bugün

nedense hep sebepsiz yere günün 24-25 saati sürekli zıp zıp zıplayan hiperaktif çocuklara sahip olan komşular. ya da ben de var bir şanssızlık. ve üst komşu mutlaka yere ağır bir şeyler düşürür her gün ve bundan hiç sıkılmaz. imkanım olsa da bir günlerini izlesem doya doya.
evınde tamırat bıtmeyen, gurultu yapan ınsan guruhu.
çeşitli cinsleri mevcuttur, eve giren çıkanı kontrol eden, gürültü yapan, haftanın yedi günü tamirat yapan vs.. vs... ama en çokta eve giren çıkanı kontrol eden komşu çekilmez, üst komşu çeşitli taktikler geliştirmiştir eve erkek girdigini gördügü an hemen aşşagıya yırtık bir bez parçası sallar ve hemen aşşagıya gelip ay komşucugum el bezimi düşürdüm kusura bakma deyip evde dalar ve meraklı meraklı sorular sorup bakınmaya başlar, bu türler agzı burnu kırılası cinstendir. *
yükseksesle müzik dinlerken yukardan tak-tuk seslerinin gelmesine neden olan komşudur...
evlerinde ya özel yapılmış ailecek kullandıkları bir dans pisti var ya da üst katta bir eğlence merkezi açıldı benim haberim yok.

bir ara dale don dale dinledik, ardından urfalı sevmiş'i. bu böyle gidip geldi çok uzun zaman. dale... urfalı... dale... urfalı... dalllleeee... ama herkesin bir dayanma gücü var değil mi? çoğu vakit zıppıdı zıppıdı. olmuyor.

bence bunlar yan komşuyla ortak girişim de bulunuyor. bir çeşit kobi olabilirler. belki de limited şirket kurmuşlardır. orasını bilemiyorum.

yalnız uyuyan insana saygı göstermeleri önemle rica olunur. hadi bana saygı göstermeyin, kendimi geçtim, bari kedilere saygınız olsun.

not: bir kedim bile yok.
şifre koymadıkları kablosuz internetiyle minnettar kaldığım iyi kalpli insanlardır, bayramda ellerini öpmeyi düşünüyorum.*
banyoda kafamıza su damlatandır. kafamızdan su damlatsada, evimizin önünden her geçişinde kapıyı çalıp hal hatır sorması, bakkaldan bişey istiyon mu diye sorması, üst dönemden bölüm arkadaşım olması, minicik saçını ördürmeye gelirken ki paytak paytak yürüyüşü, tatlı dili hoş sohbeti ile çok sevdiğim komşumdur, eğitim için amerikaya gidip apartmanımızı terk eyleyendir, özlediğimdir.
giydiği topuklu ayakkabılarla tüm gün gezebilme potansiyeline sahip insan.
ilginç kahkahaları ile evimize konuk olan hayatımızın bir parçası olan insanlar.
gece faresi.
evinde devamlı surette bir çeşit bağırtı halinde gezinen, eş miktarda çağırtıya da sahiplik etmeyi başarırken, aynı biçimde hareket ederken de gürültü çıkarabilen bir tür komşu. her apartman dairesinde birinci kat haricinde herkesin dahil olduğu grup. kanımca herkes kendini rahatsız eden üst kat komşusunu rahatsız etmek amacıyla ses çıkartırken alt kattakinin de üstünde oturduğunu unutuyor. dolayısıyla evet; hepsi en üst kattakinin suçu, domino taşı misali, birine dokununca hepsi aynı etkiyi görüyor, aynı şiddette.
ilginç versiyonları mevcut, üst katınızda aşayan insangiller. mesela,
- ankara' da suyun olmadığı günlerden birinde kapınızı çalıp sizden şu şekilde su isteyebilir
- güzelim (buyrun? ) bizim su bitti de, siz nasıl olsa abdest almıyorsunuz (!) *, fazla suyunuz vardır, alabilir miyim? (valla alıklaşmış biçimde verdim suyu, 50 küsür yaşında teyze, ne diycen ki)
- evde misafir olan halanız, çok gürültü yaptıkları için (basbayaa parti vardı yukarda) dellenip oklavayı tavana vurur. sinirlenen üst komşu aşağıya, kapınıza gelip "ne var ulan ne var" diye bağırabilir.
- başka bir üst komşu kibar kibar gelir, akşam kızının kınası olduğunu, gelmek isteyip istemeyeceğinizi sorabilir. teşekkür ve gelemeyeceğiniz beyanatı, vs... siz sakin sakin yukarıdan gelecek türkü seslerini beklerken zılgıt eşliğinde halay çeken komşularınız olduğunu "birden" farkedersiniz.
- sevgilisi ile yaşayan üst komşu önce sevgiliyle evlere şenlik kavga ettikten sonra kaçıp size sığınır. birkaç saat sonra zurna gibi içmiş sevgili gecenin ayazında kapıya dayanır. ayıldıktan sonra tekrar uğraması makul (!) bir dille anlatılıp yollanır. ayılması 1 hafta sürer!
ve tam şu anda : takunya ile halısız zeminde gezen komşu modellemesi!
(bkz: eger kendini sevdirirsen)
her konuda sana yardımcı olan
aç kaldığında sana evini açan
hatta gözüne kestirirse sana kızını bile verebilecek insan modelidir.
ne kadar anlatırsam anlatayım beni anlamayacak olan ve de günün yirmidört saati boyunca hali silkeleme potansiyeline sahip olan kadındır. bu durum bende de tik oluşturmaya başlamış, duyduğum her silkeleme sesiyle kendimi pencerede üst katı kontrol ederken bulmama neden olmuştur. kavga da ettik üstüne kahve de yaptık, sohbet de ettik, söz de verdirdik ama kadın hala kadın sabahın körü, gecenin yarısı demeden silkelemekte*.
kabus. doktorun günde 1 saat yürüyüş verdiği oğlunun yürürken avizeleri titrettiği, kuşunun zilli topuyla saatlerce yerde oynadığı, kadının da bangır bangır telefonda konuştuğu grup. siz uyuyormuşsunuz, işiniz varmış, umurlarında değil. bir de ramazan ayında karı koca sabah namazı kılıyorlar ki insanı dinden imandan çıkarır. o kadar sesli dua okunur mu yahu?
siz siz olun amerika'dan yeni gelmiş bir ailenin üst katınıza yerleşmemesi için elinizden geleni yapın. *
gecenin üçünde son ses güllü dinleyen beyinsiz yaratık.
evde bebek olduğu ev yüksek seslerde her bebek gibi korma ihtimalini hiçe sayarak bar bar bağırmaktan rahatsız olmayan büyüklere, anneye-kızkerdeşe ana avrat küfür eden genç oğula ve de günün her saati misket (ankara havası olmayan) oynama kabiliyetine sahip küçük velede ve yine günün her saati eşyaların yerlerini değiştirmeyi seven aile bireylerine sahip versiyonu da mevcuttur.
'lan acaba üst kata hayvanat bahçesi açıldı da bizim haberimiz mi yok?' dedirten, insan olma özelliğini kaybetmiş, maddenin şekil bile alamamış halidir.* hadi bebek denilebilecek yaşta olan çocuklarının çıkardığı sesi geçtim de, o adamın erkek çocuğunu 'oooğğğllluuuuuummmm' diye sevmesi yok mu, insanı sabahın köründe çileden çıkarır. evet bir 'oooğğğllluuuuuummmm' da şimdi geldi...

tabi bu şeyin, ismail yk'nın ardından hadise'yi, sonra tekrar ismail yk ve ardından tekrar hadise'yi, sonra tekrar ism.....
dinlediğini söylemek de istiyorum.
muzo'nun rtük için kullandığı tabir.
aranızı iyi tutmanız gereken komşudur .zira kozlar onun elindedir. tozlu gübürlü kilimler ıslak halılarla anında camı balkonu mahvededip can sıkabilir.evet evet yapabilir bunu. *
an itibariyle türk sanat musikisinden eşsiz örnekleri ruhumuza nakşeden komşulardır... allah var kızların sesi güzel, sesleri güzel olunca, kendileri de güzeldir diye tahayyül ediyor insan... nedense görmek bir türlü nasip olmadı... aslında rahatsız olmuyorum ama, arada o eşek gibi anıran ibnenin sesini duymak çıldırtıyor... herif musiki ayağına allah bilir neler yapıyorken, benim o götveren hakkında entry girmem zoruma gidiyor lan sözlük...
'ulan yukarı çıkıp şunları bi güzel döveyim' diye düşündürten kişilerdir. yahu hergün mü tüp değiştirilir, hergün mü eşyalar kaldırılıp tekrar yerine koyulur. üstelik bütün bunlar niye gecenin bir vakti yapılır???hayır aslında sabırlı biriyim ama sesleri yüzünden uyuyamadığımdan sinirleniyorum artık. bak yine başladı allah allah!!!
çocuğu ile her akşam bizden biri olmuş gibidir. şahsen ben evdekilerden çok onun sesini duyuyorum. bi akşam sessiz sakin geçse, ordan oraya deparlamasa, bilumum eşyanın ırzına göz dikmese eksikliğini hissedecem, hastalığından şüphelenip yukarı çıkacam.
tamirat için hafta sonlarını tercih eden ve nedense hep benim uyuduğum saatleri seçen bir bağyandır kendileri.
selam bile verilmeyen komşudur. **

edit: çocuklarınızı mezara gömmeniz dileğiyle.