bugün

türkiye cumhuriyeti devletinin kendi eli ile abdullah öcalan'ı efsaneleştirmesidir. süreç 1999 yılında başlamıştır o zamanki siyasi irade avrupa birliği uyum yasası gereği idamı kaldırtmış ve biz hala avrupa birliğine aday ülke dahi olamamışız. bunun sonucunda bir efsane çıkmış ortaya abdullah öcalan efsanesi.

her yaptığı ve her söylediği rahatça medyada yer bulur, avukatları ile örgüte talimatlar vermeye devam eder, güneydoğu da kaybolan devlet otoritesi yerine kendi otoritesini kabul ettirir, kürtlerin %80 inden destek görür ve devlete kişisel her türlü talebini yerine getirtir.

söyleyin şimdi abdullah öcalan efsane olmuş mudur olmamış mıdır? onu bu konuma getirenler şuan yönetimde bir şekilde bulunanlardır. bazıları da hakkın rahmetine kavuşmuştur. avrupa birliği ve a.b.d nin türk milletine attığı en büyük kazığı başımıza bıraktığı en büyük belayı görüyoruz hemde her gün bu belaya şahit oluyoruz. artık rahatça adı telaffuz edilebiliyor çok rahat bir şekilde "sayın öcalan" denebiliyor televizyonlarda sokaklarda. haliyle başbakanımız olan sayın r.t.erdoğan bey de zamanında "sayın abdullah öcalan aldığı kellerin bedelini ödüyor" demişti değil mi? yani başbakan söylüyor ise bunu sokaktaki vatandaş söylemiş yada sözlükteki nesildaş yazar söylemiş pek bir önemi yok. ihaneti gözümüze baka baka işliyorlar. abdullah öcalan denen herifi efsaneleştirmek için günden güne farklı şekillerde zihinlere işliyorlar bir zemin hazırlıyorlar ki o zeminin ne olduğunu azıcık aklı olan görüyor.

bırakacaklar o adamı efsane hapiste daha fazla kalmayacak güzel korunaklı bir villada ev hapsine yollanacak, hem daha yeni duyuruldu şu Amerika'da olan elektronik izlenen kelepçe modeli bizim ülkeye de geliyormuş adamı orada tutmanın ne anlamı var koyarız geniş geniş bir villaya t.c üniformalı askeri de dikeriz kapısına güvenlik diye korurlar efsaneyi.