bugün

yapılan yiyeceklerin masrafının gelen altını aştığı olay
annemin arkadaşlarını dinleyip malzeme toplamama yarayan pasta börek günü.
kura çekilip sıraya konarak devam eden bağımlılık.
(bkz: amatem)
Ev hanımlarının sıkıntıdan icat ettikleri, gidilen kişiye altın, altın yoksa euro,dolar hiç olmadı ytl verilen,pastalı,kekli,kısırlı yemek dolu eğlence,şenlik.
dedikodunun kılıfına sokulduğu gündür...
belli bır yaş grubu kadınların her ay bırının evınde toplanıp dedıkodu yapıp pasta börek çörek yiyip en sonunda ev sahıbıne para toplamalarıdır.
eskiden "gün" denilen toplanmaların, işin içine altın da karıştırılarak son dönemlerde aldığı addır. hangi ad altında olursa olsun çoğu kişi tarafından küçümsenir bu günler. oysa bütün gün evde olan, kocasının çocuğunun dağınıklıklarını toplayan, akşama ne yapacağını düşünen, iki laf edecek kimseyi bulamayan, giderek bu döngü sonucunda depresyonun pençesine düşme riskini taşıyan ev kadınlarının sosyalleşmesidir bir bakıma bu günler. iki süslenir, takıp takıştırır, varolduğunu hisseder, beklendiği, karşılandığı bir yere gider. çocuklarından bahseder orada, kah şikayet eder kah övünür onlarla. kocalar, kaynanalar varsa gelin çekiştirilir. gülünür hatta siyaset bile konuşurlar. yenilenmiş tazelenmiş olarak evine döner. bir nevi gurup terapisi gibidir bu altın günleri.
çok saçma bir olaydır. bir kişiye elli kere nasılsın iyimisin diye sorulur zaten günün yarısı bu muhabbetle kaynar. diğer bir yarısıda dolar ve altın hesabıyla geçer. kimse kimseyi dinlemez. bol bol eş ve çocuklar çekiştirilir.ama kadınlarıda anlamak lazım kendilerini boyle ifade edip rahatlıyorlar galiba.
pastasız böreksiz ve de kısırsız olanları para biriktirmeye imkan sağlar.
kadınların ayda bir farklı bir komşuda toplanıp börek, çörek, kısır, çerez yiyip bol bol çay içip dedikodu yaptıkları altınlı gündür. yöreye göre altının yerini dolar, euro, riyal alabilmektedir.
evde börek, kek, kurabiye ne ararsan bulabileğin gün. *
kadınların akıl ettiği ama artık kadın - erkek herkesin kullandığı para, altın, döviz.. sirkülasyonudur.
midenin tıka basa doldurulduğu, ruhunda dedikoduya doyduğu gündür. mahalledki her olaydan bir anda haberiniz olur.
mahallenin nabzı günlerde atar. *
(bkz: #3368930)
kücük yaslarda daha fazla sahit oldugumuz organizasyonlardır yas ilerledikce ebeveynler tarafından o esnada ev dısında olmamız istenir,önlük cıkartılmadan canta bir yere fırlatılmadan masa üzerinde bulunun hamur işi vs ye abanılır lakin ebeyen müdahalesi gecikmez.
eğer ev sahibi değilseniz dünyanın en güzel olayı. allahım burası cennet dedirtecek şekilde. akşama kadar otur kakarakikiri gül eğlen sonra eline bi tabak dolusu 5 çeşit börek pasta vs versinler insan daha ne ister.
diğer aile bireylerine tek faydası akşama kalan kısır, sigara böreği ve piramit pastadır. *
küçükken annemin benide götürdüğü ev kadınlarının sosyal aktivite'si. elinde çantalarla sanki yıllardır görmemiş gibi kapıdan giren kadınların kahkası ile ev'in camları titrerdi. ve evde hiç terlik yokmuş gibi yanlarında terlik getirirlerdi. pasta börek yap yedirt, altınları al. amaç bu. ha birde şöyle muhabbet döner ortada;

bir kadın: ayşe hanım senin ufaklık bizim kıza sulanıyormuş.
başka bi kadın: aa evet necla ablanında eteğini kaldırıyormuş.
ev sahibi: çocuk işte..merak ediyor..
bütün apartman teyzelerinin süslenip püslenip, hazırlanan mamalar eşliğinde yaptığı toplu dedikodu törenidir. apartmanda nelerin döndüğünü onlar sayesinde biliriz hep. ayşe teyzenin ortancanın hayırsız olduğunu, hatice teyzenin oğlunun siksen yeşil zeytin yemediğini, sermet amcanın bir dönem külotlu çorap giydiğini, asiye teyzenin koltuk altından "zartt" sesi çıkartabildiğini dönemin teyzelerinden öğrendik. saolsunlar hep olsunlar..
çeyrek altının 85 liranın üstüne çıktığını düşünürsek bir süre sonra "bir zamanlar altın günü yapardı annelerimiz" diye anacağımız eylemlerdir. ne varsa türk lirasında var abi. düşük müşük ama yakışır bize.
küçüklüğümde çok gittiğimden mütevellit birkaç insan tipinin hiç sekmediğini gördüğüm , kadınların biraraya gelerek oluşturduğu ve her hafta bir gün bir başkasının evine giderek altın verme , dedikodu yapma gününe denir. * şimdi kameralarımızı herhangi bir altın günü olan eve çeviriyoruz.

ev sahibi : bu kadıncağız sabahın köründe kalkar , pastaydı , salataydı , kekti , tatlıydı , bir sürü nevale hazırlar. tabii içi kıpır kıpır , altınlar gelecek. bu yüzden pek gocunmaz. kocasını da böyle kandırır zaten.

-offf başlıyacam gününe ya
*ama hayatım ben gittim onlarda gelecek.
-bişey de karşılıksız olsun lan arkadaşsınız siz.
*iyi o zaman ben altın verdim onlara , onlar vermesin bana nasılsa arkadaşız.
-o tatlıdan ayırmassan elinde ki bütün altınları alırım he ona göre.
*sanki ayırsam almıyacan
-bak , bana ikidir ayar veriyon dikkatli ol.
*hadi güle güle

altın gününün muhtarı : efendim bu kadının herşeyden haberi olur. istisnasız herşey.

-fatma
*efendim abla?
-duyduklarım doğru mu?
*ne duydun ki abla?
-senin herif uçağı kaldıramıyormuş.
*efendim??
-bak , otomatik pilotta sorun varsa , sen otur şu pilot koltuğuna kaldır şunu , ben senin kulen olacam herşeyi anlatacam sana yavrum.
*abla aslında sen yanlış duymuşsun uçak kalkıyorda , inmiyor. sorun o , şimdi bile zor kaçtım elinden dürzünün.
-abbbavvvv yanlış istihbarat almışım pardon kızım.

dedikoducuların efendisi : efendim bu da hiç sekmez. buna götünü dönmeyedur hemen sövmeye başlar , gavat.

-yaaaaa , bu var ya bu , bir tane bakkalla kırıştırıyormuş.
*eee abla
-işte birgün sen bunu herif bas , sonra polisler falan , tabi bunlar buraya taşınmadan önce oluyo , sonra araları düzelmiş.
*aa dur abla çay bitmiş dolduruyum da geliyim
-al kızım benimkini de doldur.

-bu varya bu bu da az kaşar değil he
=yaaa

çocukların efendisi : evet yanlıs okumadınız , cocukların efendisi. yazık bunun 4-5 tane cocuğu vardır. hiçbirşey anlamaz gittiğinden geldiğinden.

yaaa işte memleketimden altın günü manzarasıdır bu , heryerde aynıdır. o değilde ben de kaç yaşına kadar gittim bu altın günlerine herşeyi hatırlıyorum.
teyzelerin daha izdivaç programları ortada yokken çocuklarına uygun eş adayı baktıkları,izdivaç programları bittiğinde de hala bakmaya devam edecekleri garip organizasyon.
reklam arasında 'altın günü' dizileri

günümüz kitle kültürü, antik yunan sirk kültürünün bir uzantısıdır. eski yunan'da 'özgür vatandaşlar' serbest zamanlarını siyasete katılarak geçirirdi, ancak
imparatorluk dönemi roma örneğinde olduğu gibi, giderek halkı eğlenmek üzere stadyumlara toplayarak siyasal yaşamdan uzaklaştırma yöntemleri kullanıldı.
günümüz 'modern bireyleri' ise, aynı yöntemle kitle iletişim araçları ve özellikle televizyon başına toplanarak, vakit geçirmek, izlemek ve eğlenmek yolu ile
politikanın öznesi olma durumundan giderek uzaklaşmaktadır. çağdaş toplumda, bireyin yaşadığı toplumun dışında kalma korkusu, bireyselliği azaltmış, kişilik
kavramı da kitle kültürü ürünlerinin yarattığı özden yoksun starların ve idollerin imgeleriyle karşılanmıştır. rol model olarak kabul edilerek birer ikona dönüşen bu
kişilerin kullandığı ürünleri kullanmak, özdeşleşme acısından vazgeçilemez olmuştur.

tv dizilerinin neredeyse tamamının birer altın firmasının sponsorluğunda gerçekleşmesi kapitalist sistemin yarattığı tüketim toplumunu simgelemesi açısından
ilginçtir. birçok altın firmasının en çok satılan modellerinin, dizilerde arz-ı endam etmesi tesadüf olmasa gerek. türkiye'deki dizilerin birçoğuna baktığımızda hem
kültür endüstrisinin dayatmaları ve yönlendirmeleri, hem de aşağıdakilerin de 'gerilla mücadelesinin' izleri ile karşılaşıyoruz.

bir mücadele alanını, varolan bir çatışmayı içerdiğinden (bir ürünün popüler olabilmesi için hakim ideolojiye karşı bir direnci de içinde barındırması gereğinden yola
çıkılarak) dizi popüler olsa da, bu yaratılan sanal bir çatışmadır. medya toplumu yeniden biçimlendiriyor. varolan değerleri kökünden değiştirebilecek bir
bilinçlenme yaratılmasa da baskın iktidarın bugüne kadar oluşturduğu değerler avrupa birliği sürecinde yetersiz kaldığından, yumuşak bir sorgulama yaratarak
zararsız bir geçiş alanı amaçlanmaktadır. bertholt brecht'in itirazında ileri sürdüğü gibi, 'dünyanın sorunları sahnede değil dünyada çözülebilir' dramatik anlatı
sanatının öngördüğünün aksine uyuşmayıp bilinçli bir şekilde mücadele edersek, popüler kültür alanında daha fazla pazarlık imkanına sahip olabiliriz.

m. utku şentürk*
*gazeteci- ab ve uluslararası ilişkiler uzmanı
evde kısırın eksik olmadığı gündür.
annelerin vazgeçilmez günlerindendir. börekler, çörekler, altınlar oh mis.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar