bugün

hükümet soruşturmayı engelleyerek kendi ayağına sıktı. aslında durdursa da durdurmasa da iki ucu boklu değnek. tam anlamıyla köşeye sıkıştılar. bunların etrafa saldırmasını anlarım ama hala yüzsüzce bunlara destek verenleri anlamakta güçlük çekiyorum. soruşturmayı yürüten savcıyı görevden almak, operasyonları yaptıran emniyet müdürlerini görevden almak ne demektir, nasıl bir kafanın ürünüdür anlayamıyorum. gezi olaylarından sonra soğukkanlılığını kaybeden bir hükümetle karşı karşıyayız. az daha bastırılırsa ötenazi isteyecekler. cipsimi, kolamı aldım savaşın tadını çıkarıyorum.
görsel

işte bu yüzden, sırf bu yüzden işte rte o bakanları veremez. çünkü sırada kendisi var.
bazı siyasi isimlerin ve akrabalarının soruşturmadan çıkarılması için polis ve siyasi kanattan yoğun bir baskı olduğu iddiaları var. beklenir bunlardan...
ikinci günün sonunda, olayın esasına girmeden, tarafların yaptığı açıklamalarla bir değerlendirme yapacak olursak;

1. Hükümet, yaptığı açıklamalarda yolsuzluktan çok iktidarın temeline dış mihraklarca dinamit konulduğu, devlet içinde çete oluşturulduğu ve kirli operasyonlarla hükümetin yıpratılmaya çalışıldığının vurgusunu yok. Yolsuzluğun üstene gidilmesi gerektiği ise yarım ağızla belirtildi.

Hükümetin yolsuzluğun üzerine gitmekten çok, çete vurgusu yapması bir nevi kabullenme, olayın yıkıcılığını başka bir yöne çekme, operasyonların cemaat kaynaklı olduğu ve cemaatin devlet içinde çete oluşturduğunu belirterek vurgular yapması, bir mağduriyet yaratma çabasından başka bir şey değil. Recep Tayyip Erdoğan ve iktidarın en büyük siyasi oyunlarından biri haline geldi bu durum. Hükümet, her olayda hayali bir düşman yaratıyor, bu düşmanın devlet içinde yuvalanma yaptığını ve iktidarlarının gayrımeşru yollarla yıkılmak istediğini söyleyerek asıl mağdurun kendileri olduğunu anlatmaya çalışıyor. Bu artık bir siyaset biçimi halini aldı. Ortaya çıkan yolsuzluklardan ise bahseden yok.

Oysa bu devlet içindeki yapılanmayı yaratan da bizzat başbakanın kendisi. Hatırlayalım, dershane olayı patlat verdiğinde cemaate yönelik şu açıklamayı yapmıştı: "Cemaat ne istiyorsa verdik. Üniversitelerin hazırlanması, verilmesi ile ilgili adımlardan tutunuz da birçok faaliyete yönelik yapabileceğimiz ne varsa bunları yaptık. Benden geri dönen hiçbir şey yoktur. Buna rabbim şahittir". Kendi yarattığı bu yapılanmayı, şimdi devlet içindeki çeteler olarak adlandırıyor.

2. Hükümet, operasyonun yetkililere haber verilmediğinden yakınıyor ve operasyonun başında bulunan şube müdürlerini görevi kötüye kullanma gerekçesiyle görevden el çektiriyor.

işlerine geldiği zaman hukuku gayet güzel şekilde işleten hükümet, işlerine gelmeyen kısımlarda hukuk kurallarını yine yok sayıyor. Oysa ki, ceza muhakemesi kanunundaki maddeler gayet açık. Savcı soruşturmayı yönetmekte tek yetkili ve en üst amir. Yani, hükümetin amirlerine haber verilmedi gerekçesi yerinde değil. Zaten halihazırdaki en büyük amir savcı. Burada kafa karıştıran nokta ise polisin idari yönetime, yani içişleri bakanlığına bağlı olması. Oysa ki, adli bir vaka olduğu zaman, kolluk idarenin değil, yargının elamanı konumuna geçer. Adli kolluk idarenin değil, yargının yetkisi altında olur. Savcı, soruşturma aşamasında gizli tutulmasını istemişse, başbakan dahi kimseye haber verilmemesi gerekir, hatta aksi suç oluşturacaktır.

Bu noktada diğer bir önemli nokta ise, bu açıklamalardan daha önceki operasyonlarda (ergenekon, odatv, balyoz vs.) başbakanlığa ya da içişleri bakanlığına haber verildiğini anlıyoruz. Aksi halde operasyonu haber vermemelerini yadırgamaları abes olacaktır.

3. Bakanların bir türlü istifa edememesi, toplumsal olarak insanları rahatsız ediyor. Özellikle içişleri bakanının hala yetkilirini kullanabiliyor olması, soruşturmanın selameti açısından tehlike yaratıyor. Tahmini olarak bu bakanların birkaç gün içinde istifası gelecektir. Ancak bu istifa bakanlıklar nezdinde olacak, milletvekilliklerini muhafaza etmeye devam edeceklerdir.

4. Medya, çoğunlukla olayı akp-cemaat savaşı yönünden ele alıyor. En büyük tehlike olarak bunu görüyorum. Ortada bir yolsuzluk var ve bu yolsuzluğu cemaat-akp savaşından ayrı olarak ele alan ve programlarını, yazılarını bunun üzerine kuran hemen hemen hiç kimse yok. işin içinde cemaatin parmağı var ya da yok ama ortada büyük bir yolsuzluk iddiası var. işin içinde cemaatin olması, yapılan yolsuzluğu haklı gösterir gibi tutumlar ortaya çıkıyor. işin içinde cemaat olsa da olmasa da yolsuzluğun yapıldığı ve bunun hesabının sorulması gerektiğidir.

5. Seks kasetleri piyasaya sürülmeye başlandı. işin en çirkin yanı ise burası. Gündem bir anda değişti ve biz insanların tekrar özel hayatlarını konuşmaya, internette videolar aramaya başladık. Bu kasetleri kimin, ne şekilde servis edildiğini sorgulayan kişi sayısı ise çok az. Söz konusu durumdan bir menfaat sağlamak yerine, iktidar-muhalefet demeden herkesin masaya yumruğunu vurup bu duruma isyan etmesi gerekir. Seks kasetleri üzerinden ilerleyen demokrasi, hiç kimseye hiçbir şey kazandırmayacağı gibi, haklıyken haksız duruma düşmeye neden olabilir.

Şimdilik aklıma geldiği kadarıyla bu kadarlık bir değerlendirme yapabildim. ilerleyen günler ne getirir, bu iddiaların ucu kimlere kadar uzanır göreceğiz. Bizlerin yapması gereken, iktidar-muhalefet demeden, yetimin kursağından alınan lokmanın hesabını sormak. Yolsuzluk siyaseti olmaz. Çalınan halkın, yetimin parasıdır.
görsel

güzel bir imada bulunulmuştur.
Soyleyecek bir sey bulamayan basbakaniniz recep tayyip erdogan'in "bu operasyon dunyanin sayili bankalarindan olan halk bank'i bitirmeye yonelik bir operasyondur." Yorumuyla guldurmus operasyondur.

Oglunun araniyor olmasiyla ilgili de yorum yapabilseydi keske.
iddianame'den bazı isimlerin çıkartılma çabaları kulislerde konuşulan operasyon.
ileride lazım olur diye şöyle bir çalışma yaptım. katkılarınızla liste büyüyecektir.
(bkz: yolsuzluk operasyonu başlıkları sıralı tam liste/#22294906)
https://www.facebook.com/...27&type=2&theater
peşi bırakılmamalı, cin gibi takip edilmeli. özellikle muhalefet uyumamalı. vatandaş bilgilendirilmeli. budur.
soru: meclis tatile neden giriyor, hem de bu durumda?
alt detay bilgi: hukuk daha ne kadar sikilir!
Çocuğu tutuklu üç bakan halen görevde ve bunlardan birisi iç işleri bakanı kafasına göre emniyette değişiklik yapıyor, kafasına göre adamlar atıyor. Adalet Bakanı soruşturma savcılarıyla alenen görüşmeler yapıyor vs. Vs. Bu saatten sonra bir bok çıkmaz bu soruşturmadan. üç beş güne hepsini bırakırlar üç beş günah keçisi seçilir onlar hapis yatar. ileri demokrasi böyle birşey demek ki, Allah hepsinin belasını versin, bir kuruş vergim bu allasızların boğazından geçtiyse haram olsun. Bu dava da öbür tarafa kaldı, haydi hayırlısı.

Edit: sandığınıza sokayım, bu kadar mal nefes alıp verdiği sürece bu ülkeye ne adalet gelir ne hak ne hukuk. Adamlar yüz milyar Euro yolsuzluk yapmış hala israil, cemaat, cia, mossad diye papağan gibi sayıklıyorlar, düğmeye kimin bastığı umrumda değil; iki tane şer odağı birbirine düşmüş, ortaya kirli çamaşırlar çıkmış sen onu bırak çamaşırlar kirli mi ona bak.
sayın başbakanımızı sıkıntıya sokmuş operasyondur, polis müdürleri gibi derhal savcılarda görevden el çektirilmelidir.
Bunlar ak partiyi yıpratmaya yönelik ayak oyunlarıdır.
--spoiler--
Sebahattin Demir, Kader Demir, Mustafa Bayhan, Yene Çavdar, Selim Velioğlu, Ümit isa Döğer ve imren Özbey tutuklandı.
--spoiler--
türkiye cumhuriyeti, türk ulusu ve türk budunu'nun iki en büyük iç düşmanlarından ikisinin kapışmasıdır. elimizde çiğdemler, izliyoruz.
bir anektod;

http://www.haber7.com/gun...nunda-3-kisi-daha-serbest
Her ne kadar Umutlarımı yeşerten bir operasyon da olsa, bu kadar cahil insanın uyanması için yeterli değildir. bu devletin malının onlara helal olduğuna inananlar var.
olm ülkenden, senden, benden, komşundan, akrabandan 87 milyar dolar çalmışlar. kara para aklamışlar. bunu ister amerika çıkarsın ortaya ister marslılar. sözde amerika ortaya çıkardı diye ortaya dökülen pisliği yok mu farzedelim.

öte yandan fenerbahçeliyim ve aynısını yaşadık biz de. 19 maç dediler para sayma görüntüleri var dediler. hepsi yalan çıktı. yine de bir devletmemurunun evinden 4,5 milyon odlar çıkması bankacı olduğundan hareketle; eve iş götürüyordur diye açıklanamaz herhalde.

cemaatin örgütünün daha önce yaptığı adaletsiz hukuksuz operasyonların aynısı bu da, oysa hep söylendi adalet herkese lazım diye. yine de kendime yakıştıramıyorum oh olsun demeye.

aslında gayet adam gibi bir duruş işe bu iş çözülebilirdi. bakanlar istifa ederdi sonra dacemaat temizlenirdi. temizlenmesi lazım.

şu anda yaptığı tam bir diktatörlük de olsa tayyip'in en nihayetinde hesap verme sorumluluğu var eninde sonunda hesabı veriyor, demokrasi öyle birşey. öte yandan hesap verme zorunluluğu olmayan hiyerarşik yapısı ve kendi iiçindeki bağlılık yapısı ile terör örgütü değil ise mafya olan bu dinci islamcı karakanatlı cehalat vampiri örgütün yok edilmesi de lazım.
-yolsuzluk ve kul hakkına izin vermeyeceğiz.
meali: bizden başka kimsenin yolsuzluk, hırsızlık, soygun yapmasına izin vermeyeceğiz. biz rekabetten hoşlanmayız.
hacılar fena götürmüüş.
siyasi gücün "götünüz başınız oynamasın, kimse bir bok yiyemez" diyerek hukukun içinde tur attırdığı operasyon.

3 gündür savcıların ve şube müdürlerinin görevden alınmasının mantığını anlamaya çalışıyorum ama yok... bu nasıl bir acayip iştir yemin ediyorum anlamıyorum. arkadaş, adamlar milyonlarca insanın gözünün önünde polisleri ve savcıları görevlerinden aldılar..

bir de savunulduğunu görüyorum aklım çıkıyor.
bahanelerin ve çaktırarak (çaktırmadan değil oğlum, bariz bir şekilde) üstünü örtmenin yeni üretim merkezi.

"bu operasyonlar başbakan'ı yıpratmak için..."

"operasyonların zamanlaması manidardır, ne demek şimdi bu..."

"operasyonları yapanların iyi niyetli olduklarından şüpheliyiz..."

"bunca zamandır bu belgeler neden bekletiliyor? niçin şimdi ortaya çıktı?"

"birileri!! tarafından yapılmış intikam operasyonu bunlar..."

"zaten belliydi bu tip bir şey olacağı, duruma şaşırmadık..."

"tuzaklara boyun eğmeyeceğiz, bunlar oyun..."

"paralel devletin işi bunlar, devlet içinde devlet var..."

"hedef, erdoğan'sız bir türkiye yaratmak…"
vs.
vs.
vs.
vs.
vs.

bu kadar bahane, rezalet, yargıya (görev değişiklikleri ortada) müdahale ve kaypaklık görüntülerinin hepsini kabul ediyorum arkadaş;
allah, din, kitap, iman ve vicdan varsa asıl sorunun cevabını biri yüce rabbimin sevdası adına versin!

arkadaş soru net;
bu yolsuzluk yapıldı mı, yapıldıysa kimler tarafından yapıldı, vatandaşa giren rakam ne kadar?
gündemi takip etmenin iyice zorlaştığı.

1 saat önce bakıyorum şu kadar para, şu kadar görevden alma, 1 saat sonra para miktarı artmış, görevden alma sayısı artmış.
ama her an artma potansiyeli olan kaset sanırım.

bu arada çok komik. operasyon çekincemiz yok deyip kendinden olmayan herkesi görevinden almak....
bu asla unutulmayacak. kömürle, makarnayla unutulmaz bu. lan yoksa unutulur mu?
367, kapatma davasi, cumhuriyet mitingleri, 27 nisan bildirisi gezi olaylari ve bilimum saldirilarin bir yenisi daha... Secimlerden umidi kesenlerin hukumeti devirmek icin son umudu.
Şaka maka öyle bir yolsuzluk çetesi düşün ki gözaltına alınanlardan en fakiri Ali Ağaoğlu.
sözlükte böyle ciddi bir gündem varken toplamda bununla birlikte 455 entry girilmiş olması ne kadar ciddi mentalitenin sözlükte olduğunu kanıtlar. tebrikler uludağ!