bugün

papalagi

kendi adasından hiç çıkmayan ve uygarlığımızı tanımayan batı samoa yerlilerinin reisi misafir olarak gelir, gezer, inceler ve dünyamızı görür, tanır, sonra da dönüp yerli kardeşlerine anlatır;

"Her Papalagi'nin bir mesleği vardır. Bunun ne olduğunu anlatmak pek kolay değil. Aslında çok istenmesi gereken, ama hiç istenmeyen bir şey gibi. Bir meslek sahibi olmak sürekli aynı şeyi yapmak demektir. Mesela ellerimle kulübe yapmaktan, hasır örmekten başka hiçbir şey yapmasam, kulübe yapmak ve hasır örmek benim mesleğim olurdu...
Papalagi'nin, nehrin dibinde yatan taşlar kadar çok mesleği vardır. Yapılan her iş bir meslektir. Birinin ekmek ağacının solmuş yapraklarını toplaması bir meslektir. Birinin yemek kaplarını temizlemesi de meslektir. Bir şey yapılıyorsa orada bir meslek var demektir. Elle ya da kafayla. Kafanda düşünceler olması ya da yıldızlara bakmak da meslektir...
Örneğin bir Papalagi, ben bir tussi-tussi'yim diyorsa, başkalarına mektup yazmak dışında hiçbir şey yapmıyordur demektir. Uyku döşeğini kaldırıp katlamaz, aşevine gidip kendine bir meyve kızartmaz, kendi yemek kaplarını temizlemez. Balık yer, ama balık tutmaz, meyve yer ama ömründe ağacın dalından tek bir meyve bile koparmaz. O başkalarına tussi yazar, çünkü tussi-tussi bir meslektir...
işte, böylece rengarenk bir tussi yazabilen birinin kanoyla nehre açılması ve geri dönmeyi bilmesi gerekmez. Meslek sahibi olmak, yalnızca koşmak, yalnızca tat almak, yalnızca savaşabilmek demektir. Yalnızca bir şey yani.
Bu, yalnızca tek bir şey yapabilmek büyük bir eksiklik ve tehlikedir. Çünkü herkes günün birinde kanosunu nehirde yüzdürmek zorunda kalabilir."
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar