bugün

avatar the last airbender

seride geçen dört halkın genel özelliklerine bir göz gezdirelim.

dört millet doğanın tamamını temsil ediyolar.

ateş ırkı*
elinden, orasından, burasından fütürsuzca kıvılcımlar, ateşler, ateş topları çıkartıp durabiliyorlar.

su kabileleri*
bu yavrucaklar suyla bir topmuşcasına bir ipmişcesine oynayabiliyorlar. kızınca dalga çıkartıp denizi bulandırıyor, sevinince şipi şipi suları neşeyle bir oraya bir buraya saçıyorlar.

toprak krallığı*
toprağı istemdışı oynatmak diyince akla ne geliyorsa, bunlar yapıyor kardeşim. misal hapishanelerinde asla kapı yoktur. toprakbükücü gelir istediği bir yerden kendine kapı açar, içerdekini bir güzel pataklar, gözüne filan kum kaçırtır, sonra defol olur gider.
ayrıca en çok korkttukları durum okyanusun ortasında kalmaktır o zaman senden benden bir farkı kalmaz bunların, köyümü isterim diye türkü çığırırlar.

geldiik hava göçebelerineair nomads
bu vücutları doğuştan mavi oklarla dövmelenmiş kader mahkumları havayı duruma göre bir top şekline sokarak, kimi zaman yelkenlerine rüzgar olsun da hızlı hızlı gidebilsinler diye bükerler. dört ırk arasından uçup kaçabilen tek ırk bunlardır. bir görsen nasıl dost canlısıdırlar ki sorma gitsin. bunların hayvanları da kendileri gibi dost canlısı ve oldukça yeteneklidir. mesela bir appa vardır uçan bizon. bizon dediğime bakma mamut gibi bir şey altı ayağı, dev kuyruğu, başıyla başlı başına bir apartman.

neyse efenim dört ırkın genel özellikleri böyle.