ya gezmediğin ülkelerin sokaklarında gezdirir seni ya da ateşin çıkar!
çok fazla kitap!

2. tezkere üzerine

sayfa : 239

yaşasın ırak halkının direnişi. yaşasın ırak halkına silah çekmeyip, silahlarını söken, kendini yaralayan, askerlikten kaçan, insan öldürmem, kendimi öldürürüm diye intihar eden amerikalı asker çocuklar!
kahrolsun para için ülkesini satanlar!

Irak senin neyine...
ne köpektir onlar. kemik versen yemezler. insan etiyle ,insan kanıyla beslenirler. akıttıkları kanda boğulacaklardır. bir de bu köpeklere köpeklik edenler vardır ki; yatacak yerleri yoktur. işbirlikçi köpeklerin dini , dili, milleti , şerefi, haysiyeti hiç olmamıştır.
bir nihat genç romanı.
ülkemizde çokça olan bir köpek cinsidir.
nihat genç üstadın değerli bir eseri. (bkz: nihat genç)
(bkz: içimizdeki araplar) kadar tehlikeli grup.
(bkz: neo nazi)
Bazıları şunlar ;

Amerikan Pitbull Terrier
Amerikan Bulldog
Amerikan Staffordshire Terrier
Amerikan Tilki Tazısı
Amerikan Pitbull Terrier
öylenme sebebini incelemeye gerek duymaksızın ırkçı olduğu söylenebilecek ifade..
ülkemizde bolca bulunan köpeklerdir.
Muhteşem tespitlerle Nihat Genç kitabı.
Başını suudi arabistan'ın çektiği ortadoğu'da fazlaca bulabileceğimiz itler sürüsü. Tek amaçları amerika ve israil'in refahıdır. Ülkenin başına antiamerikancı biri mi geçti hemen darbeyle indirip uşaklarını başa geçirirler.
Cocker Spaniel, Pitbull Terrier, Bulldog, Staffordshire Terrier vs.
ilk baskısını 2004 yılında yapmış gazeteci yazar nihat genç'in yayınlanmış yazılarından oluşan kitabı.

Çeşitli başlıklar altında çeşitli meseleler hakkında yazıları var. Hepsinin ortak noktası kitabın adından anlaşılıyor. Olumsuz olarak belirtebileceğim bir nokta bir konu hakkında anlatmaya başlayıp farklı yönlere doğru kayarak konu bütünlüğünü sağlamakta zorlanıyor. Lafı Lafı açması durumu, büyütülecek bir şey değil.
Anlatımlarında tarihe coğrafyaya sık sık vurgu yapmış. Birçok meseleyi tarihsel gelişimiyle aktarmış. Tvde rastladığımız konuşmaları gibi duygusallaştığı, öfkelenip yer yer hüzünlendiği bölümler var.
Yazıldığı dönemin ve evveliyatının sorunlarına odaklandığı için doğal olarak güncelliğini koruyamamış gibi görünebilir ama hafıza tazelemek, 2000lerin başıyla günümüzün mukayesesini yapmak adına iş görüyor.
Amerikan emperyalizmine, yerli-yabancı işbirlikçilerine öfkesini kusup, beddualarını dizmiş. düşüncelerinin çoğuna katılmakla birlikte şaşırdığım hatta garipsediğim noktalar da oldu. Mesela ben de aynı kanıdayım; tarihi tarihçilerden okumak gerekir, hamasetle tarih okunmaz. ancak kendisi de bundan bahsetmiş ama kimi yerde aynı tuzağa düşmekten kurtulamamış.

Arap Dünyası günceli ve siyasi tarihi geniş bir yer kaplıyor kitapta. Orta doğunun emperyalist ve anti-emperyalist yakın tarihini özetlemiş. Bunu yaparken de kimi zaman madalyonun öteki yüzünü göz ardı ettiği, fazla duygusal yaklaştığı olmuş. Örneğin Filistin'li intihar bombacılarını Kurtuluş Savaşı şehirlerimize benzetmesi biraz fazla geldi bana.
Doğu gezilerinde gittiği ülkelerde yaptığı gözlemler şaşırtıcı, ufuk açıcı şeyler. O ülkelerin aydınlarıyla düşünce insanlarıyla bağlatı kurmuş. Müslüman dünya içindeki ayrıksı, akılcı, sosyalist düşünceleri okumak güzeldi.
Komşu ülke ve yakın bölge ülkelerinin yakın tarihine değinmesi emperyalizme karşı topyekun bir bakış için kullanışlı. Türkiye ve Türk halkı olarak bu bağlamda orta doğu coğrafyasıyla kuvvetli ilişkiler kurmamız gerektiğine vurgu yapıyor.
Suriye halkı ile ilgili anlattıkları özellikle şaşırtıcı geldi. O kadar olumlu konuşmuş güzellemeler yapmış ki, ''ülkemizdeki Suriyeli mülteciler başka bir diyardan mı geldi acaba?'' diye düşünmeden edemedim.

Bir garip nokta daha; kitabın bir yerinde Ahmet Davutoğlu'ndan, çok değerli bir bilim adamı olduğundan falan bahsetmiş. Okuduğumda ağzımdan bir ''oha!'' çıktı gayriihtiyari. O dönemler Akp'nin bu kadar palazlanmamış, kartları açık oynamamış olmasına verip uzatmak istemedim, neyse...
Konu dinden açılınca sürekli güzellemeler, olumlu yönler üzerinde dururken dinin doğu toplumlarının geri kalmışlıkları, kardeş kavgasına düşmelerindeki payı es geçilmiş gibi geldi. *

Kitabın yazıldığı dönem Irak tezkeresi tartışmalarına denk geliyor. Medyadaki savaş çığırtkanlığı ve Amerikan propagandası yapan satın alınmış kalemleri baştan sona hakaretamiz bir dille hicvettiği bölümde epey güldüm. Açıkça söylemiş yazdıklarımdan ötürü dava edin şimdi beni diye. Bilmem dava açtılar mı ama Nihat Genç'in küfür dağarcığı da baya iyiymiş hani.
En beğendiğim bölüm ise 'Stratejik Sohbet'. Emperyalist ideolojinin basın ve stratejistleriyle kavramları eğip bükmesi, ezilen toplumlara gerçeğinden kopuk payeler, boş hamaset dağıtarak mevcut durumundan dışında farklı rüyalar içinde yaşamalarını ve böylelikle kendi emellerini daha rahat bir zeminde uyguluyor oluşlarını anlatmış. Her toplum kendi tarihiyle övünüp duruyor, mazinin güzel yanlarıyla sarhoş oluyor, bkz:Osmanlı düşlriyle yatıp kalkanlar..
Sağ iktidarların ülkenin zenginlikleri ve yarınlarını kemirişini, zihniyetlerini, nasıl kadrolaşarak devleti ele geçirdiklerini gayet basit ve etkili bir dille anlatmış.
Yalnız sağ ideoloji ve rezilliklerini değil solun da sorunlarından bahsetmiş. Özellikle hak adalet, eşitlik gibi meselelere eğilmesi gerekirken ülkemizdeki Amerikancı/Avrupacı solcu diye nitelediği kesimin etnisite üzerine odaklandığını ve ayrılıkçı Amerikancı bir siyaset izlediklerini belirtiyor. Bu kesimin düşüncelerinin temelinde ekonomik bağımsızlık değil etnik bağımsızlık yatar demiş. Son on yıldaki tartışmaları gözden geçirince katılmamak elde değil.

Sol ve aydınlamacı cenahtan bir yazar olarak sağ ve tutucu kitlelerin yapısını, güdülerini ve motivasyonlarını çok iyi biliyor. Cumhuriyetin gelişmesi adına toplumsal çatışma doğuran hatalardan bahsetmiş. O zamanlardan bugüne değin süren okumuş-cahil, çağdaş-yobaz, gelenekçi-yenilikçi çatışmasının artık terk edilmesi, ülkemizin bağımsızlığı ve sömürgeciliğe karşı birleşilmesi yönünde hayali var. Ne kadar mümkün olduğunu düşün dur...

Teşbihli anlatımı en güzel uygulayan yazarlarımızdan biri. Halk ağzı ve deyişlerini de yerli yerinde ve çarpıcı bir şekilde kullanıyor. Bir çok deyişi ilk defa kendisinden okuduğumu belirtmeliyim.


Sonuç olarak bilgi birikimi ve anlatımıyla okunmaya değer bir kitap bu.
Nihat genç ise artık eskisi kadar yüksek sesle konuşamıyor. Bunda ülkenin ve ifade özgürlüğünün geldiği durumun, Doğu Perinçek'in çatısı altında olmasının payı ne kadardır bilemem. Eskisi kadar dinlemiyorum kendisini...
görsel

Fetöş.