bugün

12 haziran 2010 güney kore yunanistan maçı

yunanistan'nın nasıl avrupa şampiyonu olduğunu bana bir kez daha düşündürmüştür bu maç. 75. dakikadan sonra hareketlense de yunanistan, bir tane kaleyi bulan doğru düzgün şutları yoktu o ana kadar. ceza sahası içinde sırtı kaleye dönük oynayabilen herhangi bir bölgenin adamı olmadığını da gördük. ne forvet, ne orta saha oyuncusu, kaleye sırtı dönük oynayamıyor. orta saha ve defans oyuncularının en iyi yaptığı şey, adam biçmek, top şişirmek, kaleciye geri pas... öte yandan bir kore var ki ortada, akıllara zarar. öncelikle "ben" olgusu yok. ben öne çıkayım, hep top bende olsun, star olayım, milletin gözü üstümde olsun... diyen yok. top her zaman olması gereken insanda, bam güm uzaktan şutlar çoook nadir ve top en son olması gereken kişiye gidiyor... süper bi futbol anlayışı. son vuruşu yapan, pozisyon itibari ile yapması gereken kişi haricinde bireysel olayım kısaca bencil olayım diye düşünen yok. takım oyunu. ki böyle olunca seyir zevki muhteşem bir maçı bize izletti kore'liler. gerçekten de teşekkür ediyorum kendilerine.

ve bir çoklarımızın düşündüğü gibi, bu yunanistan dünya kupasındayken, türkiye'nin tv başından maçları izlemesi üzücü. hatta, cezayir, honduras, yeni zellanda, slovenya, sırbistan... gibi takımlar kupada yer alırken türkiye'nin olmaması gerçekten ayıp.