bugün

tsi 19.30'da oynanacak olan maç.

edit:niye kötülüyosun ? ben mi ayarladım saati.
deivid'in attığı gole "bal" diyecek kadar boklamanın bokunu çıkaranları görmemizi sağlamış maçtır.

anlamıyorum arkadaş, top deivid'in götüne çarpıp da mı girdi? skiyle mi ittirdi gol oldu?

adam kaleye döndü, gol atmak için vurdu gol oldu.

o gol balsa, senin doğman da bal.
fenerbahçe'nin, istanbul'daki inter'den daha sağlam bir rakiple oynadığı maçtır. ayrıca fenerbahçe'nin deplasmanda oynadığı maçtır. ayrıca fenerbahçe'nin bu yılki defansının karşılaştığı en fantastik forvetlerle mücadele ettiği maçtır. tüm bunlara rağmen fenerbahçe paşalar gibi topunu oynamış gollerini atmıştır. kezman ve deniz biraz daha ayaklarında top tutabilseler galip gelmenin işten bile olmadığı bir maç olmuştur. edu gayet iyi bir defans oyuncusudur. iki gol de edu'nun hatası değildir. ilk golde, eyvallah, edu hatalıdır ama penatlı kısmında hatadan en küçük pay düşer edu'ya. wagner gibi delişmen forvet ayağında topla ceza sahasının içindeyse ve yüzü de kaleye dönükse allah ne verdiyse yatarsınız ayağına. o adam ve top oraya gelene kadar ikisinden birini kesemeyenler hatalı değil de edu mu hatalı? ayrıca hatadır olur, problem değil. yenilsek de problem değildi. biz ki inter'i yenebiliyoruz, iki sene öncesinin uefa şampiyonunu kendi evinde bu şekle sokuyoruz (allah aşkına peşpeşe 6 tane kornet[arkadaş imla hatası olmuş ama düzeltesim gelmedi vallahi, kornet atmak süper bir imge değil midir a dostlar, keşke biri bana da kornet atsa:)] atmak, adam dövmek değil midir?), ben fenerbahçe'den memnun kalırım. ayrıca evet eksikler vardır, kezman yeterli değildir, deniz yer yer aksamaktadır ama gördük ki bu adamlar değişmez değildir. gökhan ve yasin'in gelecek için bize umut verdiğini kim inkar edebilir ki? çıktılar, belki de ilk şampiyonlar ligi maçlarında aslan gibi oynadılar, ben de zevkle (bi ara yusuf yusufla, ki futbolun zevki biraz da o korkudur bence) izledim. ayrıca, sezon başında, "roberto carlos o kadar para eder mi" diye retorik soru soran arkadaşlar, her hafta roberto abi'den aldıkları ayarlarla mutludurlar umarım.
forvetsiz 2 gol attığımız maçtır..
not:ayrıca defanssız da 2 gol yediğimiz maçtır.
kendi sahasında etkili oynayan ve özellikle vagner love ile jo' nun ileride kalmasıyla gol pozisyonuna girmekte zorlanmayan cska moskova karşısında fenerbahçe' nin sabırlı oynaması ve kezman' ı ileride bırakıp atağa süratli çıkması halinde etkili olabileceği maç. büyük maçlar büyük futbolcular ile kazanılır, bu sebepten maçın kilit ismi büyük ihtimalle alex de souza olacak. başarılar fenerbahçe.
Fenerbahçe'nin madalyonun iki yüzünü de gösterdiği karşılaşma. Kazanılabilecek bir maçı kaybetmek üzereyken en azından kaybetmemek iyi oldu, deplasmanda alınan 1 puan çok değerli.

Öte yandan, beklenen tek taraflı yorumların geldiği müsabaka oldu * *. Defans hatalarından goller yiyen Fenerbahçe'nin, aynı şekilde defans hatalarıyla gol atmasına "şans" yorumlarının yapılması ilginç. Çünkü karşılıklı etkileşim gereği bu durumda cska takımı da "şanslı" olarak tanımlanmalı! Sonuçta at gözlüklü Fenerbahçe düşmanları sevinemedi, aslında Fenerbahçe maçlarını izlemeyip nefretlerini başka yerlerde * kussalar tam süper olacak ama nerde o günler!
iki takımın birbirine birer gol ikram ettiği maç. önce cska savunması alex'e bir orta yaptı, bunu gören edu dracena'da "gelen tabak boş dönmez" hesabı cska'ya bir gol hediye etti. ondan sonrasında ise bu kadar seri forvetlere karşı hata yapacağı zaten belli olan fener defansının bir de penaltı yapması 5 dakikada maçı 2-1'e getirdi.

maçın en başından beri cska'nın gol atacağı belliydi aslında. adamlar hem hızlı hem de dikine oynuyorlar çünkü. ama ilk yarı hem şans hem de roberto carlos'un olağanüstü kademeleri sayesinde fener üstünlüğü ile geçildi. şu an ise 72. dakika ve maç 2-1.

valla ne yalan söyleyeyim fener'de bu defans, cska'da bu wagner love olduğu sürece fener'in maçı alması çok zor. ya zico şapkadan aylardır çıkaramadığı tavşanı çıkaracak ya ada bu akşam inter'de psv'yi yendiği takdirde bu grup yeniden başlayacak.

bekleyip göreceğiz.

edit: tavşan çıktı. adı deivid de souza.
edu'nun bir asist bir de penaltıyla devam ettiği maç.
sion'u yenememiş olmanın verdiği eziklikle bazı galatasaray taraftarlarını oldukça rahatsız etmiş olan maçtır.
spikerinin çift kişilikli olduğunu tahmin ettiğim maçtır aynı zamanda. Anlık geçişlerle coşku-sakinlik arasında gidip gelmektedir. hatta bu olayın en çok farkedildiği zamanı göstereyim ben.

http://www.youtube.com/watch?v=tWG6aR5KF7w

gol sevincinin çat diye bitişi, "1:19"

(bkz: korkuyorum senden)
(bkz: hem penalti hem gol) *
maç sonucu:

edu:2 fenerbahçe:2
Galatasaray'dan sonra gruptan çıkan türk takımı ünvanını almak istiyorlarsa Cska Moskova'yı yenmeleri en kötü ihtimalle beraberlik almaları gereken ve soğuk havada oynanması beklenen bir maç. *
ardından edu'nun arkasında durulması gereken maç. yaptığı 2 hatadan önce 5-6 kritik müdahalesi var, bitirmeyelim adamı. büyüyünce uche-hogh gibi olcak bu lugano ile edu.
fenerbahçenin oyunu 35-40 metre civarında oynayıp, kanatlardan bindirmelerle gitmesi orta alanda tandem savunma yapıp ileride ikili sıkıştırmalarla rakibe boş alan bırakmaması ve orta saha bilokuyla defans pilokunun uyumlu çalışması halinde dekstra sinistraların da yardımıyla bu maçı alması ihtimal dahilinde olan karşılaşma. * *