bugün

sult

norveç fanatiği bir veletken defalarca okuduğum, kütüphaneye bıraktıktan sonra günlerce ağladığım, geçenlerde "dolabımda bulunsun, almışken bi' daha okuyayım" deyip dandirik bir yayınevi baskısını aldığım muhteşem roman. bu kısım fazla subjektif oldu. şöyle söyleyeyim, hastalıkta veyahut açlıkta kişiye fayda sağlayabilecek bir eserdir.

entrynin bundan sonraki kısmı hafif spoilerlı gözükebilir, uyarayım.

efendim knut abimiz günlerce aç kaldıktan sonra birkaç parça bir şey buluyor. yiyor fakat midesi yediği gibi atıyor. ben hastayım mesela şu ara, 2 gündür 2 bardak su içtim, başka bir şey yok. içtiğim suyu da kusuyorum hemen. doktora gidemiyorum, yolda ortalığı rezil ederim zira. düşündüm sabah, dedim "ulan niye sürekli kusuyorum?". sonra kafama dank etti. 2 gündür ağzına bir lokma koymamışsın, ne bilsin olm yemek?

bu noktada, bir abimizin knut abimize verdiği tavsiye geldi aklıma. yamulmuyorsam sıcak sütle birlikte kırmızı et önermişti. cezveyi bulduğum vakit sıcak süt içeceğim, ha işime yaramazsa sçtık.