24 haziran genel seçimlerinde hayal kırıklığına uğrayan muhalif yazarlara önümüzdeki dönemler için manifesto niteliğindeki çağrıdır.

merhaba arkadaşlar.
denedik olmadı, umutlandık umutlarımız kırıldı.
emin olun ki yanlış bizde değil. yanlışı kimin yaptığı ortada, yanlışı yapanlar yanlışı seçenlerdir.

hiç halkçı görünmemize, halkçı söylemlerde bulunmamıza gerek yok.
bu millet bu şekilde ne yaparsak yapalım yanlışı seçmekten vazgeçmeyecek. çünkü insanların büyük çoğunluğu çalışarak üreterek bir şeyler başarmayı, bir şeyler elde etmeyi düşünmüyor.
onlar ne kadar fazla dindar gözükürsek o kadar karnımız doyar derdinde.

bizler hayat standartlarımızdan ve yaşam kalitemizden ödün vermeden normal yaşamlarımıza devam etmeliyiz.
artık bırakalım, halk yanlışı kendi görsün.
"eee görmüyorlar" diyeceksiniz. emin olun biz bırakırsak görecekler.

örneğin, dolar kurunun yüksek olduğundan, ekonominin kötü olduğundan bahsetmeyelim.
şeker fabrikaları satılmış. hiç ilgilenmeyelim.
şeker fabrikaları satılan illerin tamamında (alpullu hariç) akp tulum çıkardı.

yani orada şeker fabrikası satılmasın diye protesto eylemine katılan şeker pancarı çiftçisi gitti oyunu yine ampule bastı.
biz onun için mücadele ettik, değdi mi?

ordu'lu, giresun'lu fındık üreticisi, fındık ağaçlarını kesti, kopardı fındık para etmiyor diye, gitti yine akp'ye vurdu mühürü.
biz onların sorunlarını dile getirdik. değdi mi?

eskişehir alpu'da termik santral kuracaklar, o bölgede tamamen tarım bitecek, halk zehirlenecek dedik. zehirlenecek olan alpu halkı ne yaptı? gitti kendini zehirleyecek olanlara yüzde 63 oy verdi.

soma, reyhanlı ne yaptı?
suriyelilerle dolu gaziantep, kilis, hatay ne yaptı?

bütün bunları biz konuştuk, onlar için yazdık çizdik ne oldu?
değdi mi?

şimdi onlar tercihlerini yaptılar.
kek yemek, millet bahçelerinde yatıp yuvarlanmak istiyorlar.
doların 7 lira olması onları ilgilendirmiyor.
patates, soğan 10 lira olsa da oylarını verecekleri yer belli.
mazot 10 lira olsa bile onlar hep 50 liralık alıyorlar.
126 ülkeden tarım ürünü ithal etmemiz, gemiler dolusu ithal hayvan getirmemiz onların umurunda değil.

şimdi soruyorum, bu halk için mücadele etmeye değer mi?

benim önerim şu.
eylemsiz kalın.
ülkenin sorunlarını görmezden gelin, ilgilenmeyin, ters manyel yapın.

misal, suriyeliler bir olaya mı karıştı?
suriyelileri destekleyin, "oh reis ne iyi yaptın da getirdin ümmet kardeşlerimizi, birkaç milyon daha getir" deyin. sonuçta suriyeliler size değil, akp'ye oy verenlere zarar veriyor, sizinle değil, onlarla iç içe yaşıyor bunu unutmayın.

bilmem anlatabiliyor muyum ne demek istediğimi?

bu şekilde akp'ye oy verenlerin uyanmasını sağlayacağız.
bırakalım ilk taşı onlar atsın.
bırakalım "açız ulan biz" diye ilk onlar isyan etsin.
bırakalım "lan ülkede bu kadar imam hatipliyi napacağız" diye onlar sorgulasın.
bırakalım çocukları işsiz kaldığında, parasız kaldığında cinnet geçirsin.

tepkisiz kalalım.
bir süre hiç tepki vermezsek, onlar tepki vermeye başlayacaklar.

ama biz her şeye tepki verdikçe, onlar otomatik savunma pozisyonuna geçiyor, biz haklıysak dahi, haksız olanı savunup yanlış yolu seçiyorlar.

çünkü onların tepkileri aslında bize.
bizim yaşam tarzımıza, bizim hayat standartlarımıza tepkililer.
bizim gibi yazamıyor, bizim gibi konuşamıyorlar.
bizim gibi öpüşüp, sevişemiyorlar.
sen bir kadına 150 karakterli bir mesajla derdini anlatabiliyorken, bir kadına hangi çiçeği alıp onu hangi restorana götüreceğini biliyorken, o kadınla konuşmayı değil tecavüz etmeyi düşünüyor, yapamayınca da gidip kediye köpeğe halleniyor.

yani, bizim yaptıklarımızı yapmak istiyorlar fakat yapamıyorlar, yapmayı deniyorlar fakat olmuyor.
işte onların bütün meseleleri bu.
bizim gibi olmak isteyip başaramamaları...

bu vesile ile onlara bir fırsat verelim, en azından bizim gibi düşünebilsinler, sorgulayabilsinşer.
bunu bir süre deneyelim. sonuç alacağımızdan eminim.

bekleyin, ilk taşı onlar atsın. sonra devreye biz nasılsa gireriz...
Yani diyorsun ki " cehaletle savaşmayın, nasılsa o kendini bitirecektir."

Ama onlarla aynı gemideyiz..
Siktir edin uruguay maçını açın suarez gol attı amk.
Kalibimi bastigim fikirler.

Umarim aydinlanma cagi ulkemize de gelir. 500 yil gecikse de..
Haklı ve mantıklı bir çağrı.

Herkes kendi ektiğini biçecek.

Ben normal hayatıma döndüm bile.

Kitabımı okur, tatilimi yaparım; kimse de sikimde değil.
Bir daha böyle bir seçim ortamı bulamayacak ki seçmen.
Gereksiz çağrı onun için.
Çağrı yapan arkadaşa teşekkürler. Zaten bundan sonra hiç umursamayacağım siyaseti. Tatile gidip güneşleneceğim. Denizin ve güneşin keyfini çıkaracağım. Bir daha da şeker fabrikası işçilerinin hakkını savunmayacağım, çiftçilerin hakkını düşünmeyeceğim. Çünkü Biz onları düşünüyoruz; Onlar ise aynı kişiye oy veriyor. Kendilerini mağdur edenlere oy veriyorlarsa, ne halleri varsa görsünler... Demek hallerinden memnunlar. Artık onların haline üzülmeyeceğim.
az önce (bkz: artık kazanan olmam) adlı başlıkta kendime yapmak için karar aldığım fikir. tengir budun aşkk...
ülkemizde seçim sonrası yenilgiyle yüzleşmek zorunda kalanlara yapılan çağrıdır.

öncelikle sevgili kardeşlerim ben de bir muhalif olarak yazıyorum bunları. biliyorum kızgınsınız, üzgünsünüz, yorgunsunuz. ben de sizden çok farklı değilim. sokakta, sosyal medyada, sözlükte yazılanlar yapılanlar da ortada. ama bunlara rağmen yine de size birkaç tavsiyem olacak.

* bu seçimi kaybettik. ve kazanan karşı taraf oldu. muharrem ince'nin yaptığı "10 milyon da oy çalmadılar." sözünün altına bir şeyi de ekleyerek imza atarım. ilk turda biz muhaliflerin hayali ikinci tura kalmaktı. ikinci tura kalmak için tayyip erdoğan'ın %3 daha az oy alması gerekiyordu. yüzde 3 demek (geçerli oylara göre) 1.501.747 oy demek. evet bu kadar da çalınmadı. öyle veya böyle kazanıldı. "bu kadar büyük" bir hile olduğuna inanmıyorum. bu tür düşüncelere kendinizi kaptırmayın. sonunda ülke kazansın da.

* bir yarışı kazanan taraf sevinir. ladesten tut, mahalle futbol maçına; basketboldan voleybola; yarışma programından park yeri kapma yarışına kadar her şeyde, kazanan taraf sevinir arkadaşlar. inanın eğer biz kazanmış olsaydık biz de o zafer sarhoşluğunu yaşayacaktık. ve bazıları o kadar bokunu çıkaracaktı ki, "bu adamlarla aynı tarafta mıyım ben şimdi?" diyecektik. kazanan tarafta da aynı şekilde düşünen insanlar var emin olun. sevinmeleri hakkı. 21 yıllık bir zaferin kutlamasını önden yapıyorlar şu an. yapacak bir şey yok. çirkinleşenleri siktir edip, efendi gibi olanları tebrik etmeye çalışın.

* evet bu adamlar arabayla geziyor, silahlarla kutluyor, kudurun yazıyor vs vs vs. bakın yine diyorum, muhalefet kazanmış olsaydı inanın benzer durumlar y-a-ş-a-n-a-c-a-k-t-ı. net. kendiniz öyle olmayabilirsiniz evet. ama inanın içimizde karakteri mükemmel olmayan insanlar var. tabii ki bu durum şu an onların yaptığını doğru çıkarmayacak. sinirlenip yanlış hareket yapmak anında sizi haksız durumuna düşürür. sağduyuyu bırakmayın.

*hepimiz vatan haini değiliz. ne fetöcüyüz, ne pkklıyız, ne emperyalist sevicisiyiz. içimizde olan var mıydı? belki evet. ama hain her tarafta vardır. aldırış etmeyin. biz ülkesini seven insanlarız ve bize göre doğru olanı savunduk. herkes bu düşünceyi paylaşmadı veya anlatamadık. sağlık olsun. bu ülkeye toplumsal bilinç gelmesini istiyoruz sadece. inanın bu seçim bu düşünceye çok büyük katkılar sağladı. seçim bildirgelerinde cs:go, pubg, ping, bug, cheat, mavi tık, gençler, animasyonlar duyduk, gördük. fikir denen şey bir tohumdur. bir kez insanların aklında yer eden bu şey yeşillenerek büyür. toplumsal değişimler birden olmaz. zamanla olacak. bu yolculuğa yıllardır katılmadığı kadar fayda katıldı bu seçimde. üzülmeyin.

* ötekileştirmeyin. hangisi olursa olsun; muharrem ince de, meral akşener de, temel karamollaoğlu da, doğu perinçek de bütünleştirici konuşmalar yaptı hep. (selahattin demirtaş'ı dinleyemedik haliyle. neyse yorum yok) yıllardır seçim sonralarında aziz nesin, makarna, kömür, koyun, çoban fotoğrafları paylaşıldı. oldum olası tasvip etmedim, etmeyeceğim. hakaret ettiğiniz, aşağıladığınız bir insandan sizi dinlemesini beklemeyin. anlasa bile sallamaz. 81 milyonu kabul edin, edemediğinizden uzak durun. aşağılamayın.

* hepinizi çok seviyorum. sizler bu ülkenin renklenmesindeki en güzel etmenlerden birisiniz. ülkeden giderseniz burası ankara grisine dönecek. gitmeyi hemen düşünmeyin. ağlarım bak.

öpüyorum hepinizi.
(bkz: çarşı), (bkz: tamam)
Evet adam olup imana gelerek reisimize biat edin şüphesiz ki reis sizi güçlü ve kıllı kollarıyla kavrayıp bağrına basacaktır..
her cümlesinin altına imzamı attığımdır. biz gösterince görmek işinize gelmedi kendiniz görün artık.
biz aç kalmayacak donanıma sahibiz. kendinize bakın !
(bkz: ilk taşı atan adam)
Çok güzel bir yazı olmuş eline sağlık. Ama ben bütün bu iyi niyetli çabaların boşa çıkacağına inanıyorum. Bir örnek vereyim.

Koyu akpli ve dindar Bir arkadaşımın kardeşinin on sekiz aylık bebeği lösemiye benzer bir hastalıktan vefat etti. işlerim dolayısıyla cenazesine gidemedim. On gün sonra bir şekilde evlerine gittim. Bir de ne göreyim? Ben karalar içerisinde, yüzümde molla sakalı (dinci bir aile), elimde risaleler kapılarını çalarken içeriden kahkahalar, gülüşmeler geliyor. Ne oluyoruz yanlış eve mi geldik derken, kapı çaat açıldı bizimki çıktı"oo deniz naber" dedi, "gel seni kardeşimin yeni arabamla gezdireyim". Ben ık mık derken beni bir pırıl pırıl bmw'nin yanına götürdü. Bu ne lan dedim? "Kayınpederi kardeşime acısını unutsun diye araba aldı" dedi. Olm dedim insanın çocuğu ölür de arabayla mı bastırılır acısı bu neyin kafası? Ayrıca içerden gelen bu kahkahalar gülüşmeler ne, ölü evi sayılır hala burası, nedir bu neşe noluyoruz?

Bana garip garip baktı: "O çocuk ölmedi cennete gitti. Anne babasına da şafi (doğru mu yazdım) olacak, onun sayesinde anne baba da cennete girecek niye üzülsünler bunu kutluyorlar" dedi.

Sen böyle kafadaki bir insana dolar, açlık, ekonomi, özgürlük, hak, hukuk, sanayi, basın eğitim...bunları anlatamazsın. Bunları etkileyebilecek tek şey var, her şey eninde sonunda bunda bitiyor: Din elden gidiyor mu gitmiyor mu? Din elden gitmediği sürece ne yaparsan yap "Allah'tan bir test, Allah katında sınama ve yazgı" olur, karşılığı sabırdır, mükafatı da cennettir; aksi en küçük bir düşünce cehennemdir.

Bu ülkede de bu din oyununu en iyi AKP beceriyor. O yüzden CHP, adını Peygamberin Elçisi Partisi yapmadıkça veya diğer partilerin başkanları dualar okuyarak yerden bir karış yükselip uçmadıkça bu ülkeden bir halt olmaz.
Hevesim kaçmıştı zaten.
Tengir e katılıyorum. Öyle uzun uzun yazmayacağım, dün gece sandıklara sahip olan herkese teşekkür ettim zaten.

Başka bir dünyada yeniden görüşmek üzere.