bugün

doom

yıllar önce, bilgisayar denilen icadın aileler için çok matah olduğu dönemlerde, okulumda bilgisayar dersi olmasının da etkisiyle sahip olduğum bilgisayarımda oynadığım ilk oyunlardan biridir doom. yıllar yılları kovaladı, her sektör gibi oyun sektörü de kendini geliştirdi, yeniledi, doom ile başlayıp, doom 2 ile devam eden aksiyon son olarak doom 3 te doruk noktasına ulaştı. itiraf etmem gerekir ki; doom 3 beni şu yaşıma kadar en fazla etkileyen, korkutan, heyecanlandıran oyunlardan biri oldu. ama gelin görün ki beni korkutan doom'un ne boğucu, karanlık atmosferi, ne sesleri, ne de cehennemden fırlamış gibi duran yaratıklarıydı. doom'u her oynayışımda, henüz üçüncü sınıfta minicik ufacık bir öğrenci iken, ödevimi yapmak yerine bilgisayar başında canavarlara ayarı verdiğim sırada, babamın karanlıkları yaran tokadının ensemde şak diye patlaması gelir aklıma. aradan yıllar geçti, biz büyüdük, baba falan da yok artık ama hala oynarken işkillenirim, o tokat yine enseme inecek diye.