bugün

entry'ler (109)

hikemiyat

" - (...) Hakikat-i Ferdiyye, Ferdin Hakikati… Allah’ın “Sen olmasan, sen olmasan âlemi yaratmazdım!" buyurduğu, tek tek bütün insanlardaki “varlık” ve “oluş”, “sebep” ve “netice”, “baş” ve “son”, “süreklilik” ve “süreksizlik” ve bütün bunları toplayan “ân –hâl” in de içinde olduğu tek “ân –hâl” in ”sırra ilişik” liğindeki mihrak O; mânâlar âleminin cevabı burada; yoksa ölçü yok… Topyekün insanlığın Allah’a giden yoldaki kemâl ufku O… işte bütün işlerin “neye göre”si, “nasıl”ı, “ölçü ne”sinin cevabı burada; yoksa ölçü yok… Zaman ölçüsü, medeniyet ölçüsü, iş ölçüsü, kurtuluş ölçüsü, hakikat ve hürriyet ölçüsü, gaye, hedef, araç, her şeyin ölçüsü… Doğruyu mu istiyorsun? Allah ile Resulünün bildirdiği… Güzeli mi istiyorsun? Allah ile Resulünün gösterdiği… iyiyi mi istiyorsun? Allah ile Resulünün öğrettiği!"

s. mirzabeyoğlu - hikemiyat

sahurdayız uludağ sözlük

Dedi:
Allah’ı bilmek, kalbin hayatıdır; cehle karşı ilim, karanlığa karşı gözün nuru…

n.f.k - veliler ordusundan 333

günün sözü

"Kimsede yasaklamaya cesaret yok. Mukaddes dâva yürüyor."
n.f.k

günün sözü

Sahiden bir borç yığını ve dev bir cüssenin esiri bir zerreden gayrı bir şey değil miyiz?

s.m / hikemiyât

hikemiyat

-(...) Efendim ahmaklıkları belirtilince de, Müslüman Müslümanı kötülemez diyorlar, bu düşmanların işine yararmış, hemen söyleyeyim, üzerine sinek konacak diye yarayı deşmemezlik edemem...

Üstelik bunların islâm'a verdikleri zarar karşısında, küfrü açık olanların hali zemzemle yıkanmış gibi kalır...

Abdülhakim Arvasi hz. ifadesiyle söyleyeyim:

"DiNi iÇTEN YIKAN KAFiR" bundan oldukça pay sahibiler..."

salih mirzabeyoğlu - hikemiyat

görsel

rusların kölesi olmuş türkler

Bedîüzzaman'ı üsera kampına götürürler. Burada şu şekilde şâyan-ı takdir bir hâdise cereyan eder. Şöyle ki:

Bir gün Rus Başkumandanı esirleri teftişe gelir. Teftiş esnasında, Bedîüzzaman Kumandana selâm vermez ve yerinden kalkmaz. Kumandan kızar, belki tanımamıştır diyerek tekrar önünden geçtiği zaman yine yerinden kalkmayınca, Kumandan tercüman vasıtasıyla der:

— Beni herhalde tanımadılar?

Bedîüzzaman:

— Tanıyorum, Nikola Nikolaviç'tir.

Kumandan:

— Şu halde Rus ordusuna, dolayısıyla Rus Çarına hakaret ediyorlar.

Bedîüzzaman:

— Hakaret etmedim. Ben bir Müslüman âlimiyim. imanlı bir kimse Cenab-ı Hakk'ı tanımayan bir adamdan üstündür. Binaenaleyh ben sana kıyam etmem, der.

Bunun üzerine Bedîüzzaman divan-ı harbe verilir. Birkaç zabit arkadaşı, hemen özür dileyerek vahim neticenin önlenmesine çalışmasını istirham ederler.

Fakat Bedîüzzaman:

— Bunların idam kararı, benim ebedî âleme seyahat etmem için bir pasaport hükmündedir, deyip kemal-i izzet ve şecaatle hiç ehemmiyet vermez.

Nihayet idamına karar verilir. Hüküm infaz edileceği vakit, namaz kılmak için müsaade ister; vazife-i diniyesini ifadan sonra, atılacak kurşunlara göğsünü gereceğini beyan eder. Tam bu esnada, namazını eda ederken, Rus Kumandanı gelerek Bedîüzzaman'dan özür dileyip:

— "O hareketinizin, mukaddesatınıza olan bağlılıktan ileri geldiğine kanaat getirdim, rica ederim, beni affediniz." diyerek verilen idam hükmünü geri aldırır.

Bedîüzzaman, iki buçuk sene kadar Sibirya taraflarında esarette kalır. Bütün hayatını, fîsebilillah Kur'an'a, islâmiyet'e, sünnet-i seniyenin ihyasına hasr ve vakfeden bu fedakâr-ı islâm, buralarda da kat'iyen boş durmaz. içerisinde bulunduğu muhiti tenvir ve irşad için çalışır. Bu müddet içinde kendisiyle beraber esarette bulunan zabitlere dersler veriyordu.

Bir gün, doksan zabit arkadaşına ders verdiği sırada, bir Rus kumandanı gelir. "Siyasî ders veriyor." diye dersine mani olursa da faaliyetinin dinî, ilmî, içtimaî olduğunu öğrenince serbest bıraktırır.

(Tarihçe-i Hayat 112-113.sh - Risale-i Nur)

atatürk olmasaydı türkler köle olurdu

mücerret ve mukaddes emânetin padişâhı olmaktansa batının kölesi olan yeni yetme soykırımcı türklerin, atâlarına karşı attıkları bir iftirâdır.
insanı fare kafasından ayıran tek mesele mücerret fikir istidâdı ve dil meselesidir. insân, psikoloji ve duygu ile hareket-hissikablelvukû ile hareket etmez. yeni yetme türkler ise kaygı ve bilumûm zân ile hareket eden zavallılardır.
fare kafalı beyinsizler!...

sözlük ölmüş

sûretin manâ ifâde etmediği bir hâl aldı sözlük. mesele kendi gözünden görmek değil, sevgilinin gözüyle görmek derler.. o mesele.
"adam tanımak, surat tanımak değil."

evvelde insânlar hubb-u muhâbbet eşliğinde konuşur, mülahâza ederdi.. eski hâle dönmesi dileğiyle.

ece gürel

aptallığın ve ahmaklığın sınırı yok..
"ilim, insanın cehlini alır, ahmaklığını değil.."
spiritüalizmmiş, büyüymüş.. peh. boku bokuna yaşıyormuş, boku bokuna ölmüş.

"şimdi fikir diyorlar bildikleri samana
yükseldik zannediyorlar, alçaldıkça tabana.."
tahsille ahmaklığın geçmediğini de tekrar görmüş olduk ama
baksa ne? gören göz olmadıktan sonra.. bizler zaten güneşe evet, ışığa hayır dediğimizden bu ışığın nimetini de güneşin kaynağından değil de güneşten biliriz... bunu böyle bilen halkta, bu tahsilsiz y*vşakların peşinde ömür çürütür.
vesselam.

diamond tema

katli islâmen vacibtir.

"işte bu hakîkat noktasında, îmâna karşı gelen kâfirlerin ve münkirlerin kesretinin ve zâhiren çokluğunun kıymeti yoktur. Ve mü’minin yakînine ve îmânına hiç tereddüd vermemek lâzım iken; bu asırda Avrupa feylesoflarının nefy ve inkârları, bir kısım bedbaht meftûnlarına tereddüd verip yakînlerini izâle ve saâdet-i ebediyelerini mahvetmiş. Ve insandan her günde otuz bin adama isâbet eden ölümü, mevt ve eceli bir terhîs mânâsından çıkarıp îdâm-ı ebedî sûretine çevirmiş. Kapısı kapanmayan kabir, dâimâ îdâmını o münkire ihtâr etmekle lezzetli hayâtını elîm elemlerle zehirliyor. işte, îmân ne kadar büyük bir ni‘met ve hayâtın hayâtı olduğunu anla!..."

şualar

akp lilerin hiçbir şeyi sorgulamama nedeni

aptal bir kukla oyunundan ibaret olan siyasete kafa yormadığımızdan!...

"korsanlığı organize hale getirdiler, adına da siyaset diyorlar şimdi..."
s.m

günün sözü

insan yaşlandıkça beklemesini öğreniyor...
salih mirzabeyoğlu

günün sözü

Marîz bir asrın, hasta bir unsurun, alîl bir uzvun reçetesi; ittiba-ı Kur'an'dır.

bediüzzaman said nursi / mektubat

günün şiiri

(...)
iki tip tanıyorum, bu devrin utanmazı;
Biri dinde hokkabaz, biri küfür cambazı

n.f.k

günün şiiri

(...)
Sevdalın şu dağı del dese, koşar, delersin!
iş Allaha geldi mi, gücün yok, sendelersin!

n.f.k

günün sözü

- (kalb kör olduktan sonra, gözlerin görmesinde hiçbir fayda yoktur.)

s.m / kökler

günün şiiri

görüyorsun ya - kendine bile mihraksız
askıdasın sen
s.m

günün sözü

Görünüşümüz iyi ise olduğumuzdan, göründüğümüz gibi yapsın Allah.
Olduğumuz iyi ise görünüşümüzden, imkan halk etsin Allah.

s.m / damlaya damlaya

günün sözü

Aşka dair kelimeleri hayvan bile anlar da, hissiz insan anlamaz.

s.m / müjdelerin müjdesi

günün şiiri

sevmek tükenmektir sevdiğinde
sevdiğinde var olmak
sevilen olmak isteriz
ya Hayy!

s.m / münşeat