ikinci mahmud

Osmanlı'nın başına geçmiş en tilki ve en zeki padişahlardandır.
II. Mahmut, şehzadeliği sırasında, sultan olan amcası III. Selim tarafından himaye edilmiş ve eğitimiyle bizzat ilgilenilmişti. III. Selim tahttan indirildikten sonra ise, tahta çıkan IV. Mustafa tarafından katledilmek istenmiş fakat Harem'deki kadınlardan birisinin sayesinde çatı arasına kaçarak canını zor kurtarmıştır. Mehmet Alkan hoca bu olayı, Harem'in Osmanlı siyasetindeki son etkisi olarak adlandırır. Devam edersek, Şehzade Mahmut, istanbul'a III. Selim'i tahta çıkarmaya gelen Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşatarafından, III. Selim daha önceden katlolunduğu için, tahta çıkarılmıştır. Bu noktadan sonra izlediği siyasetse takdire şayandır:
Tahta geçtiğinde, siyasi bir desteğe haiz olmayan ve Yeniçeri güruhunun da pek iyi gözle bakmadığı Mahmut, iktidarını sağlamlaştırmak için askeri güce ihtiyaç duyuyordu. O askeri güç ise, dönemin feodal beyleri olan ayanlarda vardı: Böylece Mahmut, sultanlığını korumak için, ayanlarla Sened-i ittifak adı verilen antlaşmayı imzalamıştı. Ayanların, bu antlaşmayı imza etmek için şehre gelişleri de oldukça görkemliydi: Birbirinden ilginç kıyafetlere haiz hassa askerleriyle kente gelen ayanlar, aslında Mahmut'un gövde gösterisi niteliğindeydi. Bir süre sonra, iktidarını sağlamlaştıran Mahmut, mutlak egemenliğini sağlamak için ayanlarla hesaplaşmak zorunda olduğunu biliyordu: Ayanları görüşme bahanesiyle bir araya topladı ve onlardan ani bir biçimde kurtuldu: Hepsini öldürttü. Birkaç ayan hariç* artık mutlak otoriteye sahipti. Yeniçerilerle de hesaplaşmak için bekleyen Mahmut, amcası Selim'in düştüğü hataya düşmemek için en uygun anı kolladı ve Yunan isyanı sırasında askerlerin isteksiz savaştığı propagandasının da yardımıyla 1826 yılında harekete geçti Halktan da destek alarak Yeniçerilerin kökünü kazıdı. Vakayı Hayriye sonrası şehirde yaşayan tüm Yeniçeriler katledildi ve hatta mezarları bile bozuldu. Fakat bu olay, henüz o sırada devam eden Yunan Savaşı'nı olumsuz etkiledi çünkü elde doğru düzgün bir düzenli ordu kalmamıştı. Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla bir ordu kurdu fakat bu ordu hemen faaliyete geçemedi.
Mahmut, nazarımda devletin üçüncü kurucusudur, Osman Bey ve Fatih'ten sonra. Kendisi döneminde, Cumhuriyet dönemine de taşınacak olan bürokratik yapıların temeli kuruldu. Modern anlamdaki orduya benzeyen bir ordu yapısı teşekkül etmeye çalıştı. Postane, çiçek aşısı, tulumba ekibi vb gibi birçok yeniliğe imza attı. Kısacası, Osmanlı imparatorluğu bir müddet daha düşe kalka varlığını idame ettirdiyse bunda hiç kuşkusuz en büyük hisselerden birisini Mahmut'a vermeliyiz.