bugün
- sevgili olmadığı herife aşkım diye hitap eden kız12
- 7 aralık 2024 beşiktaş fenerbahçe maçı33
- said nursi neden evlenmedi10
- kadınsızlık11
- her sabah ceviz muz bal yemek8
- okumalık kitap önerisi8
- geceye bir şarkı bırak8
- alexander djiku9
- ben bu yazıyı sana yazdım11
- metro ve toplu taşımada kitap okumak11
- türk milletinin suskunluğunun sebebi29
- sevgili bulamayan erkeklere tavsiyeler24
- günahların takımı galatasaray10
- arkadaşlar kombinim nasıl18
- 1 senede ne değişebilir12
- acun ılıcalı9
- kadınların kibar ve fedakar erkek sevmeme nedeni14
- yetkililer maaş alıyor mu9
- true'nun yetkili olması22
- sözlüğe yön veren 3 yazar16
- iremga32
- alkol23
- evli barklı erkeklerin sözlükte çapkınlık yapması9
- 6 aralık dünya özür dilerim günü33
- sahte alkolden ölenlerin vebali ahirette sorulur16
- 0070 cabbar baba9
- akp'nin ali koç'u sevmeme nedeni11
- yılbaşı gecesi yapılacaklar18
- karınıza range rover alır mısınız9
- yıllar sonra sözlüğe dönen yazar15
- dursun özbek ibrahim hacıosmanoğlu kavgası58
- yaşım 14 ve hepinizden akıllıyım13
- 2025 asgari ücret tahminleri8
- bir daha kumar oynamayacağım10
- 22 kişinin sahte alkolden hayatını kaybetmesi22
- eve yaşlı dede fotoğrafı asmak9
- esad rejiminin sonu9
- hepimiz küresel hanımın bebekleriyiz10
- kuresel ikinma hanım günaydın neredesiniz yahu11
- karısının bir dediğini iki etmeyen erkek8
- tayt giyen kızlar üşümüyor mu sorunsalı9
- 190 boyunda kaslı yakışıklı zengin erkek cin10
- sözlükte moruq istemiyoz9
- insan olmaya ceyrek kala14
- bir oturuşta 10 bira içemeyip erkeğim demek12
- kısır seven erkek9
- kapadokya8
- ali imran suresi9
- eski tasarıma ne oldu amk9
- son yapılan yemek8
entry'ler (1238)
4s ile başlayan ‘s’ efsanesinin ikinci üyesi, bir süre sonra da 6s bu konuma gelecek. Geçen yıl en çok satan telefon 6s idi, bir önceki sene de 5s. ilginç olansa bu iki model de çıktığı sene hariç sonraki senelerde de bu başarıyı yakaladılar.
5s modelini hala sıfır olarak satın alabilirsiniz.
5s modelini hala sıfır olarak satın alabilirsiniz.
Tinercilere toplamda 13 gol atmış iki takımın maçı.
tam hali; ümraniyespor taraftarlarının seneye görüşürüz tezahüratı olacaktı, malum karakter sınırı.
ziraat türkiye kupası çeyrek final maçında gerçekleşmiştir.
ümraniyespor tarafarlarj tarafından yapılan bu tezahürat sonrası stadın ışıkları kapatılmıştır, bir nevş rakibe saygısızlıktır.
daha önce de ‘stad ışığı’ kaparma eylemi fenerbahçe tarafından gerçekleştirilmiş ve karanlık bir ortamda galatasaray takımı çimlerde kaymış, kupasını kaldırmıştır.
yalnız burada bir mantık hatası bulunmakta. ümraniyespor seneye süper lig’e çıkacak, fenerbahçe ise birinci lige düşecektir, bu nedenle seneye görüşemeyecekler ve bu tezahürat ölü doğmuş olacaktır.
https://twitter.com/fatih.../1088534768222945280?s=21
ziraat türkiye kupası çeyrek final maçında gerçekleşmiştir.
ümraniyespor tarafarlarj tarafından yapılan bu tezahürat sonrası stadın ışıkları kapatılmıştır, bir nevş rakibe saygısızlıktır.
daha önce de ‘stad ışığı’ kaparma eylemi fenerbahçe tarafından gerçekleştirilmiş ve karanlık bir ortamda galatasaray takımı çimlerde kaymış, kupasını kaldırmıştır.
yalnız burada bir mantık hatası bulunmakta. ümraniyespor seneye süper lig’e çıkacak, fenerbahçe ise birinci lige düşecektir, bu nedenle seneye görüşemeyecekler ve bu tezahürat ölü doğmuş olacaktır.
https://twitter.com/fatih.../1088534768222945280?s=21
fenerbahçe’nin ezim ezim ezildiği bir başka süper lig maçı. ulan, gücü yetmiyor. kalitesi yetmiyor, daha ne duruyorsun bu ligde, in bi alta orada şampiyon ol. nedir yani, ne de olsa fenerbahçe büyüklüğü öyle bir büyüklüktür ki... adı konulamaz.
adam bile düşünmüş, bir bok bulamamış, sallama bir son eklemiş cümleye. aşırı üzücü.
hakem diye ağlamıyoruz işte size büyüklük falan yazılmış, ne yaptın da hakemi bahane edeceksin be kral? bu büyüklük plastik poşet mi istediğin yere eğip büküyorsun?
ben sana büyük göstereyim, mesela ümraniyespor.
adam bile düşünmüş, bir bok bulamamış, sallama bir son eklemiş cümleye. aşırı üzücü.
hakem diye ağlamıyoruz işte size büyüklük falan yazılmış, ne yaptın da hakemi bahane edeceksin be kral? bu büyüklük plastik poşet mi istediğin yere eğip büküyorsun?
ben sana büyük göstereyim, mesela ümraniyespor.
Daha önce söylenmiş mi bilmiyorum fAkat bir de ben söyleyeyim; küme düşme potasındaki ekiptir.
Teleset mobilya fenerbahçespor’a kümede kalma mücadelesi için başarılar dileriz.
imza: 4 yıldız.
Edit: lig 17.si olduğunu yazmamışım, eklendi.
Edit2: küme düşme potasındaki takım olduğunu yazmış mıydım?
Edit3: küme düşme potasındaki takım olduğunu yazmışım.
Edit4: ligdeki yerini burada da paylaşmamız gerekir, sonuçta burası bilgi kaynağı;
1- değil
2- değil
3- değil
4- değil
5- değil
6- değil
7- değil
8- değil
9- değil
10- değil
11- değil
12- değil
13- değil
14- değil
15- değil
16- değil
17- akın çorap fenerbahçespor
18- yakında...
Teleset mobilya fenerbahçespor’a kümede kalma mücadelesi için başarılar dileriz.
imza: 4 yıldız.
Edit: lig 17.si olduğunu yazmamışım, eklendi.
Edit2: küme düşme potasındaki takım olduğunu yazmış mıydım?
Edit3: küme düşme potasındaki takım olduğunu yazmışım.
Edit4: ligdeki yerini burada da paylaşmamız gerekir, sonuçta burası bilgi kaynağı;
1- değil
2- değil
3- değil
4- değil
5- değil
6- değil
7- değil
8- değil
9- değil
10- değil
11- değil
12- değil
13- değil
14- değil
15- değil
16- değil
17- akın çorap fenerbahçespor
18- yakında...
Ara sıra uğradığım yer.
Bakıyorum değişen bir şey var mı diye? Hiçbir değişiklik yok.
Bayburt’un alelade arka sokaklarındaki değişim kadar basit bir değişim var ya da yok.
Bakıyorum değişen bir şey var mı diye? Hiçbir değişiklik yok.
Bayburt’un alelade arka sokaklarındaki değişim kadar basit bir değişim var ya da yok.
Kasımpaşa’nın leş rakibini ezdiği maç.
Forza meştaş lem awq.
Forza meştaş lem awq.
Maç 2-0 iken ‘ersun yanal kardeşim, ersun efekt bu’
Maç 2-2 iken ‘bu adamın da elinde değnek yok ki kardeşim yaaa’
Hahaha..
Fenerbahçe savunma yaptırmaz, yaptırır’dan erzurumspor’a karşı 5. Defansı sahaya sürmek.
Her sene tek eğlence fenerbahçe.
Maç 2-2 iken ‘bu adamın da elinde değnek yok ki kardeşim yaaa’
Hahaha..
Fenerbahçe savunma yaptırmaz, yaptırır’dan erzurumspor’a karşı 5. Defansı sahaya sürmek.
Her sene tek eğlence fenerbahçe.
ayarlarda mesaj gönderebilecekler şeklinde bir ayar var. orası siz ellemezseniz otomatik olarak ‘sadece yazarlara açık’ standardında.
sırf merakımdan bu ayarı ‘yazar ve çaylaklara açık’ konumuna getirdim, uygulamayı kapattım. sadece yarım saat sonra hesabıma tekrar giriş yaptım ve ne göreyim? onlarca mesaj, bu mesajların birçoğu küfür dolu. sizin yazdıklarınızı gören, okuyan lavuklar size patır patır sövmüş, filtreyi kaldırınca da mesajlar akıyor hali ile.
ne kadar sidikli semt takımı taraftarı çaylak varsa küfür etmiş. gerçekler zorlarına gitmiş belli ki.
sırf merakımdan bu ayarı ‘yazar ve çaylaklara açık’ konumuna getirdim, uygulamayı kapattım. sadece yarım saat sonra hesabıma tekrar giriş yaptım ve ne göreyim? onlarca mesaj, bu mesajların birçoğu küfür dolu. sizin yazdıklarınızı gören, okuyan lavuklar size patır patır sövmüş, filtreyi kaldırınca da mesajlar akıyor hali ile.
ne kadar sidikli semt takımı taraftarı çaylak varsa küfür etmiş. gerçekler zorlarına gitmiş belli ki.
yine ülkemizi defalarca rezil rüsva eden beşiktaşın bir mağlubiyet senaryosu.
16.9 milyon öröluk malmö’nün beşiktaşla taşak geçtiği maç olarak da anılabilir. bu maç da beşiktaşın mavrupa matihi defteri sayfalarında kayıt altına alınır.
hafta içi 270 milyon örölük takıma eksiklerle ve sakatlarla boğuşan galatasaray sahayı dar etmişti, porto tecrübesi ve forvetinin etkisiyle maçı kazanmıştı. galatasaray’la geçilmeyen dalga kalmamıştı. bugün o dalga geçen soysuzlar 16 milyonluk takım tarafından taşak oğlanı yapıldı.
hayaller avrupa fatihi, gerçekler iskandinavya kevaşeliği.
16.9 milyon öröluk malmö’nün beşiktaşla taşak geçtiği maç olarak da anılabilir. bu maç da beşiktaşın mavrupa matihi defteri sayfalarında kayıt altına alınır.
hafta içi 270 milyon örölük takıma eksiklerle ve sakatlarla boğuşan galatasaray sahayı dar etmişti, porto tecrübesi ve forvetinin etkisiyle maçı kazanmıştı. galatasaray’la geçilmeyen dalga kalmamıştı. bugün o dalga geçen soysuzlar 16 milyonluk takım tarafından taşak oğlanı yapıldı.
hayaller avrupa fatihi, gerçekler iskandinavya kevaşeliği.
her 10 entrysinin 11’inde küfür olan yazar(!).
moderatörler göreve.
silik is coming.
Ps: silik atılan yazar.
moderatörler göreve.
silik is coming.
Ps: silik atılan yazar.
Sürekli tükürdüğünü yalayan başlanlara ev sahipliği yapan takım.
2019/2020 sezonunda adını suat altın inşaat fenerbahçespor olarak güncelleyecektir.
T: birinci lig kulübü.
2019/2020 sezonunda adını suat altın inşaat fenerbahçespor olarak güncelleyecektir.
T: birinci lig kulübü.
Merceklerini okyanus tabanında pürüzsüzleştiren firma.
Nokia’yı nokia yapan kuruluştur aynı zamanda.
Nokia’yı nokia yapan kuruluştur aynı zamanda.
karakterini tam olarak yansıtabileceği bir takıma transfer olmasıdır.
burak kendini yere atar, haksız faul alır. duran top avantajı sağlar. yani haksız yere can yakar. bunu beşiktaş’a karşı da yapmıştır. beşiktaş bu işlerin son zamanlarda popüler olduğu bir kulüp. quaresma ile başlayan ‘at kendini yere duran top al’ taktiği talisca ile devam etmiştir. son zamanlarda medel ve pepe ile tekrar yükselişe geçen bu şenol güneş taktiği burak yılmaz ile olması gereken noktaya ulaşacaktır.
burak yılmaz’ın bu taktiğe şenol güneş yönetimindeki trabzonspor’da başladığını da unutmayalım.
merak edenleri için bilgi; burak yılmaz fenerbahçe’de de oynamıştır.
burak kendini yere atar, haksız faul alır. duran top avantajı sağlar. yani haksız yere can yakar. bunu beşiktaş’a karşı da yapmıştır. beşiktaş bu işlerin son zamanlarda popüler olduğu bir kulüp. quaresma ile başlayan ‘at kendini yere duran top al’ taktiği talisca ile devam etmiştir. son zamanlarda medel ve pepe ile tekrar yükselişe geçen bu şenol güneş taktiği burak yılmaz ile olması gereken noktaya ulaşacaktır.
burak yılmaz’ın bu taktiğe şenol güneş yönetimindeki trabzonspor’da başladığını da unutmayalım.
merak edenleri için bilgi; burak yılmaz fenerbahçe’de de oynamıştır.
bireysel silahlanma fikrinin kitlelere yayılması açısından tehlikeli bir varsayım.
bu varsayamın konusu, yakın bir akademisyen tanıdığımızın, avrupa’da bir üniversitede düzenlenen seminerde konu ile alakalı bir profesör tarafından düzenlenen konuşmasından kesitler barındırıyor. kendisi bize bu konuşmadan bazı önemli noktaları aktardı ve öğrendiklerimiz karşısında şaşırdık, etkilendik. bazı korkutucu noktaları da olan bu konuşmanın özetini buraya bırakayım.
bildiğimiz üzere pubg bir oyun, amacı hayatta kalmak için diğer oyuncuları öldürmek olan bir oyun. hem pc, hem ps hem de mobil sürümleri mevcut. en güçlü bilgisayardan en basit telefona kadar her türlü mecrada insanların hayatına girmiş durumda. bu profesörün seminerde bireysel silahlanma ile ilgili yaptığı bir araştırmada ilginç sonuçlara ulaştığını, şaşırtıcı sonuçlar elde ettiğini söyledi ayrıca ucu bu oyuna da dokunuyor.
yapılan araştırmda yaşı 12-18 aralığındaki gençlerin bu oyunla tanışmadan önce silah modellerini bilmediklerini, mermi çeşitleri ile ilgili herhangi bir bilgilerinin olmadığını ortaya koymuş. bildiğimiz üzere pubg silahlar üzerine temelleri atılmış çok detaylı ve profesyonel bir silah oyunu. bu gençlerin silahların marka ve modellerini ezberlemiş olması ve hatta bu silahların daha iyi kullanılabilmesi için üretilen ek ekipmanların detaylarını bile bilmesi ürkütücü bir boyut almış durumda. önemli bir detay da oyunun çok gerçekçi bir ‘insan öldürme’ simülasyonu olması. kısacası bireysel silahlanma üzerine bir antrenman yapıldığından, alıştırma süreci olarak dizayn edildiğinden bahsediyor. oyunda insanın hayatta kalmak için ilkel yönlerini ortaya çıkarması ve tüm bu ilkel duyguların yanında bu işin teknik bilgilerini de bu oyunla öğrenmesi korkutucu.
ellerine gerçek bir silah bile almamış bu gençlerin teoride bu kadar ileri boyutta bilgi sahibi olması doğal olarak onları bireysel silahlanma adına bir istek çemberi içinde arayışlara itiyormuş. sanıyorum bu oyundan etkilenerek bir çocuğun cinayet işlediği bilgisi de verilmiş konuşmada hatta bu olay ülkemizde de haber yapılmış.
şöyle bir baktığımızda korkutucu bir gerçekle karşılaşıyoruz. bu çocuklar, mermi çeşitlerinden, silahın performansını artıran eklentilerine kadar tüm detayları oynamamaları gereken bir oyundan öğreniyorlar. bomba gibi kitlesel bir ölüm makinasının nasıl ve ne mesafede kullanılabileceğine, hangi stratejik hamleleri yapıp rakip takımı yok edeceklerine dair bilgi sahibi oluyorlar ve bunları binlerce kez deneyimliyorlar. hem de gerçeğe çok yakın bir simülasyonda.
biraz üzerine düşününce konuyla ilgili bir çok varsayım insanın aklına geliyor. 7’den 77’ye oynan bu hayatta kalma oyunu oyuncuya sadece teorik bilgiyi değil birebir savaş ortamını, vahişiliği ve hayatta kalmak için diğerlerini öldürmesi gerektiği fikrini nakşediyor.
sanıyorum bu kadar büyük bir kitleye bu oyunu yaymak, sunmak, reklamını yapmak konusunda bir destek alıyorlardır.
profesörün sorduğu soru şu; bu oyunun dinamikleri neyi teşvik ediyor. oyuncular neye hazırlanıyor ve bu derin silah bilgisi neden bu kadar detaylı işlenerek kontrolü yapılamayan yaş aralıklarına hitap edecek şekilde ulaşılabilir oluyor?
çok ilginç bir konu ve dikkat çekici de. sanırım sosyal medya sitelerinde bu oyunun yayıncılar tarafından en popüler konu başlığı olduğunu bilmek de kitlenin ne kadar büyük olduğunun bir göstergesi. bir gün insanların sürüklendiği bir çatışma ortamında bu oyundan öğrendikleri ile hayatta kalmaya çalışması fikri gerçekten korkunç. ekip olmak, insan öldürmek, ekipman çeşitliliğine sahip olmak, ilkel güdüleri sınırı alınamayan noktalara ulaştırmak. bu oyun bunun antrenmanını en üst düzey gerçeklikte yaşı çok küçük çocuklara ulaştırıyor. bu çocuklar yaş olarak gördükleri her şeyden etkilenmek için biçilmiş kaftanlar. tıpkı sigara içen rol modellerini örnek almaları gibi, sigaraya ulaşabiliyorlar ve rol modellerini taklit ediyorlar ama silahlara ulaşamıyorlar. ya bir gün belli bir yaşa geldiklerinde ulaşırlarlarsa?
yurtdışında bir askeri birlikte görev yapan askelere komutanları tarafından önerilmiş bir oyundan bahsediyoruz. hem de şu cümlelerle; ‘’bu oyunu oynayın, olası bir durumda düşmana karşı nasıl pozisyon almanız gerektiğini ve bu pozisyonlarda hangi silahların hangi tepkileri verdiğinin antrenmanını yaparsınız, defalarca denersiniz.’
gerçekten korkutucu bir ‘oyun’. bu hipotezin hiçbir zaman teoriye dönüşmemesi umudu ile.
bu varsayamın konusu, yakın bir akademisyen tanıdığımızın, avrupa’da bir üniversitede düzenlenen seminerde konu ile alakalı bir profesör tarafından düzenlenen konuşmasından kesitler barındırıyor. kendisi bize bu konuşmadan bazı önemli noktaları aktardı ve öğrendiklerimiz karşısında şaşırdık, etkilendik. bazı korkutucu noktaları da olan bu konuşmanın özetini buraya bırakayım.
bildiğimiz üzere pubg bir oyun, amacı hayatta kalmak için diğer oyuncuları öldürmek olan bir oyun. hem pc, hem ps hem de mobil sürümleri mevcut. en güçlü bilgisayardan en basit telefona kadar her türlü mecrada insanların hayatına girmiş durumda. bu profesörün seminerde bireysel silahlanma ile ilgili yaptığı bir araştırmada ilginç sonuçlara ulaştığını, şaşırtıcı sonuçlar elde ettiğini söyledi ayrıca ucu bu oyuna da dokunuyor.
yapılan araştırmda yaşı 12-18 aralığındaki gençlerin bu oyunla tanışmadan önce silah modellerini bilmediklerini, mermi çeşitleri ile ilgili herhangi bir bilgilerinin olmadığını ortaya koymuş. bildiğimiz üzere pubg silahlar üzerine temelleri atılmış çok detaylı ve profesyonel bir silah oyunu. bu gençlerin silahların marka ve modellerini ezberlemiş olması ve hatta bu silahların daha iyi kullanılabilmesi için üretilen ek ekipmanların detaylarını bile bilmesi ürkütücü bir boyut almış durumda. önemli bir detay da oyunun çok gerçekçi bir ‘insan öldürme’ simülasyonu olması. kısacası bireysel silahlanma üzerine bir antrenman yapıldığından, alıştırma süreci olarak dizayn edildiğinden bahsediyor. oyunda insanın hayatta kalmak için ilkel yönlerini ortaya çıkarması ve tüm bu ilkel duyguların yanında bu işin teknik bilgilerini de bu oyunla öğrenmesi korkutucu.
ellerine gerçek bir silah bile almamış bu gençlerin teoride bu kadar ileri boyutta bilgi sahibi olması doğal olarak onları bireysel silahlanma adına bir istek çemberi içinde arayışlara itiyormuş. sanıyorum bu oyundan etkilenerek bir çocuğun cinayet işlediği bilgisi de verilmiş konuşmada hatta bu olay ülkemizde de haber yapılmış.
şöyle bir baktığımızda korkutucu bir gerçekle karşılaşıyoruz. bu çocuklar, mermi çeşitlerinden, silahın performansını artıran eklentilerine kadar tüm detayları oynamamaları gereken bir oyundan öğreniyorlar. bomba gibi kitlesel bir ölüm makinasının nasıl ve ne mesafede kullanılabileceğine, hangi stratejik hamleleri yapıp rakip takımı yok edeceklerine dair bilgi sahibi oluyorlar ve bunları binlerce kez deneyimliyorlar. hem de gerçeğe çok yakın bir simülasyonda.
biraz üzerine düşününce konuyla ilgili bir çok varsayım insanın aklına geliyor. 7’den 77’ye oynan bu hayatta kalma oyunu oyuncuya sadece teorik bilgiyi değil birebir savaş ortamını, vahişiliği ve hayatta kalmak için diğerlerini öldürmesi gerektiği fikrini nakşediyor.
sanıyorum bu kadar büyük bir kitleye bu oyunu yaymak, sunmak, reklamını yapmak konusunda bir destek alıyorlardır.
profesörün sorduğu soru şu; bu oyunun dinamikleri neyi teşvik ediyor. oyuncular neye hazırlanıyor ve bu derin silah bilgisi neden bu kadar detaylı işlenerek kontrolü yapılamayan yaş aralıklarına hitap edecek şekilde ulaşılabilir oluyor?
çok ilginç bir konu ve dikkat çekici de. sanırım sosyal medya sitelerinde bu oyunun yayıncılar tarafından en popüler konu başlığı olduğunu bilmek de kitlenin ne kadar büyük olduğunun bir göstergesi. bir gün insanların sürüklendiği bir çatışma ortamında bu oyundan öğrendikleri ile hayatta kalmaya çalışması fikri gerçekten korkunç. ekip olmak, insan öldürmek, ekipman çeşitliliğine sahip olmak, ilkel güdüleri sınırı alınamayan noktalara ulaştırmak. bu oyun bunun antrenmanını en üst düzey gerçeklikte yaşı çok küçük çocuklara ulaştırıyor. bu çocuklar yaş olarak gördükleri her şeyden etkilenmek için biçilmiş kaftanlar. tıpkı sigara içen rol modellerini örnek almaları gibi, sigaraya ulaşabiliyorlar ve rol modellerini taklit ediyorlar ama silahlara ulaşamıyorlar. ya bir gün belli bir yaşa geldiklerinde ulaşırlarlarsa?
yurtdışında bir askeri birlikte görev yapan askelere komutanları tarafından önerilmiş bir oyundan bahsediyoruz. hem de şu cümlelerle; ‘’bu oyunu oynayın, olası bir durumda düşmana karşı nasıl pozisyon almanız gerektiğini ve bu pozisyonlarda hangi silahların hangi tepkileri verdiğinin antrenmanını yaparsınız, defalarca denersiniz.’
gerçekten korkutucu bir ‘oyun’. bu hipotezin hiçbir zaman teoriye dönüşmemesi umudu ile.
dünyanın birçok spor servisinde manşette kullanılmış şöyle bir fotoğrafa sahip türk teknik direktördür.
görsel
bazı sevgili dostlarımız bu olayların gerçekleştiği dönemlerde daha doğmamıştı, kimisi ise 3-5 yaşlarındaydı. o dönemde yaşanan bu büyük başarının mimarlarından biri, en önemli detayıydı terim. hayal meyal bile hatırlamadıkları bir destanın tüyler ürpertici heybetinden haberleri olmadıkları için kendisinin bu başarısını her zaman hor görme yoluna gittiler.
bakın tekrar edelim; dünyanın birçok spor servisinde manşette kullanılmış şöyle bir fotoğrafa sahip ‘türk’ teknik direktördür.
türkiye cumhuriyeti vatandaşı, adana nüfusuna kayıtlı bir türk.
evet istiyorsunuz ki türkiye cumhuriyeti vatandaşı, trabzon nüfusuna kayıtlı bir türk’ün de bu fotoğrafı vermesini, verebilmesini. bu güzel bir şey, rekabeti arttırır. ülke sınırları içinde gerçekleşen bu ‘başarı’ yarışı türkiye’nin göğsünü kabartır ama bilmeniz gereken bir şey var.
o dönemde de adı ‘final’ olan bu maça çıkana kadar rakip taraflar bu duruma köstekti, dalga geçtiler, yapamaz dediler, o noktaya çıkamaz dediler. hatta final maçında arsenal ile yapılacak son karşılaşma öncesi şimdiki gibi o zaman da medyada ‘yorumculuk’ yapan bazı fanatik fenerbahçeli, beşiktaşlı yorumcular vardı. bu maçın eşleşmesi gerçekleştiği günden maçın ilk düdüğüne kadar galatasaray’ın ve fatih terim’in artık yolun sonuna geldiğine, türkler için finalin bile büyük bir başarı manasına geldiğini açık açık söylediler. finale çıkmış bir takım ve teknik direktörü için maniplasyon yaptılar.
kısacası, popescu’nun penaltısından sonra herkes sevindi, sanki kendi ülkesinin vatandaşları tarafından hiç küçümsenmemiş, aşağılanmamış gibi fatih terim övüldü.
evet, taraftarlık biraz budur. rakibinin bu noktalarda başarı göstermesini istemezsin, son düdüğe kadar hep elensin, rezil olsun istersin. bu galatasaray’ın da beşiktaş’ın da fenerbahçe’nin de başına teknik direktörleri ile birlikte birçok kez geldi ama 2 kez galatasaray’ın ve teknik direktörünün başına gelmedi, o kupaları kazandılar.
buyrun, kupa orada. 18 senedir her sene gerçekleştirilen bir organizasyonda birileri kazanıyor. kimsenin hangi ülkeden katıldığı ile ilgilenmiyorlar. iyi oynayan gerek avrupa ligi’nde gerek şampiyonlar ligi’nde belli noktalara çıkıyor. galatasaray bunu fatih terim önderliğinde birçok kez yaptı. 2 adet kupa getirdi ve şampiyonlar ligi’nde birçok çeyrek final gördü.
bu adam bu noktaya zembille gelmedi, her zaman karşısında kendi milletinden olanı küçümseyen, yetersiz olduğunu iddia eden yorumcularla boğuştu. aynı ülkeyi temsil eden ülke içi rakip taraftarları tarafından hor görüldü, gerek takımı gerek kendisi. tüm bunlara rağmen başardı, başardığınız zaman karşınızda olanlar da sizinle aynı safta olduğunu farkeder. biz yaşı yetenler bunu fatih terim ve galatasaray sayesinde birçok kez gördük.
umarım birgün ‘sizler’ de görür, deneyimlersiniz.
iyi ki bu takımın futbolcusu, teknik direktörü oldun. sırada taraftarı olduğun bu takımda başkanlık yapmak da var. 1000 sayfalık bir türk futbolu kitabı varsa 800 sayfası senden bahseder.
saygılar.
görsel
bazı sevgili dostlarımız bu olayların gerçekleştiği dönemlerde daha doğmamıştı, kimisi ise 3-5 yaşlarındaydı. o dönemde yaşanan bu büyük başarının mimarlarından biri, en önemli detayıydı terim. hayal meyal bile hatırlamadıkları bir destanın tüyler ürpertici heybetinden haberleri olmadıkları için kendisinin bu başarısını her zaman hor görme yoluna gittiler.
bakın tekrar edelim; dünyanın birçok spor servisinde manşette kullanılmış şöyle bir fotoğrafa sahip ‘türk’ teknik direktördür.
türkiye cumhuriyeti vatandaşı, adana nüfusuna kayıtlı bir türk.
evet istiyorsunuz ki türkiye cumhuriyeti vatandaşı, trabzon nüfusuna kayıtlı bir türk’ün de bu fotoğrafı vermesini, verebilmesini. bu güzel bir şey, rekabeti arttırır. ülke sınırları içinde gerçekleşen bu ‘başarı’ yarışı türkiye’nin göğsünü kabartır ama bilmeniz gereken bir şey var.
o dönemde de adı ‘final’ olan bu maça çıkana kadar rakip taraflar bu duruma köstekti, dalga geçtiler, yapamaz dediler, o noktaya çıkamaz dediler. hatta final maçında arsenal ile yapılacak son karşılaşma öncesi şimdiki gibi o zaman da medyada ‘yorumculuk’ yapan bazı fanatik fenerbahçeli, beşiktaşlı yorumcular vardı. bu maçın eşleşmesi gerçekleştiği günden maçın ilk düdüğüne kadar galatasaray’ın ve fatih terim’in artık yolun sonuna geldiğine, türkler için finalin bile büyük bir başarı manasına geldiğini açık açık söylediler. finale çıkmış bir takım ve teknik direktörü için maniplasyon yaptılar.
kısacası, popescu’nun penaltısından sonra herkes sevindi, sanki kendi ülkesinin vatandaşları tarafından hiç küçümsenmemiş, aşağılanmamış gibi fatih terim övüldü.
evet, taraftarlık biraz budur. rakibinin bu noktalarda başarı göstermesini istemezsin, son düdüğe kadar hep elensin, rezil olsun istersin. bu galatasaray’ın da beşiktaş’ın da fenerbahçe’nin de başına teknik direktörleri ile birlikte birçok kez geldi ama 2 kez galatasaray’ın ve teknik direktörünün başına gelmedi, o kupaları kazandılar.
buyrun, kupa orada. 18 senedir her sene gerçekleştirilen bir organizasyonda birileri kazanıyor. kimsenin hangi ülkeden katıldığı ile ilgilenmiyorlar. iyi oynayan gerek avrupa ligi’nde gerek şampiyonlar ligi’nde belli noktalara çıkıyor. galatasaray bunu fatih terim önderliğinde birçok kez yaptı. 2 adet kupa getirdi ve şampiyonlar ligi’nde birçok çeyrek final gördü.
bu adam bu noktaya zembille gelmedi, her zaman karşısında kendi milletinden olanı küçümseyen, yetersiz olduğunu iddia eden yorumcularla boğuştu. aynı ülkeyi temsil eden ülke içi rakip taraftarları tarafından hor görüldü, gerek takımı gerek kendisi. tüm bunlara rağmen başardı, başardığınız zaman karşınızda olanlar da sizinle aynı safta olduğunu farkeder. biz yaşı yetenler bunu fatih terim ve galatasaray sayesinde birçok kez gördük.
umarım birgün ‘sizler’ de görür, deneyimlersiniz.
iyi ki bu takımın futbolcusu, teknik direktörü oldun. sırada taraftarı olduğun bu takımda başkanlık yapmak da var. 1000 sayfalık bir türk futbolu kitabı varsa 800 sayfası senden bahseder.
saygılar.
Hayaller ali koç, gerçekler kamil koç.
Üzücü.
T: ali koç’un takımını ptt 1.lig deplasman psikolojisine alıştrma kararıdır.
Üzücü.
T: ali koç’un takımını ptt 1.lig deplasman psikolojisine alıştrma kararıdır.
Takvimdeki yıllara yön veren sayılar değişse de popülerliğini asla yitirmeyen slogan.
Her sene, aralıksız, mutlaka gerçekleşen iddia.
Her sene, aralıksız, mutlaka gerçekleşen iddia.