bugün

"bizim memlekette deprem olmasına gerek yok ki, bizim insanımız gerekli depremleri yaratıyor zaten..." dediğim, o binayı yapan müteahit, mühendis, mimar kim varsa hepsinin ailelerinde bayanlarına(!) ve ölen masum yavrularımızın ruhlarına rahmet yağdırdığım olay.

(bkz: pisi pisine ölmek)
ölen on sekiz çocuğun katili müteahhit bu işten nasıl sıyrılacak merak etmekteyim.
zümrüt apartmanıve veli göçer'i unutmadık
sabah sabah içi burkan haberdir. kur an kursunun kayıtlarda olmaması ve görevlilerin ihmalkarlığı can sıkmıştır. ölenlere allah tan rahmet yaralıları acil şifalar diliyoruz.
türkiye'nin deprem tehlikesi olmayan tek şehri olarak lanse edilen konya'nın, Şubat 2004'te durduk yerde çökerek 92 kişinin canına mal olan Zümrüt apartmanından sonra, bu sefer de tüp patlamasından dolayı yaşadığı ikinci felakettir, acıdır, yürek kanatmaktadır.

deprem tehlikesi yok, zemini taş gibi diye lanse ederseniz bir şehri o kadar, müteahhit bozuntuları malzemeden de kısar, işçilikten de çalar, olan yine gariban insanlara, çoluk çocuğu olur.

bir de olayın hemen akabinde mevzuya " waaaaaw yurt süleymancılarınmış ha, bak sen şu işe, du bakayım ben şunlara bi güzel laf sokayım" diye yaklaşan dengesizler var ki, keşke sözlük formatı müsaade etse de açsam ağzımı yumsam gözümü.

be hey dürzü ! 14 körpecik can gitmiş, sen gelmiş burda başka amaçlar peşinde koşuyorsun, yazıklar olsuın sizin insanlığınıza be, harbiden yazıklar olsun !!!

edit: hayatını kaybedenlerin sayısı 18 olmuş, boğazım düğümleniyor resmen.
çok şaşırtıcı hayretler içerisindeyim dini bile sorgulamaya başlıycam valla! benim bildiğim sadece zina yapılan karılı kızlı erkekli günah partilerin verildiği binalar çöker sadece günahkar insanlar ölürdü değil mi? hatta 1999 gölcük depreminden sonra çok tanınan bir hocamız ne demişti 'askeriyede kızlı erkekli günahkarlar balo yapıyolardı allah ta hepsini öldürmek için deprem yaptı'. sonrada günümüzde açık gezen kadınlara ve namaz kılmayan erkeklere şöyle demişti '7.4 yetmedimi'

üzülerek söylemeliyiz ki bu ultra manyak din bezirganı yobaz gibi düşünenler çok fazla. ancak tabiki allah hristiyan müslüman savaşında ya da müslüman laik savaşında müslümanların tarafında olsaydı(ki bu arkadaşlara göre allah her zaman müslümanları korur her kötülük dinsizlerin başına gelir) ne ırakta milyonlarca müslüman ölürdü nede bu kuran kursunda onlarca çocuğumuz ölürdü. kusura bakmayın sevgili arkadaşlar ancak allah her zaman aklını kullanın yanında kendini kullandıranların değil.

bu 10-12-14 yaşlarındaki kız çocuklarının ailelerine de bir sözüm var.allah sizi bildiği gibi yapsın. madem kuran öğrensizn istersiniz niye mahallelerde camilerde açılan kuran kurslarına yollamazda bu yaşlardaki kızları hemde yatılı tarikat kurslarına verirsiniz? bu yaşlardaki kızların kışları okullara yazları da spor okullarına gitmesi lazım bakalım 70 milyonluk türkiye pekin olimpiyatlarında kaç madalya alacak?

ha bir de unutmadan dinci basında çıkmaya başladı bile bu patlamadan da ergenekon sorumlu olmasın? allah bilir patlayan tüpün hortumunu da ergenekoncu paşalar kestirmiştir!yoksa böyle mümin yatağı nasıl çöker?
diyanet2 ve dolayısıyla devlete bağlı olmayan bir kuran kursunun kız yurdunun tamamen çökmesidir. gaz kortumunun yerinden çıkması sonucu dışarıya çıkan gaz belli ki bir kıvılcımla alev alıp patlamış ve sayısı şimdilik 15 olan biçare çocuklara mezar olmuştur. böyle küçük kız çocuklarını yasal olmayan bir kuran kursuna gönderen anne ve babalar, gaz kaçağının farkında olup da önlem almayan kurs yetkilileri ve o binayı yapan mütahit cehennemde dahi yanacak yer bulamasınlardır.
keşke bir an için başka konuya sapmadan sadece ölenler için üzlebilsek. gönderen aileleri eleştirmek, ihmal olduğunu düşünüyor olmak, dini tartışmlara girmek , ne anlamı var burda bunları tartışmanın? orada çocuklar öldü, bu saatten sonra çok mu önemli sebebinin ne olduğu? insanların canı acırken bu düşünceler çok anlamsız.
böyle bilip bilmedik yerlere küçük çocuklar hemde yatılı olarak gönderilir mi yahu? ver bir camiye yada bakanlık adına kayıtlı olan bir kursa öğrensin, ne idüğü belirsiz yerlerde beyinleri yıkanmasın çocukların.
bakanlıkda bile kaydı olmayan binalarda alınan eğitim ne kadar verimli ve bu çürük binalarda ne kadar can güvenliği olabilir ki?
diyanet ten izni olmayan ve süleyman hilmi tunahan ın cemaatinin olan kuran kursunun içinde 30-40 çocukla çökmesi olayıdır. acı vericidir. fakat olayın "kur'an kursu çöktü" diye vurgulayıp "aman kur'an kursları çöküyor, sakın ha oralara gitmeyin" diyen insanlar bilmelidirler ki yüzde 99 u müslüman olan bir ülkede yanlış yoldadırlar. bu olayda çok büyük bir ihmalkârlık vardır. ve bu olay "kur'an kursları" ile ilgili yasa ve yönetmelikleri düzenleyerek bu işi yapan insanlara sıkı denetim getirilmesi gerektiğinin göstergesidir. siz müslüman insanların kur'an öğrenmelerinde kısıtlama yaparsanız yazık ki bazı cahiller kaçak yollara başvurur. olan masumlara olur...

allah rahmet eylesin.
Deprem açısından "en güvenli" bölge olan konya'da meydana gelen vahim kazadır. Yıllardır bize bunu söylemiyorlar mıydı? "Konya deprem bölgesi değil" diye. Deprem bölgesi değil diye, malzemenin anuğa koymak mı gerekiyor? Bir patlama olunca bütün bina çökmek zorunda mı ?
Kaybettiğimiz can sayısı 16 an itibariyle.
Ölenlere Allahtan rahmet dilerken "7.3 yetmedi mi?" diyen zihniyetide bir yandan tekrar düşünmeye sevk ediyoruz.
edit:OO kimleri görüyoruz efendim 7.3çüler burdaymış, buyursunlar efendim.
canlı yayına bağlanan ve olay yerinin muhtarı olan şahsın,kızınında halen göçük altında olduğunu duyunca şok olduğum facia.

aynı mahallede belki yan yana binalarada sen kızını ellere teslim et ve huzur içinde uyu. o yavrucakta kendi yaşam mücadelesini versin, senin gibi babaya ne denir ki?

cevabı bulmamla gelen edit : (bkz: orospu çocuğu)
bu olaya çok benzeyen bir olay aynen kayseri'de 3 4 yıl önce yaşandı. araştırıp bakabilirsiniz, oradaki olayda da erkek öğrencilerin kaldığı diyanet yurdunda tüp patlaması olmuş, bina yıkılmıştı. Şimdi bu olayın nedenleri bilirkişi ile tespit ve rapor edilmeden önce bir kaç şey sıralamak istiyorum,
1-) bu tür kalabalık yurtlarda kullanılan tüpler, sanayi tipi dediğimiz, kütük gibi uzun tüplerdir, bu tüplerde borunun klemensinin açılmış olması, borunun çatlamış olması, veya çok ama çok küçük hatta imkansız ihtimal, tüp cidarında bir sızıntı olması, tamamen o yurdun, aşçısı, mutfakçısı, tüp tedarikçisi gibilerinin sorumluluğu altındadır.
2-) gelelim kendilerine belletmen diyen belleyememiş zır cahillere, o iki hoca o kokuyu aldıktan sonra elektrik düğmelerine bile dokunmamalıydı ve tüm öğrenciler uyarılmalıydı, öğrenciler statik bir elektrik kıvılcımına neden olacak şekilde üstlerini bile giymemeli çıkarmamalıydı ki en nihayetinde mutfakta en alt katta olan tüpü kontrol etmeye gidiyorlar (gaz yoğunluğunun max olduğu yere) o gazı tutuşturabilecek hiç bir harekette bulunmamalıydılar.
3-) grizu gazı buna bir örnektir arkadaşlar, maden galerisinde sıkışan metan gazı içeriye dolan ve/veya pompalanan temiz havayla seyreldikçe (hacmen % 9 civarına ulaşınca) grizu gazı oluşur ve herhangi bir kıvılcımda o gaz büyük bir basınç etkisiyle küresel, karesel dolgu vs şekillerde etrafa yayılır,
4-) yurdun göçük fotoğrafında binanın kesiti iyi kötü görülebiliyor, ben büyük ihtimal eminim ki (inşaat mühendisiyim) o bina temiz 15 yıllık bir binadır ve malzeme kesitleri 17 ağustos öncesi şartnamelere göre yapılmış bir bina olduğundan çok zayıftır ve yetersizdir. (depremden sonra bu işler çok ciddileşti arkadaşlar o kadar da kötü değil) hal böyleyken ve hatta denetimlerin daha yetersiz daha az olduğu kırsal kesimlerde bulunan bu binanın bir içsel basınç yükü ile çökmesi zaten kaçınılmazdır.
5-) o yurdun ve bu tür içinde öğrenci barındıran tüm yurt yöneticilerine ve sahiplerine diyorum ki: (Bir b.k yiyecekseniz bile, adam gibi yiyin, binalarınızı sağlam yapın, orada insan evlatları kalıyor!)
6-) en son olarak "Yazıktır. Günahtır.!" diyorum
bu olay üzerinden siyaseti miyaseti, rant elde etme ve nemalanma çabalarını bir kenara bırakalım tamam. kimse de "aman çocuklar için üzüleceğimize konuyu başka yerlere çekiyoruz" diye celallenmesin. bu hadise bir öğrenci yurdunun değil; bir beyin yıkama merkezinin çökmesidir.

sabah tv kanallarını gezerken yaşı 5, bilemedin 6 olan bir kız çocuğu yaşanan olayı dili döndüğünce anlatmaya çalışıyordu televizyonlara. başına bedeninden büyük çarşafı dolamış "tam abdestimi aldım, namazımı kıldım, bir patlamayla sarsıldık" gibisinden bir şeyler söylüyordu. o an "o yaşta o bezi kafana dolayanın gelmişini geçmişini..." diye iç geçirdim evet.

şimdi ben hangisine üzüleyim arkadaş? seçme hakkı tanınmayan o ufacık kızların içler acısı haline mi yoksa enkaz altında can vermelerine mi, yoksa her ikisine mi?

müslüman çocuk diye bir kavram yaratıyoruz. bir çocuk ayırt etme yeteneğine ulaşamadan etiketliyoruz. bir çocuk müslüman, hristiyan, yahudi veya budist olamaz, olmamalı. hayata bakış açısı şekillendikçe, kendisine en uygun olanı seçmesine imkan tanınmalıdır. kuran kursuna gidip elif, lamelif öğreneceği yerde oyuncakla ve arkadaşlarıyla oyun oynamalıdır bir çocuk. bu, çocuğun kişisel gelişimi açısından arapça'dan ve dahi allah'ın buyurduğu emirlerden milyon kat daha faydalıdır.

aksi halde kendisine yetemeyen, sorunlu ve hastalıklı toplum yaratmaya süratle devam edeceğiz.

adı konu saptırma, fırsat kullanma da olsa bugün bu kötü olaydan akla gelenler bunlardır ve en dindar adamdan çok daha fazla üzüldüğümü belirtmek isterim.
köy yerinde yapılmış iki katlı bir binanın mühendis tarafından yapıldığını düşünen ve bu nedenle de mühendisleri suçlayan insanlar olduğunu göstermiştir. ben de bir inşaat müh. olarak söyleyeyim yeri geldi madem; bu ülkenin mühendislerini bırakın müteahhitler, inşaat işçileri ve teknikerleri bile sallamamakta ve onlardan daha bilgili olduklarını iddia etmektedir bu kesimler. 600 ytl'ye çalışan müh.in yanında 2000
ytl'den aşağı işçi çalışmamaktadır. ben yine de bunlara üzülmüyorum, asıl üzüldüğüm bu masum çocukların ölümleri. (bkz: welcome to turkey)
Şuncacık çocukların ihmaller silsilesi dahilinde feci şekilde can verdigi hadise. pamuk ipliginde hayatlar yasadıgımız şu günlerde iç acıtan bir büyük günah daha sadece. ihmali olanları önce allah'a sonra yüce adaletimize teslim eder, acılı ailelere de başsaglıgı dilerim.
kuran kursunun kaçak olması ise bende ilahi adalet duygusu uyandırmıştır ancak madem adalet olacaktı neden suçsuz insanlar, yavrucaklar öldü?

an itibariyle edit: kursun kaçak değil vakfa ait olduğunu öğrenir, entrymi de alır giderim efenim..
sabah herkes tarafından durup dururken çöktüğü söyleniyordu ancak sonraki saatlerde anlaşıldıki gaz kaçağı yüzünden bir kızımız ışıkları açmış ve patlama gerçekleşmiş ve binada çökmüştür. burada binanın ruhsatsız olması değil asıl gaz kaçağını farkeden kurs sahibinin çocukları yataklarına tekrar yollaması ve bilinçsizlik içinde olaya tek başına çözüm bulma çabasıdır. yoksa bugün bakımsızlıktan gaz kaçağı yapacak pekçok ruhsatlı binada bulunmaktadır.

bir başka düşünülmesi gereken konuda kursun diyanet işleri izni ile yakından uzaktan ilişkisinin olmaması yani sadece binanın değil kursunda kaçak olmasıdır. ülkemizdeki cahilliğin 'deprem fuhuşun artması ile alakalıdır','bunlar kesin kötü birşey yapmışlardır' diyerek halkı din üzerinden kandıran kişilerinde karşısındaki insana gram değer vermediğini apaçık ortaya koymuştur.

en vahimi ise hayatlarına bu kadar genç yaşta veda eden o gencecik çocuklar. eğer cehennem diye biryer varsa buna sebep olanları özel bir kazan beklemektedir. buna eminim.

edit: efendim kuran kursu vakıf kursuymuş*. yani kaçak olmuyormuş bu durumda. o zaman burdan o vakıf yetkililerininde gideceği kazan belli oldu.
görükle'de hergün bir apartmanın dikilmesi sebebiyle duyduktan sonra aklımdan görüklenin geçmesiyle korkutan, üzen vaka.
o çocuklara orda kuran eğitimi sağlayan kişilere değilde, iki dandik tuğla bir kaç kilo kum alıp oraya bina yapmaya çalışan kişileri, yada o gaz kaçağını görüpte kimseyi uyarmadığı söylenen insanları cezalandırmamızın gerektiği olaydır.sonuçta orda bulunan kişilere eğitim veren kişilerin tek amaçları onlara eğitim vermektir-zorla yada rızasıyla o ayrı mesele- ve canlarına kastedilmedikçe de onlara suçlamamız yersizdir.

fakat bu olayda bir kez daha görmüş olduk ki din istismarcılarının bu olayıda boş geçmediğidir.neymiş efendim ''allah'ın onları öldürmesi orda kuran okuyup sevap kazanan kişileri abdestli olarak öldürüp, şehit mertebesine koyup cennete almak istemesindendir''.yapmayın ya, vay anasını siz ne kadar din alimi ne kadar mübarek bir kişisiniz.daha dün allah'ın 99 ağustos depreminin, insanların yoğun olarak fuhuş yaptığı yerlerde gerçekleştiğini söyleyen, endonezyada gerçekleşen tsunamilerin çıplak çıplak gezen kadınlar olduğunu söyleyen siz değil miydiniz.siz ne kadar allah'ın işine karışır oldunuz, allah'ın yaptığı işlerin nedenini bilir oldunuz.sizin yaptığınız da o zaman bir nevi allahın işine karışmaktır.allah'a şirk koşmaktır.

söylüyorum size, bu kişiler o binayı bölük-pörçük yapan kişilerden daha tehlikelidir.bu binayı yapan kişi zaman zaman ortaya çıkar ama böyle haysiyetsiz, din istirmacıları hayatın her alanında etkili olmaktadırlar ve daha da ileri gidip ülkemizi ele geçirmeye çalışmaktadırlar.asıl bunlar cezalandırılmalıdır, asıl bunlar müebbet yemelidir ama malesef din bir tabu olduğu için kimse ses çıkaramamaktadır.bu kişilere derhal halk olarak karşı koymalıyız.insanlık görevi olarak...
uzucu olay.

abuk sabuk cikarimlarla 7 nokta 4 yetmedi mi diye yollarda dolanan cahilleri bir sekilde akla getiren olaydir da ayrica.

durun ben de abuk sabuk bir cikarim yapacagim. akp'nin kapatilmamasina karsi bir tepki olamaz mi bu? bir isarettir belki!

lan o cahiller gibi fikir .icmak zor oluyormus. idare edin benim cikarimimla bir sure.
çocuklarımıza yazık olmuştur. hepsine allah rahmet eylesin.
konya ilimizde daha önce de böyle vakalar olmuştu.* artık takdir-i ilahi mantığının bir işe yaramadığının görülmesi lazımdır. hesap sormak yerine hala "cennete gidecekler o yüzden bina yıkıldı" diyecek kadar edepsizler varmış. çıldırmamak içten değil. bu zihniyet devam ettikçe türkiye'de sadece konya da değil birçok ilde benzer vakalar göreceğiz ve üzüleceğiz.

http://www.ntvmsnbc.com/news/134356.asp
son derece iç burkan bir olay. allah'tan çocuklara rahmet, yakınlarına sabır ve hastanedekilere acil şifalar diliyorum.
vahim bir olay dedim de yazmadan geçemeyeceğim bir mevzu var. maalsef ki bana bir gerçeği hatırlattı. çok değil bundan birkaç yıl önce yaşadığım/yaşadığımız 17 ağustos 1999 marmara depremini. böyle bir olaydan pay çıkarıp misilleme yapmak değil amacım ama dedim ya aklıma geldi ve yazmazsam içimi kemirecek. içim ağlayarak klavyeme alıyorum olayı.

sene 1999 aylardan ağustos ve takvim 17'yi gösteriyor. binlerce insanımızı yitirdiğimiz, çarpık yapılaşmanın ve doğa kanunlarının bize ettiği eziyet oldu bugün. ve ne acıdır ki bu olayı birçok din çevresi yine dini sömürülerinin oyunu haline getirdi. birçoğumuz duymuşuzdur hacıyım, hocayım diye geçinen özde değil sözde müslüman bazı din adamlarından, hani askeriyeye çamur atıcaklar ya neymiş efendim güya o gece bir eğlence olmuş askerler kuran yapraklarını yırtıp yerlere atmışlar, üzerinde dansöz oynatmışlar allah da onları cezalandırsın diye deprem yaratmış, çatılarını başlarına yıkmış. bakın efendim attıkları ucuz iftaraya bakın.

o depremde binlerce ev ve cami yıkıldı. küçücük bedenler öldü. deprem allah'ın bir cezası ise eğer haftada bir cezalandırdığı japonya'da neden kimse ölmüyor ya da ölen olsa bile bu çok düşük rakamlarda seyrediyor. o zaman bundan çıkaracağımız sonuç japonların çok dini bütün insan olmaları mı?

işte bugün de kuran kursu yıkıldı. tamamen insanların vurdumduymazlığı, bilinçsiz yapılaşması sonucu. küçücük bedenler toprağa gidecek, bazıları hastanelerde can çekişecek. bu olayı da allah'ın bir cezası olarak değerlendirsenize!
büyüklerin hatasının cezasını maalesef yine çocukların çektiği 17 küçücük çocuğun ölümüyle sonuçlanan olay. yine suçlular aranacak, belki bulunacak belki bulunamayacak. ama sonuç değişmeyecek hangi ceza 17 çocuğun yaşamının elinden alınmasıyla eşdeğer olabilir ki?
tek kelimeyle cinayet. ve ne yazık ki faili meçhul kalacak, sorumluları cezasız kalacak, böyle sorumsuzluklar zincirleriyle her an her yerde herkesin başına gelmesi muhtemel bir cinayet. olan 18 tane masum kız çocuğuna oldu, gerisi hikaye!