bugün

kırklareli üniversitesi

yüksek lisans için başvurma gafletinde bulunduğum ve oradan koşarak uzaklaştığım üniversite.

eziyetli yolculuğumu kısaca anlatacak olursam; kırklareli, tekirdağ'a 1 saat uzaklıkta olmasına rağmen, direkt vasıta yoktur. dolayısıyla, önce edirne arabalarıyla babaeski'ye gittim. oradan istanbul yoluna, yolun kenarına minibüs bekler gibi çıkıp, istanbul'dan kırklareli'ye giden bir otobüse bindim. muavine de beni kırklareli üniversitesinde indirmesini tembihledim. allahtan yanımda birisi daha varmış oraya giden. kırklareli'ye varmadan bizi yolun kenarında indirdiler.

bir tane toprak yolun önünde tabela vardı. o toprak yoldan yürümeye başladık. yol üstünde şantiyeler, yol işçileri filan vardı. bir süre sonra onlar da kayboldu tarla tokat geldi önümüze. hatta yolun orta yerinden, fi tarihinden kalma bir demiryolu bile geçiyordu, otlar bürümüş. bu arada yanımızdan herhangi bir motorlu vasıta geçmedi. şurada başımıza bir şey gelse duyan olmaz diye, düşüne düşüne yarım saat yürüdük. Ve karşımıza kampüs çıktı.

Kampüste ne bir çevre düzenlemesi, ne bir yeşil alan, her yer ot içinde. Kapısında kantin yazan bir yere girdik. Düğün salonunu anımsattı bana, hemen geri çıktık. Dönüş yolunda da önümüze yılan çıktı.

Ve, anayola kadar hiç durmadan koştuk, ilk gelen otobüse kendimizi zor attık.

Sakın gitmeyin, tavsiye etmem.