a good day to die hard

die hard serisinin yeni filmi.

http://www.imdb.com/title/tt1606378/

geçmiş zor ölüm deneyimlerimize dayanarak, serinin son halkası hakkında bir kaç şey...

1) filmin başında con makkıleyn amca, küçük bir kutudan avcunun içine bir hap alıp, başını geriye doğru sertçe atarak o hapı susuz içecektir.

2) olayla hiç bir alakası yok iken, tamamen tesadüf eseri kendini olaylar içinde bulacaktır.

3) filmin kötü kadını en az iki tane uzak doğu dövüş sanatı bilecektir.

4) kötü kadın, iyi kadından güzel olacaktır.

5) o kadın filmin ortalarında feci şekilde ölecektir.

6)yeri yanlış olabilir ama bu sıralar olması muhtemel, con makcıleyn ilacı tam susuz içecekken vazgeçecek ilaç kutusunu arabanın camından atacaktır.

7) con makteleleyn filmin sonunda tamirci çırağı gibi yağ pas içinde kalacaktır.

8) bir çok araba parçalanacak ama içlerinden bir tanesi lüks olacaktır.

9) con makzırtleyn yaralı olarak filmi bitirecektir. (emin değilim, belki ölür seriye oğlu da devam edebilir)

10) olaylar olaylar...

zor ölen abimizin 5. kez tek başına ortalığın amına koymasına tanık olacağımız filmdir. Bruce Willisimiz canımız ciğerimizdir kendisini severizdir. kendisi önceki filmlerde otomobil ile helikopter vurmuşdur. adamın ümüğüne çökerdir. amerikan kahramanıdır. Çin de bruce lee ne ise amerikada da bruce willis öyledir.

bugün izlediğim filmdir.

--spoiler'dan önce son çıkış--

hemen belirtmek gerek: film sadece 97 dakika. çok kasmamış adamlar. öncelikle seriyi silip atın. hatırladığım kadarıyla filmler arasında zaten herhangi bir bağlantı yoktu ama bambaşka bir film olmuş bu. kötü kadın, iyi kadın kapışması yok; tek bir kötü kadın var bununla birlikte john moore iyi iş çıkarmış diyebiliriz. otoyoldaki kovalamaca sahnelerinde zaman zaman sıçmış olsa da geneline baktığımızda aksiyonun dibine vurmuş. bu açıdan aksiyon severleri tatmin edebilir. onun haricinde filmde birkaç defa sürprizle karşılaşıyoruz.

yarım saati aksiyon, geriye kalan bir buçuk saati de saçma sapan geyiklerle ve muhabbetlerle dolduruşmuş olan filmlerden değil; en önemli özelliği de bu olsa gerek. aksiyon sahnelerine ustalıkla yerleştirilmiş ince espriler mevcut. 97 dakikanın toplasan yarım saatinde böyle bir durgunluk hakim diyebiliriz.

--spoliler'dan önceki son çıkışı mı kaçırdın--

David Letterman'ın 'ismini ilk duyduğumda Hugh Hefner'in balayı ile ilgili bir film olduğunu zannettim' şeklinde bir espri yaptığı film.

---yasal uyarı---
işbu yazı pek spoiler içermez ama ufak tefek şeyler var tabiî.

john mclane'in oğlu jack mclane cia'de ajandır. rusya'da bir operasyon için tutuklanması gerekir. babası bu durumu, ajanlık bölümü dışında, öğrenir. ne olduğunu öğrenmek için izin alır ve moskova'ya gider. oğlunun bilmem ne kadardır süren operasyonunu piç eder. olaylar olaylar olaylar.

serinin geleneği bozulmuyor ve yabancı kötü adamlara karşı izinli sıradan nypd dedektifi john mclane savaşıyor savaşıyor savaşıyor. şu seride kötüler ya alman ya rus ya bilmem ne! bir tek live free die hard'da kötü amerikalılar vardı sanırım.

neyse efendim... bu bir thriller'dır. yani baştan sona heyecan fırtınasıdır olayı. öyle ahım şahım senaryo, derinlik falan beklemeden çerez niyetine izleyip geçeceksiniz. film vaâd ettiği şeyi fazlasıyla başarıyor. e die hard v.b. serilerden de dünya görüşü edinmeyin. izleyin ve geçin. böyle yapınca gayet eğlenceli, başarılı bir yapım oluyor.

fena aksiyon değil ama ilk filmin yerine tutamaz.

--spoiler--
moskova'dan cernobil'e arabayla bir gecede gidilen filmdir.
--spoiler--

biraz aksiyon, biraz muhabbet, tırt.

aksiyonu iyi ama konu olarak sönük kalmış film.