bugün

zordur.
okula geç kalırsınız müdür yardımcısı evinizin orda kar yağdığına inanmaz...
arkadaşlarınıza evinizin etrafında tarlalar olduğunu anlatma gafletinde bulunursanız okul hayatınız "heidi" * lakabıyla geçer.
18 yaşına gelir gelmez ehliyet ve araba almayı gerektirir.
paranızın hepsini benzine yatırmaktan bıkıp usanıp otobüslerde hayatınızı çürütürsünüz.
bir süre sonra çabalamaktan vazgeçip coğrafi şartlara teslim olur hafta sonlarını emekliler gibi evde oturarak geçirirsiniz.
toplumsal mesaj vermek açısından (bkz: darfur)
beylikdüzünde oturduğum için hayıflanırken mimaroba'da oturan biri ile tanışıp utanmıştım vakti zamanında .*
"allahın s.ktir ettiği yer" de diyenler vardır.
hergün arkadaşlarıma sarf ettiğim cümle..

(bkz: egekent 4 te yaşamak)
(bkz: bahçeşehir) (bkz: ataşehir)
(bkz: evka da yaşamak)
cehennem'de oturmak anlamı taşır. allah kimseye göstermesin.*
kuş uçmaz kervan geçmez bir yer olsa gerek
(bkz: allahın siktir ettiği yer)
olmayan şeyin üzerinde oturmayı başarmak zordur. başarana pekiyi pek güzel vereceğim kendimden. *
şehir merkezine uzak bir yerde oturmak anlamındadır. orada yaşayanlar ama işi gücü şehir merkezinde olanlar için işkence gibidir. zaten belediye de düz mantık kurararak "orası allah'ın bile unuttuğu yer biz neden hatırlayalım" diyerek şehir içi ulaşım araçlarını o güzergaha koymaz. ulaşım; cehennem azabı gibi gelir insana; yolda geçen süreye mi yanarsın, çektiğin rezilliğe mi?