bugün

(bkz: 24 kasim 2008 ankara dikmende çakan şimşek)
görmediğim bir ankara yağmurudur,

kim bilir nasıl ıslanıyor şimdi samsun asfaltı
ve nasıl kaçışıyor kızılay'da insanlar
kim bilir kaç aşık aşka değiyor yağmurla
ve yağmur kaç ihaneti ıslatıyor

kim bilir kaç ihaneti...
kim bilir...
istanbul da yağan yağmurların yanında esamesi bile okunmayacak olan yağmurdur. *
''şehre bir yağmur yağdı ben ağladım''...
*
ankara'ya yağıp istanbul'u ıslatıyor

zamanda bir boşluk, kimse bilmiyor
bir çan çalıyor bir yerlerde
aklın almıyor başka ses, kulağın duymuyor
hızlanıyor yağmur
ıslanıyor ihanet

yağmur ankara'ya yağıp, istanbul'u ıslatıyor
titreyip sönüyor avcunda güneş
her bakan sana, müstehzi
her sevdiğin senin, kalleş

yağmur... yakıyor...
o kadar da abartılmaması gerek şeydir.
zira ne yağmurlar yağdı ankaraya..
değişen zamanı, dönüşen insanı, ve ıslanan bir şehri, bir kere daha akla getiren yagmurdur, sıradandır, abartılmaması gerekir, zira yagmur aynı yağmurdur ve fakat eskisi gibi ıslanmıyor hayat.

yağmur yağıyor
seller akıyor
arap kızı artık
webcam dan bakıyor...