bugün

bir mucit. telefonu her kaldirdigimda onu hatirliyorum desem yalan olur, zerre aklima gelmiyor. telefondan baska bir coksey icat etmistir. insanlik icin mi, ceplerini doldurmak icin mi yapti, bilinmez.
(bkz: graham bell connecting people)
iskoçyalıdır kendileri. 1847-1922 yılları arasında yaşamıştır. annesi işitme engelli olduğu için uğraşları hep işitme engelliler üzerine olmuştur.10 mart 1876 günü üzerine yanlışlıkla döktüğü asidin * yardımıyla sesini arkadaşına duyurmayı başarmıştır ki bu da telefonun icadıdır.
ilk deneysel telefonu 1875'te bulan ve 10 mart 1876'da üst kattaki meslektaşına ilk telefon mesajını göndermiştir: Bay watson, buraya gelin. Sizi görmek istiyorum.
telefon faturası zincirinin baş halkası.
iskoçya asıllı ABD'li bilim adamı Alexander Graham Bell, 3 mart 1847'de doğdu. 7 mart 1876'da telefonun patentini aldı. ilk telefon şirketi olan Bell telefon şirketini 1877'de kurdu.

Bell telefon şirketi bugün ABD'nin en büyük şirketlerinden biridir. Ayrıca kendi geliştirdiği fonograf için bir, hava araçları için beş, hidrouçaklar için dört ve selenyum piller için de iki patenti vardır.

Babası kendini sağır ve dilsiz insanların sorunlarıyla uğraşmaya kendini adamıştı. Bu nedenle Alexander Graham Bell, küçük yaştan itibaren, daha sonradan çok işine yarayacak olan ses bilgisi konusunda bilgiye sahip oldu.

Bell de kendini, sağır öğrencilerin, dolaylı olarak da olsa, seslerin dünyasını kavramaları ve yaşamalarına adadı ve ilk olarak Boston'daki Sağır ve Dilsizler Okulunda çalışmaya başladı.

Telgraf şirketlerinin çıkmazı olan, bir hat üzerinde aynı anda yalnızca tek bir mesajın iletilmesi sorununa çözüm arayacak çalışmaya başlamıştı. Başlangıçta çoklu bir telgraf geliştirmeyi istiyordu.

Bell, ses tellerinin ve kulak zarının titreşimlerinden yola çıkarak, insan sesindeki frekansı elde ederek, bunları elektrik sinyali biçiminde bir telden iletmenin olanaklı olup olmadığını araştırıyordu.

Bunun için de diyaframla, yapay bir kulak zarı yaratmanın gerekli olduğu sonucuna vardı. Diyafram, hem konuşma sesiyle titreşim oluşturabilecek hem de elektrik akımı yaratan küçük değişikliklere tepki verebilecek kadar ince bir tabakaydı.

Tam ortasına da diyafram hareket ettikçe hareket eden bir manyetik zar yerleştirdi. Ses titreşimleriyle oluşan değişiklikler, alıcı merkeze ulaştığında, alıcının diyaframında titreşime neden olarak, sinyalleri yeniden sese çeviriyordu.

En değerli patentlerden biri olan telefonun patentini Bell, 7 mart 1876'da, 29'uncu yaş gününden dört gün sonra aldı. ilk telefon şirketi olan Bell telefon şirketi de 1877'de kuruldu.

Bell aynı zamanda çok yönlü bir araştırmacı ve mucitti. Aşırı büyük üç boyutlu kutu uçurtmaları kullanarak insan taşımayı başarmış ve bu çalışmaları sadece denemelerini yaptığı istasyonunda bulunan nehri kıyıdan kıyıya geçmek amaçlı kullanmıştır.

http://www.cnnturk.com/YA...;HID=1&haberID=157543
hidrofil botun mucidi olan ingiliz asıllı amerikalı bilim adamı ve mucit.
decibel'deki "bel" Graham Bell'in "bel" idir. * (bkz: dB)
arşimed: lan olum buraya bak buraya suyun kaldırma kuvvetini buldum *
newton: peki bu ne bu elimdeki *
arşimed: vay ipne yer cekimini mi buldun lan
newton: herhalde... sabah graham aradı oda bişey bulmuş ama söylemedi
arşimed: aradı mı? nasıl aradı?
newton: lan bi dakka
newton vs arşimed : vay ipnee telefonu bulmuş!..
(bkz: yiğit özgür karikatürleri)
doğum günü çocugudur. iyiki doğmuş. iletişim için büyük adımlar atmış. belki de internetin temeli bile bu adam sayesindedir.
happy birthday to you alexcim.
Bugün google açtığınzda, Google yazsının 2. o harfi yerinde duran telefonla konuşan sempatik amcadır. amcanın üstüne tıkladığınızda alexander graham bell ile ilgili sayfaların arama listesi gelmektedir.
annesi ve sevgilisi sağırdır ve kendisi sağırlarla ilgili çalışırken telefonu keşfetmiştir.

alo, allessandra lolita oswaldo'nun kısaltılmışıdır. yani bell'in sevgilisinin.
telefonun mucididir kendisi. telefonu icat ettiği anda telefonun çaldığı ve bir türk tarafından kendisine: "ahizeye üfler misiniz?" "oooh tşşaklarıma kadar serinledim" şakası yapıldığı efsaneler arasındadır.
hayallerinin peşinden hayvanca koşup, hayalini gerçekleştiren bilim adamı.
birçok icadı olmasıyla birlikte, telefonu icat edişiyle adını duyurmuştur.
o artık bir mucit değil, o artık tarihe adını altın harflerle yazdırmış kişi değil, artık onun adı aklımıza telefona her alo deyişimizde, telefonun mucidi olarak değil bir şerefsiz olarak gelecek, artık onun o acıklı hayat hikayesi kimseye inandırıcı gelmeyecek, belki adını ansiklopedilerde yada çeşitli kitaplarda okuyacağız ama bir bilim adamı olarak değil bir sahtekar olarak.
telefonun mucidi olan adam değildir.başkasının bulduğu icadın üstüne konan bir kırodur.hızlı davranmış akıllılık etmiştir.

telefonun asıl mucidi başkasıdır;

ingiltere'nin başkenti Londra'daki Bilim Müzesi'nin arşivinde bulunan gizli bir dosya, Philipp Reis adlı Alman bir öğretmenin, telefonun mucidi olarak bilinen iskoç Alexander Graham Bell'den 13 yıl önce telefonu icat ettiğini ortaya koydu.

Müzenin küratörü John Liffen tarafından bulunan dosya, Philipp Reis'ın 1863'te, sesleri bir alıcı ve verici yardımıyla aktarabilen bir alet yaptığını ortaya çıkardı.
Sesleri zayıf da olsa aktarabilen ve adı 'Telephon' olarak geçen aletin sağlıklı bir biçimde çalıştığı, 1947'de ingiliz Standard Telephones and Cables (STC) şirketinin uzmanları tarafından ortaya çıkarılmış. Ancak Amerikan Bell telefon şirketinin devamı olan bir firmayla kârlı bir anlaşmanın eşiğinde olan ingiliz şirketinin başkanı bulguların açıklanmasını yasaklamış.

kaynak:kaba etlerim.
yaşamış olduğuna duacı olduğum insan. telefonu bulmasaydı falan başkası bulurdu düşüncesi bile kendisine karşı sevgimi azaltmıyor. azalan tek şey zaman, sözlük.
bir dönem telefonun başında çaresiz beklemiş adamdır. ha beklediğine deymiş tabiki.
telefonu bulduğu söylenen ama bulamayan adam...

istanbul'da bunalıma girmiş bir akşamüstü. Sofra hazır, rakı sek ölesiye nihavent yankılanıyor odamdan, penceremin kenarına iliştirmişim dirseğimi, hafif bir meltem yalıyor yanağımı ooşt diyorum. Az önce alt komşum Müzeyyen'den azar işitmişim. Formundasın gene uyuyamıyoruz geceleri. Diyor. Açık kapıdan ıslattığı fasulyenin kokusu burnuma doluyor. Kadın sakalını almamış, eğiyorum başımı, müteessirim diyorum. Neeey diyor. Danimarka'dan aldığım bardaktan sallıyorum rakıyı boğazıma, bencilsin, alt komşunu düşünmüyorsun diyorum.

Duvarda guguk kuşu oyunundan bir resim, derken Türk sinemasından duyduğum özenti ile Kadıköy'den aldığım siyah çevirmeli telefon zırrr zırrr diye haykırıyor. Ellerimi dizlerime yapıştırıp kalkıyorum.

-alo
-Senin ecdadını...
-Kimi aradınız üstadım
-Salih değil misin?
-Hayır
-Bağışla... dıt dıt dııııt...

Gülümsüyorum, Nedendir bilinmez bağışla deyince Yılmaz Güney filmlerini hatırlıyorum, Bir de siyah telefona bakıp Floransa'lı Meucci'yi, haydariye çatalımı yiterken 1871'li zamana gidiyorum.

Sağı solu belli olmayan, koşturmayı seven ''aha buldum'' diye olmadık yerde sıçrayan bir adam Meucci. 1850'de ver elini ABD diyerek düşüyor yollara, zor günler bekliyor onu havalar sıcak, bir eczanenin önünde John s. Pumberton'a adres soruyor. Sonradan coca cola'yı buluyor bu doktor.

1860 yılında Meucci'nin kafasında öyle bir ampul yanıyor ki sanırsın bin volt. işte o buluşun adı ''Teletrofono'' adını veriyor. Meucci,Alexander Graham Bell denen sahtekarın telefon patentinden beş yıl önce 1871 de veriyor. Bir tür geçici patent ( bu olaya ''caveat'' deniyor bu konuya girmiyorum ödev veriyorum.) başvurusunda bulunuyor.

Meucci aynı yıl Staten Island feribotunda martılara mısır gevreği atarken, feribot kazanın patlaması sonucu ciddi biçimde yanarak hastalanıyor. Meuccide yabancı dil iyi değil ve işsiz 1874'te on dolara ihtiyacı var ve atıyor elini cebine şalvar bank değil ki yok işte, bu arada Graham Bell'in patenti tescilleniyor. Kız arkadaşına ayar veriyor senin sesini her an duyabilmek için uyku girmedi gözlerime gibilerinden...

Garibim Meucci dava açıyor...Orijinal krokileri, çalışma metodlarını falan Union laboratuarına yollamıştım diyor. Ama sen gel gör ki olağan üstü bir tesadüfle Graham bey de o laboratuarda çalışmıştı ve o belgeler yalan oluyor.

Meucci'nin açtığı dava devam ederken 1889 öldü. icadın sahibi de Meucci değil Bell oldu... 2002 yılında ABD Temsilciler Meclisinin Antonio Meucci'nin telefonu icat ettiğini kabul etmesi ile biraz dengelendi ama... yazık oldu yarınlara durumu...

Rakım bitmiş dolduruyorum. Düşlenilesi şehrin akşam saatlerinde evine çekilen garipleri düşlüyorum. Graham Bell , afra satarak terayağlı ballı ekmek yiyerek geçen günlerinde, Garibim Meucci haftaya söz kasap efendi mağdurluğunda boynunu büküyor... Müzeyyen'in sesi geliyor kocasına ayyyy bildiğin dana canım... adamda çıt yok...

***

''HAKiKATIN YOLU CEHALETTEN GEÇER''

'Henry Suso'
belki bu kadar telefon sapığı olacağını hissetseydi ve bir tuşla bombaların patlayacağını bilseydi icat etmezdi.
telefonu icat etmiş olmasına rağmen, karısı ve annesi ile hiçbir zaman telefonda konusamamıştır. çünkü annesi ve karısı doğuştan sağırdır.
"cahillikler kitabı " içerisinde yer almış konudur. kitabın savunmasına göre "alexander graham bell" asıl kaşif olmamakla birlikte, asıl kaşifin emegine hazır olarak konan kişiymiş. bunuda şöyle açıklamakta "ozamanlar telif hakkı diye birşey yoktu. Asıl kaşif telif hakkının benzerini yazılı belge olarak geçici olarak ustune aldı. fakat telif hakkı denen olay gerçekten çıktıgı vakit, asıl kaşif vefat eder ve graham bell üstüne konar"
1876 da telefonu bulmuştur helal olsundur , nur içinde yatsındır. lakin bu operatörlere her para bayılışımda anmadanda edemediğimdir.
utanmadan bir de uçak yapan insan. kanada'da yaşadığı dönemlerde kanada'nın ilk uçağı olan silver dart'ı tasarlamıştır.
adı anıldığında muhtemelen akla bir de rybak gelecek olan mucit.
güncel Önemli Başlıklar