Jardins gibi bir şeydi adı. “Wadaa” sesleri çıkaran Noel dedeler vardı. Merak ettim bak şimdi, hâlâ var mı acep?!

Tasarımı bitmiş devrenin 3 boyutlu baskılarını bitirmiş ve montajını yapıyor. Üretim, eğitim ve keşif peşinde şimdilik.

Halamın bıyığı olsa amcam olurdu vs. vs.

Kendi fermanını imzalamış olan kişidir. Hangi ferman bilin bakalım.

Karşımdakinin hakettiğinden bir tık fazla kibarımdır. Ölçüyü o belirler.

Hayatım boyunca bir kez ulaşabildiğim ve mutluluktan havalara uçtuğum durumdur. Kilo alabilenlere hayranlığım aşikar.

Kıraç - Yıllar Sonra

“Nerdesin sen sabahım, en yürekten dualarım
Biliyorum doğacaksın, umudusun sen bahtımın
Ortasında kalbimin bir yer açtım senin için
istersen sonsuza kadar gelme yine ben beklerim”

Bazıları için birkaç saniyeliğine durup “Allah rahmet eylesin” sözünü söyleyene kadar kısa bir sürede unutuluruz, bazıları içinse içeride bir sızı olarak ömür boyu kalırız, unutulmayız. iz bırakmak lazım velhasıl; gerek sözlerle, gerek vefayla, gerek fedakarlıklarla, gerekse de cefayla... Aksi hali birkaç saniyedir, gün bile değil.

Mal herhalde.

Not: Şakaydı alınma biz de biliyoruz ünlü olduğunu.

Karakter nedir bilmeyenlerin dolayısıyla fiziksel özelliklere yönelmesiyle keşfettikleri bölgeye duyulan hayranlıktır.

Alevi olmalarıdır.

Nabza göre şerbet veyahut nötr davranmak.

Gabriel Garcia Marquez - Yüzyıllık Yalnızlık

Buendia ların, aureliano ların ve arcadio ların sürekli birbirine girdiği bir kitaptır. Bir okumada anlaşılmamakta ve kitabın başında verilen soyağacı bile yetersiz kalabilmektedir. Lakin okunması gereken kaliteli bir roman olduğu aşikardır.

Karadeniz bölgesinde bulunan fakat Karadeniz bölgesini takmayan bir il olan Samsun’da doğmuş olabilir.

Doğru insanlara haksızlık etmektir. Hem kendine hem de karşındakilere şans vermemektir. Doğru kişilerin kaybedilmesiyle sonuçlanabilmektedir.

“Lan garı” minvalinde hitaplar erkeğe, “ponçiğim” tarzındaki cıvıklık ise kadına yakışmamaktadır. Sevgililiğe uygun olmayan hitap şekilleridir.

Bir zamanlar x kuşağı tarafından y kuşağı için söylenen düşüncedir. Şimdi ise y kuşağı tarafından z kuşağı için söylenmektedir. Sanrıdan ibarettir.

Sonra...

Sonra sen geldin.
Beni ilk gördüğün günü, irtibat kurmak için aylarca beklediğini, ince eleyip sık dokuduğunu anlattın.
Zayıfım dedim, çok güzelsin dedin.
Çok konuşurum dedim, çok konuş dedin.
Trip atarım dedim, gülümsedin ve beceremiyorsun ki dedin.
Yıllardır hayatımdaymışçasına, zihnimi okurcasına aklımdan geçen tüm soruları kendiliğinden cevapladın.
Benden tek beklentin sadık olmamdı. Belli ki sen de aynı yerden incinmiştin.
Hiç yalan söylemedik, hiç aldatmadık, gözyaşımı bilmeden yüzümü güldürdün.
Meğer kaderimiz ne hoş yazılmış, seni bana beni sana hazırlamış.
Bunu okuyorsan bil ki işte böyle hayatım oldun, böyle anlamlandı yaşamak.

Bunları sana hiç söylemedim. Olur ya, bir gün "uludağ sözlük teki kullanıcı adın neydi meleğim" diye sorarsan hoş bir sürpriz olsun bu satırlar sana. я тебя люблю. Nice uzun zamanlara değil, senin deyişinle bir ömür yıla.

Edit: Ben bunları yazarken bile kandırılıyormuşum arkadaşlar evet sevdiğim için şanslar tanıdım ama yalan hata yanlış silsilesini daha fazla kabul edip susmaya gücüm kalmamıştı, uzunca bir süreyi çöpe attım.

Olur da bir gün okursa; Allah gönlüne göre versin deyip sustuğumu bilsin.

"... atanacağım." şeklinde tamamladığım cümledir. Gerçekleştiği gün editlenerek başka bir şekilde sonlanması muhtemeldir, malum istekler bitmez.

Bir zamanlar alkoldü, ucuzdu tabi.