bugün

üniversiteden şehre gidene kadar vücut geliştiren bu yönden sağlığa son derce faydalı olan mutlu insanlar bütünüdür.
yolculuğun birbuçuk saat sürdüğü zamanlarda çok küfürbaz olur bu yolcular 48 şöförünü de dellendirir hep suçludur çünkü gelip 48 e binen yine kendileridir.
(bkz: uludağ üniversitesi)
yarım kalmış bir haber başlığı izlenimini veren cümle. tamamlanmış hali " 48 yolcusu ile düşen uçak" olabilir.
kendini konserveye tıkılmış barbunya taneciği gibi hissetmektir.*
otobüse bindiği andan itibaren etrafında hasta,yaşlı,gazi, ve sakat ordusu belirmesi muhtemel zavallı insan...
bu hasta,yaşlı,gazi ve sakatlar daha cok tıp fakultesi hastanesi karşısıdan binerler...eğer 48 yolcusu insanı,o durakta yerini birisine kaptırmamışsa(ki bu hiç mi hiç olağan değildir),o zaman rahat bir nefes alabilir.zira artık o otobüse kimse binmez,binse bile o kişiye yer vermeye değmez...
48 yolcusu insanına,yukarda bahsi geçen hastane duragında binen yolcular tarafından psikolojik bir baskı uygulanır.kalkmasa ayıplanır,kalksa pestil olur..ama yine de kalkar...yerine oturması muhtemel kişiler hasta,yaşlı,gazi veya sakattır!!!
yer vermemesi durumunda,psikolojik baskılar mırıldanma vb şekillerde söze dökülür daha sonra ayakta duran,genelde orta yaşlı erkek bir cengaver çıkagelir ve hasta,yaşlı,gazi veya sakat populasyonunun imdadına yetişir;

''siz ne biçim gençsiniz beeeee!!! bizim zamanımızda...'' diye başlar devam eder...

siz ise (bkz: dir dir etme bee) moduna girer hemen kalkar ve arkaya doğru ilerleyerek,bulabilirseniz bir demir parçasına tutunup,90 dakikalık şehir turuna dayanmaya çalşırsınız...
yazın içinize çektiğiniz ter kokusu ve bilimum hava gazı,
kışın camlara buğu olarak geri döner.
yani o kadar yoğun ve içtendir 48 yolcusu.
ayrıca bakınız: (#122467)
48 yolcusu cefakardır.Heykelden başlayıp 1 saate kadar süren yolculuğunda çoğu kez ayakta kalmak zorundadır.
48 yolcusu mazoşisttir.Ayakta kalmaktan zevk alır.Bir süre sonra boş yer olsa da oturmaz.
48 yolcusu duyarsızdır.Boş bir koltuk buldu mu yaşlı,hamile dinlemez yer vermez.
48 yolcusu dış dünyayala pek alakalıdır.Sağı solu sallamaz hep camdan dışarı bakar."bana yer verir misin" bakışlarına kapılmaz.
48 yolcusu güçlüdür.Ayakta kalmayı iyi bilir.Onca sert frende bile düşmez.Bacakları kaslıdır.
48 yolcusu omuz omuzadır.Kapasitenin üstünde yolcu alsa da sesi çıkmaz.Kardeşçe omuz omuza yaslanır birbirine.
48 yolcusu otobüsüne bağlıdır.48'den başka alternatifi olmayan yolcular asla otobüsünü yalnız bırakmaz.
48 yolcusu Uludağ Üniversitesi'ni sever.Yoksa kim bu kadar eziyete katlanabilir.
uyuşturucu gib pis bir ilettir (bkz: araba aldım ama hala 48 e biniyorum)
şöförlerin sorumzuluğu ve bilincsizliği yüzünden bir çok kez kaza atlatan ve şans eseri hayatta kalabilen yolcudur...*
heykel istikametine gidiyorsa bu yolcu genelde dağdan şehre inme içgüdüsüyle süslenip pülsenip en güzel kıyafetlerini giymiştir,aklında mutlaka alacağı şeylerin listesi,gideceği filmin ismi yada arkadaşalrının siparişleri vardır.şehre inmek meşakatli bir iştir bu yüzden her yiğidin harcı değildir bu yüzdendir ki kimse şehre giden birinialacak birşey söylemeden yollamaz.48 yolcusu genelde öğrenci olduğu için sorgusuz sualsiz öğrenci bileti atabildiği gibi arkadaşının bukartındanda istifade edebilir.48 yolcusunun bir diğer meziyetide atik olmasıdır ki buda ilk duraktan binen yolcularda daha belirgindir.hangi otobüsün kalkacağını önceden bilöeyen yolcular bu otobüs belli odluğu andan itibaren ok gibi fırlayıp biraz sonra tıp fakültesinden binecek olan hastaya devredeceği koltuğuna ulaşır.
1.öğrenci.:
-kapat abi tamam
şöför* :
-tamam mı bak kapatıyoruuuummm.
yaşlı teyze * :
-ay ayağım kaldı kapatma yavrum.
2.öğrenci :
-kapatma abiii..
3.öğrenci :
-abi dur teyze kaldı..
4.örenci :
-aç yav kadın sıkıştı.
5.öğrenci :
6.öğrenci :

215.öğrenci *
-abi aç bi teyze kalmış galiba.
48 bizi diskoya götür diyebilecek kadar otobüsüyle samimi olan yolcudur.
bir çok fıkranın cereyan etmesine sebeb olan zat-ı şahane.
93 yolcusu ile evlenesi yolcudur.
(bkz: muğla yolcusu)
(bkz: aneorobik)
birçok kez kapısında sıkışıp ona rağmen heykele gitmekten vazgeçmeyeceğimiz için katlandığımız vasıtadır. bazen sabırtaşı denilen nesnenin hiç 48 den haberi olmadığını düşündürür bize görse çünkü boyle bir taş olmazdı. ona rağmen çok eğlenceli ve komık olaylarda olabilir. örneğin yanınızdakının başına 48 tabelası düşmesi ve başınızda duran iki tikky kızın ''ayyy kafasına tabela düşştööö ya düşünsannaaa kafası boyle karpuz gibee yarılıyomuş ortadan aha aha haaa'' derken sizin boyle bakakalmış olmanız farklı kişilikleri tanımak için iyi bir fırsattır yani.