bugün

ezikliğin son noktasıdır. fbliler kendi yönetimlerine falan dönüp "niye bizi rezil ettiniz?" diyecek yerde; 20 yıl önceki bir maçtan "şike yaratıp" ortalığı bulandırmaya çalıştıkları maçtır. beşiktaş aynı takımı yine deplasmanda 6-0 yenerken şike yoktur; galatasaray 8-0 yenince şike olmuştur. geçin bu işleri fbliler. manchester'ı tarihinin ilk şampiyonlar ligi'ne katılma hakkından eden galatasaray'ın aynı sene beşiktaş'ın 6 attığı ankaragücü takımına 8 atması hiç de "anormal" durum değil. g.tünüzden "şike" uydurup komik duruma düşmeyin. sizin şike iddiaları ortalıkta dolaşırken; galatasaray hakkında 20 yıl önceden; komik bir örnek bulabilmeniz, galatasaray'ın ne kadar "onurlu" olduğunu gösterir. bulabildiğiniz örnek 20 yıllık. üstelik o da komik. neymiş? gelenden geçenden 5-6 yiyen ankaragücü'ne galatasaray 8 atmış. üstelik o maçta "avarajla" şampiyonluk hesabı yapılırken. ne yapacaktı? "beşiktaş size 6 atmış; biz fazla atmayalım. fenerliler 20 yıl sonra, kendi pislikleri ortaya çıkınca, bu maçı hatırlarlar." mı diyeceklerdi? komik olmayın. ciddi olun iki dakika. "şike" diyoruz, "ahlaksızlık" diyoruz; siz hala galatasaray derdinseniz. gitmiş 20 yıl önce bir maçtan "şike" yaratmaya çalışıyorsunuz.
türk futbolunda şike denilince akla gelen maç. savcılar araştıracaksa bu maçı araştırsınlar.
yaram var, gelmeyin üstüme maçıdır*
bırakın bu çamur atma ayaklarını ilk önce kendi takımınıza bakın galatasaraya 8 gol gerekli değildi niye 8 gol atıpta dikkat çeksinki şike yapsa.
gs nin şerefiyle aldığı maç.

8-0 olmasa bile 1-0 ile de şampiyon olabileceğimiz bir maça şikebahçelilerin şike demesi çok saçma. kaleciler bile golleri paylaşmışlar. ayrıca o sezon çok farklı galibiyetlerde alınmıtşır. şikebahçede almıştır beşiktaş'ta. ağlamayın boş yere..siz bugüne bakın ne geliyor; yusuf yusuf yusuf...
bazıları çatlasa da patlasa da galatasaray ın şanıyla şerefiyle kazandığı maçtır.

söz konusu ankaragücü nün iç sahada 2 hafta önce beşiktaş tan 6, daha evvel de karşıyaka dan 5 yediğini bilmeyen ahmakların aptalca kuşkulanmalarına sebep olmuş karşılaşmadır.

zoruna gidenin borusuna girmiş maçtır.
Bu maçın ardından Beşiktaş formasını da giyen Zalad futbolu bırakmış ve bir süre sonra da Galatasaraylı olduklarını bildiği kişilerden para aldığını itiraf etmiştir. Bu maçın görüntüleri bile var bende. Zalad'ın tuttuğu topu nasıl Hakan Şükür'ün önüne yuvarladığı öylesine aşikar ki. Zaten bu itiraf sonrası hem Beşiktaş hem de Ankaragücü Zalad'ı kara listeye almıştır. Beşiktaş'ın 100. yılına özel hazırlanan formada gelmiş geçmiş Beşiktaş forması giymiş bütün oyuncuların isimleri yer alırken, ismi olmayan tek oyuncu Zalad'dır. Bu yüzden Galatasaraylılar boşuna çıırpınmasınlar. Bu kendilerine atılan bir leke de değil. Bu tip şeyler o zamanlar Türk futbolunda çok yoğun yaşanıyordu. Ama 10 - 0 biten Adanademirspor maçını örnek veren Galatasaraylı yazarlar olmuş... Öncelikle o maç ligin son maçı değildi ve ligin kaderini de etkilemiyordu. Bir başka ayrıntı da o dönem Adanademirspor kaptanı ve bazı oyuncular Rıza'ya giderek daha fazla üstlerine gelmemelerini rica etmiştir. Rıza da arkadaşlarına söyleyerek takımı frenlemiştir. Yani bu maç daha da farklı bitebilirdi. Bu olayın ayrıntıları o dönem yayınlanan Spor & Spor Dergisi ve ulusal gazetelerin spor sayfaları küpürleri olarak elimde de mevcuttur.

Yani bazı arkadaşlar hakaret ederek Galatasaray'ın hakkıyla maçı kazandığını söylemiş ama olay bu. Bir insan durduğu yerde "Ben bu maç için para aldım" der mi? Bu dönemde Galatasaray'a Arif Erdem yüzünden verilen penaltıları da hatırlatmak isterim. Arif Erdem bu dönem "la Gazetta Della Sport" a haber olmuş ve gazete sayfalarında Soyadının anlamının italyanca karşılığı verilerek eleştirilmişti. 18 sene önce yapılan bir olayın canlandırmaya çalışmak değil amacımız ama hak yendiyse de bir "Pardon" demek lazım... Hele hele bu kadar aşikarken...
şeref dolu galatasaraylılar tarafından tertemiz ilan edilmiş maçtır.
(bkz: tabi tabi)
galatasaraylıların allahtan yakın zamanda olmamış dediği, vaktinde oynayan futbolcuların da itiraf ettiği en açık ve herkes tarafından bilinen satılmış maçtır.
(bkz: #12337354)
bu maçı hatırlatan fenerliler kadar malını görmedim ben. yani diyorlar ki, siz "de" yaptınız. ordaki "de" ne demek?

"tamam biz yaptık", ama siz de yaptınız demek.
maç sonunda galatasaray ın averajı 53 , beşiktaşın 45. yani galatasaray 1 0 dahi kazansa, şampiyon olmasına yetiyor.

görsel

(bkz: 14 mart 1993 ankaragücü beşiktaş maçı)

el edid: ayrıca, kanunlar geriye yürümez çikolar. şike olmuş olsa bile, kanundan önce yapılan şikeler için mahkumiyet söz konusu değil. kaldı ki, şike skandalına ismi karışmayan tek büyük klup olarak galatasarayın adı pis ağızların attığı kakalarla kirlenmez.
(bkz: zalad)

(bkz: şike)
(bkz: zamanaşımı)
--spoiler--
her defasında yüzümüze vurulmaya çalışılan 8-0 olayını taraftar gözüyle değil de, gerçekten futbolun temizlenmesini i̇steyen futbolseverler olarak sizlerle paylaşıyoruz. at gözlüğünden bakarsan hep aynı şeyi görürsünüz. bize şikeci diyenler 5 dakikalığına şu yazıyı okuyun. uzun demeyin okuyun, bu yazıyı yayalım ki gururlu ve güçlü olduğumuz kanıtlansın!

8-0’ın gerçek hikayesi

o sezon, son maçlardan önceki tabloya bakalım:
galatasaray’ın attığı 66, yediği 21, averajı 45...
beşiktaş’ın attığı 65, yediği 22, averajı ise 43...
galatasaray’ın hem 2 gol artı averajı, hem de gol fazlası avantajı vardı.
son maçlarda, galatasaray ankaragücü’ne 2 fark yapsa, beşiktaş’ın gençlerbirliği’ne 5 fark yapması gerekiyordu.
yani averaja ihtiyacı olan beşiktaş’tı.

ama oyle bir ortam yaratilmaya calisildi ki yillarca sanki galatasaray’in sampiyon olmasi icin ankaragucu’nu 0-8 yenmesi gerekiyormus gibi bir sonuc cikti.

yukaridaki averaj durumundan da anlasilcagi uzere galatasaray 2 farkla yense besiktas’in 5 farkla yenmesi gerekiyordu.
bu durumda galatsaray 2-0 yense besiktas 5 farkla kazansa besiktas’in sampiyonlugu ak sut gibi helal olacakti, kimse saibe konusmayacakti. tabi, koskoca, anli sanli besiktas klubu hic sike yaparmiydi?

bu mac ile ilgili baska bilgiler;

galatasaray, o sezon ankaragücü’nü istanbul’da 3-0, ankara’da, ligin son maçında 8-0 yendi. 11 gol attı, hiç gol yemedi. averajla şampiyon oldu... beşiktaşlılar’a göre, ’şaibeli şampiyon’ oldu.

beşiktaş, o sezon ankaragücü’nü istanbul’da 4-0, ankara’da, ligin bitimine haftalar kala 6-0 yendi. 10 gol attı, hiç gol yemedi. averajla ikinci oldu...
yine beşiktaşlılar’a göre, ’şerefli ikinci’ oldu.

10 gol atip hic gol yemeyen besiktas alninin akiyla, 11 gol atip hic gol yemeyen galatasaray saibe ile atiyor bu golleri.
bunun yaninda zalad isimli kaleci , bu macta ilk yarida gorev alip 4 gol yemistir.

ayni ankaragucu’nun o sezon karsiyaka’ya 7-0, besiktas’a 6-0 yenilmesi sadece tesaduflerden ibarettir *

1992/93 sezonunun son maçında averajın belirleyeceği şampiyonluğun iki adayının da ankaralılarla karşılaşıyordu. gençlerbirliği son haftaya girerken dört-beş as oyuncusunu kadro dışı bırakıp maça üçüncü kalecisiyle çıkmıstı. son haftada gençlerbirliği ıstanbulda beşiktaşa sadece 3-1 yenildi, ankaragücü ise ankara;da galatasaray;a 8-0 gibi spektaküler bir sonuçla mağlup oldu.

fakat o zamanki olaylarda diger bir ilginclik , mactan sonra o zamanlar genclerbirligi sonradan fenerbahce formasini giyen kemalettin isimli futbolcunun bir gazeteye* ’besiktas maci satin almisti biz vermedik,bunu goren antrenorumde beni 2.yari da oyundan aldi’ seklinde aciklamada bulunmasidir.gercektende macin ilk yarisi 1-1 iken , mac 3-1 sona ermistir.bu da unutturulmak istenen,hic uzerinde durulmayan bir hadisedir.

daha sonra konuşmama kararı alan ve 5.golden sonra ikinci yarı kaleyi arif'e bırakan zalad 2004 yılında yerel bir gazeteye verdiği demeçte aynen şöyle diyordu;

1992-93 sezonunun son haftasında g.saray ile ankarada oynadığınız ve 8-0 yenildiğiniz maçı hatırlıyor musunuz?
hatırlamaz olurmuyum. 20 yıllık profesyonel futbol yaşantımı o maçta noktaladım.

neden?
g.saray maçında ilk yarı oynadım ve 5-0 öndelerdi. hocamız tınaz tırpandı. ilk devre bitti, soyunma odasına girdik. ben eldivenlerimi çıkartıp tınaz hocaya verdim ve, hoca buraya kadarmış. herkese teşekkür ediyorum. güzel günlerim geçti; ama yarın gazetelerde bu maçla ilgili iğrenç yorumlar yapılacak. ben futbolu bırakıyorum dedim. 2. yarıda kaleye arif geçti. 3 tane de o yedi. ama herkes o 8 golü benim yediğimi zannediyor.

neden a.gücü o kadar kötü oynadı?
biz g.saray maçından önceki dört haftada üç galibiyet almış ve ligde kalmayı garantilemiştik. özellikle sarıyeri yendikten sonra bütün takımda bir rehavet oldu. as oyuncuların çoğu ufak tefek bahanelerle idmanlara çıkmıyordu. kendilerini hiç zorlamadılar. zorladıklarında da adale çekmesini bahane edip idmanı bıraktılar. ayak tenisi oynayıp maçı bekliyorlardı. zaten g.saray maçından önce de tüm basın bu maçta şike olacağını yazarak gündem oluşturmuştu. biz o maçı 2-0 kaybetsek de şike konuşulacaktı.
--spoiler--
oyunun adı zalad'ı satın al deplasmanda ankaraya 8 attır.
Türk futbol tarihinin en temiz maçıdır.
1 averajlık maçta 8 gol atan galatasaray'ın manasız yere şike ile suçlandığı maçtır.

(bkz: allahınız yok mu lan)
8.zalad: sahaya çıkmayanlar aslan oldu, ben ise sahtekâr

galatasaray'ın 1992-93 sezonunun son haftasında a.gücü'nü 8-0 yenerek şampiyon olmasının ardından yugoslav kaleci rade zalad hep şikeyle birlikte anıldı. ama o hep susmayı tercih ettiği için 10 yıl önce yaşanan bu olayların üzerindeki sis bulutları bir türlü dağılmadı. herkes şike yaptığı ileri sürülen a.gücü kalecisi zalad'ın 8 golün hepsini yediğini belleğine kazıdı. ne zaman şike olayları konuşulsa rade zalad ismi gündemin ilk sırasına taşındı.o ise hiç konuşmadı ve belgrad’taki sakin yaşantısına devam etti. ta ki sporvizyon kendisini bulana kadar. son iki yıldır sırbistan karadağ ümit milli takımı’nın kaleci antrenörlüğünü yapan zalad’ı uzun uğraşlar neticesinde başkent belgrad’ta bulduk. 1986’da eskişehirspor’la türkiye serüvenine başlayan, beşiktaş’ta süper performans göstermesine rağmen a.gücü’ne gönderilen ve o unutulmaz galatasaray maçından sonra ülkeyi terk eden zalad, şike olaylarından sinan engin’e, beşiktaş’tan aldığı teşvik primi teklifinden, 100. yıl formasında neden yer almadığına kadar birçok konuya açıklık getirdi. galatasaray maçından önce fikret ve sinan engin’le beşiktaş’ın şampiyon olacağı konusunda fikir birliğine vardıklarını belirten zalad, “galatasaray karşılaşmasında oynamayanlar aslan oldu, biz ise sahtekâr...” diyerek önemli açıklamalarda bulundu.

1992-93 sezonunun son haftaları... şampiyonluk yolunda beşiktaş ile g.saray amansız bir mücadele veriyor. takvimler 24 mayıs 1993’ü gösterdiğinde iki takım arasında oynanacak derbinin düğümü çözmesi bekleniyor. ancak ali sami yen’deki maç 1-1 berabere bitince, son haftaya g.saray 63 puan ve 25 averajla lider, beşiktaş ise aynı puan ve 23 averajla ikinci sırada giriyor. doğal olarak son hafta oynanacak maçlarda atılacak gol sayısı hayati önem taşıyor. iki ankara takımı da ligde kalmayı garantilediği için şaibe söylentileri hafta boyunca gazetelerin manşetlerinden inmiyor. heyecanla beklenen gün geliyor ve g.saray ankara’da a.gücü’ne konuk oluyor, beşiktaş da inönü stadı’nda g.birliği’ni ağırlıyor. bunların üzerine bir de g.birliği kemalettin ve kazım’ı kadro dışı bırakınca şike söylentileri ayyuka çıkıyor. kaleci goran’ın bir hafta önceki kocaelispor maçında kırmızı kart görmesi de cabası oluyor. fakat a.gücü cephesinde de kimsenin fark etmediği benzer gelişmeler oluyor. son haftalarda üst üste kazanılan bakırköy (1-0), g.antep (2-1) ve sarıyer (2-1) maçlarıyla kümede kalması kesinleşen ankaragücü’nde as futbolcuların çoğu g.saray maçının oynanacağı haftayı idman yapmadan geçiriyor. daha doğrusu türkiye’deki şike söylentilerini bilen futbolcular maça çıkmaya cesaret bile edemiyorlar. maça çıkmayanlar arasında eski beşiktaşlı fikret ve sakat olan sinan engin de var. ancak bir başka eski beşiktaşlı zalad ise kalede. maç başlıyor ve daha 35. dakikada g.saray 5-0 öne geçiyor. devre arasında zalad futbolu bırakıyor ve kaleye arif geçiyor. üç gol de o yiyor ve maç 8-0 bitiyor. beşiktaş’ın istanbul’daki 3-1’lik galibiyeti de bir işe yaramıyor ve g.saray şampiyon oluyor.

10 yıl önce yaşanan bu olayların üzerindeki sis bulutları bir türlü dağılmadı. herkes a.gücü kalecisi zalad’ın 8 golün hepsini yediğini belleğine kazıdı ve yugoslav kaleciyi şikecilikle suçladı. ne zaman şike olayları konuşulsa rade zalad ismi gündemin ilk sırasına taşındı. o ise 10 yıldır hiç konuşmadı ve belgrad’taki sakin yaşantısına devam etti. son iki yıldır sırbistan karadağ ümit milli takımı’nın kaleci antrenörlüğünü yapan zalad’ı uzun uğraşlar neticesinde belgrad’ta bulduk. konuşmaya razı edene kadar epey ter döktük; ama ağzını açtığında da anlattıkları karşısında küçük dilimizi yutmamak için kendimizi zor tuttuk. 1986’da eskişehirspor’la türkiye serüvenine başlayan, iki sezon beşiktaş’ta harika performans göstermesine rağmen a.gücü’ne gönderilen ve o unutulmaz g.saray maçından sonra ülkeyi terk eden kaleci zalad, şike olaylarından sinan engin’e, beşiktaş’tan aldığı teşvik primi teklifinden, 100. yıl formasında isminin neden yer almadığına kadar her şeyi sporvizyon’a anlattı.

sizi türkiye’ye prekazi mi getirmişti?

1986 senesinde ben priştina takımında kiralık olarak oynuyordum. prekazi de g.alatasaray’a transfer olmuştu. bir gün ailesini ziyaret için yugoslavya’ya gelmişti. zaten biz prekazi ile 8 yıl partizan’da oynadığımız için çok iyi arkadaştık. bana türkiye’ye gelmek isteyip istemediğimi sordu. sonra da eskişehirspor’dan teklif geldi.

beşiktaş’a geçişiniz milutinoviç sayesinde mi oldu?

eskişehirspor’da çok iyi bir sezon geçirdikten sonra beşiktaş’a transfer oldum. ancak ben geldiğimde milutinoviç gitmiş, yerine gordon milne gelmişti. beşiktaş’ta iki sezon üst üste 2. olduk. türkiye kupası finalinde f.bahçe’yi ferdinand’ın attığı golle yenip kupayı kazandık. 1989-90 sezonunda ise ankaragücü ile anlaştım ve 1993’e kadar ankara’da oynadım.

1992-93 sezonunun son haftasında g.saray ile ankara’da oynadığınız ve 8-0 yenildiğiniz maçı hatırlıyor musunuz?

hatırlamaz olurmuyum. 20 yıllık profesyonel futbol yaşantımı o maçta noktaladım.

neden?

g.saray maçında ilk yarı oynadım ve 5-0 öndelerdi. hocamız tınaz tırpan’dı. ilk devre bitti, soyunma odasına girdik. ben eldivenlerimi çıkartıp tınaz hocaya verdim ve, “hoca buraya kadarmış. herkese teşekkür ediyorum. güzel günlerim geçti; ama yarın gazetelerde bu maçla ilgili iğrenç yorumlar yapılacak. ben futbolu bırakıyorum.” dedim. 2. yarıda kaleye arif geçti. 3 tane de o yedi. ama herkes o 8 golü benim yediğimi zannediyor.

peki, o maçtan önce hiç şike teklifi geldi mi?

kesinlikle almadım. ama g.saray maçında ben takımdaki hiçbir arkadaşımı suçlamıyorum. keşke ben o gün 4 penaltı kurtarsam, harika oynasam ve maçı kazansaydık. ben hâlâ o maçı düşünüyorum. şimdi beşiktaş’ın menajeri olan sinan engin de a.gücü’nde oynuyordu. bana g.saray maçından önce geldi ve, “eğer sen bu maçta iyi oynarsan seni beşiktaş’a kaleci antrenörü olarak alacaklar.” dedi. ben de ona, “bana ne kaleci antrenörlüğünden.” dedim.

neden a.gücü o kadar kötü oynadı?

biz g.saray maçından önceki dört haftada üç galibiyet almış ve ligde kalmayı garantilemiştik. özellikle sarıyer’i yendikten sonra bütün takımda bir rehavet oldu. as oyuncuların çoğu ufak tefek bahanelerle idmanlara çıkmıyordu. kendilerini hiç zorlamadılar. zorladıklarında da adale çekmesini bahane edip idmanı bıraktılar. ayak tenisi oynayıp maçı bekliyorlardı. zaten g.saray maçından önce de tüm basın bu maçta şike olacağını yazarak gündem oluşturmuştu. biz o maçı 2-0 kaybetsek de şike konuşulacaktı.

yani, o maçtan önce takım arkadaşlarınız iyi hazırlanmadılar.

evet. ben 10 yıldır kendi kendime, “çok aptalmışım.” diyorum. çünkü ben de sakatım deyip kulübede oturabilirdim. ama ben futbolu çok seviyordum. diğerleri gibi idman yapmamazlık etmedim. sahaya çıkanlar sahtekâr oldu, çıkmayanlar aslan oldu.

kadroda sen, sinan engin ve fikret vardı. üçünüz de beşiktaş’ta oynamıştınız.

evet. sinan zaten birkaç hafta önceden beri sakattı. fikret de o hafta “sakatım.” dedi. biz zaten beşiktaş şampiyon olsun istiyorduk.

beşiktaş’ı tutuyordunuz yani.

tabii ki. ben hâlâ beşiktaş’ı tutuyorum. onlar geçen sene şampiyon oldular, ben çok sevindim.

peki, sizin için 10 yıldır şike suçlaması yapılıyor. neden bugüne kadar hiç konuşmadınız?

kimse bana sormadı ki. hep kendi bildiklerini yazdılar. ben beşiktaşlıyım. beşiktaş’ta tam 120 maç oynadım. ben hiçbir zaman bu konulara girmek istemedim. çünkü 1986’da g.saray-eskişehir maçında prekazi bana gol atmıştı, o zaman gazetelerde, “prekazi’nin çocukluk arkadaşı olduğu için gol yiyor.” diye yazılar yazılmıştı. ya kardeşim prekazi, kariyerinde yüzün üzerinde frikik golü attı. monaco’ya da orta sahadan attı. o zaman monaco’nun kalecisi de mi şike yaptı?

g.saray maçında yediğiniz gollerde hatanız yok muydu?

daha 35. dakikada 5-0 olmuştu. belki 5. golde daha iyi hamle yapabilirdim. orta saha çizgisini biz belki de hiç geçemedik. g.saraylı futbolcular orta çizgiyi geçtiklerinde benimle karşı karşıya kalıyorlardı. ama ben hayatım boyunca o maçta oynayan futbolcu arkadaşlarımı suçlamayacağım. ben hata yapabilirim ama 20 yıllık futbol hayatım boyunca kötü niyetle sahaya çıkmadım. maç 5-0 olduğu anda çok fena oldum. çünkü yarın türkiye’de neler olacağını biliyordum. onun için devre arası futbolu bırakma kararı aldım.

ben de buraya gelirken sizin için biraz önyargılıydım işin açıkçası.

türkiye’de 7 yıl oynadım. en iyi yabancı kaleci seçildim, en az gol yiyen kaleci olarak sezon bitirdim. eskişehir, beşiktaş ve a.gücü’nde üç tane başbakanlık kupası kazandım. geriye dönüp baktığımda yaptıklarımla gurur duyuyorum. çünkü yüzde bir milyar biliyorum ki ben hiçbir zaman yanlış bir şey yapmadım.

sana karşı türk medyası neden cephe alsın ki?

o dönemlerde yugoslavya’da savaş çıkmıştı ve türkiye’deki gazeteler benim aleyhimde çok politik haberler yapıyordu. benim çocuğum ankara’da doğdu. türkiye’yi kendi ülkemden ayırmıyorum. ama benim aleyhimde, “sırp askerlerine yardım yapıyor. silah alıyor.” diye de yazdılar. benim müslümanlara karşı en küçük bir saygısızlığım ve kötülüğüm mü oldu ki? olmadı.

100. yıl anısına yaptırılan ve beşiktaş’ta forma giymiş bütün futbolcuların isimlerinin yazılı olduğu formada sizin adınız yoktu.

hayatım boyunca en büyük acıyı o gün çektim. bunu kim yaptıysa günahını da o çeksin. ben beşiktaş formasıyla tam 120 tane maç oynadım. bunlar tarihte yazılı. ben o dönemde ligde en çok maç oynayan yabancı oldum. iki yıl boyunca bir dakika bile eksiğim yok. bütün maçları oynadım. bunu yapan yöneticiyi de biliyorum. ben beşiktaş’ta oynarken g.saray maçlarında prekazi ile selamlaşamıyordum. çünkü o zamanlar yönetici olan insan beni şike yapmakla suçluyordu. sinan engin de a.gücü’ndeydi ve bütün olup bitenleri biliyordu.

türkiye’de ne zaman şike olayları konuşulsa hep sizin adınız gündeme geliyor. peki, sinan engin tüm olup bitenleri neden hiç açıklamadı?

açıklamıyor, çünkü şu anda beşiktaş’tan ekmek yiyor. nasıl olsa zalad 2 bin kilometre uzakta, duymaz, görmez zannediyor, ondan konuşmuyor. sinan’la her zaman iyi diyaloglarım oldu. geçen sene o formalar yapılırken sinan konuşabilirdi; ama yönetimle karşı karşıya gelmek istemedi. üç-beş maç forma giyenlere saygı gösteriyorlarsa, benim 120 maçıma daha çok saygı duymaları gerekirdi.

hiç şikeyle karşı karşıya geldiğiniz olmadı mı?

1990-91 sezonuydu. f.bahçe ile beşiktaş çekişiyor. a.gücü de f.bahçe ile istanbul’da oynayacak. o hafta da annem ve kayınvalidem belgrad’tan geliyordu. onları karşılamaya gittim. sonra da beşiktaşlı olan çok iyi bir dostumla yemek yedik. yemek esnasında ismini veremeyeceğim dostum bana o dönemler beşiktaş’ın popüler yöneticilerinden birinin çekini uzattı. çekin üzeri boştu. dostum, “eğer f.bahçe maçında iyi oynayıp gol yemezsen, çeki kendin dolduracakmışsın.” dedi. yemek masasında daha çorbalarımızı içiyorduk ve ben hanımla anneme, “kalkın, toparlanın, hemen ankara’ya gidiyoruz.” dedim ve çeki yırtıp attım. “ben paramı kulübümden alıyorum. söyle o yöneticiye o parayı kimsesiz çocuklara versin.” deyip ankara’ya döndüm.
kaynak zaman

prekazi8'in notu: görüldüğü gibi zalad galatasaray için şike yapmamış ama beşiktaş'tan şike teklifi almıştır işte beşiktaşlı duruşu budur yılalrdır aynı terane, alın bu yazı başta sinan engin olmak üzere tüm şikecilere ... sin.

(prekazi8 - 22 temmuz 2011 18:02)

galatasaray sözlük ten alıntıdır.

heromuzzy'nin notu: okurken türk insanından ve spor basınından tiksindim.

edit: ulan her kopyalamada şu abuk sıbuk şeyler çıkmasa olmaz. orjinalini buradan( http://gss.gs/724948 )okuyabilirsiniz.
galatasarayımızın şampiyon olduğu maç. dört büyüklerden sadece galatasaray'ın şu şike soruşturmasında adı çıkmamasından bazı yaralılar bu maçı söyler durur. bir nevi ağlama duvarı. neymiş kolay gol yemiş. tek dayanak noktaları da bu. yazık valla. başkanları, teknik direktörleri falan şike yüzünden hapiste ama boşverin yahu.
http://www.youtube.com/watch?v=y4EzMPlD0T4
http://haber.gazetevatan....-besiktas/390102/5/manset
14 mart 1993 ankaragücü beşiktaş maçı gibi sıradan bir maçtır.

galatasarayımız bir gol atması yetecekken sekiz tane çakmıştır. sekiz taşa gönderme yapmak için, acaba içlerine mi doğdu diyorum. sekiz taş, sekiz sıfır, ne bileyim. vardır bir hikmeti. ama tek gol ile şampiyon olsaydık, yine ağlarlardı. vay efendim muhadov para aldı, teşvik aldı bilmem ne!

sekiz taş lılar sizi. ama anlıyorum sekiz gole karşı bir antipati var. hak veriyorum. keşke dokuz ataydık, yedi ataydık da sekiz atmayaydık ama oldu bi kere.
galatasaray 2-0 kazanmış olsaydı yine şampiyondu ve temiz bir maç olacaktı ama 8 tane attığı için şike yapmış oluyor. lalalaylalay lay lay
türk futbol tarihinin en utanç verici karşılaşması.