bugün

tıpta uzmanlık sınavına hazırlanan doktorun 11 saat ders çalışması sonucu hayata vefat ettiği haberini veren başlık. tıp zor dostlar. çok zor.

ailesinin yakınlarının başı sağolsun.

http://www.haberturk.com/...cat=200&dt=2009/02/18
insanı korkulara sürükleyen ölüm haberi. derslerle kafayı çok bozmamayı bünyeye hatırlatır.
bu arada, gençler benim de ölümüm yakındır, şimdiden helalleşelim.
haber okunduğunda "daha da ders çalışmam" denilen olay. *
aşırı bilgi yüklenmesi sonucu; kafanın pekmezinin akması ile gerçekleşmesi muhtemel ölüm şeklidir.
içler acısı bir durumdur... sen büyüt besle okut doktor et sonra götür uzmanlık için evladını toprağa ver. allah sabırlar versin...
şehit mertebesinde tutalması gereken kişi. ben 1 saat ders çalışınca kendimi ölecek gibi hissediyorum ya hadi bakalım.
ebeveynlerin okuması gereken başlıktır. *
maalesef tek bir sebebe indirgenerek yapılan yüzeysel bir haber başlığı.tıpta ilk sınavımda 14 saat çalıştığımı bilirim tanrıya şükür iyiyim.
11 saat haraketsiz olarak ders calıstıgı icin olusan kan pıhtısının cigerlere gitmesiyle vefat eden genc kızımız.

ama bu haber kadar sacma bir haber görmedim. elbet kızcagızımız ölmüştür allah rahmet eylesin. ama 11 saat haraket etmediği için değil. bu kız köpek balığımı ki haraketsiz kalınca ölsün? o zaman bütün bedensel engellilerin ölmesi gerekmez mi? sonucta haraketsiz olarak kalıyorsun. başka nedeni olmuş olabilir falan ama tek nedeni bu olamaz. imkansız bir şey...

allah rahmet eylesin
insanın bırakalım ders çalışmayı, oturarak 11 saat hareketsiz kalmasının nasıl mümkün olduğunu düşündüren, düşündürürken de ürküten anlam verilemeyen sonucudur. muhtemelen ani kalp krizidir, beyin kanamasıdır, inme inmesidir vs diye tahmin ettiğim talihsiz durumdur, ailesinin ve yakınlarının başı sağolsundur.
"tusu sadece tus çalışan anlayabilir" sözünden hareketle ortaya çıkmış bu durumu anlayabiliriz.
biraz daha açacak olursak;
gün geçtikçe sağlık ortamındaki olumsuz gelişmelerin bir yansımasıdır dolaylı da olsa.
okulu bitirince tıp fakültesi öğrencisi mezun olabilir ancak diplomasını alamaz. çünkü diplomasına bakanlık el koymuştur. önce mecburi hizmete gitmesi istenir ve ataması yapılır. bu atama için çoğu durumda tus dikkate de alınmaz. "ee canım gidiversin o zaman" demek sadece işin kolayına kaçmaktır.
atama ile gidilmesi muhtemel yerlerde bir çok imkansızlık mevcuttur. ama bu söylediklerimin tıp fakültesi öğrencisine etkisi dolaylıdır.
tıp öğrencisi artık tus sınavının zorluğu ve rekabet ortamının dozunun çığrından çıkması ile 3. hatta 4. sınıftan itibaren tus'a hazırlanmaktadır. dersanelere gidilmekte ve çok yüksek paralar ödenmektedir. bunca yıllık gayretinin emeğini almak isteyen bu öğrenci aile baskısı, toplum baskısı, çevre baskısı ile fazla çalışmaya odaklanır. tabi öss'de ilk 2500'e girmiş bu kişinin başarısızlığa tahammül eşiği de düşüktür.
ne yazık ki bugün bir çok doktor adayı insan uzmanlık sınavı uğruna kendi sağlığından olmuştur. bir çoğu antidepresan kullanmakta, bazılarının yolu psikiyatri servislerinden geçmekte, bu örnekte olduğu gibi immobilizasyon (hareketsizlik) yüzünden şişmanlamakta veya pulmoner emboli ile hayatını dahi kaybedebilmektedir. 2008 eylül tus'undan önce de yine anı şekilde bir tıpçı daha hayatını kaybetmişti, yine cerrahpaşa'da.

velhasıl;
ister başarı hırsı deyin,
ister aile hekimliğine bağlı sözleşmeli çalışma dayatmasından kurtulmak için deyin,
ister para hırsı deyin,
ister akademik kariyer deyin,
ister daha iyi çalışma koşulları istemek deyin,
isterseniz salaklık deyin.
söyleyeceğiniz hiçbir şey bu insanı değerlendirmek veya yargılamak için yeterli olmayacaktır. gençliğinin birçok yılını bu mesleğe feda etmiş bir insan gözüyle bakıldığında daha iyi gözünüzde canlanabilir.
insan hayatını kurtarmak veya iyileştirmek için çabalayan, özveri gösteren onca insanın geçtiği bir yoldur aslında bu.

başta da dediğim gibi "tusu sadece tus çalışan anlayabilir." *
(bkz: haber mansetinden baslik acmak)
bize herşeyin fazlasının zarar olduğunu, bir kez daha gösteren ölümdür.