bugün

göz göze geldiğiniz yılanın size dil çıkarması

işkence şeklidir.
evet dil çıkararak size bir nevi işkence çektirir.

eski zamanlarda yapılan işkence şekillerinden birine benzer.
esir olan şahsın ayak tabanının dersi yüzülür,sonra tuza bastırılır,
tuzlanmış olan bu ayaksa daha sonra keçiye yalatılır.
adam değişik hazlar, değişik hisler alarak ölür. keçi yaladıkça gıdıklanır,
gülme hissi duyar, fakat tuz adamın canını acıttığından, acı hissi de duyar.
aynı zamanda keçinin her dil darbesi adamı zevklendirir, seks yaparken emilen parmaklardan
duyulan haz çok başka olduğundan, adam bunu da yaşar. korku, tedirginlik, o, bu, şu derken
adam ölür...

gelelim yılana; o işin espirisi, sadece başıma gelen bir hadise.
benimde aynı anda yaşadığım farklı duygular.
köyde fındık toplamak için ağacın dalını eğdim. dala sarılmış olan yılanla göz göze geldim.
hani bazı anlar vardır. şaşırır kalırsın, şok geçirirsin, işte bende öyle dona kaldım.
dalı bırakıpta 3 adım kaçamadım. yılan bana bakıyor ben yılana bakıyordum. çok korkmuştum.
tam bu anda, sanki beni siklemez bir tavırla bana dil çıkardı. buda benim komiğime gitti.
ulan ayak üstü muhabbet edesim geldi hayvanla, kuruyan göllerden, azalan kurbağalardan
bahsetmek geldi içimden. sonra baktı ki ben salağın tekiyim. sıkıldı benden kıpırdamaya başladı. o anda telaşlanıp dalı bıraktım. uçtu gitti hayvancık.

korku hissi, mallık hissi, gülme ve ayrılık hissini bana yaşatarak çekip gitti.

10 saniye içinde beni benden alıp gitti...