bugün

bir murathan mungan şiiri. iyidir hoştur.

alevi erkeklerinin kıvırcık bir kokusu vardır
karanfil tadı bırakır adamın dudaklarında
ha uçan halıya binmişsin,
ha gecelemişsin bir alevi erkeğinin kollarında
uçtuğun burak zamanı kanat
evliyalar uyur doğunun bütün levhalarında

dudaklarının içinde gülyaprağı ve elma kabukları saklıdır
kelimeleri öpüşlerle değiştirirken tek tek seçersin
nar dişleri gibi kamaşırsın omuz başlarında
bir gecede kaç köprü geçtiğini
ne kollarına kapıldığın ırmaklar bilir,
ne sen bilirsin
bin gece bir bulunur doğunun kayıp masallarında

erkek yüzlerinde doksan dokuz ay okuyan
yüzyolını şaşırmış bie cemali,
peçesinden boşanmış suretini arıyor
camii önlerinin
on iki bağdaş kuran levhalarında

benim göğsüm amber, tenim kehribar
kelimeleri tütsüler şiirlerim
divanımda bir sap acı karanfil gülümser
gel oku beni gecele benim divanımda
koynumdaki kelimeleri al
parmaklarımın arasından tesbih taneleri gibi akar
tabakandaki tütünle gecelerini sararım
ben sardıkça ışır gümüşün
ben sardıkça birkaç ay bedir
birkaç ay birden batar

kapalı avuç mühürlü gövde dövmeli zamanla hu çektiğim
gecede değil sarışın pençeli aslan yatağında
bir ömrün bütün rüyaları birden sabahlar

safrana kayıtlı zamanlar, asılsız geleceğin sim sayfaları
arasında beklettiğin gül, rüya ve kök tohumları
sarp boynunda akargümüş zülfikar siyahı
tenha kader serpme ben teninin yıldızları
altında gözlerinin güneyde indiği yere kadar
her divan kendi gecesini tekrarlar
her gövdede bir parçası kayıp esmer harita
usulca bulup hızla dağıttıkça
tenin ve şiirin üstünden
tanımadığımız hayatların uzak sabahlarına

kendimiz oluruz bir zamanlar hiç olmadığımız kadar

iman sınır dokundukça
saz gibi ince uzun parmakları
kızılırmak yeniden ikiye ayrılır kollarında
bir gecede dört kitabı birden indirir
gökte ne kadar yıldız varsa düşer koynuna
hepside kendi dilinde sayıklar
kulağının içinde ateş dilli ejderha
kuytusunda akan esmer kılıcı
bir dua gibi içimde kımıldakdıkça
yaprağını açar gecenin
kelimeleri soyar kınından
ibadeti öğretir gövdenin dergahına
uyduğun uyku gördüğün rüya yedi deryalar
gecesi uzun olanın erken olur sabahı
mevsim kar etmez muharrem aylarına
aşk, de buna istersen susuzluk ya da kerbela
kollarındayken ben silinirim
dünya silinir kollarından sonra

ilk alevi sevgilimin adı ali'ydi
o kadar güzel sevdi ki beni,
o gün bugün yarı yarıya aleviyim sanki
son alevi sevgilimin adı da ali
ne zaman koynuna alsa beni
semaha duru gibi bir eli kalb üzerinde,
diğerini allah bilir
dilindeki badem, kanındaki şarap, birde gecenin mabedi
cem gibi ayin gibi al beni
ya da bırak allah'ın yokluğuna
tül gibi dağılıp kaybolayım
ali aşkina...