bugün

butun ufolarin bok varmis gibi amerikaya inmesi
devriye polisleri amerikan filmlerinin vazgeçilmez klişelerinden biridir..

sokağın köşesinde bir büfenin * * önüne parketmiş bir şeyler yiyecek olan devriye polisinin hemen yanında bir olay patlak verir ya da çoğunlukla kaçan suçlular o polislerimizin yanından hızlıca geçerler ve olay başlar..

şöyle ki;

polislerden arabayı kullanan dışardadır ve kahve ile kurabiye almıştır..yanındaki polis ise genelde şişkodur ve kahvesini içmektedir o sırada..yandan hızlıca arabanın geçmesiyle şöför olan polis hızlıca arabaya biner ve muhteşem bir seri hareketle arabayı çalıştırır, gaza basar..tabi bu sırada yandaki şişko polis shit der ve kamera ona döndüğünde kahvenin üzerine dökülmüş olduğu anlaşılır..şişko poliste görev aşkıyla hemen elindeki çörek ve kahveyi dışarı fırlatır..ve bu devriye polisleri hiçbir zaman başarılı olamazlar sadece bir ara sahnenin kahramanlarıdır genellikle..

bir diğer klişe ve saçma hadise ise nerdeyse her filmde bulunan yolda görsen yüzüne bakmayacağın ezik bir tipin zor durumlarda bulduğu akıl almaz çözümdür..öyle ki;bu sahnede çocuk adeta profosor edasıyla çözümü anlatır..çoğunlukla matematik, fizik, kimya, psikoloji ve amerikan tarihi kullanır..zaten o eziğin o sahnede bulunma amacıda budur yoksa niye koysunlar allahın eziğini muhteşem delikanlımız ve taş hatunumuzun yanına..ayrıca o ezik genelde de ilk ölendir..ezik işte!!

ayrıca bir de şu sözler her filmde defalarca kullanılır;

**sana bunun için para ödüyorum
**shit
**bullshit
**fuck
koskoca mafyanın işi gücü olmadığı için karizmatik, çılgın ve bezgin polisin karısını kızını öldürür ve polis de "ahtım olsun yaktım lan hepinizi "der ve tek başına mafyayı çökertir..
afet ve savaşla ilgili filmlerin sonunda amerikan bayrağı' nın istisnasız çekilmesi.
her tehlikde mutlaka dünya kurtarılır.
dünyaya gelmeleri kabahatmiş gibi ottan,boktan,şundan, bundan her vesile ile özür diler
amerikalılar 'üzgünüm' diye. bunu yaparken yüz ifadeleri de bir standarta bağlanmıştır
sanki. dudaklar sıkıca kenetlenip,hafif ileriye uzatılır eş zamanlı olarak ta yukarı
kaldırılır. bu esnada artık hangi kasların marifeti ile bilemeyeceğim, hepsinin çenele-
rinin ortasında belirgin bir çukur veya yarık oluşur. ( özal'ın ki kraterimsiydi )
allah uzun ömür versin yaşayanlar içinde en tipik örneği dallas'ın yüksek
beygirli motoru sue ellen'ın çenesinde müşahade edilebilir.
ev veya ofis,bulunulan yere giren kişiye,günün hangi saati olursa olsun içecek bir şey-
ler ya teklif edilir ya da doğrudan sunulur. ikrama muhatap kişilerin bitirdiklerini
tarih veya hiç bir senarist yazmamıştır. iki fırttan fazla alan nadirattandır.
her nedense mekan bar veya restoran gibi bir yerse ritüel tersine döner. ikiz kulelere
uçak girse fon dip yapmadan bırakmazlar.
gençler bir kampa gider ve sıra sıra ölürler.
öldüren şey degişebiliyor bazen yaratık , bazen katil olabiliyor.
iri cüsseli yarma karakterler ya kötü ve beyinsiz olur, ya da iyilerin tarafında ve çok iyi kalpli melek gibi olurlar. ikinci türden olanlar genelde ölürler ve bu aşırı dramatik biçimde yansır perdeye.
yavşak kızla dürüst erkek tam seviceşekken gerçekleşen dandik sahne :
y. kız : (erkeğin dudağına doğru kendi dudağını yaklaştırır)
d. erkek : (bir an için o da öne doğru gider, ancak hemen sonrasında) hey, dur, bunu yapamam... (diyerek kaçar mekandan)*
tekdüze olup zihinlere kazınmış filmlerin replikleridir.
- yerinde olsam buna kalkışmazdım (adamımız silahına davranınca)
- korkarım bu işte steve in parmağı var. (korkarım ile başlayan herhangi bir cümle)
- hey dostum bırak o silahı yerine (bu sefer seslenen zenci)
- senin derdin ne biliyor musun adamım;herşeyi çok fazla kafana takmak (genellikle mafyavari filmlerde kankalar arasında, ya da sert adam kıstırdığı kurbanına öğüt verirken geçen senin derdin ne ile başlayan cümle çeşidi)
- seninle işin bittiğimde dünyaya geldiğine pişman olacaksın (kahramanımız yaban ellerde, düşmanın elindeyken)
- artık bu davada yoksun; korkarım rozetin ve silahına el koymak zorundayım john. işte rozetim, işte silahım (kaçıncı kez tanrım!, bari bir de personel işlerine uğrayıp ilişiği kesseydi de olaya başka bir boyut katılsaydı. sanki rozet bırakmakla adamın görevi bitiyor)
mutlaka bir sahnede amerikan bayraği dalgalanırken gösterilir.
(bkz: hey dostum en son nezaman sex yaptın ha)
salak çocukların yaptığı yiyecek savaşı nedense genelde pasta olur bu.
(bkz: sonsuz çözünürlüklü güvenlik kameraları) bu kameralar ile şahsın dna'sını falan çıkaracaklar yakında o olacak sonunda *
filmin sonunda yakalatılıp polis ekibi arabasına koyulan kötü adamın illa ki kafasını camdan filan çıkarıp "burda bitmicek! döncem! intikamımı alcam!" diye kendini tatmin etmesi. ardından ismi lazım olmayan bir polis elinin o kafayı yeniden içeri sokması.
inilen arabanın kapıları asla kapatılmaz*,illaki bir yerlerde amerikan bayrağı sallanır.
eğer sahne newyork yada la de bir gece çekimiyse arkada geceyi yirtan bir ambulans yada polis sireni duyulur.
evin köpeği ölürse herkes ölür.
(bkz: gençlik korku filmleri)
sabah uyanacak insanın başucunda bulunan saat illa ki dijitaldir... hani 06:59 dan 07:00 a geçiş vurgulanacak ya, ondan... akrepli yelkovanlı saatler pistir, kakadır amerikan yapımcılara göre...
(bkz: pazar gunu seni kilisede goremedim john)
-bilgisayar ses efektleri
-komedi filmlerinde kötü rolünün sürekli salaklık, beceriksizlik, sakarlık olarak işlenmesi
-şerifler
-uçak kurtaran adamla, mühim bayanın film sonunda öpüşmesi
--spoiler--
kod adı: kılıç balığı
--spoiler--

filminde bozulmuş klişedir. kötüler kazanmışıtr.
zenci ölmez..adamlar geçmişleriyle hesaplaşıyorlar mı nedir...