirlerine komşuluğu ve yakınlığı sebebiyle göç almış bir şehir olduğundan gayet normal olan bir durumdur.
ankara'nın hemen her yerinde gece istediğiniz saatte ailenizle gezinti yapabilirsiniz,rahatsız eden olmaz. ankara'nın kalabalık yerlerinde "aman kapkaç olur" diye eliniz götünüzde gezmenize gerek yoktur.kaba ve moron insan her yerde bulunur.20 sene ankara'da,4 senedir de istanbul'da yaşayan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki kaba ve moron tip sayısı bakımından dünyada çok az şehir istanbul ile yarışabilir.
yeni tespit edilmiş bir durumdur.içindeki genelleme aşkı bambaşka olan norveçli balıkçıların-pardon bilim adamlarının tespitidir.bu bilim adamlarının zamanında çekik gözlü japonlar hakkında ortaya attığı miyopluk tespitinden sonra fazla ciddiye alınmaması gereken durumdur.daha doğru tespitler için (bkz: siki siki baba teorisi).
(bkz: #3907528)
bir iki ziyaretle edinilmiş yanlış bir izlenim.
-genellemelere varmak için yeterli veri yoksa bazen susmak daha iyidir değil mi dalburdak abi?
+evet koçum.
artık gittiğim semtten midir bilmem ama, benim gördüğüm insanların çoğu gayet kibar insanlardı. ama illa ben önyargılıyım diyorsan, git ankaranın en köhne yerine sonra de ki 'ay ankaralılar çok kaba'. kutlarız.
nedenin ankarada deniz olmamasıdır.
yazar arkadaş biraz daha ileride saf ırk tartışmalarını coşkuyla alkışlayacaktır. tabi eğer halihazırda alkışlamıyorsa... nedir yani!... beyefendiğin öğrendiği ve konuştuğu türkçe doğru olan türkçe midir. saçma!... olsa bile bu marifet değil ki övünesin. insan doğduğu topraklarda yaşamakta olan kültürün içinde öğrenir, ''ana!...'' mı diyeceğini, ''aney!...'' mi diyeceğini... küfürün ne ölçüde kullanılacağını da öyle. adanalıların da küfürbaz olduğunu biliriz mesela. rize' liler, samsunlular da hiç az değillerdir. ama ne ki bu. ne var yani. ''kız la bak senin .mını yırtarım'' cümlesini hiç duymamışsa, yazar arkadaş fanusta yaşamış demektir. istanbul sokakları bu nağmelerle süslüdür çünkü. mesele incelik kabalık meselesi midir. komik!... komik çünkü yazının ve yazarının ruhundaki kabalık kadar kaba değildir bu dil. yazı tamamen bir düşmanlıkla yazılmıştır. sıradan halka düşmanlık. sıradan halka karşı tahammülsüzlük vardır yazıda. sadece ankaralı' lar değil yani. ankaralı' ların gocunmasına gerek yok. eh!... bu kadar yazdık sevinmiştir artık.
ceren isimli kızların esmer olması gibi dayanaksız tespitlerin evrim geçirmiş hali. gördüğü bir iki kaba insanı ankaralı diye suçu tüm ankaralılara atan iki ayaklı organizma yumurtlaması.
genellemelerin ne kadar yanlış olduğunun göstergesi olan bir diğer genellemedir. her şehirde kaba olanı, nezaket sahibi olanı, ince davranış sergileyeni ya da bildiğin haycan olanı vardır. bu bölgesel ve sosyolojik etkenlerden kaynaklanan, mahalleden mahalleye değişiklik gösteren bir durumdur. bu yüzdendir ki böyle bir genellemenin geçerli olması söz konusu değildir.

(bkz: ne diyo olum bu bebeler)
ankara'da ankaralı olmamasından kaynaklanan acı ama gerçek bir durumdur. aslında ankaralı (veya sonradan ankaralı olanlar) öyle sanıldığı gibi kaba değillerdir. ankara'nın genel nüfusunun çoğunluğu memur kesim olduğundan belirli bir kültüre ve altyapıya sahiptir. bu kanıya nasıl vardığımı basit bir örnekle kanıtlıyayım, kpss. ve en az okumuşu bile mutlaka bir lise hatta kendi dallarında olan meslek lisesi mezunlarıdır. üniversite mezunlarının oranınından bahsetmiyorum bile.
tabi sokakta çalışan vatandaşlarımız maalesef biraz hatta üzgünüm baya kültürsüz ve dallamadır. o tip insanlar ankaralı değil civar illerin köylerinden göçmüşlerdir ve tüm köylüleri ile aynı mahallede kaldıkları için kent kültürüne adapte olamamışlardır. bu sebepten hala dağda bayırda konuşur gibi "la hasan la ağuna goyam baksana müşteri geldi" diye sağdan sola rahatça bağırabilirler. ve sağından solunda geçen hatunlara "la bebeye bak le ağına goyam" tadında yaklaşabilirler. zaten mesai saatleri içinde işi gücü olan insan sokaklarda dolaşmaz tahmin ve idrak edebileceğiniz gibi.
ve ankara insanı daha doğrusu memur kesimi birbirinin halinden anlayabildikleri için daha saygılıdırlar.
ve deniz, doğa güzelliği olmadığından sosyal aktivite, kitap okuma, sinema gibi kültürel alanlara daha yatkındırlar.

peki istanbul için aynı söyliyebilir miyiz? tabi ki hayır.
istanbul'daki keko sayısı ankara'dakiyle kıyaslanamaz bile. hele eğitim ve kültür seviyesi tartışılamaz bile. istanbulluların değil kaba bazılarının insan olması bile insana garip geliyor. bin(?) türlü insan var ve seviyeler tahmin edilemeyecek kadar küçülebiliyor istanbul'da.

dediğim gibi mesai saatlerini baz alarak, sokakta boş gezen dallamalara bakarak bu yargıya varmak ankara'ya ankaralılara haksızlık olur.
çok yanlış bir önermedir. küfür bile etmiyoruz abura koyim.
aslında gerçek, öz, ankaralıların gayet nazik insanlar olması sebebiyle yanlış bir önerme. fakat tamamen değil.

anadan babadan ankaralı olanlar dediğim gibi gerçekten de nezaket sahibi insanlardır. çocukları da öyle.

fakat yıllar öncesinden çankırı'dan yozgat'dan, kırşehir'den gelmiş kendini artık ankaralı sayan kesim bir kimlik karmaşası yaşadığından öz ankaralı olanların yanında pek bir kaba kalmışlardır. sorun bundan kaynaklanmaktadır.
at gözlüklerine sahip genelleme.

öyle ki; genellemeye anti-tez verirken bu kez diğer şehirlere laf söyleniyor halbuki bu tamamen yöresel bir olay ve görgüdür.
bulunulan çevrede bir duruş bile farklı, garip, hatta görgüsüzce bile gelebilir... fakat bir başka ortamda bizim bakışımız atıyorum davetkar ya da içten pazarlıklı sanılabilir. lehçe ve şivede aynen bunlara dahil. size göre küfür çok kabaca bir şeydir ama bir başkasına göre alalade bir şeydir.

çok kabataslak-çok basit bir örnek: (bkz: haka dansı)

hadi adamları kınayalım toplanıp... yok canım onlar farklı onlar yeni zellandalı dimi?
ama ankaralılar, çankırılılar, yozgatlılar ve kırşehirliler harbi çok kabalar... tez elden ağızlarına biber sürüle... diksiyon ve zerafet dersi verile.
dilimiz kabadır ankara bile diyemeyiz angara deriz,salon beyefendisi olamayız bi türlü,türkiyenin en yoz müziğini dinleriz(yapanlar çingenede olsa dan çok dinlendiği için bizim müziğimiz değil diyemiyeceğim),amca kavramı yoktur tanıdık tanımadık her büyük erkek kişi dayiidir(dayı değil dayii),kavgadan kaçmayız,temel besin kaynağımız çekirdektir,akraba evliliği çoktur vb vb.tüm bunları kabul ediyorum bir ankaralı olarak.
ankaralılar kabadır vb ama 7den 77e okumuşundan cahiline solcuların devlet fetişistliği dediği inanılmaz bir devlet ve millet sevgisi vardır.bunu gören osmanlı kritik yerlere nüfusu hep buralardan götürmüştür rumeli,doğu karadeniz vb.milli mücadelenin merkezi olmasıda jeopolitik önemi kadar(demir yolunun bittiği yer,sınırlara uzaklığı vb)bu özelliğininde etkisi vardır.
kabalığına gelince daha yeni yeni şehirde yaşamaya başlayan anadolunun en sert coğrafyasında yaşayan insanlardan şu an için daha fazlasını beklemek fazlaca insafsızlık olur.
yanlış. ankara'da her yöreden insanların yaşadığı düşünülürse yanlış. ayrıca kabaysa kabadır, beğenmeyen kulaklarını tıkasın, duymasın akıl küpcüklerim.

akıl küpcüğü olmak bok yemeyi engelleyememiş bakıyorum da.
nası kaba olabiliyorum şu istanbullu halimle, ilginç geldim kendime birden.
(bkz: angara)
ankara'ya göc eden insanlarin genelde ;

-çankırı
-çorum
-ebene koru... pardon yozgat,
-kırşehir

ve benzeri illerin insanlari olmasindan kaynaklanan durum olabilir. en azindan çok kaba bir şive ile konustukları asıkardır. bakkala gidip ''la bana ordan ihi gisa samsun ver amuğuagoim'' diyen enteresan insanlar var ankara'da. ben garipsedim.
(bkz: ankara nın kaba bir şehir olması)
ön yargıların en büyüğüdür. başlığı görünce aklıma iki şehrin otobüs terminali geldi vay be dedim istanbullular ne kadar kibarmış ki terminallerinde valizini yere bırakmaya iğrenirsin, ankarada denizi olmadığı için kaba tamam ben kabayım ama en azından tuvalet kullanabiliyorum.
büyük ihtimalle yanlıştır. istanbul'un en ücra köşelerine gidip tüm istanbul u etiketlemekle eşdeğer bir tesbittir, önemsizdir.