bugün

ab komisyonu'nun pek değerli genişlemeden sorumlu üyesi olli rehn'in, akp'nin kapatılması davasıyla ilgili olarak söylediği söz. bize pek de yabancı gelmeyen tehdit gibi ikazın benzeri için ;

http://www.uludagsozluk.c...zakereler-durdurulabilir/

kapatma hukuka uygundur değildir, onu tartışmıyorum. benim anlamadığım, daha ab'ye girmeden bu kadar işimize burunlarını sokuyorlarsa neden hala aralarına alınmadığımızdır. yazın bizi ab üyeleri arasına, çıkarın bir direktifler listesi olsun bitsin. siz de kurtulun biz de kurtulalım.

kapitülasyonlardan kurtulmak için bilumum organlarımızı yırttıktan sonra şimdi tekrar böylesi bir birliğe girmek geçmişi inkar etmektir.
akp'nin kapatılmasına karşı olan bir birey olarak şu andan itibaren akp'nin kapatılmasını savunmamı sağlamış beyandır.
ab'nin yapma dediği her işte hayır vardır.
akp gibi sağlam bir işbirlikçi iktidar bulamayacaklarından dolay yapılmış açıklamadır.

kıbrıs'ı al, pamuğu bitir, pancarı bitir, kısacası tarımı bitir, her yıl bu ülkeye 30.000 ton yaş sebze meyve sat, bunu hükümet imzası ile garanti altına al, kendi ülkelerinde bile olan yasaları türkiye'de "bunlar antidemokratik, kaldırın bunları" de vs. vs.

e tabi, bu isteklere her zaman "he" diyen bir iktidar neden koruma altına alınmasın?

iktidara getirdiğin bir partiyi elbette koruyacaksın.

not: akp'nin kapatılması yanlısı biri değilim ancak ab; mhp, chp, anap gibi partiler için böyle bir dava açılsa zerre kılını kıprdatmaz "bu türkiye'nin iç sorunu" derdi. menfaatlerin uçacak olması üzmekte kendilerini.

akp'yi kim iktidara getirdi acaba? halk iradesi mi yoksa sonuna kadar arkasında olan ab ve abd mi?
tam da bu konuyu özetleyen türkçe'de bir deyim vardır.
(bkz: bir taşla iki kuş vurmak)
türkiye devletini yönetmek için en iyi kukla olan akp hükümetinin, ortadan kaybolma ihtimaliyle korku duyan kişilerin yaptığı açıklamalardır. Geçen sene başvuran ülkeler hemen alınıyorda 30 senedir neden biz alınmıyouz? alsalar zaten alırlardı.
aslinda sozu cogu zaman yapageldigimiz sekliyle sovenist yanlarimiza yonlendirip, populist soylemler gelistirebiliriz. boyle yapinca ortaya cikacak seyler muhtemelen, "almazsaniz almayin, ibnelere bak!" ya da "ahanda kapatiyoruz, sana ne?" "z.kimden assagi kasimpasa" gibi seyler olur ama bunlar ne avrupa ulkeleri ne de ab icin bir mana ifade etmez ve bu kafa yapisi ile kuresellesen dunya da bir donem arnavutluk'undan farkli bir sey olmaz.

oysa asil yapilmasi gereken sozu ciddi anlamaktir. avrupa birligi, ortacag da yukselen milliyetcilik akimiyla beraber ortaya cikan ulus-devlet yapilarinin, dolayisiyla imparatoluklari yikan ve ortak paydalari kuvvetli birlikler ortaya cikaran bu ayrismanin sonucunda bu ayrismayi kant'in kosmopolitanizmi ile hegel'in tipik milliyetci yaklasimlari arasinda ortak bir paydada bir araya getirme girisimidir. su anda yukselen deger kant felsefesidir ki, dunya zaten lokal birliktelikler olustururken munferit davranalar sisteme entegre olamayanlari sisteme tehdit olarak algiliyor ve yok ediyor veya disliyor, ademe mahkum ediyor.

onceleri yani soguk savas doneminde bu lokal birlikler globallesme kaygisi tasimaksizin, zaten buna ne imkan ne de gerek vardi, dunya iki kutuplu ve tamamen guvenlik uzerine temellendirilen birliktelikler olusturdu. soguk savastan sonra ise konjoktur degisti ve artik sermaye tabanli ortakliklar ortaya cikmaya basladi ki nafta gibi ab projeside esas olarak budur. zaten ilk olarak demir-celik ureten ulkeler arasinda 40'li yillarda temeli atilan bu birlik soguk savas sonrasi yukselen globalizm cercevesinde asgari mustereklerini artirdi sadece.

o halde bu sozu dogru anlamak lazim. yani ab, artik guvenli, istikrarli ve kendi degerlerine ters dusmeyecek yapilarla ittifak istiyor. sirf bu yuzden mesela avusturya'da asiri milliyetci jorg haider'i kabul etmeyisinin sebebide buydu. tipki rusyada jirinovski'nin onlendigi gibi. cunku bunlar sisteme entegerasyonda onemli engellerdi.

burada zaten biz karari ta ii. mahmut doneminde ile baslayan ve cumhuriyetin kurulusuyla "muasir medeniyetler seviyesi" diyerek belirlenen baticilik soylemiyle vermis oldugumuzdan, burada "yok abi ben oynamiyorum" demek, cok cocuksu ve altinda cikar iliskileri ve konumunu kaybetme korkusu yatiyor. bunu akp'ye indirgemek ise basit bir siyasi soylemden ote degil...
zaten askıda beklıyordu varsın yenı askıya assınlar. ıstemıyoruz ab falan artık. onların bızı ıstemesı lazım bızım onları degıl.
akp' nin kapatılması için bir mükemmel neden daha.
ekonomik ve siyasal nedenlerle zaten dagılmaya mecbur olan avrupa birliği bizi alsa da almasada batacak o yüzden girmeye pek hevfes etmeyelim. kiz zaten hristiyan birliği olarak niteledikten sonra birden bu birliğe girme hevesi nerden çıktı bilmiyorum.
akp davasına verdikleri tepki buysa hemen kapatalım da rahat edelim.
meseleyi akp karsitligi veya yandasligi boyutuna indirgeyince mesaji dogru okumak imkansizlasiyor. hatta alakasiz yorumlar giriyor isin icine. aslinda bunu demec, ab'nin kendi politikalarinda bir tuttarsizlik olmadigini gostermesi acisindan birilerinin ezberini bozuyor. cunku daha once avusturya'ya ayni tavri gostermisti. yine polonya'nin ab uyeligini buna benzer bir sebeple askiya almis, cek cumhuriyetini uyarmis hatta ispanya'ya bile posta koymustu ve dedigini de yaptirmisti.

demek ki bir celiski yok. tabii buradan ab'nin sutten cikmis ak kasik oldugu sonucu cikmaz. neticede bu ab uyelik sureci ekonomik-sosyal- kulturel yanlari oldugu kadar, agir basan bir siyasal yonude mevcuttur. dolayisiyla bu tarz cikislara her daim buyuk anlamlar yuklemeye, komplo teorileri uretmeye luzum yok. bir donem orhan pamuk davasinda da ayni tavri gostermislerdi.
(bkz: bir taşla iki kuş)
abdullah öcalan ı asmayın, hadep i, refah ı kapatmayın diyen, pkk eylemlerine destek veren, kıbrısı rum toprağı sayan, ermeni soykırımı yapılmıştır diyen hatta ermenistana toprak vermemizi isteyen, türkiyeyi nükleer çöplük olarak kullanmak isteyen kişiler içingayet yerinde bir söz.

evet yukardakilerin onlarca katını yapan bir birlik bizim için hayırlısını istiyordur yine.

(bkz: avrupa birliği bizi çok seviyor)
(bkz: bbc nin kehanetleri)
akp'nin kapatma davası ile beraber her nedense bir anda tutuşmuş olan ab'nin son saçmalaması. sanki müzakereler tıkır tıkır işliyordu da, askıya alırız diyor. biz de can atıyoruz sanki onlarla birliğe.
basit bir mantıkla düşünürsek, ab sittin sene bizim hayrımızı düşünmez. ab akp kapatılmasın diye bas bas bağırmaya başladı. demek ki akp'nin kapatılması çok faydalı bir şey.