bugün

türkiye'de herşeyin çok çabuk unutulduğunu düşünürsek olma ihtimali hayli yüksek durumdur.

ayrıca üzerine gidilirse yöneticilerin pislikleri de ortaya çıkacağından unutturulma ihitmali daha da yüksektir.
dikkat ettiniz mi, tüm ana haber kuşağında elazığ depreminden çok "batı anadolu fayı" tetiklenir mi konusu gündeme getirildi.

mutlaka önemlidir, büyük bir depremde marmara bölgesi çok daha fazla etkilenecektir, ancak bu gün o yöre insanının acılarını paylaşmak ve olası yardımları gündemde tutmak varken reyting uğruna o insanları görmezden gelmek insanın içini daha da acıtıyor...!
istanbul'a birşey olmasında, isterse bütün dünya yıkılsın görüşündeki medya'nın sayesinde; 5 gün sonra bile unutulma ihtimali vardır.
insanoğlu nun her şeye çok çabuk alışıp unuttuğunun resmidir.
10 GÜN SÜRMESi iYiMSER BiR YAKLAŞIMDIR. YARIN ÇIKACAK BiR MEKTUPLA, BiR DARBE GiRiŞiMi YADA SUiKASTLA GÜNDEMDEN HIZLA KAYBOLABiLiR.
unutulursa ne kadar çok dertten, problemden kaçışımızın göstergesi olur. türkiye birçok fay hatları üzerinde yer alan bir ülke; lakin bu durumun askıya alınmaması gibi başka bir mesele daha var. deprem yaşandı bitti, unutalım, konuşmayalım gibi anlayışlar bizi çıkmaza iten nedenler... japonya tehlikeli deprem bölgelerinde yer alan ülkelerden biri; ama önlemlerini alan, sorunlardan kaçmayan, konuşmaktan, tartışmaktan korkmayan bir ülke. çok mühim bir meselenin üzerinde biz türkler neden durmuyoruz anlamış değilim(?) yeni nesil her halde cehaletle büyür, bugün görmezsek birçok şeyi bir daha görmemiz mümkün olmayabilir.
son dönemde yaşanan grizu patlamaları düşünüldüğünde cuk diye oturur. küçük çaplı(!) facia süsü verilir olaylara. yaşamını yitirenlerin geride bıraktıkları düşünülmez. mümkünse;

(bkz: ananı da al git)
sonrasında gelecek olan izmir çanakkale istanbul depremlerini de unutabilecekler mi bakalım. çok yakında..
ülkemiz gerçeğinden ziyade insan gerçeğidir.
yeri geldi babamız öldü, onu bile unutmadık mı?
unutursun için yana yana
unutursun ölüm sana bana
zaman basıp kanayan yarana
unutursun unutursun....
(bkz: sertap erener)

başka da bişi demiyorum....
türkiye'de yaşamadığı çok belli olan birisinin düşüncesi olabilir. ulan sabah 1 milyon kişi ölse şu ülkede, aynı günün akşamında oynanan sikik bir futbol maçıyla beraber unutuyoruz her şeyi. 10 gün de neyin nesidir?

depremi unutmayı geç, şu anda bu ülkede şu depremin varlığından bile haberi olmadan yaşamayı sürdüren milyonlarca insan vardır eminim.

dünyanın en balık hafızalı insanlarından oluşan ve geçmişten ders çıkarmamaya her koşulda direnen şu millete her türlü ızdırap müstehaktır.
her şeye çabuk alışmaktan mıdır? yoksa unutkanlıktan mıdır? bilinmez ama unuturuz. bu bizim genlerimize işlemiş bir şey. biz çabuk unutan ve uyuyan bir milletiz. hatalardan ders almak yerine 'nasıl yaparım da üstünü örterim' düşüncesi taşırız beyinlerimizde. biz aptal bir millet miyiz? elbette ki değiliz. imkansızları başaranlar biz değil miyiz? demekki başarmak istediğimiz şey unutmak. yani acıları unutmayı başarıyoruz. bunu başarırken hiç düşünmüyoruz bu unutma bize ilerde bir sorun yaratır mı diye...
unutuyoruz. çünkü unutmak istiyoruz. yeri gelince suni gündem yaratıyoruz (ki bunda üstümüze yok), birbirimize yiyerek tartışıyoruz... deprem olunca jeoloji uzmanı kesilip üç gün sonra herşeyi unutuyoruz.
alışkanlık mı denir yoksa istek mi bilinmez ama biz unutmayı seviyoruz bu kesin.
ama unutmamamız gereken bir şey var: kaybeden unutmaz!
bir çok insan birşeyini kaybetti o deprem enkazlarında...
kimisi kardeşini, kimisi annesini babasını, kimisi eşini, kimisi arkadaşını...
kimisi maddi birşey kaybetti, kimisi umutlarını
ve onlar asla unutmayacak yok yere kaybettiklerini. arkada kalanlar hep hatırlayacak. yüz yıl geçsede hatırlayacak ve hep diyecek 'böyle olmalı mıydı? yapılacak birşey yok muydu?' iç sorgulamaları iç isyanlara dönecek ve durmadan soracak.
ve umarım unutturmayacak bize kaybetmenin ne kadar acı olduğunu, günün birinde herkesin kaybedebileceğini sevdiklerini bir yıkıntının altında. yoksa biz unuturuz çünkü unutmak uyumaktan sonra yaptığımız en iyi ikinci iştir...
(bkz: 30 milyar lira buharlaştı)
1999 depremi gibi oluşabilecek bir durumdur. Malesef insanlarımız böyle azmışken daha neler olacaktır, Allah bilir.
ateş düştüğü yeri yakar derler ya, işte bu da böyle bir şey. birkaç gün televizyonlarda, ana haber bültenlerinde ilk sırada yer alır. ailelerin dramlarını anlatırlar, suçlu ararlar, daha sonra da unuturlar, unuttururlar. aslında medyanın unutması o kadar önemli değil. önemli olan devletin unutmaması. ama o da birkaç ay sonra unutacaktır.

(bkz: türkiye nin kaderi)
ve sallanan toprakların insanları acıları ile başbaşa kalır. doğru bir önerim. acı gerçek. ders alın, alalım artık.
güzel ülkemde her olayın olduğu gibi balık hafızamızdan mı yoksa her gün gündemin büyük bir hızla değişmesi yada değiştirilmesi sonucu meydana gelen vak'a lardan bir tanesi dahadır. 10 olmadı 15 gün sonra unutulacaktır. fakat önemli olan unutulmadan önce orada zarar görenlerin maddi zararlarının karşılanması ve oradaki hemşerilerimizin yaralarının sarılması depremden önce ilgilenilmemesi sonucu var olan zararlarının giderilmesi ve o insanların tekrarda hayatlarına devam etmelerini sağlayabilmektir.

(bkz: zall ın elazığ deperim için sözlük kapatması)
Elazığda depremmi olmuştuki ?
(bkz: bi keko vardı noldu ona)
gerçekleşmiş bir öngürüdür. ama şaşırmamak da lazım doğu 1938 yılından beri unutulmuş durumda zaten.
1938 'den beri millet TÜRK olduğunu unutmuş depremi unutmuşlar çok mu?
belki istanbulun işgali zamanlarındaki işbirlikçi medyanın takipçisi olan basın unutabilir ancak hayatlarında depremi yaşamış kimse unutmayacaktır!
Ne on günü, on beş dakika içerisinde unutulur denilebilen bir olay.
Kovancılar kaymakamlığı ile ortak yürütülen yardım kampanyasından sonra bilgileri almak için oradaki arkadaşlarıma sürekli soruyorum.

Evet, gönderilen yardımlar halen dağıtılıyor. Oradaki sıkıntı hala bitmiş değil.
Evi yıkılan vatandaşlarımıza hala ev temin edilmiş değil, çadırlarda yaşıyorlar.

Yani hala unutmayanlar var , fakat insan önce kendını sorgulamalı. Sen, ben, o takip edecek ki ,bu ülkede birşeyler değişsin .

Marmara Depreminde avcılar'a giremiyorduk, etrafa cesetlerin kokuları yayılmıştı .

Toplum duyarsız artık herşeye , fakat bazı şeyleri tekrardan diriltmek gerekiyor.
Buna ''Türkiye'nin gerçeği'' deyip, kenara çekilmekle yapamayız.

Henüz yaralar sarılmamışken, gelen açıklamalar tam kırılmamış bir fay hattının olması ki,Bingöl'de bulunan 5.fay hattının kırılması ile 8.şiddetinde deprem olması bekleniyor.

hükümet birşey yapacak sa, kerpiç'ten yapılmış evlerde yaşayan insanları önce ev sahibi yapsın. büyük şehirlerde TOki lerle göz boyamasın.
Çin 'de bir deprem ülkesi ama adamlar önlemler almış , buna'da kader deyip geçmelerine izin vermeyin.
malesef türkiye gerçeğidir.