bugün

Meali,

"Ey peygamber! Şüphesiz sana mehirlerini verdiğin ve Allah'ın sana verdiği (savaş esirleri) arasından (antlaşma yoluyla) sahip olduğun zevcelerini helal kıldık. (Özellikle) seninle birlikte hicret eden, amcanın, halalarının, dayının ve teyzelerinin kızlarını ve nefsini peygamber için bağışlamışsa ve peygamber de onu nikahlamayı istemişse mü'min kadını... Mü'minlere değil sana mahsus olarak (ki onlara zevceleri ve (antlaşma yoluyla) sahip oldukları hakkında neyi farz kıldığımızı biliriz); sana bir darlık olmaması için... Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir." şeklinde olan ayet.

Ayette, Muhammed peygamberin ayetin inişi sırasındaki mevcut hanımlarından bahsedilmekte, onun yaptığı evliliklerin sayı ve şekil itibarıyla diğer mü'minlerinkinden farklı olduğu vurgulanmakta ve bu durumun onun nübüvvet vasfını daha "kolay" yapabilmesini sağladığına işaret edilmektedir.

Tefsircilerin çoğunluğuna göre, Ahzab Suresi'nin 50. ayeti Muhammed peygamberin mevcut eşlerinden bahsetmektedir; 52. ayette ise, mevcut eşlerinden başka bir hanımla evlenmesi yasaklanmaktadır. Nitekim bu ayetlerin akabinde Muhammed peygamber herhangi bir başka evlilik yapmamıştır.

Ahzab Suresi'nin 50-52. ayetleri, "Tahyir Hadisesi" üzerine nazil olmuştur. Medine Dönemi'nde islam devletinin hakimiyetinin yayılması ve artan gelirlere rağmen Muhammed peygamberin mütevazı bir hayat yaşama arzusu, hanımlarının bazı dünyevi istekleriyle çatışmıştı:

"Ey Peygamber! Eşlerine şöyle söyle: 'Eğer dünya hayatını ve süsünü istiyorsanız, gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de, sizi güzellikle salıvereyim. Eğer Allah'ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, (bilin ki) Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır.'" (Ahzab 28-29)

Bunun üzerine, Muhammed peygamberin hanımları, dünya hayatının süsünü değil; ahiret için çalışarak mutevazı bir hayatı yaşamayı tercih etmişlerdir ve ardından Ahzab/52.ayette "Bundan sonra artık güzellikleri hoşuna gitse bile, başka kadınlarla evlenmen sana helal değildir." hükmü getirilmiştir. Adeta, "takva" ve "dış güzellik", terazinin iki kefesine konmuş ve Kuran'ı rehber edinen bütün insanlara, bunlardan hangisinin makbul olduğu mesajı verilmiştir.

http://www.youtube.com/watch?v=ZJiJWs6_ECc
kur'an 'ın tüm insanlığa geldiğini kabul etmiş biri olarak sadece peygamber eşlerini ilgilendiren konuların kutsal kitabımda yer almasını bir türlü tam olarak anlayamadığım ayettir.
yamulmuyorsam 14 eşe sahip bir peygambere gelen vahiy.
nasıl bir darlıksa artık. cariyeleri saymıyorum bile.
https://hakkadavet.alimallah.com/sorular.htm
en sevdiğim ayettir. insan kıskanmadan edemiyor.
kur'an da ki en çelişkili ayetlerdendir efendim. kur'anın muhammedin elinden çıktığının en büyük kanıtlarından birisi. halen kur'an okumayıp, müslümanım diyip ateistlere bok atma çabasındasınız. önce kendi dininizi öğrenin ondan sonra başkalarıyla laf dalaşına girin. bu ayeti görüp sorgulamayan insanın zekasını çok merak ediyorum.

ayet: "Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.)"

adam kendisine tüm mekkelileri helal kılmış neredeyse. bitmiyor bir türlü. başka bir ayette de evlatlıkların karısını helal kılıyor. adam şehvete düştüğünde ayet sallamış resmen.

savunma da hazır: himayesine alıyor. yahu adamın etrafında koskocaman islam ordusu var. alacaksa himayesine etrafında baksın büyütsün. yatağına almanın ne mantığı var. hayır himayesine alacaksa ayet yazma gereği niye. fetva ver. kendinizce mantıklı açıklamalar yürütmeye çalışıyorsunuz. ama siz de korkuyorsunuz. siz de şüpheleniyorsunuz. beyninizde ki cehennem korkusu etrafınızı sarmış haberiniz yok.
ey peygamber! mehirlerini verdiğin hanımlarını, allah’ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. bir de peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. allah bağışlayandır, merhamet edendir."

Bana ilginc gelen bir ayet.
Islamiyette kadınlarla erkeklerin kapalı bir yerde baş başa kalması haramdır. Peygamberefendımız zamanında islamiyet yeni yayıldığı için kimsenin bilgisi yoktu ve peygamber efendimiz mumin kadınların toplandığı bir yerde onların sorularına cevap verirdi. Ayette bahsedilen "helal kıldık" sanıldığı gibi değildir. Peygamberimizin o hanımlarla Konuşabileceğini Islamı Anlatabileceğini Belirtmektedir.
yeni sözlük yazarımız, hoş gelmiş. koşuştursun dursun!
Bitmediniz diyene kadar adama mantikli bir cevap versenize... Soru basit... Dunyada milyarlarca problem varken allah ne demeye muhammedin uckurunu dert etmis kendine ?!?!?
Muhammed'in kendi içgüdülerinin kendisi tarafından yazıldığı ayettir.
Allah kelamını okumak, söylemek, anmak ibadettir kardeşim. O sözler sıradan sözler değil, Allah' ın sözleri. Bunun bilincinde olmak zaten başlıbaşına ibadet.
Bir takım kadınların Muhammed'e helal kılınması.
Yalnız ayet boyunca hangi kadınların Muhammed'e helal kılınacağı anlatılırken ayetin son cümlesinde alakasız biçimde Allah bağışlayıcı, merhamet edicidir diyor.

--spoiler--
Ey peygamber! biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini peygamber’e bağışlayan, peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helâl kıldık.) mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
--spoiler--
50﴿ Ey peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiği câriyelerini, seninle birlikte hicret eden amca kızlarını, hala kızlarını, dayı kızlarını, teyze kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca mümin bir kadın kendini peygambere mehirsiz olarak bağışlar, peygamber de onunla evlenmek isterse, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere, onu da sana helâl kıldık. Müminlere eşleri ve sahip oldukları câriyeleri hakkında hangi kuralları geçerli kıldığımızı biliyoruz. Sana mahsus olanı güçlük çekmeyesin diye meşrû kıldık. Allah çok bağışlayıcı, pek esirgeyicidir

En son ;

“Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir “ demesine de ayrı bitiyorum.