bir delinin not defteri

çok haz aldım işimden... en keyifli seks bile bu kadar uçurmamıştı havalara. okuyan da sabah akşam sevişiyorum zannedecek. sor bakalım yaptın mı bir kere diye. şişşt! çok ayıp!

neyse, gelelim sadede. şimdi efendim, insanın sevdiği işi yapması lazım şu hayatta. hele sevdiği yoksa insanın, iş aşkı yaşar insan sevince işini. mesela ben. proje aşağı, proje yukarı. tamam arada kaçamak yapıyorum. tek gecelik flörtlerim oluyor ara sıra. ama kimse işimin önüne geçmedi şu ana kadar. geçen olursa zaten işime ara verip, evlenip, çocuk yapacağım o heriften. o çocuk da en iyi projem olacak. hatası, eksiği olmayan bir proje.

bu arada lafı açılmışken karar verdim, artık sabit sevgili yapmayacağım; canımı sıkana, şut ve gol sayın seyirciler!

velhasıl geri dönelim işe. nereden açıldı bu konu?
bu gün yaptığım bir restauranta gittim. son hazırlıklar, açılışa beş kala... bitti sonunda. insanlar hayran, ben hayran. çizerken hayal etmiştim ama bu kadar iyi olacağı aklıma gelmemişti. süperim lan! en iyi benim! şahaneyim! bir taneyim!
bu kadar narsistlik yeter sanırım.

şu hayatta kalıcı bir sürü eserim var bunun gibi, ama ilk defa birinin içinde gezdim, dolaştım. kokusunu çektim ciğerlerime. tozunu yuttum. ama çok güzeldi.

çok haz aldım işimden... en keyifli seks bile bu kadar uçurmamıştı havalara.

şimdi restaurantımın milim milim tasarladığım terasından yazıyorum bu yazıyı.

neyse,
seni aramayacağım.
çayımı yudumlayacağım restaurantımın terasında.

hadi, öptüm!

10.08.2010
şekerpınar, kocaeli