bugün

1960 darbesinin aktörlerinden olan alparslan türkeş'in çok fazla altı çizilmeyen yönüdür. hatta radyodan darbeyi okuyan kişidir.
su götürmez gerçektir. faşikliği de cabası.
fikir üretemeyen zihniyetin zora başvurması normaldir.
üstten aldığı emirle birlikte radyodan darbeyi ilan etmesini, sayın türkeş'in darbeci olduğunu sanan güruhların uydurmalarıdır. önemsizdir efendim, gülüp geçiyoruz bunlara.
kesindir.

darbeye sadece radyodan okuyarak katkı yapmamıştır.Darbeyi planlayıp yürütecek olan 37 kişilik milli birlik komitesi içerisinde bizzat yer almıştır.
Radyoda darbeyi bizzat okuduğu ve darbe sırasında umumiyetle ve büyük titizlikle çalıştığı bilinen aslı ,inkarı , reddi imkansız bir gerçektir. Nitekim ilahi adalet mi bilinmez bir başka darbede bu totoliter, despot zat Alparslan Türkeş tutuklanıp hapse mahkum olacaktır.
Bilinenin aksine merhum Alparslan türkeş in türkiyemize yararından çok büyük zararları olmuştur bu çerçevededen yola çıkarsak bugün düşman kardeşler olarak bilinen atatürkçü ulusalcı kesimle , kendi kurduğu partisinin tabanını derin bir şekilde yol ayrımana sokmuştur buda bugün kü ikdidarın bu kadar güçlü olmasının temel bileşenlerini oluşturur.
merhum adnan menderesi astıktan sonra, ismet inönü'nün ellerini öpmüş bir darbecidir.
hayatta olsaydı yargılanması kaçınılmaz olurdu. darbeci/darbe seviciler sizi...
run time error ve avanesi için tek gereken şey darbedir. darbeyi sevmek değildir bu. ülkeyi hainden kurtarmaktır.

sesiniz iyice yükselmeye başladı. az kaldı...
ihtilalin kudretli albayı denirdi. menderesleri asmayın dediği için 14 arkadaşı ile beraber sürgün edildi. (bkz: 14ler)

ve ayrıca şu sözünde sahibidir "en kötü sivil yönetim bile darbeden iyidir". burdada pişmanlığını anlıyoruz zaten.
Bir cahil beyanı daha. Nasıl okuyor, nerenizle anlıyorsunuz hiç anlamıyorum.

Alparslan Türkeş 1960 darbesinde Menderes ve arkadaşlarını asmayın dediği için Hindistan'a sürülmüş ve tırnakları yolunmuştur.

Hadi bunu geçtik. 12 Eylül darbesinde 4.5 sene hapis yatmış, 10.500 partisine bağlı ülkücü genci toprağa vermiş ve darbenin ne olduğunu yaşamış birisidir.

Gerçi bu çomarların neresine anlatıyorsak.
alparslan türkeş'in 27 mayıs darbesi'ni yapanlardan biri olması ve darbe bildirisini radyodan bizzat kendisinin okuması durumudur. darbeye karşı olan ülkücü arkadaşların bu konudaki düşüncelerini merak etmekteyim.
açılın ben ülkücüyüm*!!

doğru bir iddiadır. türkeş menderes hükümetinin darbe ile gitmesini savunmuş ve darbeyi düzenleyenler arasında yer almıştır. hatta darbe bildirisini bizzat okuyan ve darbenin kudretli albayı diye anılan kişidir. bunu çoğu ülkücü de yalanlamaz.

darbeci olmasına rağmen darbeden sonra pişman olduğu ve demokrat parti yetkililerinin asılmasının yanlış olduğunu söylese de engel olamamıştır. daha sonradan kendisi bizzat siyasete girmiş ve mhp'yi kurmuştur.

bunun dışında her ne kadar askerlikten emekli olmuş olsa da rahmetli türkeş her zaman asker olarak kalmıştır. başarılı politikacılar gibi dönemin rüzgarını alan, medya da doğruları değil halkın duymak istediklerini söyleyen olmamıştır. daha çok gençlik yapılanması ile uğraşmış bu ülkenin geleceğine hizmet etmiştir.
cia bünyesine katıldıktan sonra, darbeye zemin hazırlama departmanına odaklanmıştır.
Türk gençliğine türklüğü ve türkçülüğü yaşatmayı kendine ülkü edinmiş bir başbuğu amerikancı amerikanın adamı diye yaftalayarak desteksiz sallamanın zirvesini bizlere gösterenlerin söylediği boş laf, zırva.
doğrudur, hatta inönü de darbeden önce yapmış olduğu son meclis konuşmasıyla bu darbeye vize çıkaran isim olmuştur.

yanıldığınız nokta şu;

darbeye direkt olarak tü kaka demek yanlıştır. çünkü demokrasi gerçekten elden gitmişse bunu tekrar tesis edebilecek tek kurum maalesef tsk'dır.

demokrasi salt çoğunluğu yakalayabilmiş bir partinin, azınlığın hak ve taleplerini göz ardı ederek sadece kendi kitlesine oynaması değildir.

demokrasi çoğunluğu değil %100'ü temsil eder.

siz çoğunluğu yakaladınız diye azınlığın meclise gönderdiği vekilleri tahkikat komisyonları ile tutuklatır, yine aynı komisyonlarla azınlığın sesi olan gazeteci ve aydınlara türlü zulümler ederseniz o ülkede demokrasiden söz edilemez.

kimse kusura bakmasın ama 60 darbesi bu ülkede, yerinde ve doğru bir şekilde uygulanmış tek müdahaledir.

darbeden sonra yaşanan süreç ise tamamen fiyasko. aşağılamalar, işkenceler, idamlar....

zaten bu sürece başta inönü ve türkeş olmak üzere herkes karşı çıkmış, lakin ellerinden bir şey gelmemiştir.
milli birlik komitesi üyelerinin siyasete girmesini istiyordu milli birlik partisi kurmayı bile düşünmüştür. Bu müdahalenin tarafsız bir şekilde yapılmasını hedefliyordu. işin rengi belli olunca muhalefete geçmiştir ancak sürgüne gönderilmiştir.
Alparslan Türkeş darbeci değildir. 27 Mayıs darbesine katılmasının sebebi darbenin şiddetini azaltmak içindir. Zaten darbeye en son katılan subaydır. Darbeden kısa bir süre sonra ise Hindistan'a sürgün edilmiştir. Hindistan'dan Cunta'ya yazdığı mektuplar ile Menderes ve arkadaşlarının idam edilmemesini istemiştir. 1980 darbesinde ise idam ile yargılanmış ve hapis yatmıştır. Yıllarca siyaset yapamamıştır. Yani kısaca Alparslan Türkeş darbeci değil, darbe mağdurudur.
mal bulmuş mağribi gibi olaya atlayanları görünmüştür. bu darbenin olmasına en çok solcular sevinmişti şimdi üzüntü duyuyorlar.
o dönemi yaşıyan şimdi eski tüfek solcu diye adlandırılan solcular yayınladıkları kitaplarda darbenin sevincini yaşadıklarını hissettiriyorlar. misal şevket çizmeli'nin MENDERES Demokrasi yıldızı) kitabı veya ulusal solda bulunan altan öymen'in Ve ihtilal kitabı...

Türkeş ve yol arkadaşları pişman olduklarını bir çok kez dinlendirmiştir. Dündar taşer'in darbeden sonraki beyanatları öenmli bir kaynaktır.

ama dünyayı kendi pencerelerinden tanımak isteyen sol yığınlar ya okumadıkları için yada bu beyanatları bildikleri halde ahlaksızca davranıyorlar. Alparslan Türkeş Sürgünde iken Milli Birlik Komitesi Başkanı Cemal Gürsel 'e Yüksek Adalet Divanı'nda yargılanan Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmelerinin doğru olmayacağını savunan ve Milli Yol dergisinde yayınlanan mektubu gönderdi.

Türkeş ve arkadaşıları bu tepkiyi verirken Solcular idam idam diye böğürüyordu. iki yüzlüler.
ziya nur aksun'un "dündar taşer'in büyük türkiyesi" ve nevzat kösoğlu'nun "dündar taşer" kitaplarını okuyunuz.
27 mayıs darbesi için erol mütercimler tarafından yazılmış komplo teorileri adlı kitapta bir bölüm ayrılmıştır. bölümün özeti şudur 27 mayıs darbesine menderesin sovyetler ile yakınlaşma çabaları sebep olmuştur. hatta daha öncesinde bir de suikast (londra'da uçağının düşmesi) girişimi de iddialar arasındadır.

yamuğum var sa düzeltin.
Ellerine sagliktir. Amerikanciymis natocuymus bilmem neciymis, bu ulkede en demokratik anayasa 60 darbesiyle mi geldi ben ona bakarim. Siyasi iktidar oturupta demokratik bir anayasa yapamiyorsa meclisi bosuna isgal ediyordur. Darbeyle veya secimle gitmis beni ilgilendirmez.
çelişkiler ülkesiyiz vesselam...

bugün maymun, yarın kral...

bugün kral, yarın maymun....

ne zaman adam olacağız biz ?
çok sayıda büyük türk hakanı gibi başbuğ alparslan türkeş'te bir darbecidir. bilinen diğer türk darbecileri için:

(bkz: mete han)
(bkz: bilge kağan)
(bkz: berkyaruk)
(bkz: atsız harezmşah)
(bkz: alaaddin keykubat)
(bkz: baybars)
(bkz: çelebi mehmet)
(bkz: yavuz sultan selim)
(bkz: cem sultan)

aralarına rahmetli türkeş'i eklemekten gurur duyuyoruz*.
Türkeş ve ülkücü hareketin fikir önderleri darbenin bizzat içindedir. bizzat içinde olmaların sebebini uzun uzun yazmak yerine şevket süreyya aydemir'in ihtilalin mantığı eserini söyleyip geçeceğim.
Türkeş ve arkadaşları menderes'in anti demokratik uygulamalarına rağmen çözümü idam cezalarında aramış asılmaması için elinden geleni yapmıştır. idamla sonuçlanan darbeden sonra pişmanlıklarını birçok kezde dinlendirmiştir.

bugün balık hafızalı veyahut yakın tarih bilmez veya okuma özürlü solcuların demokrasi havarisi kesildiğini görüyoruz
halbuki solcular o dönemde ''vurun kahpeye'' zihniyetindedir. Darbeye de menderes'in idam edilmesine de şakşakçılık yapanlar bizzat soldur.
Darbeden kendi paylarına düşeni almak için manifestolar yayınlayan darbenin önderilerine mektuplar yazıp bir aşk yaşamak isteyenler solculardır.

(bkz: işçi partisi)nin genel başkanlarından (bkz: Mehmet Ali Aybar) (bkz: Cemal Gürsel)'e yazdığı mektupta tabiri caizse darbecilerin postalını parlatıyor:

postal parlattığı o mektup:''Yurtta ne zamandır hasreti çekilen ilerici, hatta sol bir hava esmeye başladı. O derece ki, yıllarca en sağ politikalar yürülülmüş, sol düşünce ve hareketi amansızca ezmiş olan Halk Partisi bile, program ve tüzüğüne sosyalist bir çeşni vermeye kalkıştı. Daha bir yıl önce sosyalizan teklifler ileri sürdükleri için, birkaç üyesini saf dışı eden Millet Partisi de aynı yolu tuttu. ''

Oysa darbenin amacı ne sol nede sağ bir hava estirmekti rayından çıkan demokrasi rayına otturmak kötü giden ekonomiyi düzeltmekti. Sol'da bunu çok iyi bildiği halde neden menderes'in idamına alkış tutup postalları parlatıyordu ? bunun cevabı çok açık o günlerde sol Türkiye'yi sovyet yanlısı veya uydusu yapamıyorsa bile ufakta olsa pay almalıydı. bunu o günün sol yayınlarda görmek mevcut
(bkz: yön dergisi) şakşakçılığın zirvesidir.

(bkz: Hikmet Kıvılcımlı) TKP'nin o dönemdeki en yaşlı militanıdır.
Darbeyi devrimci bir tutumla karşılamıştır yaşlı militan yani halaylarla türkülerle.
O günlerde kurduğu (bkz: vatan partisi) adına Milli Birlik Komitesi'ne (bkz: Gerçek Demokraside Allah yardımcınız olsun) sözleriyle biten bir telgraf gönderir bununla da yetinmeyen yaşlı (bkz: doktor) darbeden bir hafta sonra yeniden destek telgrafı göndermiştir.

o dönem solun faaliyetleri parti programları incelediğinde insan şu soruyu sormadan edemiyor ''solun yaşanacak darbeden haberi var mıydı ?'' zira hem içerideki hemde sürgündeki solcular aynı başlık adına propaganda yapıyor rusyadan nazım hikmet (bkz: bizim radyo) aracılığıyla "kuvayi milliye bayragı altında" ikinci kez toplanma çağrısı yapıyor.
mihir belli ve hikmet kıvılcımlı parti programlarına bunu taşıyor sol yayınlar birbiri arkasına manifestolar yayınlıyor ve darbeden sonra cemal gürsel'e bizde payımızı isteriz tarzında mektuplar yazıyor!

işin tuhaf yanı "kuvayi milliye bayragı altında" ikinci kez toplanma çağrısı yapanlar milli mücadele yıllarında bu bayrağın altında toplanmayan rus devrimine koşan hatta ve hatta bu kutlu mücadelenin önderlerine şer kokan kalemleriyle saldıran
vatan hainleri idi. yaşadıkları ömür boyunca Türkiye'ye ve türk dünyasına ihanet içinde bulunan bu mahluklar şimdi millici olmuş utanmadan insanları etraflarında toplanmaya çağrıyordu!

Bu millici görünüşün sebebi ''çakal payı''dır. iç ve dış siyasette sovyet yanlısı bir tutum izleye bilmenin temellerini atmaktır. dedğimiz gibi milli mücadele katılmamış hainlerin milli kelimesi duyunca şeytana dönen suratların şakşakçılığa milli motifler eklemesi başka şekilde açıklanamaz.
çünkü 27 mayıs'ta milliyetçiler darbenin karşında yer almış anti demokratik eylemler uzak durulması çağrısını bir çok kez dinllendirmişti.

diğer taraftan doktor ve mihri belli Türkşe ve arkadaşları sürgüne gönderildikten sonra darbe sonrası türkiye'yi yönlendiren subaylara "iktidarı bırakmayın, parti kurun ve köklü reformları gerçekleştirin'' çağrısında bulunuyor. ayınıı zamanda
(bkz: Milli Birlik Komitesi ne) ikinci bir mektubunda yaşlı doktor Türkyen'in sosyalist bloka yakınlaşmasının türkiye geleceği açısından daha karlı olacağını iddia ediyor. hemde Sovyet rusya Türkistan coğrafyasında kan dökerken...

diğer taraftan da mihri belli (bkz: yeni yol) adlı dergide bir makale kaleme alarak ihtilalci subayların köklü devrimler gerçekleştiriceğinden umutlu olduğunu dile getiriyor.

velhasıl kelam

27 mayıs'ta sol postal parlatıyor. Türkeş ve arkadaşları yani meşhur 14'lüler sürgüne gönderildikten sonra solun o gün ki liderleri parlatma yarışına girişiyor birbiri arkasına mektuplar yazıp pay istiyor!
lakin hiçbiri idamın karşısında duramıyor zaten darbeden önce sandıkta yenileceği aşikar olan menderes'in ölümüne öldürülmesine ses etmiyor sol! etmediği gibi de tebrik telgrafları gönderiyor sol....

Türkeş ve arkadaşları ise darbeden sonra idama karşı oldukları bir kez dillendirmişti.

Hülasa Kim darbeci ?
Darbeci olsa mhpliler darbeye karşı olur muydu?