bugün
- tebriz'i vurmak bizi vurmaktır26
- israil'i türklere dost sanmak13
- iran kağıttan kaplandır23
- 13 haziran 2025 iran'ın israil'e saldırması15
- anın görüntüsü14
- baklava abartılmış balon bir tatlıdır9
- osimhen liverpool pendik gs11
- neydi o şarkının adı yaa21
- hangi sözlük kızı daha güzel22
- en son ne yediniz11
- düşün ki o bunu okuyor14
- 13 haziran 2025 israil'in iran'a saldırması44
- iranın ırzına geçilmiş8
- akp döneminde israil'in coşması13
- allah8
- allah neden israili durdurmuyor8
- true yu neden evlendiremiyoruz15
- kendisini taciz eden adama gününü gösteren kadın9
- işe evden yemek götürmek20
- ay tırnağım kırıldı diyen erkek13
- en son neye şaşırdınız10
- pizzanın 500 tl olması saçmalığı12
- taylanda giden erkek9
- sakız adasında sakızlı muhallebi yemek19
- kürdün en büyük dostu türk tür23
- bahçeli demek binlerce yıllık devlet aklı demektir25
- yemek yerken izlemelik şeyler9
- 11 haziran 2025 ortadoğu daki hareketlilik19
- leroy sane28
- galatasaray8
- baba olmak12
- sözlükte emek vermek10
- suya fahiş zam9
- daha güzeliyle tanışınca önceki kadını unutmak13
- erkek erkeğe 69 yapmak8
- şeriat9
- sudekiray8
- ellerim yorulsun stemiyorum19
- çocuğunun ciğerinden et yesin de iyileşemesin11
- gençler evlenmek değil dünya'yı gezmek istiyor11
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri10
- bu gömlek ne renk9
- türkiye'de akıl verme kültürü14
- seks sırasında arabanın kaportasının göçmesi9
- gaziosmanpaşa belediyesi'nin akp'ye geçmesi13
- yeni akit'in ferdi zeyrek karikatürü9
- 2 yıllık bölümü 4 yılda bitirmek8


entry'ler (93)
beş seneden fazladır hayatımı düzene koymaya çalışmaktan, sevebileceğim ve beni seven birini bulmaya çalışmaktan çok yoruldum.
içime atmaktan, mutsuz gezmekten çok yoruldum.
planlar yapıp onları uygulayacak enerjiye sahip olmamaktan da yoruldum.
ben yaşamaktan çok yoruldum.
içime atmaktan, mutsuz gezmekten çok yoruldum.
planlar yapıp onları uygulayacak enerjiye sahip olmamaktan da yoruldum.
ben yaşamaktan çok yoruldum.
keşke skinden vursaymış. helal olsun ablama. ellerine sağlık.
çok uçuk pembe üstüne yeşil sanki.
nickini unuttun mailini de mi unuttun?
onu da atar bu.
her gün yaşadığım mutsuzlukla aynı aslında.
ben duygusal anlamda tamamlanmamış hisseden bir kadınım.
biliyorum bu platform bunları anlatmak için en kötü seçim.
hani seneler önce inci sözlük'de anlatmışım. aynı şu an. alınmayın ama gerçek bu.
neyse, zaten buraya gelme amacım buydu.
benim bir sevgilim var. uzun süredir birlikteyiz ve hala ilk gün hissettiklerimden hiçbir şey eksilmedi ona karşı.
ben sevgisini dokunarak gösteren ve karşı taraftan da öyle görmek isteyen bir insanım. karşılıklı özveri ve fedakarlıklara inanırım. veririm. sizin anladığınız şekilde değil. kalben.
ne varsa aklınıza gelen.
böbreğimi bile veririm.
ama işte, son zamanlarda yaşadığım bir yalnızlık var. bunu ona mal edemem. bu benim içsel yalnızlığım biliyorum. fakat bunu da aşamıyorum. kendimi değiştirmeye çalışıyorum ama tembel bir insan olduğum için istikrar bana maalesef uğramıyor.
biliyor musunuz (çoğunuz erkek biliyorum kadın yazar canlar üstüne alınmasın) sizi anlıyorum ve size kızmıyorum. burası sizin özgür alanınız. bilincinizin altından kopanları döküyorsunuz buraya.
belki yaşadığınız belki yaşayamadığınız cinselliğinizi, kadınlara olan nefret ve özleminizi vs.
ben sizi anlıyorum çünkü hayata karşı o nefret duygusu bende de var. hem de bu yaşıma rağmen. öfkem bazen başımın üstünde hare gibi görünecek diye korkuyorum.
bugün mutsuz geldim işe. ve bu mutsuzluk, hayatıma duyduğum tatminsizlik. aslında kelimelerle aram iyidir ama işin içine kendi duygularım girince biraz çuvallamış olabilirim.
sevilmeyi çok istiyorum. buna gerçekten çok ihtiyacım var. bunun gösterilmesine ihtiyacım var.
umarım bunu halledebilirim.
ben duygusal anlamda tamamlanmamış hisseden bir kadınım.
biliyorum bu platform bunları anlatmak için en kötü seçim.
hani seneler önce inci sözlük'de anlatmışım. aynı şu an. alınmayın ama gerçek bu.
neyse, zaten buraya gelme amacım buydu.
benim bir sevgilim var. uzun süredir birlikteyiz ve hala ilk gün hissettiklerimden hiçbir şey eksilmedi ona karşı.
ben sevgisini dokunarak gösteren ve karşı taraftan da öyle görmek isteyen bir insanım. karşılıklı özveri ve fedakarlıklara inanırım. veririm. sizin anladığınız şekilde değil. kalben.
ne varsa aklınıza gelen.
böbreğimi bile veririm.
ama işte, son zamanlarda yaşadığım bir yalnızlık var. bunu ona mal edemem. bu benim içsel yalnızlığım biliyorum. fakat bunu da aşamıyorum. kendimi değiştirmeye çalışıyorum ama tembel bir insan olduğum için istikrar bana maalesef uğramıyor.
biliyor musunuz (çoğunuz erkek biliyorum kadın yazar canlar üstüne alınmasın) sizi anlıyorum ve size kızmıyorum. burası sizin özgür alanınız. bilincinizin altından kopanları döküyorsunuz buraya.
belki yaşadığınız belki yaşayamadığınız cinselliğinizi, kadınlara olan nefret ve özleminizi vs.
ben sizi anlıyorum çünkü hayata karşı o nefret duygusu bende de var. hem de bu yaşıma rağmen. öfkem bazen başımın üstünde hare gibi görünecek diye korkuyorum.
bugün mutsuz geldim işe. ve bu mutsuzluk, hayatıma duyduğum tatminsizlik. aslında kelimelerle aram iyidir ama işin içine kendi duygularım girince biraz çuvallamış olabilirim.
sevilmeyi çok istiyorum. buna gerçekten çok ihtiyacım var. bunun gösterilmesine ihtiyacım var.
umarım bunu halledebilirim.
Éric-Emmanuel Schmitt tarafından yazılmış ilginç isimli yürek burkan kitap.
Bayan Ming'in Hiç Olmayan On Çocuğu, Çin'in tek çocuk politikasının gölgesinde, bir annenin yürek burkan ve aynı zamanda umut veren hikayesini anlatıyor. Ana karakter
Bayan Ming, bu katı politikanın bir sonucu olarak hayatta hiç çocuğu olamamış, ancak zihninde on farklı çocuk yaratmış bir kadın. Her bir çocuğa ayrı bir kişilik, ayrı bir yaşam öyküsü atfederek onlarla sanal bir dünya kuruyor.
Bayan Ming, bu hiç olmayan on çocuğunun hikayesini otelde tuvalet bekçiliği yaparken tanıştığı Fransız bir işadamına anlatıyor. Kendinden kaçtığı için dünyayı dolaşan bu işadamı, başta Bayan Ming'in anlattıklarına inanmasa da, kadının bilgece sözleri ve her öyküsünde saklı olan yaşam dersleri onu büyülüyor.
Bayan Ming'in Hiç Olmayan On Çocuğu, Çin'in tek çocuk politikasının gölgesinde, bir annenin yürek burkan ve aynı zamanda umut veren hikayesini anlatıyor. Ana karakter
Bayan Ming, bu katı politikanın bir sonucu olarak hayatta hiç çocuğu olamamış, ancak zihninde on farklı çocuk yaratmış bir kadın. Her bir çocuğa ayrı bir kişilik, ayrı bir yaşam öyküsü atfederek onlarla sanal bir dünya kuruyor.
Bayan Ming, bu hiç olmayan on çocuğunun hikayesini otelde tuvalet bekçiliği yaparken tanıştığı Fransız bir işadamına anlatıyor. Kendinden kaçtığı için dünyayı dolaşan bu işadamı, başta Bayan Ming'in anlattıklarına inanmasa da, kadının bilgece sözleri ve her öyküsünde saklı olan yaşam dersleri onu büyülüyor.
(bkz: kalecinin penaltı anındaki endişesi)
(bkz: aslında bayan blum sütçüyü tanımak istiyordu)
(bkz: Bayan Mingin Hic Olmayan On Cocugu)
Bir Ikea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakirinin Olağanüstü Yolculuğu
(bkz: aslında bayan blum sütçüyü tanımak istiyordu)
(bkz: Bayan Mingin Hic Olmayan On Cocugu)
Bir Ikea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakirinin Olağanüstü Yolculuğu
ofiste sizi yakalarsa gerçekten hayatı çekilmez kılabiliyor.
çalışmak istemiyorsunuz, sürekli bir sigara içme isteği, zaman asla geçmiyor zaten.
akşam olsa da, evimin yolunu tutsam diyorsunuz içinizden ama evde de iki tane yaşlı insan. ne bir yerlere gidiyorlar, ne yazlık ne bir şey.
yalnız kalabilsem keşke.
öf.
çalışmak istemiyorsunuz, sürekli bir sigara içme isteği, zaman asla geçmiyor zaten.
akşam olsa da, evimin yolunu tutsam diyorsunuz içinizden ama evde de iki tane yaşlı insan. ne bir yerlere gidiyorlar, ne yazlık ne bir şey.
yalnız kalabilsem keşke.
öf.
bizim oradaki a101 e girdim bir gün. kasada bir kız. ben kadın halimle aman allahım dedim bu nasıl bir güzellik. cilt parlak, ağız burun biblo gibi.
çıktım işimi bitince. dayanamadım geri döndüm.
allah vergisi bir güzelliğiniz var söylemeden edemedim dedim.
"ya değil" dedi. "nasıl" dedim? "nasıl değil"..
estetikmiş yüzü boydan boya.
olsun dedim. güzel yapmışlar.
çıktım işimi bitince. dayanamadım geri döndüm.
allah vergisi bir güzelliğiniz var söylemeden edemedim dedim.
"ya değil" dedi. "nasıl" dedim? "nasıl değil"..
estetikmiş yüzü boydan boya.
olsun dedim. güzel yapmışlar.
tam olarak da durumum bu. yoksa benim gibi entelektüel, güzel, çekici, akıllı kadının burada ne işi var.
işte bunlar hep içimi nereye döksem de kimse okumasa sıkıntısı.
okusun ama tanımadıklarım okusun yani. okunmak istemesem gider ağlayarak günlüğüme yazarım.
işte bunlar hep içimi nereye döksem de kimse okumasa sıkıntısı.
okusun ama tanımadıklarım okusun yani. okunmak istemesem gider ağlayarak günlüğüme yazarım.
izlemedim, izlemeyeceğim.
Rebecca F. Kuang, Çin asıllı Amerikalı yazar ve çevirmen. "Haşhaş savaşı" üçlemesiyle tanınan Kuang, tarihi kurgu ve fantastik öğeleri ustalıkla harmanlar. 2023’te yayımlanan "Babel" ve "Yellowface" ile edebi başarılarını pekiştirmiştir. Eserleri, sömürgecilik, kimlik ve güç temalarını derinlemesine işler.
görsel
görsel
rebecca f kuang'a ait şu aralar Türkiye'de çok popüler olmuş bir kitap sarı yüz. bütün youtuber'ların elinde. ben tesadüfen keşfettim.
reklamlarda karşıma çok fazla çıkmaya başlayınca alayım artık dedim.
ünlü yazar arkadaşı, korkunç bir şekilde yanıbaşında ölünce, june onun taslak halindeki kitabını çalar ve bir anda çok satanlar dünyasında bulur kendini.
fakat bu sırrı bilen birileri vardır. ve june bir yandan yayın dünyasının kuralları ve girdabıyla boğulurken, bir yandan da bu sırrını korumaya çalışmaktadır.
kitap inanılmaz geriyor okurken, karakter zaten ilmek ilmek dokunmuş.
bir oturuşta bitirmedim ama etkilendim.
yarı otobiyografik bir roman olduğu söyleniyor internette. zaten yazar kitapta karakterlerden birini kendi dış görünüşünden yararlanacak yazmış sanki.
karakterin tipini okuyup yazar kimmiş diye bakınca, kendisini tarif etmiş gibi geldi bana.
reklamlarda karşıma çok fazla çıkmaya başlayınca alayım artık dedim.
ünlü yazar arkadaşı, korkunç bir şekilde yanıbaşında ölünce, june onun taslak halindeki kitabını çalar ve bir anda çok satanlar dünyasında bulur kendini.
fakat bu sırrı bilen birileri vardır. ve june bir yandan yayın dünyasının kuralları ve girdabıyla boğulurken, bir yandan da bu sırrını korumaya çalışmaktadır.
kitap inanılmaz geriyor okurken, karakter zaten ilmek ilmek dokunmuş.
bir oturuşta bitirmedim ama etkilendim.
yarı otobiyografik bir roman olduğu söyleniyor internette. zaten yazar kitapta karakterlerden birini kendi dış görünüşünden yararlanacak yazmış sanki.
karakterin tipini okuyup yazar kimmiş diye bakınca, kendisini tarif etmiş gibi geldi bana.
Bütün sözlüğü kozmetik katoloğuna döndürdü. Lütfen biri sarılıp elini ayağını tutsun.
şans getirir.
en fenası kulağına şiir okuyan, telefonla konuşurken şiir okuyan, sesli mesajla şiir okuyanlardır.
allahınız varsa kendi kendinize okuyun.
allahınız varsa kendi kendinize okuyun.
ya ne yaptın annenin odasındaki ojeleri mi yürüttün. bu nasıl pembe?
seçtiğin renkler de, bakımlı 80 yaş üstü teyze rengi.
acıkınca kesip yemek yaparım. neden uzak durayım?